Şeyhin Poyraz’ı öldürtmek üzere gönderttiği Kerim ve Peri, uzun zamandır yaptıkları planı Nişancı Veli’den korktuklarından ve Poyraz’ın iyiliklerinden utandıklarından bir türlü gerçekleştiremezler. Ancak başka çareleri yoktur ya Poyraz ölecektir ya da kendileri. Birkaç gün Hayırsız Adaya sığındıktan sonra açlık onları bitap düşürünce tekrar geri dönerler. Her şeyi bilmelerine rağmen Nişancı Veli ve Poyraz başta olmak üzere herkes onları yeniden bağırlarına basar.
Ağaefendinin Girit’e dönme arzusu Zehra’nın canına tak etmiştir. Adada kalarak Poyraz’la evlenmesinin tek yolu babasıyla Melek Hatunun evlenmesini sağlamaktır. Babasının kişiliği gereği aşkını ilan etmesi mümkün görünmediğinden durumu Melek Hatuna açar. Melek Hatun da reddedilme kaygısına karşın menekşeler çiçek açtığında durumu Ağaefendiye açacağına söz verir.
Günlerden bir gün adaya Kökboya Ocağına mensup yakışıklı bir genç olan Ali Hüseyin gelir. Zehra’nın kardeşi Nesibe ile aralarında ilk görüşte büyük bir aşk başlar. Ali Hüseyin kökboya götürmek için Yağcıbedir Yörüklerinin yaylasına gitmek için adadan ayrılınca Nesibe’ye onu sabırsızlıkla beklemek düşer.
Ağaefendi memleket özlemini beş yüz yıllık bir zeytin ağacına anlatarak rahatladığı günlerden birinde balıkçıların piri Hıristo Reisi görür. Nişancının teknesinin esas sahibi olan Hıristo, Çanakkale Savaşında sol kolunu kaybetmiş bir gazidir. Mübadele haberinden sonra ailesiyle yakınlarındaki küçük bir adaya saklanmıştır. Hıristo’nun orada kalması için herkes bir çare peşindedir. Sakalını kestirip ona yeni bir nüfus kâğıdı çıkartırlar. Onu çok seven ve bir gün geri döneceğini bilen Kayalı köylüleri de aileye kocaman bir köşk yapmıştır.
Menekşeler çiçek açtığında Ağaefendi ile Melek Hatun evlenir. Adaya gelen Süleyman’dan Şeyhin öldürüldüğü ve Selahattin’in kral olduğu haberini alırlar. Artık Poyraz ve Zehra’nın korkacakları hiçbir şey kalmamıştır. Zehra ve Poyraz nişanlanırlar. Kerim ve Peri de zoraki görevlerinden kurtulmuşlar, özgürlüklerine ve mutluluklarına kavuşmuşlardır. Ali Hüseyin ailesiyle adaya geri döner ve Nesibe’yle evlenmek için Ağaefendiden izin ister. Üç gün süren düğünden sonra Nesibe adadan ayrılarak Toroslara gider. Lena’nın iki oğlu da adaya sürpriz bir ziyarette bulunarak Lena’yı sevince boğar. Tüm bu güzel olaylardan sonra seri üzücü bir olayla sona erer. Hıristo Reis ve ailesi Kayalı Köyündeki köşküne yerleşmelerinin yirmi beşinci gününde jandarmalarca gemiye bindirilerek Yunanistan’a gönderilir. Hırısto’nun orada güzel bir ev yapıp yerleşmesinin ardından köylüler ona geri dönmesinin yolunu bulduklarını haber vermek için yanına giderler. Ancak Hıristo artık mücadeleden yorulmuş, deniz kıyısında yaptırdığı çardaktan ölünceye kadar Anadolu’yu seyretmiştir.
Bir Ada Hikayesi dörtlemesinde Yaşar Kemal, Kurtuluş Savaşından Cumhuriyetin ilk yıllarına kadarki süreçte siyasi, askeri, ekonomik ve sosyal sorunların farklı kimlikler üzerindeki etkisini göç izleği üzerinden anlatmıştır. Bunu yaparken yaratmak istediği ütopik dünya için mekân olarak “ada”yı seçmiştir. Ancak bu ütopik adada her zaman iyi şeyler olmaz. İyilikler kötülüklerle bir aradadır. Lakin neler yaşanırsa yaşansın umut her zaman başroldedir. Romanlarının hepsinde olduğu gibi bu seride de doğaya kişilik kazandıran usta yazar, yıkımı ve yeniden inşayı anlatırken doğanın desteğini yine es geçmemiştir.
Bir Ada Hikayesi 4 - Çıplak Deniz Çıplak Ada Konusu
Yaşar Kemal’in mükemmel Bir Ada Hikayesi dörtlemesi serinin dördüncü ve son kitabı olan Çıplak Deniz Çıplak Ada ile son buluyor.
Serinin ilk üç kitabı olan Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana, Karıncanın Su İçtiği ve Tanyeri Horozları büyük beğeni toplamıştı ve dördüncü kitap da büyük bir merak uyandırıyordu.
Savaşlardan ve sürgünlerden dolayı Yunanlıların terk ettiği bir adaya yerleşen ve burada kendilerine yeni bir dünya yeni bir hayat düzeni oluşturmaya çalışan insanların hikayesini anlatan kitap Yaşar Kemal’in yeni bir yeniliğini de taşıyor.
Eğer henüz okumadıysanız gerçekten okunması gereken ve klasik romanlar dizilerinden birini oluşturacak kalitedeki bu kitapları okumanızı tavsiye ederim.
Bir Ada Hikayesi 4 - Çıplak Deniz Çıplak Ada Soruları ve Cevapları
Bir Ada Hikayesi 4 - Çıplak Deniz Çıplak Ada kimin eseri?
Yaşar Kemal
Bir Ada Hikayesi 4 - Çıplak Deniz Çıplak Ada türü nedir?
Yerli Romanlar
Bir Ada Hikayesi 4 - Çıplak Deniz Çıplak Ada kaç sayfa?
272
Bir Ada Hikayesi 4 - Çıplak Deniz Çıplak Ada Yorumları
okumadım..ama okuycam.merak ediyorum..
19-01-2013 15:38
güzel gibi ama karışık...
15-03-2013 19:53
berbat ve sıkcı bi kitap başarısız buldum
16-03-2013 19:13
edebi kitap tanıtımı yapmam gerekiyor bildiğiniz yararlanabileceğim bir site var mı
21-03-2013 21:38
Ya abi ben romanın özetini istedim siz gidip serilerin özetini yapmışsınız ve baktım vikipedia nın bilgilerini olduğu gibi çalmışsınız
26-03-2013 01:36
sapık bi kitap okumayınn
28-03-2013 18:21
bu ne yaa özet değilki bu
28-03-2013 18:22
çok karışıl bi kitap tam konuya alışmışken o konu uçup gidip başka bi konuya giriyor serilerin en kötüsü bence
28-03-2013 20:35
cok karmaşık bir kitaptı konudan konuya atlanmış
21-04-2013 12:29
ilk üç kitabın heyecan ve lezzti yok, çok karmaşık ve sıradan buldum, hikayenin devamı gibi ama anlamsız
25-04-2013 10:16
kalemine saglik ey buyuk usta
28-04-2013 21:55
bune ne karısık bı kitap bu okuyorum 27 deyım hıcbı anlamadım gibi kitap bee yazıklar olsun bee 11
ilk ucunu okudum muthis ti sanki orada kendim yasadim yenisinide olacam butun yasar kemalin hikayeleri insani kendi dunyasina cekiyor
09-02-2014 20:55
Sevgili Yasar Kemal in bana. gore Turkiyedeki en buyuk yazarin ellerine ve yuregine saglik. Bir ada hikayesi dortlusunun sonuncusudur bu kitap hepsini okudum ve cok begendim. Ilk ucunu okumayanlar icin anlasilmaz olabilir.
29-10-2014 15:59
gelmiş geçmiş en berbat roman aklınız varsa vaktininzi harcamayın
11-01-2015 19:52
kitap güzel değil miş
sevmedimm
22-02-2015 19:00
ilk 3 kitabi okumadiysaniz bisey anlamamaniz normal ama yaşar kemal gibi büyük bir üstada yapilan yorumlar çok acimasizca biraz saygi...
07-04-2015 00:37
ben de aldım super tafsıye edıyorum karadenızdeen aldım hatta ve adana yasıyorum
06-03-2016 08:34
kitabın türü roman mı acaba yoksa farklı mı?
21-08-2019 14:33
kitabın anlaşılmazlığından dem vurmuş yorumcular. arkadaşlar ilk üç kitabı okumadan doğrudan bu kitapla başlamak gibi bir hata yaparsanız tabi ki hiçbir şey anlamazsınız. süre gelen bir hikayenin son parçası bu kitap. o yüzden burdaki yorumum tüm hikaye üzerine olacak.
şimdi öncelikle kitabın en sevdiğim özelliği savaş sonrası insanların yaşadığı o travmaları muazzam anlatması. savaş neden kötüdürün cevabı özellikle fırat suyu kan akıyor baksana adlı ilk kitapta fazlasıyla mevcut. ancak bu savaşı anlatırken tıpkı kemal tahir gibi yaşar kemal de bize bilmediğimiz, bize gösterilmeyen bir pencereden baktırıyor olaylara. çanakkale, sarıkamış ve dumlupınar üzerine yaşananlar tüyleri diken diken ediyor. savaş sonrası anadolu'nun çalkalanması, yeni bir düzen tutturma arayışı ancak bu kadar hissettirilebilirdi diye düşünüyorum.
yaşar kemal kelimelerini anlayabilmek için ilk başta belki bir sözlük kullanmak gerekebilir ama hikayede ilerledikçe artık kelimeleri siz de içselleştireceksiniz. özellikle yazarla özdeşleşen uzun betimlemeler bu hikayede de kendini sıkça gösteriyor.
kitabın sevmediğim özelliği ise özellikle son kitabın aceleye getirilmiş olması hissiydi. diyaloglar bazı bazı anlamsızlaşıyordu. ilk kitabın tadını maalesef diğer kitaplarda bulamıyoruz. ana karakter diyebileceğimiz karakterlerin zaman zaman silikleşmesi ve yok olup gitmesini de pek sevmedim. ancak kitabı bir ana karakter üzerinden okumamak lazım belki de. her karakter aslında sırayla kendi hikayesini anlatıyor ve bu insanlar bir adada bir araya geliyorlar. olaya bu şekilde bakılmalı bence.
yaşar kemal büyük bir değer. benim okuduğum ilk serisi bir ada hikayesi oldu. ileride yine başka serilerini de okumak istiyorum. türk edebiyatının inci tanesidir yaşar kemal ancak bence kişilerin olgunluk zamanlarında okunmalı.
09-01-2020 21:13
umarım serinin devamı gelir lütfen gelsin böyle bitmesin