“Istıraplar sonsuzdur, oysa sevginin bir sınırı vardır.”
Vadideki Zambak ilk kez 1836’da yayınlanan ve yazarın en verimli zamanlarından birine denk gelen başyapıtlarından biridir. Vadideki Zambak için bir imkânsız aşkın ve ıstırabın romanıdır demek yanlış olmaz. Romantik pasajların yanı sıra felsefe, din ve tabiat da yoğun oranda işlenmiştir. Balzac, ıstırabı her açıdan incelerken karakterlerle beraber okuyucuyu da kitapta zaman zaman ikilem içerisinde bırakmıştır. Şehvetli aşk mı kazanmalıdır, kutsal aşk mı? Vücudun sevgilisi mi galip gelmelidir, ruhun sevgilisi mi ?
Romanın çoğunluğu Fransa’nın Touraine eyaletinde, “toz haline gelen binlerce insanın yattığı ve şimdi ruhlarıyla aydınlattıkları” bir vadide geçer. Başlangıçta ağabeyi Charles’ın aksine ailesi özellikle annesi tarafından ilgisiz davranılan ve ihmal edilen Felix’in Pont-le Voy’da yatılı okul günlerinden bahsedilir. Aristokrat bir ailesi olmasına rağmen yeterli miktarda maddi olanak sağlanmayan ve yetersiz beslenen Felix, yaşıtlarına göre cılız bir çocuktur. Daha sonra 15 yaşında Paris’teki bir okula alındığında ailesinin ihmalleri ve Felix’in ıstırabı devam etmektedir. Ailesinin tutumu yüzünden vücutça bir çocuk ancak kafaca bir ihtiyar kadar olgun olan Felix, Paris’ten Tours’a geldiğinde iki kız kardeşi tarafından da hoş karşılanmaz. O günlerde annesinin de hasta olmasını fırsat bilerek Kral Louis XVIII. yanlısı şehirdeki, prens onuruna yapılan baloya gitmeyi başarır. Baloda gördüğü güzeller güzeli bir kadından çok etkilenir ve o ana kadar tatmadığı duygular içerisinde onu omuzlarından öper fakat bir kraliçe gibi azametli olan bu kadın şaşkınlık içerisinde, bir yandan da heyecanından dolayı Felix’i affettiğini belli eden bakışlarla oradan uzaklaşır. O andan sonra kadını aklından çıkaramayan Felix, daha sonra Clochegourde şatosuna kadar kadının izini sürerek kadının Madame de Mortsauf olduğunu keşfeder. Madame de Mortsauf, o gece baloda gördüğü genci hatırlamasına rağmen bir şey söylemez ve Felix zamanla Madame de Mortsauf’un kocası, kral yanlısı ve Napolyon’dan sonra zenginliğini kaybetmiş eski bir asker olan Monsier de Mortsauf’un dostluğunu kazanmayı başarır. Mortsauf çiftinin sağlıkları çoğunlukla pekiyi olmayan çocukları Jacques ve Madeleine de zamanla Felix’i çok sevmişlerdir. Ailenin bir parçası haline gelen Felix, şatoda vakit geçirdikçe ailenin bilinmeyen diğer bir yüzüne şahit olur. Sürekli sıhhatleri bozulan çocukları, sürgünde geçirdiği zamanlarından dolayı ruh sağlığı bozulmuş bir koca ve şefkatten yoksun bir anne yüzünden Madame de Mortsauf’un da ıstırap konusunda Felix’ten aşağı kalır yanı yoktur. Bu asil ruhlu kadın da zamanla içini Felix’e döker, bir zamanlar ona Henriette diye hitap eden çok sevdiği halasının odasını Felix’e verir, bunun yanında ona Henriette diye hitap etmesine de izin verir. Ancak tüm bu aşamalarda asla kocasına sadakatsiz davranmamaya, iffetini korumaya özen göstermiştir. Felix’e çoğu zaman “dostum” diye hitap eder, hatta bir gün Felix’e niyetinin onu ileride kızı Madeline ile evlendirmek olduğunu söyler. Felix’i Paris’e gidip onu bir kariyer yapıp yükselmek konusunda destekleyen Madame de Mortsauf, aynı zamanda Felix gittiğinde yazdığı mektuplarla ona yol gösterici olur. Kralın huzurunda çalışkanlığı ve dürüstlüğüyle kısa zamanda yükselen Felix, Henriette’e olan aşkını da hiçbir zaman unutmamıştır. Ancak bir gün onu daha önce hiç tanışmadığı maddi zevklerle tanıştıran ve ‘vücudunun sevgilisi’ olan Lady Dudley’le tanışır ve Henriette’i unutmamasına rağmen onunla birlikte olur. Annesinin yazdığı bir mektupla durumu öğrenen Madame de Mortsauf Felix’e yazdığı mektupları kesince, Felix de her şeyi bırakıp vadideki zambağı Henriette’e dönmeyi seçer. Fakat artık kendisine Henriette diye hitap edilmesini istemeyen ve ızdırap içerisinde kıvranan Madame de Mortsauf, Lady Dudley’i de gördükten sonra onları mutlu olmaları için bırakarak şatosuna çekilir. İşine dönen ve Lady Dudley’le yaşamaya devam eden Felix de merak içerisinde kıvranmaktadır. Bir gün Henriette’inin çok hasta olduğunu öğrenir ve tekrar her şeyi bırakıp vadiye doğru yola çıkar, Henriette’in son anlarına yetişir. Henriette ıstıraptan ölmek üzeredir çünkü “bir kadın sevdiği adamın başka biri tarafından mutlu edildiğini görmektense onu can çekişirken görmeyi tercih eder”. Daha sonra ona yazdığı vasiyetnamede Henriette, onun da baştan beri Felix’i delice sevdiğini, hatta belki de Felix’in onu sevdiğinden daha çok sevdiğini ancak bu imkansız aşktan, kocasından ve dindarlığından ötürü önceden söyleyemediği bütün itirafları kağıda dökmüştür. Kitabın başından beri Henriette’in duyguları hakkında arada kalmışken bu itirafla her şey açığa kavuştu zannederken, kitabın sonlarına doğru bütün hikayede Felix’in arada Natalie adında birine hitap etmesiyle, kitabın başındaki “Madame La Comtesse Natalie De Manerville’e” yazısını hatırlarız. Aslında bütün kitap Henriette’den sonra Lady Dudley’i de bırakıp kadınlardan tümüyle soğuyan ve inzivaya çekilen Felix’in, yeni aşkı Natalie’ye kendini ve zaman zaman dalıp gitmesinin nedenini anlatmak ihtiyacıdır, ona yazdığı bir mektuptur. Kitabın sonundaysa, Natalie’nin Felix’e cevabını okuruz. Mektubunda Natalie Felix’e, ona acıyarak onu sevemeyeceğini, Felix’in bir aşıktan çok hastabakıcıya ihtiyacı olduğunu ve Henriette ve Lady Dudley’in ruhlarıyla yarış edemeyeceğini söyler. Aşk itirafı yapacağı bir sonraki kadından bu anıları saklaması gerektiğini, zira kadınların kurumuş bir kalbin acılarını dindirmek için kullanılmaktan hoşlanmayacağını söyleyerek mektubunu bitirir.
Istırabın her aşaması incelenen ve müthiş betimlemelerle dolu bu romanda, ne çektiği acılar yüzünden psikolojisi bozulan ve eşine kötü davranan Monsier de Mortsauf’a, ne annesinin ölümünden sorumlu tuttuğu Felix’e kızan Madeline’e, ne ağırlaşmış hastalığını annesinden gizleyen Jacques’e, ne de üzüntü dolu bir çocukluktan sonra ilk aşk deneyiminde böyle acı dolu bir tecrübe yaşayan Felix’e kızabiliriz. İnsani duyguların en derinine inen bu kitabın layığıyla anlaşılması için belki de birkaç defa okunması gerekir.
Vadideki Zambak Kitap Özeti
Felix, aile sıcaklığından yoksun büyümüş hatta sıklıkla dışlanmış bir gençtir. Yükseköğrenimi Paris’te tamamladıktan sonra ailesinin yanına Tours’a döner. Ailesini yine aynı kayıtsızlık ve sevgisizlik ile bulur. Katıldığı bir baloda güzelliğinden çok etkilendiği bir kadınla karşılaşır ve kendisine engel olamayarak kadının zarif omuzlarından öpüverir. Bu etkileyici fakat bir o kadar da kırılgan görünen kadının adı Kontes Henriette de Mortsauf’tur. Henriette evlidir ve iki tane de çocuğa sahiptir. Felix Henriette’nin hayatına dahil olmaya kararlıdır. Henriette’nin kocası Kont ile tanışır. Kont sürekli öfke nöbeti geçirir gibi bir haldedir ve anlaşılacağı üzere Henriette’deki kırılganlığın aksine kaba bir adamdır. Henriette’nin çocukları ise ilk bakışta ölmüş ama ayakta duruyor gibi görünür. Henriette’nin belki de en büyük acısı kızı ve oğlunun hayatla olan zayıf bağıdır. Sık sık hastalanan ve bünyesi çok zayıf bu iki çocuk için Henriette çok üzülmektedir. Kont’un kaba ve sevgisiz tavırları da onun hayatını ekstra zorlaştırmaktadır. Felix, Henriette’ye duyduğu büyük aşkın da etkisiyle kendisini onun hayatını güzelleştirmeye adamaya karar verir. Çocuklarının mutluluğu için elinden geleni yapacak ve kocasını oyalayarak onun histerik hareketlerinden Henriette’yi uzak tutacaktır. Henriette ile aralarında güçlü bir bağ oluşur. Bu bağ Felix için aşktan kaynaklansa da Henriette kocasına bağlı ve vakar sahibi bir kadındır. Felix’e bir anne edasıyla yaklaşır ve bu konuda sınırı aşmamaya özen gösterir. Aralarındaki sır bir öpücükten daha da derinleşerek hayatlarının en kırılgan noktalarını birbirleriyle paylaşırlar. Ruhlarını tümüyle birbirlerine açsalar da bedenleri o öpücükten öteye gitmez. Henriette, Felix’ kızıyla evlenmesini istediğini bile ima eder. Felix bu imaya çok bozulsa da Henriette’den uzak kalmayı göze alamaz. Paris’ten gelen bir teklif üzerine Felix yola çıkmaya hazırlanır. Felix’e kralın yanında önemli bir konum teklif edilir. Henriette, Felix’i gidip hayatını kurması için destek olur. Felix yolculuğa çıkmadan önce Henriette ona bir mektup verir ve mektubu Paris’e gidene kadar açmamasını söyler. Felix mektubu okuduğunda Henriette’nin onun için kaleme aldığı öğütlerle karşılaşır. Henriette, Felix’e mutlu bir yaşam sürmesi için bildiği her şeyi aktarmıştır. Felix’in Paris’teki yaşamı oldukça güzel gitmektedir. Kralın baş danışmanlığına kadar yükselir. Ailesi bile belki de ilk kez Felix ile gurur duymaktadır. Bir de Lady Dudley adında bir kadınla tanışır. İkili arasında bir yakınlaşma olur. Felix kadını sık sık Henriette ile karşılaştırsa da Lady Dudley’de de sevilecek yanlar bulur. Kont’un rahatsızlığını duyar ve Tours’a bir ziyaret düzenler. Henriette’ye Lady Dudley’den bahseder. Henriette hala aynı tavrını sürdürmektedir. Felix’e kendisini ablasını sevdiği gibi sevmesini söyler. Felix tekrar Paris’e döner. Aradan geçen iki yılın ardından Henriette’nin hasta olduğunu öğrenir. Hemen Tours’a doğru yola çıkar. Vadiye vardığında doktorla karşılaşır. Doktor, Henriette’nin kendisini beslemeyi bıraktığını vücuduna su dahil hiçbir şeyin girmesinin mümkün olmadığını ve bir dertten dolayı gerçekleşen bu durumun etkisiyle ölmek üzere olduğunu söyler. Felix, yıkılır fakat elden hiçbir şey gelmez. Henriette de Felix’e aşık olmuştur. Yaşayamadığı ve yaşatamadığı bu aşk, herkesi kendi hayatının önüne koyduğu fedakar duruşu Henriette’nin ölümüne neden olmuştur. Henriette kızı Madeleine ile evlenmesini öğütlemiştir. Madeleine ise her şeyin farkındadır ve annesinin kederden ölmesine neden olan bu adamı görmek bile istemez. Paris’e dönen Felix, Lady Dudley’den de uzaklaşarak bir süre kendisini günlük hayatın koşuşturmacasına adar. Kitabın başında “Madame La Comtesse Natalie De Manerville’e” şeklindeki ifadenin sebebinin Felix’in daha sonra Natalie adından bir kadına aşık olması ve kadına aşk geçmişini anlatmak istemesi olduğunu öğreniriz. Kitabın sonunda ise Natalie’nin yanıtını görürüz. “Bütün kadınlar yüreğinizin çoraklığını fark edecektir. Bu yüzden daima bedbaht olacaksınız.” şeklinde bir cümle kurar ve Felix’in kendisine bir sevgiliden çok bir hasta bakıcı aradığını bu sebeple de onunla olamayacağını yazar.
İlk aşk üzerine yazılmış belki de en derinlikli ve en güzel kitap olduğunu söylemek mümkün olacaktır. Belki de Felix’in içindeki sevgisizliği, anne eksikliğini Henriette’ye duyduğu derin bağlılık ile doldurduğunu düşünebiliriz. Kitabın ismi ise Felix’in Henriette’yi saf, temiz ve kırılgan olan zambağa benzetmesinden geldiği bilinmektedir. Felix’in acılarının yanında Henriette’nin çektiği acılar gölgede kalmış olabilir fakat kitabın Felix’in ağzından kaleme dökülüyor oluşu Henriette’nin çaresizce duyduğu aşkın onun ruhunda ne gibi yaralara yol açtığını göremeyebilir. Oysa Henriette istemediği bir evlilik yapmış, sevmediği ve pek de sevilecek yanı olmayan kocasıyla ömrünü harcamıştır. Karşısına çıkan aşka karşılık vermeyi bırak tek bir cümleyle bile ruhunu hafifletememiştir. Hatta öyle fedakar davranmıştır ki bu muhteşem adamı kızına layık görmüştür. Vadideki zambak acılar içinde solup gitmiştir.
Romanın başkahramanı olan Felix, aristokrat bir aile tarafından sevgi ve ilgiden yoksun olarak büyümüş genç bir delikanlıdır. Sıkı ve ilgisiz büyümüş olmasından kaynaklı olarak toplum içinde kendisini de çekinik görmüştür.
Felix genç delikanlılık çağına geldiği zaman babası onu eğitimine devam etmesi için Tours’a çağırır ve artık orada yaşamaya başlar. Bir gün düzenlenen bir baloya katılır, balodaki kalabalık arasında gördüğü Henriette adındaki bir bayandan öyle çok etkilenir ki bir şekilde onunla dans etmeye çalışarak onu dansa davet eder. Onunla dans etmesi hayatının en anlamlı zamanlarından olmuştur Felix için ve kendisi bile şaşırırcasına bir anda Henriette’ in açık omzuna bir öpücük kondurur. Henriette bu durumdan gizlice çok etkilenmiş olmasına rağmen balodaki diğer davetlilere durumu belli etmeden balodan ayrılır. Felix bir daha Henriette’ i hiç unutmamıştır.
Felix, İndre nehrinin kıyısındaki bir vadide yer alan şatoda, tanıdıklarının yanında kalmaktadır. Bir gün tanıdıkları ile birlikte aynı yerdeki komşu şatoya giderler ve Felix orada Henriette ile yeniden karşılaşır. Hiç ummadığı bir yerdeki bir karşılaşmanın verdiği şaşkınlık ile beraber büyük bir mutluluk yaşar. Bulundukları vadinin adı zambaktır ve Henriette’ in güzelliği ile zambağın güzelliğini özdeşleştirerek Felix için artık Henriette, Vadideki Zambak olmuştur.
Henriette, şatoda yaşayan iki çocuk sahibi evli bir kadındır. Mutsuz bir evlilik yaşamasına, asabi, sinirli, kaba davranan ve huysuz bir eşe sahip olmasına rağmen asla eşine saygısızlık yapmayan, eşine sadık, çocuklarıyla ve eşiyle daima ilgili bir kadındır.
Felix ve Henriette artık sık sık görüşmeye başlamışlardır. Henriette’ in eşi tarafından da çok sevilen Felix sürekli görüşmeler sonucunda neredeyse ailenin bir ferdi haline gelmiştir. Henriette ile aralarındaki ilişki ise görüşmelerden ileriye gitmese de artık aralarında gizli bir aşk başlamıştır. Birbirleri ile geçirdikleri zamanlardan büyük mutluluk duymaktadırlar.
Felix, kariyer sahibi, mevki sahibi olmak ve iyi bir yerlerde olmak istemektedir. Fakat bunun için oradan uzaklaşması ve çok çalışmalıdır. Her ne kadar Henriette, Felix’ in uzaklaşmasını istemese de ailesine olan bağlılığı ile Felix’ e verdiği değerden dolayı Felix’ in yükselmesi için teşvik de bulunur ve Felix geri dönme vaadi ile oradan ayrılır.
Yüksek mevkilerde yer almak isteyen Felix saraya girer ve kısa zamanda kralın dikkatini çekmeye başararak başyardımcılığa kadar yükselir. Kendisiyle ilgilenen başka kadınlar olmasına rağmen, yoğun çalışma anlarında bile Felix, Henriette’ i hiç unutmamıştır ve sürekli olarak da mektuplaşmaya devam etmektedirler. Henriette, Felix için yazdığı mektuplarda güzel duygu ve dileklerini belirtirken bir yandan da Felix’ e insanlara karşı dikkatli olmasını, konumunu koruyabilmesi için nasıl davranması gerektiğine dair öğütlerde vermektedir.
Uzun bir ayrılıktan sonra Felix, Henriette’ in kocasının hastalığından dolayı onu görmeye gelir. Bu hastalalık Felix için Henriette’ e daha fazla yaklaşabilmek için bir umut olmuştur. Fakt Felix bir süre sonra Paris’ e tekrar geri dönek zorunda kalmıştır.
Felix, yine ayrılığın getirdiği özlemle geçen günlerde Henriette’ e olan sadakatini korumaya çalışmaktadır. Ancak bir gün şehvet düşkünü zeki biri olan Lady Arabelle, Felix’ in aklına girerek onu elde eder. Bu haber kısa zamanda Henriette’ e ulaşır ve bu sadakatsizlik ve ihanet karşısında Henriette yıkılmıştır. Bu sıkıntıyla beraber yemeden içmeden kesilen Henriette hastalığa yakalanmıştır. Felix kısa zamanda yapmış olduğu hatayı fark edip Henriette’ in yanına gitmiştir. Henriette her ne kadar onu affetmiş olsa da yakalanmış olduğu hastalık artık onu ölüme götürmektedir. Felix, Henriette’i ilk defa baloda öpmüş ve ikinci öpücüğü ise maalesef Henriette ölüme giderken olmuştur.
Felix bu olaydan sonra tekrar Paris’e geri döner ve orada kendini işlerine, edebiyata, politikaya vererek hayatına devam eder.
Vadideki Zambak Soruları ve Cevapları
vadideki zambak yazarı kimdir?
Vadideki Zambak yazarı Honore de Balzac'tır.
Vadideki Zambak Yorumları
mükemmel bir roman tam fransız aşkı anlatıyor
25-02-2015 00:47
mükemmel bir roman tam bir hayat dersi
02-03-2015 20:53
okuduğum en güzel romanlardan bir tanesiydi mutlaka okunması gerekiyor tam bir klask
10-03-2015 19:43
balzak güzel yazıyor vadideki zambak da en iyi romanı tavsiye ederim
16-03-2015 22:48
bu kita gerçekten cok gözel okurken çok ağladım
31-08-2015 18:35
vadideki zambak yazarı hakkında daha fazla bilgi verebilir misiniz? okuduğum en sıkıcı kitaptı vadideki zambak konusu çok sıkıcı o yüzden hepsini okuyamadım yazar bilgisi ve ana fikri olsa yeter bana
16-12-2015 18:53
başlarken çok kötü diye tahmin etmiştim ama etkileyici olduğunu gördüm.ama felix çok uyuz be
20-12-2015 20:25
çok güzel bir kitap herkeze tavsiye ederim
31-01-2016 22:07
manervılle kim anlamadımm yukardaki vadideki zambak özet kısmında da açıklamamışlar bilen biri açıklasın lütfen
27-02-2016 21:54
muhteşem bir roman; lise yıllarında okumuştum yani 30 sene önce ve nekadar mükemmel bir roman olduğunu tekrar hatırladım.
15-09-2016 17:01
cok guzel bır kıtabtır bemn okuyorum suan
07-12-2016 20:33
tam bir fransiz aski mukemmel
28-12-2016 23:05
mükemmel bir işleyiş aşk ve sedakat özlem hasret mutluluk gizli bir bekleyiş
mükemmel bir işleyiş aşk ve sedakat özlem hasret mutluluk gizli bir bekleyiş
10-01-2017 22:34
cok güzel bir kitap cok beğendim herkese tavsiye ediyorum
01-02-2017 17:58
ne anlatılıyor merak ettim😏
07-02-2017 11:39
çok güzel bir kitap özellikle tasvirleri bol ve doğayı insanlaştıran bir anlatımla daha da özel kılıyor
klask edebiyat okumayı severim. ama bu eser bana anlaşılması güç geldi. zira fazla betimlemeleri ile insanı bunaltıyor. ve eğer aşk kitaplarına karşı olumsuz bakıyorsanız bu kitap sizin kafa denginiz olmayabiliyor. ben fazla beğenememiştim. bu yüzden puanımı 3/10 olarak belirledim. size huzurlu, kitaplı ve mutlu günler dilerim. ✨
fazla tasvirlerle boğucu bir yani olan eser olsa da kurgusu ile merak uyandırıcı, zaman zaman okuyani ağlatacak derecede duygu bütünlüğüne sahip. daha iyi anlaşılması için kitapta bahsi geçen dönem ve kültüre dair bilgi sahibi olmak gerekir.
tasvir ve imgelemenin oldukça geniş bir yer tuttuğu kitapta romanın kahramanı olan felix ile onun aşkı tattigi insan olan henriette yer alıyor. henriette, yani vadideki zambak..her ikisi de geçmişte büyük acılar çekmiş ve yasak bir aşkın pençesine düşmüş olan bu iki insan ve onların senelerce süren temiz aşkı..
mutsuzluk ve kederin öldürdüğü henriette ile felix'in bu aşkı üzerine yöneltilen eleştirileri barındırıyor.
çok çok uzun yıllar önce okuduğum, okurken betimlemelerden yorulduğum bir kitaptı. belki de anlamak için yaşım küçüktü! özetinde çok güzel anlatılmış aslında ama ben aklıma geldikçe hala sadece betimlerin uzatılmışlığında kapana kısılmış gibi hissediyorum. aradan 20 yıl geçti hala ilk aklımda kalan o çünkü 3 kere baştan başlayarak üçüncüde zorla bitire bilmiştim. sanırım tekrar okumayı deneyeceğim, fakat betimlemeleri kafamda canlandırmadan geçmeye çalışacağım.
buradaki vadideki zambak özeti kisaca ve çok güzel olmuş tam öğretmenin istediği gibi sağolun
14-01-2020 22:54
vadideki zambak’ta hikaye, istenmeyen bir çocukluk geçiren felix’in sağlığının düzelmesi için kırlara bir ailenin yanına gönderilmesi ile başlıyor. kitapta bolca kullanılan betimlemelerle burada tanışıyoruz. çünkü bu doğal ortamdan çok etkilenecek felix. kitap boyunca uzunca bir aşk da betimlemelerle anlatılıyor ve felix sevdiği kadını doğada bayıldığı vadideki zambağa benzetiyor. aslında kitabın ismi de buradan doğuyor.