Usta yazarımız Yaşar Kemal Ağıtları çeşitli yörelerden derlemeye başladı. Doğduğu köyde de ölülere ağıt yakılırdı. Bu gelenek çocukluktan bu yana sürüp gelirdi. Kahramanmaraş'ta yaşayan iki kız kardeş çevrede kâğıtçılıkta ünlenmişti. Onlar hangi ölüye ağıt yakmaya gitmişlerse o ölü sağlığındakinden daha çok değer kazanıyor, saygınlaşıyordu. Onların ağıtları dillerden dillere de dolaşırdı. Yaşar Kemal Abidin Dino ile tanıştıktan sonra derlediği ağıtları yayımlamaya karar verir.
İnsanlar ölümle karşılaşınca korkar ve inanamaz. Ölüm, insan soyunun en çok uğraştığı macerası olmuştur. İnsan soyu bilinçlendiğinden bu yana ölümsüzlüğü aramış, ölümü yenmek için yapmadığı kalmamıştır.
Ve ölüm törenleri, buna bağlı olarak da ağıt törenleri o günden bugüne kadar sürüp gelmiştir. Ağıt ölüme karşı insanlığın sığındığı limanlardan biridir. Ölüme karşı etkili bir direniştir.
Bütün topraklarda doğum törenleri, düğün törenleri olduğu gibi ölüm törenleri de olmuştur. Bu ölüm törenleri her toprakta kendine göredir. Türlü özellikler gösterir.
Ağıtlar umumi söyleniş şeklinden başka şekillerle de söylenebiliyor. Bunları da teker teker açıklamaya çalışırsak eğer;
1- Ölünün, başka köyde bulunan tanıdıkları baş sağlığı için geldikleri zaman, ağıt söylenir.
2- Bir insan, öleceğini bilirse, ölmeden evvel kendisi için ağıt yakabilir.
3- Zengin ölü sahipleri para vererek, tanınmış halk şairlerine ağıt yaktırırlar.
4- Uzakta, öldüğü duyulan bir büyük, bir akraba, bir tanıdık için de ağıt yakılır.
İlk ağıdımız YEMEN AĞIDI: 1911’de Mehmet ve Memiş adlı Çukurovalı iki kardeş asker olarak Yemene gidiyorlar ve bir daha dönmüyorlar. Bu ağıdı, şehitlerin bacısı yakıyor.
Ağıttan bir mısra şu şekildedir.
Gara çadır is mi dutar
Martin tüfek pas mı dutar
Ağlıyalım anam bacım
Elin gızı yas mı dutar
LADIFLARIN AĞIDI (Rediflerin Ağıdı):
Kırşehir’in Kaman kazasından bir ailenin dört oğlu da asker oluyor ve Kars hezimetinde dördü de şehit düşüyor. Bu ağıt, anaları Emine tarafından yakılmıştır.
Ana ağlar bacı ağlar
Ağ gelinler gara başlar
Hep gapandı böyük evler
Goca galdı garıyınan
KOZANOĞLUNUN AĞIDI:
Kozanoğlu Ahmet Paşa ve kardeşi Yusuf Ağa devlete isyan etmişlerdi. Yapılan muharebede Yusuf Ağa asker tarafından öldürülmüş, Ahmed Paşa da esir düşmüştür. Bu ağıt, akraba kadınları tarafından Yusuf Ağa için yakılmıştır.
Amanın böyle olur mu
Oğul babayı furur mu
Padişah esgerleri
Bu düyne size galır mı
(Amanın böyle olur mu, oğul babayı vurur mu, padişahın askerleri, bu dünya size kalır mı.)
AHMEDİN AĞIDI: Kozan köylerinden birinde, ihtiyar bir kadının biricik oğlu, düşmanları tarafından 40 yıl önce öldürüldüğünde, anası ağıt yakar.
Efesini bana verin
Ben belime sokucuyum
Ehmed oğlum düğün gurmuş
Ben halaya çıkıcıyım.
Bu ağıtta Oğlunun bekar olduğunu halay kuracağını efesini beline takacağını söylüyor.
BEBEK AĞIDI: Bebek Ağıdını kimin söylediği, hangi tarihte söylendiği, söyleyenin hangi köyden olduğu bilinmemektedir.
Bebek Ağıdındaki olay şöyledir: Bir bey oğlunun, evlendikten sekiz sene sonra, bir çocuğu oluyor. Çocuk altı aylık kadarken yaylaya göçülüyor. Yolda, bir devenin üstünde bağlı bulunan beşik, çam dallarından birine takılıp kalıyor. Beşiğin çam dalında kaldığını, çocuğun anasından başka kimse görmüyor. O da önünde giden kayın babasına bu vaziyeti söyleyemiyor. Çünkü onunla konuşamıyor. Anadolu'da “gelinlik” adeti vardır. Gelin, kayın babası, kaynanası ve kocasının akrabaları ile konuşmaz. Onların suallerine baş işaret ile (hayır) veya (evet) der. Gelinin yukarıda saydığımız akrabalarla konuşması, bir terbiyesizlik addolunur.
Sonra, beşiğin çamda kaldığını kocasını görünce söyleyebiliyor. Geri dönüp beşiği buldukları zaman bebeğin gözlerinin kuşlar tarafından oyulmuş olduğu görülüyor. Bu ağıdı, bebeğin anası orada yakıyor.
Deveyi deveye çatdım
Örkünü üstüne atdım
Alamadım bebek seni
Gay’nbabamdan hicab ettim
Bu ağıtta tam olarak bebeğini alamadığını ve bunu kayın pederine söylemeye utandığını anlatıyor.
EMİNENİN AĞIDI: Andırın Müftüsü Hacı Ömer Efendinin oğlu Köse Müftünün karısı öldüğünde, 1920 yılında, kadının bacısı tarafından yakılan ağıt.
Boyu uzun beli ince
Var mı bacımın gusuru
Bulaman bacım gimisin
Efendi gezsen Mısırı
HACI VELİNİN AĞIDI:
Andırın kasabasından Hacı Veli adında biri, kayıkla Ceyhan nehrini geçerken suya düşüp boğuluyor. Bu ağıdı ağası, tahminen 20 sene evvel, söylüyor.
Gıvranın gemiye gelin
Atının hamını alın
Şimden keri gelmez gayrı
Asılın asılın ölün
Her devrin yazarı olan üstadımız Yaşar Kemal yine kalitesine uygun ve de hiç örneği bulunmayan bir kitap yazmış. Yöresel kelimeler için sözlükte bulunuyor kitapta. Değişik yörelerden değişik hikayelere tanıklık etmek çok acı.
Yazan: Dua Ceren
Ağıtlar Soruları ve Cevapları
Ağıtlar kimin eseri?
Yaşar Kemal
Ağıtlar türü nedir?
Deneme
Ağıtlar kaç sayfa?
272
Ağıtlar Yorumları
roman diye aldım kötü çıktı okurken içim acısı resmen
07-11-2017 17:43
çok güzel bir eser çoğunu not aldım yeri geldikçe sosyal medyada paylaşıyorum herkese tavsiye ederim
04-02-2019 19:33
ağıtlar yaşar kemalin en kötü kitabı okurken çok sıkıldım bana göre pek olmamış
21-02-2020 22:39
zevkler değişir seven vardır eminim ama benim içimi daralttı