Resim ve Psikoloji
Psikolojide resim; derinlik, vurgu ve renklerin tonlaması dikkate alınmadan yalnızca ruhsal bir ifade şekli olarak ilk kez Binet tarafından ele alınmıştır. Binet’ten sonra özellikle çocukların psikolojik durumlarını anlamak açısından resmin önemi artmıştır. Psikoloji resimlerde içsel dünyayı aramaktadır. İçsel dünyanın ifade ediliş şekli oldukça özneldir. Ortak semboller, harfler, rakamlar söz konusu değildir. Bireyler kendilerini yaşları, gelişim özellikleri, mental ve bedensel özellikleri ne olursa olsun ifade edebilmektedirler. Çizimler genellikle bir şeyin ifade edilişi olabilmektedir ama bunların bazen bir taklitten ya da rastgele karalamalardan ibaret olabileceğini de unutmamalıyız. Serbest resim çiziminde çocuğun kağıdı kullanış biçimi, kalemin kağıda uyguladığı baskı, renkler ve boyutlar uzmanlar açısından önemli göstergeler olabilmektedir. Resim çocuk için bir nevi oyun gibi görülmektedir ve çocuk çoğu zaman iç dünyasını sansürlemeden kâğıda aktarmaktadır.
Resim, çocukların iç dünyalarını anlamakta hem ilgi gösterdikleri bir sanat dalı olmasından hem de materyallerine kolay ulaşılabilmesi açısından yaygın kullanılan bir yöntemdir.
Resmin değerlendirilmesinde iki önemli faktör mevcuttur: Çizimin gelişimsel açıdan kaynaklanan sorunlar ve çocukların çizim yeteneğine bağlı sorunlar. İşte bu sebeple çocuk açısından değerlendirme yapılırken yalnızca çizilen resme değil, çocuğun içinde bulunduğu gelişimsel döneme, ailesel özelliklerine ve anemnezinin alınmasına dikkat edilmelidir. Çocuk içinde bulunduğu bağlamla birlikte değerlendirilmelidir.
Resim çizmenin de belli evreleri mevcuttur. Karalama Evresi (2-4 yaş) arasını kapsar. Çocuk bu yaşlarda gelişigüzel birtakım çizgiler çizer. Bu ilk evrede herhangi bir şeyi temsilden çok motor itkilerin etkisiyle çizimler yapılır. Çocuğa göre çizmek elin hareketlerinin kâğıda dökmektir. Çocuk ortaya çıkardığı eserin yaratıcısı olduğunun farkına varır. Başlangıçta rastlantısal olan bu güç zamanla istekli bir üretim sürecine döner. Kontrollü karalama süreci başladıktan sonra eskisi gibi rastlantısal çizimler yerini amaçlı çizimlere bırakır. Uzmanlara göre yirmi farklı karalama türü mevcuttur. Çizgilerin yorumları çocuktan çocuğa değişir. Eğer çocuk çevresinde resim çizildiğine rastlamaz ve ilgili materyallerle karşılaşmazsa resmi daha az deneyimler ve kendini ifade etme yolu olarak daha az seçer. Karalama döneminde ebeveyn desteği ise çocuğu bir nesne çizmeye yönlendirmek şeklinde değil çocuğa çizme olanağı sunması ve çocuğu çizim yapması yönünde cesaretlendirmesiyle olur. Çevrenin onay ve desteği çocuk için önemlidir. Ebeveyn ve öğretmenler bu noktada çocuğa yardımcı olmalıdır.
Karalama döneminin sonlarına doğru insan figürü çizmek için basit ve sade girişimlerde bulunulur. 3 yaş civarında kafa çizilir ve çizgilerden oluşan çoğu zaman bacak bazen de kollar eklenir.
Şema öncesi dönemde (4-7 yaş) çocuk canlandırmak istediği obje ya da kavramla ilişki kurmaya başlar. Bu ilişkiden yola çıkılarak yapılan çizimler çocuğun iç dünyasına yönelik ilk somut ederlerdir. Bu dönemde çocuk hayal gücüne ve artistik çizimlere önem verir. Çocuk ağacı mor güneşi yeşil çizmek istiyorsa buna engel olunmamalıdır. 6 yaş civarında resimde saydamlık söz konusudur. Çocuk, her şeyi tüm gerçekliğiyle resmeder. Ev resmi yapan çocuk içini dışarıdan görünecek şekilde yapar, annesi hamileyse karnının içi görünecek şekilde yapar. Renk kullanımı ise genelde soğuk renklerden sıcak renklere doğru oluşur.
Şematik dönem (7-9 yaş), sadeleştirme ve gerçeklik dönemidir. Bu dönem itibariyle insan figürünün detayları artmaya başlar. Zihinsel gelişimin etkisiyle yer çizgisi detayı kullanılmaya başlanır. Gökyüzü ve zemin belirginleşir. Yani çocuğun çevresiyle ilişkisi daha da güçlenmeye başlamaktadır. Benmerkezcilikten uzaklaştıkça çocuk resmin merkezine kendisini koymaktan vazgeçer ve çevresini daha çok dahil etmeye başlar.
Gerçekçilik döneminde (9-12 yaş) ise çocuk toplumun bir parçası olduğunun farkında varır. Çizimlerin daha gerçekleşmesiyle birlikte estetik kaygı da ortaya çıkmaktadır. Resimlerini göstermeye ve resimleri hakkında açıklamalar yapmaya önem verirler. Cinsiyet farklılığına bağlı konu seçimi de belirginleşmeye başlar.
Görünürde doğalcılık dönemi (12-14 yaş) ergenlikle örtüşür. Cinsel ögeler resimlerde ağır basmaktadır. Derinlik de resimlerde sağlıklı bir şekilde verilmektedir. Bu dönemler birbiri ardına gelişmektedir. Zihinsel gelişimde veya ruhsal açıdan bir bozukluk söz konusu olduğunda resimler dönemle özdeşmeyecek şekilde ortaya çıkabilmektedir.
Resimler yalnızca uzmanlar tarafından değil, öğretmenler ve anne-babalar tarafından da takip edilebilmektedir. Değerlendirme aşamasında birtakım faktörler önem taşımaktadır. Örneğin renk seçiminin bireylerin ruh halleri açısından önemli bir yordayıcı olduğu konusunda uzmanlar hem fikirdir. Fakat bu siyah ağırlıklı resim yaptı diye çocuğun depresyonda olduğunu göstermez. Çocuk tüm renklere ulaşabiliyor mu? Ne sıklıkla bu rengi kullanıyor? gibi faktörlere önem verilmelidir. Birkaç örnek verecek olursak: Kırmızı rengin kaygı ve saldırganlığa, mor ve lacivert renklerinin düşük morale ve aşırı duyarlılığa, hatta tüm renk seçeneklere olduğu halde genelde sınırlı renkleri kullanmaya meylediyorsa pasiflik, yorgunluk ve halsizlik bulguları söz konusu olabilmektedir. Çizgilerin ince, silik olması çekingenlik, zihinsel yorgunluk veya ince motor becerilerin zayıf olması; fazla bastırılıp iz yapılması hatta yırtılması, duygusal gerilim ve dürtüselliğe işaret edebilmektedir. Silginin fazla kullanılması ise özgüven düşüklüğüne ve yüksek kaygıya karşılık gelebilmektedir. Resimlerin boyutu ise ruh hali ve mental açıdan diğer bir yordayıcı olabilmektedir. Aşırı büyük figürler hatta sayfadan taşan figürler endişe veya stres belirtisi olabilmekte dürtü kontrol bozukluğu ve hiperaktive de işaret edebilmektedir. Küçükse özgüven düşüklüğü, değişken duygusal dalgalanmalar söz konusu olabilir.
Kâğıdın kullanımında sayfanın arkasıyla sol tarafındaki alan geçmiş dönemi ve hareketsizliği temsil etmektedir. Geçmişe duyulan özlem, önemsenmeme, güvensizlik duygularının varlığı söz konusudur. Sağ taraf çizilen resmin önü ve üstü gelecekle alakalıdır. Olumlu duyguları barındırır. Resim çok fazla ayrıntılandırılmışsa mükemmeliyetçilik ön plana çıkmaktadır.
Çocuğun resim çizerken resmi üzerine konuşması, hikayesini anlatması oldukça olumlu değerlendirilir fakat çevresinden sürekli “Oldu mu? Doğru mu?” tarzında onay arıyorsa bu hata yapma korkusuna işaret etmektedir. Ancak tüm bunlar hakkında yargıya varmadan önce sürekliliğine ve çocuğun bağlamına bakılmalıdır. Tek bir resme bakılarak tanı konmaya veya çocuğun durumu hakkında akıl yürütmeye gidilmemelidir. Hiçbir tekniğin bir amaç olmadığı gibi resmin de yalnızca çocuğun içinde bulunduğu durumun anlaşılabilmesi için destekleyici bir araç olduğu unutulmamalıdır.
Organlar ise resimler açısından değerlendirilebilecek diğer unsurlardandır. Baş, aklı ve bilgeliği temsil eder. Başın olmaması önemli bir soruna işaret ederken, çok küçük olması entelektüelliğe önem verilmediğine, çok büyük olması ise zihinsel yeteneğin önemli olduğuna işaret eder. Ailesi tarafından çok eleştirilen ve kıyaslanan çocuk genellikle başı büyük çizme; iletişim problemleri ve içe kapanıklık durumunda ise başın küçük çizilmesine rastlanmaktadır.
Gözler, duyguları ifade eder. Çok büyük gözler tedirginlik, kaygı ve yardım isteğidir. Nokta ve çizgi şeklindeki gözler içsel duygulanıma işarettir. 7 yaş ve üstü çocuklarda ise gözün komple siyaha boyanması, nokta şeklinde olması, asimetrik ya da tek olması duygusal problemlere işaret etmektedir. İri ve özenli çizilmiş gözler ise aşırı gözlemciliğe işaret eder. Ağız ise saldırgan bir organdır. Ağzı devamlı büyük çizilen ebeveynin bağırdığı veya incitici konuştuğuna dair bir işaret olabilir. Büyük ve açık ağız genellikle kendini ifade etme isteğine, oldukça küçük ve kapalı ağız içe kapanıklığı ve iletişim eksikliği olabilir. Burun, cinsellik sembolüdür. Dikkat çekici derecede büyük burun cinsel kimlik gelişiminin ağır bastığı döneme denk gelebilmektedir. Kulağın olmaması okul öncesinde olağan karşılanmalıdır. Kulak dinleme organıdır ve ileri yaşlarda kulağın olmaması iletişim kurma isteğinin olmadığına, büyük çizilen kulaklar eleştiri aldığına işaret olabilir. Çenenin büyük ve köşeli olması destek aramaya işaret eder. Boyun, dürtü kontrolüne işaret eder. Belirgin ve uzun ise duyguların kontrol edildiğine, otoriter ve kuralcı bir ailede yetiştiğine, boynun olmaması veya kısa çizilmesi öfke kontrol problemine işaret edebilirken aynı zamanda aşırı hoşgörülü büyüyen çocukların resimlerinde de boyun olmayabilir. Tabi ki çocuğun yaşı yine önemli bir faktördür. Daha yuvarlak omuz ve gövde hatları yumuşak bir mizaç anlamına gelirken köşeli ve sert hatlı çizilenler saldırgan mizaç anlamına gelebilir.
Kollar ve eller iletişim alanını ifade eder. Kolların açık olması iletişimin geliştiğine, sosyal etkileşimin kuvvetli olduğuna; kolların kapalı, bağlı veya çok küçük olması iletişim kurmama isteğine işarettir. Tırnak yeme, saldırganlık veya hırsızlıkla suçlanan çocuklar resimlerinde eller çizilmeyebilir veya arkaya saklanır. Uzun kollar fiziksel güce işaret ederken kısa kollar belirgin arzu ve isteklerin yoksunluğuna işarettir.
Ayaklar, dünyaya duyulan güveni işaret eder. Ayaklar ne kadar küçükse çocuk kendini güvensiz hissetmektedir. Aşırı uzun ve ince ayaklar zayıflık, korkaklık olarak yorumlanır. Çok büyük ayaklarsa güçlü olma arzusu ve destek ihtiyacına işaret eder. Sağ ayak dış dünyadaki, sol ayak ailedeki duruşu temsil eder.
Çocuklar oldukça zengin bir iç dünyaya sahiptir. Tahmin edemeyeceğimiz düzeyde dış dünyadan etkilenir ve etkilerler. Yukarıda bahsedilen tüm semboller ve anlamlarının her zaman her durumda geçerli olmayacağı unutulmamalıdır. Tüm bunlar yalnızca gerektiği takdirde çocuğun iç dünyasını ve içinde bulunduğu durumu anlamada bir destek olarak kullanılabilmektedir. Aynı zamanda ebeveyn ve öğretmenler uzmanlardan gerekli desteği alabilmesi için bir işaret niteliği de taşıyabilmektedir.
İlgili Kitaplar
Resimleriyle Çocuk, Prof. Dr. Haluk Yavuzer
Haluk Yavuzer’in bu muhteşem kitabını okuduktan sonra çocuğunuzun çizdiği resimlere başka bir gözle bakacaksınız. Çocuklar gelişim düzeylerine ve bireysel özelliklerine uygun olarak resimler yaratırlar. Yaratılan bu resimler onların iç dünyaları ve gelişim özellikleriyle ilgili birçok ipucu vermektedir. Çocuğunuz sözel iletişim kurmak için henüz yeteri kadar büyümediğinde ya da çeşitli nedenlerden iletişim kurmak mümkün olmadığında resim iyi bir araç olacaktır.
Bu eser gerek verdiği bilgiler gerekse örnek resimlerle oldukça zengin bir içeriğe sahip. Kitabın ikinci bölümünde zeka, kişilik ve yakın çevre özellikleri bakımından farklı pek çok çocuğun çizdiği resim örneklerine yer verilmiştir. Çocuğun yaşı, cinsiyeti, kaçıncı çocuk olduğu, okulu, uyum ve davranış problemleri, sınıf içi tutumu, arkadaşlık ilişkileri, okul başarısı, genel izlenim ve diğer önemli özellikler verilmiş olup çeşitli resimler analiz edilmiştir.
Çocuk Resimleri Analizi ve Psikolojik Resim Testleri, Sultanberk Halmatov
Benim de yazımı yazarken yararlandığım bu eser resim analizi ile ilgili çeşitli bilgiler sunmaktadır. Sayfanın düzeni, çizgilerin özellikleri, çizilen organların boyutları, resimde yapılan vurgular, kullanılan renkler dahil pek çok önemli konuda detaylar sunmuştur. Örneklerle desteklenmiş anlatıma ek olarak yönerge örneği de sunulmuştur. Yetişkinlerle uygulanan çiçek ailesi çiz yönergesi verilmiş ve çizim örneklerinin yorumlarına da yer verilmiştir. Çocukların resim gelişimi dönemlerle de oldukça anlaşılır açıklanmıştır. İçerik olarak oldukça zengin ve açıklayıcı bir eser ortaya çıkmıştır.
Aile İçi Yaşamın Çocuk Resimlerindeki İzi, Tuncay Dilci
Bu çalışma, 5-12 yaş grubundaki çocukların yaptığı resimleri analiz ederek; yapılan resimler doğrultusunda çocuğu tanımak, aile ilişkilerini resimlerinde yansıtıp yansıtmadığını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Bu çalışmanın yöntemi tarama modelidir. Tarama modeli; geçmişte ya da halen var olan bir durumu var olduğu şekliyle betimlemeyi amaçlayan araştırma yaklaşımıdır. Daha önceki çocuk resimlerinin ve çizim karakterlerinin değerlendirildiği çalışmalardan şu yönüyle farklılık göstermektedir: Çalışmada çocuklara sadece aile konulu resimler yaptırılıp, çocuklar tarafından resmedilen aile yaşantısıyla gerçek hayattaki aile yaşantılarının örtüşüp örtüşmediğini saptamak amaçlanmıştır.
Resimlerle Çocuk Psikolojisi- Semih Tezelli
Çocuklar sözel olarak aktaramadıklarını, gelişim düzeylerine ve bireysel özelliklerine uygun biçimde resimleri aracılığı ile aktarabilirler. Bu resimler, çocukların çevrelerine ve kendilerine özgü nitelikler taşır. Sadece çizgisel gelişimi değil, duygu ve düşünceleri de anlatır. Çocukların iç dünyalarını daha açık görmemize yardımcı olur. Eser çocuklar tarafından çizilen resimleri inceleyerek çocukları tanıma amacı taşır. Kitabı okumayı tamamladığınızda çocuk resimlerine farklı bir pencereden bakacak, ne kadar açık bir ifade aracı olduğunu göreceksiniz.
Yorumlar