Janet, piyangodan kazandığı parayla Le Pinet'te bir hafta tatil yapmaya karar verdi. Tatilin dördüncü gecesi kumar için ayırdığı paranın sonunu rulete yatırdı. Ne yazık ki şans onunla değildi. Kaybettiği için sızlandığı sırada biri kazandığı parayı almasını söyledi. Janet, o numaraya oynamadığını anımsıyordu ama parayı yine de aldı.
Şimdi o beyefendi tam karşısında oturuyordu. La Binet'den Croydon'a giden öğle uçağında ikisi karşılıklı koltuklara denk gelmişlerdi. İkisi de konuşmayı başlatmak konusunda beceriksizdi.
Uçak inişe geçtiği sırada garsonlardan biri hesap fişini uzattığı yolcunun hareket etmediğini fark etti. Garson, kalbinin ritmi hızlanmış ve gözleri kocaman açılmış bir şekilde öylece kalakaldı.
İki numaralı koltukta oturan Madam Giselle ölmüştü!
İlk bulunan kanıt kadının, eşek arası sokması sonucunda öldüğünü gösteriyordu. O uçakta bulunan ve aynı zamanda bir dedektif olan Hercule Poirot ise yerde bir diken buldu ve Madam Giselle'nin bir cinayete kurban gittiği kesinleşti.
Bu cinayet; Poirot'un çözmesi gereken bir olay, Janet ve tam karşısında oturan Norman Gale'nin tanışması için bir fırsat, Daniel Clancy için harika bir kitap konusu, Cicely Horbury için özgürlük ve Madam Giselle'nin henüz ortada olmayan kızı için büyük bir servet demekti.
Uçakta bulunan biri Poirot ve polise yalan söylüyordu. Üstelik bu kişi birinin onu görmesini umursamayacak kadar cesurdu.
Bu cinayet en çok kimin işine yarardı? Poirot öncelikle bu sorunun cevabını bulmalıydı.
Bu olay keskin bir zekâsı ve yanılmayan hisleriyle Poirot'un çözmesi gereken ve uçaktakilerin hayatını büyük ölçüde etkileyen devasa bir karmaşaydı.
Poirot, Madam Giselle'nin hizmetçisi Elise ile konuştuğunda polisten gizlenen bazı bilgilere ulaştı. Elise, Madam Giselle'nin emriyle kasada duran belgeleri yaktığı için Poirot'un eline geçen bilgiler pek anlam ifade etmiyordu. Sadece siyah bir deftere alınmış birkaç not işe yarar görünüyordu.
Madam Giselle'nin ölümü Janet'in daha fazla para kazanmasını sağlamışken Norman'ı iflas bayrağını çekmeye yaklaştırmıştır. Bu yüzden ikisi de polise destek olmak için bir şeyler yapmaya karar verdiler ve Daniel Clancy'nin peşine düştüler.
Yaptıkları bu hareket sonucunda yeni bir şey öğrenememiş olsalar da Janet yeni bir iş kazanmıştı. Kendisi artık Poirot'un sekreteriydi.
Poirot, Norman'dan Cicely Horbury'un evine gidip beynini kemiren bazı soruların cevabını bulabilmesi için yardım istedi. Norman bunu seve seve kabul etti. Geri dönüp ne konuştuklarını anlattığında Poirot'un kafasındaki çoğu soru işareti silinmişti.
Arkeolog olan Armand Dupont ve oğlu Charles Dupont ile konuşmak için Janet'le Fransa'ya gitti Poirot. Orada onları bir sürprizin beklediğinden habersizdiler.
Poirot, Armand ile konuşurken Janet de Charles ile konuştu. Onlardan fazla bir şey öğrenememiş olsalar da Franda'da bulunmaları cinayetin çözülmesi için önemli rol oynayan biriyle karşılaşmaları için büyük bir şanstı.
O kişi gittikten sonra Poirot gerçeği anladı ama artık çok geçti. Ellerindeki tek şüpheli hayata gözlerini yummuştu. Üstelik bu da bir cinayetti. Madam Giselle'yi öldüren zehir onu da öldürmüştü. Katil, tek şüphelinin polisin eline geçmek üzere olduğunu öğrenmiş ve hemen harekete geçmişti. Şimdi Poirot'un yapması gereken tek şey katil kaçmadan ve daha fazla insanı öldürmeden onu yakalamaktı. Bunu o uçakta bulunan suçsuz insanların eski hayatlarına normal bir şekilde devam edebilmesi için de yapmalıydı.
Benim kitap hakkındaki görüşüm:
Yazar fazlasıyla akıcı bir yazım tarzına sahip. Okurken sıkıldığım bir bölüm dahi olmadı. Kitabın başında bulunan şüpheliler ile ilgili bilgiler, elde edilen kanıtlar ve cevaplanması gereken sorular bölümü olayları daha kolay anlamama yardım etti. Eğer Agatha Christie okumaya başlamak istiyorsanız doğru kitabın özetini okuduğunuzu bilmenizi isterim.
kadın tüm ulaşım araçlarında cinayet yazmış günümüzde yaşasa uzay mekiğindeki gizem diye de yazardı üç astronot olur ama katili sonuna kadar bulamazdık