Çocuklukta Oyun
Oyun, karmaşık bir insan davranışı olarak insanlık tarihi kadar eski ve köklü bir yapıdır. Oyun, insan yaşamı boyunca bilişsel, duygusal, devinimsel davranış alanlarına yönelik işlevleri yerine getirebilmeyi sağlar. Oyun evrenseldir. Oynanan ortam, araç gereç, konu, bağlam değişse de oyun dünyanın her yerinde mevcuttur. Çocuk için oyun yalnızca bir eğlence aracı olmamakla birlikte onun iç dünyası çevresini algılayışı ile ilgili ipuçları verir. Yetişkinler duygularını konuşarak nasıl anlatıyorsa çocuklar da duygularını oyun yoluyla aktarabilmektedir. Çocuk istemediği durumlarla oyun yoluyla başa çıkar, korkutucu olan yetişkin dünyasına oyun yoluyla tepki gösterir. Oyun çocuk için rahatlama unsurudur. Oyun aynı zamanda da çocuğun bilişsel gelişimi için oldukça yararlıdır. Yaratıcılık yeteneğini, kendini ifade becerisini, soyut düşünebilmesini, olgunlaşmasını, ben merkezcilikten uzaklaşıp farklı bakış açıları geliştirebilmesini ve problem çözme becerisi kazanmasını sağlar.
Oyunun en temel işlevi, çocuğun dünyaya uyumunu kolaylaştırmaktadır. Çocuk yetişkinlikte edineceği rolleri, yetişkin dünyasında şahit olduklarını oyun sırasında deneyimler. Ebeveynleriyle, öğretmeniyle yani yakın çevresiyle iletişimini oyuna yansıtır, tepki geliştirir ve gerçeğine hazırlık yapar. Çocuklar için yetişkinlerle oynanan oyundansa yaşıtlarıyla oynadıkları oyun daha yararlıdır. Yetişkinler oyun sırasında çocuğa uyum sağlama eğilimi gösterir çünkü çocuk gibi düşünemezler yalnızca ona uyum sağlarlar. Akranlarla oynanan oyun ise gerçek dünyaya daha yakındır. Yaşıtlarıyla oynadıkları oyun sırasında kendilerini akranlarıyla karşılaştırma fırsatı kazanırlar. Kendilerinin zayıf ve üstün yönleriyle ilgili fikir sahibi olurlar. Kendilerini kontrol etmeyi öğrenerek toplumsal yaşama uyum sağlamanın adımlarını atarlar. Oyun oynaması baskılanan ya da engellenen çocuk sağlıklı bir gelişim süreci geçirmeyecektir. Çünkü oyun çocuk için beslenmek, sevilmek, uyumak kadar elzemdir.
Oyun ile ilgili çeşitli araştırmalar, kuramlar mevcuttur. En bilindiği ise Piaget’in oyun teorisidir. Piaget’e göre oyun olgunlaşma sürecinin ve bilişsel gelişimin temel unsurudur. Piaget’e göre 0-2 yaş arasında çocuklar alıştırmalı oyun oynar ve nesneleri alıp sallayarak atarak oyun oynar. İkinci yaşla beraber ortaya çıkan ve yaklaşık 11-12 yaşına kadar süren oyun türü cansız nesnelere canlılık özelliği verdikleri ve boş bardaktan su içmeye çalıştıkları sembolik oyundur. Yetişkin yaşamın olayları sembolize edilerek canlandırılır. Çocuğun bilişsel gelişimiyle beraber benmerkezcilikten çıkıp sosyal etkileşim yoluyla oynadıkları oyun dönemi kurallı oyundur. Kurallı oyun dönemiyle 11-12 yaş sonrası ifade edilir. Yetişkinlikte oynanan oyunlar da (iskambil, satranç, tabu vb.) birer kurallı oyundur.
Freud ise oyunun çocuğun başından geçen travmatik olayların bir yansıması olduğunu ve bu problemlere çözüm yolu bulması için bir deneme aracı olduğunu ifade etmektedir.
Pek çok ebeveyn tarafından korkulan bir durum olan hayali arkadaşlar ise 0-2 yaş veya 9-10 yaşlarında görülebilmektedir. Hayali arkadaşların bahsedilen gelişim dönemleri arasında normal olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Hayali arkadaşın yokluğu konusunda çocuğa baskı yapılmamalı, çocuk ikna edilmeye çalışılmamalıdır. Varlığı konusunda ise çocuğun düşünceleri beslenememeli olağan dönem içerisinde çocuğun hayali arkadaş dönemini atlatması beklenmelidir.
Oyun yönlendirilmemiş olabilmekle beraber bağımsız oyuna eğitim ortamlarında izin verilmemesi gerektiğini savunan görüşler de mevcuttur. Montessori, oyunun amaçlı olması gerektiğini düşünmektedir. Çeşitli eğitsel materyallerle çocuklara çok fazla şey öğretilebileceğini ifade etmiştir. Oyun yoluyla psikomotor gelişim için de önemli adımlar atılmış olur. Kesme, şekil verme, boyama, hamur oynama, maketler yapma vb. yollarla çocuğun motor becerileri, el-göz koordinasyonu gelişir.
Ebeveynler çocuklara iyi bir oyun arkadaşı olmakla beraber iyi bir gözlemci de olmalıdır. Çocuk oyun sırasında şahit olduğu olayları ya da başından geçen herhangi bir duruma yönelik duygularını bastırmadan yansıtabilir. Çocukluk çağı yetişkin yaşamının gidişatı açısından oldukça kritik bir çağdır. Kişilik gelişiminin temelleri bu çağda atılır ve hatta kimi kuramcılara göre bu çağda gelişen problemlerin telafisi mümkün değildir. İşte tam da bu yüzden erken teşhis için oyun en önemli araçlardan biridir.
Yetişkinler olarak bize düşen birtakım görevler vardır. En öncelikli olarak çocuğun istekleri göz önünde bulundurulmalı fakat çocuğun istekleri için şartlar uygun değilse bize birtakım görevler düşmektedir. Oyun planlanırken çocuğun içinde bulunduğu gelişim dönemi, bireysel farklılıkları dikkat alınmalıdır. Örneğin küçük çocukların yaşına uygun olmayan materyalleri oynamaya zorlanması çocuğun özgüvenini kıracak ve aşağılık duygusu geliştirmesine neden olacaktır. Çok uzun süreli ve karmaşık etkinlikler planlanmamalıdır. Çocukların dikkat süresi göz önüne alınmalıdır.
Çocuğa oyun tanıtılmalıdır. Oyunun kuralları çok karmaşık ve fazla olmamak kaydıyla çocuğa açıklanmalı ve materyaller tanıtılmalıdır. Materyalli oyunlar çocuğun daha çok ilgisini çekmektedir fakat materyaller çocuk tarafından geliştirilirse oyun hem daha çok ilgi görecek hem de daha yararlı olacaktır. Oyun oynatılırken dikkat edilecek bir başka unsur da seçilen oyunun, materyallerin toplumsal cinsiyet kalıplarını yansıtmamasıdır. Oyuncakların renklerinin belli bir cinsiyeti yansıtmamasına dikkat edilmelidir. Çocukların her rolü her mesleği denemesine izin verilmelidir. Unutulmamalıdır ki çocuklukta bizim temellerini attığımız bireyler ileride toplumun gidişatını belirleyen önemli figürler olacaklar.
İlgili Kitaplar
Oyun Terapisi- Virginia M. Axline
Her insan kendini gerçekleştirebilmek için güçlü bir istek duyar. Bu istek, olgunlaşma, bağımsızlık kazanma ve kendi yönünü tayin etmeyi kapsar. İnsanın bütünlüğe karışma arayışı ömür boyu devam eder ancak dengeli bir kişilik yapısı için uygun bir büyüme zeminine ihtiyaç vardır. Bu zemininin sağlam atılması çocukluk için oldukça mühim bir ifadedir. Bunun en önemli yolu da oyundan geçer. Yazar çocuklukta karşılaşılan her türlü problemin bağımsız oyun yoluyla aşılabileceğini ifade etmektedir. Okuyamama, kekemelik, öğrenme problemleri, çeşitli fobi ve davranış bozuklukları… Hepsinin temelinde yatan çatışmanın ve duyguların oyun yoluyla yüzeye çıkabileceğini ifade etmektedir. Çeşitli vaka örnekleriyle zenginleştirilen kitap oyunun önemi hakkındaki fikirlerinizi güçlendirecek niteliktedir.
NİÇİN OYUN: Çocuğun Gelişiminde ve Çocuğu Tanımada Oyunun Önemi- Mücella Uluğ Ormanlıoğlu
Kitapta insan yaşamının her evresi için geçerli olan çok değerli bir etkinliği, oyunu kuramsal ve uygulama boyutlarıyla irdelenmektedir. Oyun doğuştan itibaren başlayan ve bireyin eğitim ve gelişimini önemli ölçüde etkileyen bir etkinliktir. Oyun sayesinde, bireyin zihinsel, duygusal ve sosyal gelişimi gerçekleşir. İşte Yazar kitabında okul öncesi dönemden ergenliğe kadar, engelli ve problemli çocuklar dahil, farklı bireylerle oyun ilişkisini ele almış ve bunu konu ile ilgili uzmanlara olduğu kadar, eğitimcilere ve anne babalara da akıcı bir dille yansıtmıştır.
Çocukta Oyun Gelişimi- Editör: İsmail Topkaya
Okulöncesi çocukları ve eğitimi toplumsal geleceğin inşasıdır. Geleceğin inşası ise oyunların içinde gizlidir. Okulöncesi eğitiminin biricik öğretim ve öğrenme yolu oyunlardır. Okulöncesi çocukları için vazgeçilmez öğrenme ve gelişim aracı olan oyunlar, okulöncesi öğretmenleri için de öğretmen yeterliliğinin asıl göstergelerindendir. Bu kitabın amacı okul öncesi eğitiminin tamamını oluşturan etkinliklere yönelik uygulama desteği sağlamak, okulöncesi eğitiminde yer alan farklı yaş gruplarına uygun oyun tür ve çeşitlerine ilişkin örnekler sunmaktır.
Oyun ve Oyun Kültürü- Editör: Doç. Dr. Faik Ardahan
Elbet yaşamın her anında oyun oynamak önemlidir. Genellikle oyun oynamak çocukluk döneminde yapılan aktivite olarak görülse de en doğru olanı her yaşta oyun oynayabilmektir. "Oyun ve Oyun Kültürü” adını verdiğim bu kitap toplam altı bölümden oluşmaktadır. Birinci Bölümde; KAİZEN, Daha İyiyi Arama Yolculuğu, İkinci Bölümde; Oyun Kavramı, Çocuk ve Oyun, Üçüncü Bölümde; Temel Hareket Kavramları, Fiziksel Aktivite ve Egzersiz, Dördüncü Bölümde; Fiziksel ve Mental Beceriye Dayalı Oyun Örnekleri, Beşinci Bölümde; Zekâ ve Akıl Oyunları, Altıncı Bölümde; Hep Spor Hem Oyun Olarak Önerdiklerim ele alınmıştır.
Çocuk Oyun ve Hareket Eğitimi- Özgür Nalbant
Geçmişten günümüze oyun; genç, yaşlı, sedanter, sporcu ve özellikle de çocuklar için kendilerini ifade edebilme yolu olmuştur. Çoğunluğu çocuk olan oyuncular birçok oyunda fiziksel olarak aktif olmalarının yanı sıra duygusal, sosyal ve bilişsel gelişimlerini de desteklemiş olurlar. Çocuğun oynadığı her oyun bir tecrübedir. Elde ettiği birikimlerini kendisini geliştirmek için kullanır. Gelişim olması için öğrenmesi, öğrenmesi için kavraması ve kavraması için de keşfetmesi gerekir. Bu keşif yolculuğu. bilinenden bazen bilinmeyene ve bilinçaltından dışarıya aktarım şeklinde olur. Çocuk için önemli olan oyunun zihninde yarattığı etkidir. Oyunda çocuk çevreyle iletişim kurar, insanları inceler, olayları yorumlamaya ve anlamaya çalışır.
Oyuncu Ebeveynlik- Lawrance J. Cohen
Oyuncu Ebeveynlik, bebeklikten ergenlik sonlarına uzanan süreçte, güçlü ve özgüvenli çocuklar yetiştirmeye yönelik kapsamlı bir rehber niteliği taşıyor. Ama çocuklara bir umut ve coşku kaynağı olmayı sürdürebilmek için kendimize nasıl özen gösterebileceğimize, kendi kaynaklarımızı nasıl yenileyeceğimize de değiniyor. Sevgiyle ve ince bir espri anlayışıyla yazılmış, güncel araştırmalara dayanan ve pek çok gerçek yaşam örneği sunan bu kitap bir yandan güldürecek, bir yandan da yeni hareket şekilleri ve fikirler üretmenizi sağlayarak daha da coşkulu ve erişilebilir ebeveynler olmanıza yardım edecektir.
Oyun Oynama Sanatı- Aletha J. Solter
Çocuklar anne babalarıyla mutlu ve uyumlu bir ilişki kuramadıklarında ya da herhangi bir travma yaşadıklarında, aralarındaki bağ zayıflar; bu da davranış sorunlarına ve duygusal sıkıntılara yol açabilir. Ama unutmayın ki, çocuklar oyun oynamayı severler ve kendilerini çoğu zaman oyunlarla ifade ederler. Siz de çocuğunuzun sorunlarını oyunun iyileştirici gücüyle çözebilirsiniz.
İlgili Filmler
Life is Beautiful (1997)
II. Dünya Savaşı sırasında bir babanın, karısı ve oğluyla beraber Yahudi kamplarına götürülmesi ve orada yaşam için verdiği savaşı anlatan bir film. Baba, oğlunun bu zorlu süreci en az şekilde etkilenerek atlatması için kampta yaşanan her şeyi oyunlaştırarak anlatıyor.
We Need To Talk About Kevin (2011)
Anne ve çocuk ilişkisinin önemini gözler önüne seren bu film, çocuğunu doğru tanıyabilmeyi ve doğru oyun, oyuncak seçiminin de önemli olduğuna iyi bir örnek.
Max’in yaptığı eskimo evinin ablasının arkadaşları tarafından yıkılması sonucunda büyük bir öfkeye kapılan Max, evi terk ederek. Hayali arkadaşı canavar ile bir yolculuğa çıkıyor. Çocuk öfkesinin ve hayal dünyasının hiç de hafife alınmaması gerektiğini görüyoruz.
Kaynakça
Türküm, A. S. (2008). Erken çocukluk döneminde gelişim. E. Ceyhan (Ed.). Okulun ilk yıllarında bilişsel gelişim içinde (s.314). Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları.
Yorumlar
böyle pskolojik konuları uzmanından dinlemek, kitap ve film önerileri almak için muhteşem bir köşe. gelecek olan yazıları heyecanla bekliyorum
Mühendis Bey • 07-01-2021 02:54