İsmail Ağa ve ailesi savaştan kaçarak diyar diyar gezerler. Tüm mal mülklerini yiyecek almak için harcarlar. İsmail Ağa’nın annesi hastadır ve göç eden diğer insanlara da bakmak zorundadır. Başka satacak bir şeyleri kalmadığı için son çare İsmail Ağa’nın karısının altın kemerini bozdurmaya karar verirler. İsmail Ağa karısının kemeri elinde köy köy gezer. Bir tütün tüccarına rastladığında tüccar ona Haşmet Bey’den bahseder. Haşmet Bey’in kızı için eşi benzeri olmayan bir kemer aradığını anlatır. İsmail Ağa hemen Bey’in evine gider ve kemeri ona verir. Haşmet Bey kemeri çok beğenir ve İsmail Ağa’ya kese kese altın verir. İsmail Ağa elinde altınlarla ailesinin yanına döner. Savaş bittikten sonra kendilerine bir yurt aramaya başlarlar. Çukurova’ya doğru gelirlerken yolda bir çocuk sesi duyarlar. İsmail Ağa’nın annesinin dikkati sayesinde yaralı çocuğu bulurlar. Çocuk hem çok yaralı hem de kokuyordur. Anne onu iyileştirmekte kararlıdır. Çocuğu yıkar şifalı bitkilerden ilaç yapar ve besler. Çocuk iyileşirken anne vefat eder. İsmail Ağa Salman adını verdikleri çocuğu da yanlarına alarak karısı kardeşi ve kalan ailesiyle birlikte Haşmet Bey’in önerdiği Arif Saim Bey’in kapısına gider. Arif Saim Bey Haşmet Bey’in dostuna yardımcı olmak için Ermenilerin boşalttığı büyük köyü ve çiftliği vermek ister. Fakat İsmail Ağa kabul etmez. Annesinin tembih ettiği gibi bozulan kuşun yuvasına yeni yuva yapılmaz diyerek reddeder. Arif Saim Bey sinirlenerek onu ve ailesini çorak yılan çiyan dolu köye yollar. Köylüler İsmail Ağa’ya ev yapıp oturturlar. İsmail Ağa sık sık yardıma muhtaç insanlara yardım eden bir adamdır. Köydeki herkes ona saygı gösterir. Zenginliği hakkında türlü hikayeler efsaneler anlatılırken İsmail Ağa’nın altınları biter. Ailesine bakabilmesi için köydeki Memik Ağa’nın tarlasında çalışmaya başlar. Durumu düzeldiğinde oradan ayrılır. Çalıştığı sıralarda Kökçü Halil ile çalışır. Halil para kazanmak için gurbete gelmiş bir adamdır. Yedi yıldır Memik Ağa’nın kapısında çalıştığını ve onda biriken parayı alıp köyüne döneceğini söyler. Fakat Memik Ağa karşısına gelen Halil ve arkadaşı Hasan’a paralarını vermez. Bu duruma sinirlenen Halil ve Hasan İsmail Ağa’dan aldıkları borç parayla önce evlerini ziyaret eder sonra da silah alırlar. Aldıkları silahlarla Memik Ağa ve ailesini öldürürler. Evlerini ateşe verirler. İsmail Ağa ne kadar vazgeçirmeye çalışmışsa da Halil intikamını alır. Bu sırada Salman da büyür babası saydığı İsmail Ağa’nın kapısında gece gündüz nöbet tutmaya başlar. İsmail Ağa’nın Mustafa adında bir oğlu olur. Mustafa ve köydeki arkadaşları Salman’dan çok korkarlar. Salman’ın herkesi öldüreceğini söyleyip dururlar. Salman’ın köyde rastgele ateş ettiği bir gün çocukların hepsi korkudan kaçar saklanırlar. Tüm köylü İsmail Ağa’ya dert yanar çocuklar günlerce aranır. İsmail Ağa çocuklar bulunduktan sonra Salman’ın silahlarını elinden alıp çiftliğe sürer. Salman orada Dal Emine adındaki kadınla beraber olur. Dal Emine daha önceden İsmail Ağa’yı sever fakat İsmail Ağa onunla evlenmez. Tüm köy Salman ve Dal Emine’nin arasındakileri öğrenir ve Salman babasının ona kızacağını düşünerek üzülür. Hikayenin sonuna geldiğimizde ise Salman bir gün Arif Saim Bey’in arabasına biner ve çiftliğe döndüğünde babamı öldürecekler deyip durur. Kimse onu sakinleştiremez. Salman köye, babasının evine cesaretini toplayıp döner ve bir anda elindeki hançerle babasını birkaç kez bıçaklar. Sonra da kaçar.
DEĞERLENDİRME
Yaşar Kemal eserleri sevilen ve başarılı bulunan bir yazardır. Gerek betimlemeleri gerek yazdığı dönemlerin şeffaflığı haklılık payını ortaya koyuyor. Ağalık, beylik, sömürülen haklar ve köylünün her şeyi efsaneleştirerek anlatması ön plandaydı. Fazla uzun olması ya da detayların yoğun anlatımı sıkabilir fakat bittiğinde değeceğine emin olabilirsiniz.
kitabın güzel bir anlatımı var ama seri için olması gereken merak fazla uyanmıyor ben de uyanmadı ikincisini okurmuyum bilmiyorum ancak okuyacak kitap bulamazsam bir bakarım