Saklı Kent, farklı farklı memleketlerden üç gencin yollarının kesiştiği bir hikayedir. Saygı, sevgi, dürüstlük ve yardımlaşma gibi güzellikler hikayenin neredeyse tümüne hakimdir. Yeni tanışan üç gencin bencillik etmeden, dayanışma ile atlattıkları zorlukların her biri de "Birlikten kuvvet doğar." atasözümüze çok güzel birer örnektir. Üç arkadaşın dayanışmaları ve birbirleriyle kurdukları iletişim ise her yaştan okura hitap edecek düzeydedir. Bu yönüyle her yaştan okura hitap eden kitap, siyah-beyaz resimlerle zenginleşmektedir.
Bağdatlı Ayakkabı Tamircisi
Çok uzun zaman önce Bağdat'ta bir ayakkabı tamircisi vardı. Bu ayakkabı tamircisi aza kanaat eden, şükretmeyi bilen biriydi. Ayakkabı tamircisinin oğlu olan Ahmet Murat ise ticarete ilgi duyan bir gençti. Anne-babasının rızasını aldıktan sonra ticarete küçük bir başlangıç yapmak için hurma satmaya başladı. Böylece dürüstlüğü ve çalışkanlığıyla kısa sürede iyi bir sermaye biriktirdi.
Uzak Ülkelere Gidiş
Bu sermayeyi nasıl değerlendirmesi gerektiği hakkında tecrübeli tüccarlarla görüştü. Sonunda onlardan biriyle ticari bir sefere çıkmaya karar verdi. Böylece ailesiyle vedalaşıp hazırlıklarını tamamlayarak gemideki yerini aldı. Ama yolculuk pek iyi gitmedi ve Ahmet Murat fırtınanın etkisiyle denize düştü. Denize düşünce kurtulmak için epey çabaladı ve sonunda bir adaya ulaştı.
Yeşil Ada
Ahmet Murat adaya varınca ihtiyaçlarını giderip dinlendi. Bir sabah başka insanların sesleriyle uyandı. Yerlilerin eline düşen üç arkadaştan birinin öldüğünü birininse saklandığını gördü. Yerliler tek tutsaklarını alıp uzaklaşınca Ahmet Murat yerlilerden saklanan kişiyle tanıştı. Böylece ikisi birlik olup yerlilerin tutsak ettiği kişiyi kurtardılar.
Nehirde
Yerlilerden kaçan üç arkadaş güvenli bir yer bulunca avlanmak ve kendilerini korumak için aletler yapmaya karar verdiler. Bu arada da tek tek hayat hikayelerini anlattılar.
Düşmez Kalkmaz Bir Allah
Arkadaşlardan birinin adı Mahmut'tu. Babası hayattayken zenginlik içinde yaşarken babasını kaybedince ne hallere düştüğünü uzun uzun anlattı.
Hidayet'in Başından Geçenler
Diğer arkadaş ise Hidayet'ti. Hidayet de anasız babasız doğduğundan ve akrabalarının yanında bin bir sıkıntıyla büyüdüğünden bahsetti. Sonunda hepsi bu adaya gelene kadar birbirlerinin başından geçenleri az çok öğrendi.
Yerliler Tekrar Görünüyorlar
Bir yandan ok ve yay gibi aletler yaptılar bir yandan da yiyecek bir şeyler buldular. Böylece adada bir günlerini daha bitirdiler.
Müthiş Çarpışma
Ertesi gün ise izlerini bulan yerlilerle mücadele ettiler. Epey zorluktan sonra bir fırsatını bulup beraberce ormana doğru kaçtılar.
Mağarada
Ormana varınca bir mağara buldular. Yerliler ise öncekinden daha da kalabalık bir grupla onları takip etti. Ama üç arkadaş mağaraya saklandıkları için yerlilerden kurtuldular.
Saklı Kent
Geceyi mağarada geçirip dinlendiler. Sabah olunca da adeta bir kapı gibi hareket eden bir kayaya rastladılar. Biraz merak, biraz da heyecan ile açılan kapıdan içeri girip ilerlediler. Karşılarında gördükleri manzara ise şaşkınlıklarını daha da arttırdı. Çünkü karşılarında çok güzel ve düzenli bir kent vardı. Neyse ki az sonra kentin sakinleriyle tanıştılar. Böylece tam kurtulduk derken Saklı Kent'e girenlerin bir daha çıkamadıklarını öğrenip hayal kırıklığı yaşadılar.
Saklı Kent'te Geçen Hayat
Ama hem başka çareleri olmadığı için hem de oradaki insanlara da hak verdikleri için, içinde bulundukları durumu kısa sürede kabullendiler. Böylece kendilerine yeni birer hayat kurdular. Aradan beş yıl geçince ise memleket hasretine daha fazla dayanamayıp önemli bir karar verdiler.
Saklı Kent'ten Kaçış
Bu karar, Ahmet Murat, Mahmut ve oraya başka bir zamanda yolu düşen Abdullah'ın ailelerini de alarak memleketlerine dönecek olmalarıydı. Sadece Hidayet memlekette kimi kimsesi olmadığı için yeni ailesiyle Saklı Kent'te kalmaya karar verdi. Diğerleri ise gizlice yola çıkıp memleketlerine döndüler. Geride bıraktıkları hayatlarına biraz farkla da olsa kaldıkları yerden devam ettiler. Farklı yerlerde yaşamalarına rağmen de arada sırada ailecek buluşup görüştüler ve bu görüşmelerde Saklı Kent'teki anılarından bahsetmeyi de ihmal etmediler.