Ahmet Yılmaz Boyunağa’nın yazdığı Denizler Ejderi, Turgut Reis’in hayatını konu alan bir çocuk romanı. Turgut Reis’in çocukluğuyla başlayıp Preveze Deniz Zaferiyle sona eren kitap, ilk kez 1973 yılında Model Matbaa tarafından basılmış. Daha sonra farklı kapak tasarımlarıyla Tuğra Neşriyat ve Yeni Asya Yayınları tarafından yayımlanmış.
Yarım asırdır farklı yaş gruplarından okurların ilgiyle okuduğu eser, 2005 yılından beri Timaş Yayınları tarafından basılıyor. 128 sayfa ve 31 bölümden oluşan kitap, Uğur Köse’nin çizdiği siyah beyaz resimlerle süsleniyor. Kitabın kapak resminin çizeri ise Derya Işık Özbay. 10 yaş ve üzeri okurlar için uygun olan kitapta dostluk, cesaret, imanın verdiği güç, merhamet ve vatan sevgisi gibi konularda birbirinden güzel mesajlar bulunuyor.
Denizler Ejderi Özeti
Hikâye, deniz kenarında güreşen birkaç çocuğun dalgalarla gelen bir şişeyi bulmalarıyla başlıyor. Şişeyi kırıp içindeki bez parçasında yazılı notu okumaya çalışan ancak başarılı olamayan çocuklar cami avlusuna gidip İmam Osman Efendi’den yardım istiyorlar. Osman Efendi notu okuyarak yanındaki yaşlılara ve çocuklara Endülüslü bir Müslümanın yardım çağrısını iletiyor. Şişeyi bulup getiren çocuklardan biri olan, 13 yaşındaki Turgut bu yardım çağrısı karşısında hemen harekete geçmeleri gerektiğini söyleyerek leventlerin arasına katılmaya karar veriyor. Birkaç gün boyunca zihnini meşgul eden bu düşünceyi sonunda annesiyle paylaşıyor ve İmam Efendi’nin de yardımıyla annesini ikna ediyor. Böylece kendisinden 3 yaş büyük çocukluk arkadaşı Filiz Ahmed ile Demir Pençe Reis’in leventleri arasına katılmak için gönüllü oluyor.
Gönüllüler arasından uygun leventleri seçen Mahmut Ağa, Filiz Ahmed’i kabul ediyor ancak yaşı küçük olduğu için Turgut’u geri çeviriyor. Turgut ise bunu kabullenemiyor ve gizlice gemiye girip Reis’in karşısına çıkacakları sırada leventlerin arasına karışıyor. Leventler arasında bir çocuğun bulunduğunu gören Reis çok sinirleniyor ve hem Mahmut Ağa’yı hem de Turgut’un gizlice gemiye girdiği sırada nöbetçi olan leventleri cezalandırıyor. Ancak Turgut’un çok iyi hançer kullandığını ve yüzdüğünü ispat etmesi üzerine geminin imamının da etkisiyle onu leventler arasına katmayı kabul ediyor. Böylece Turgut ve en yakın arkadaşı Filiz Ahmed, Demir Pençe Reis’in leventleri arasına giriyorlar. Turgut ile Filiz Ahmed’in katıldıkları ilk gaza Rodos Şövalyeleriyle oluyor. Turgut ve Filiz Ahmed’in de büyük kahramanlıklar gösterdikleri bu gaza Müslümanların lehine sonuçlanıyor.
Yıllarca Demir Pençe Reis’in leventleri arasında bir sürü gazaya katılıp ustalaşan Turgut, 18 yaşına gelince arkadaşlarıyla bir olup bir Rodos gemisini ele geçiriyor. Bu gemiyi Demir Pençe Reis’e hediye etmek istiyor ancak Reis bunu kabul etmiyor ve bir gemiye iki reisin fazla olduğunu söyleyerek Turgut’un ele geçirdiği geminin reisi olarak gazaya çıkmasına izin veriyor. Böylece Turgut Reis, Demir Pençe Reis’in müsaadesini alarak Filiz Ahmed ve Mahmut Ağa’nın da içlerinde bulunduğu leventleriyle kendi başına gazalara çıkmaya başlıyor. Filiz Ahmed ile köyden ayrılmalarının üzerinden 10 yıl geçtikten sonra da köylerini ziyaret edip köylülerini sevindiriyorlar. Bu ziyaret sırasında Turgut Reis, küçüklüğünden beri sevdiği İmam Osman Efendi’nin kızı Zeyneb ile evleniyor ve ona düğün hediyesi olarak çok değerli ve özel bir bilezik veriyor. Ancak köyde kısa bir süre kaldıktan sonra leventleriyle birlikte yine gazaya çıkıyor.
Turgut Reis, İspanya sahillerinde çok önemli bir gemiye, Kaptan Don Pedro’nun gemisine baskın düzenliyor. Bu baskın sırasında gemide bulunan ve Prensle evlenmek için İspanyaya gelen genel valinin kızı Senyorita Dolores de esir düşüyor. Kurtarma parası gelene kadar Müslümanların misafiri olan genç kız, kendi askerlerinin korkaklığı karşısında büyük bir hayal kırıklığı yaşarken Turgut Reis ile leventlerinin cesaretine de hayran kalıyor. Böylece Müslüman olup Filiz Ahmed ile evleniyor. Ancak bu gelişmeyi öğrenen Prens çileden çıkıyor ve bu duruma sebep olan Turgut Reis’i öldürtmeye karar veriyor. Bunun için bir korsana binlerce altın teklif ediyor ama korsan, Batılıların Dragut (Ejderha) olarak adlandırdıkları Turgut Reis’i öldürmesinin mümkün olmadığını söylüyor. Bunun üzerine Prens, Sen Jan Şövalyesi Karl’ın bu işi becerebileceğini düşünüyor ve onun Turgut Reis’e meydan okumasını sağlıyor.
Turgut Reis’in bu meydan okumayı kabul etmesiyle aralarında bir çarpışma gerçekleşiyor ve çarpışma sonucunda Şövalye Karl, Turgut Reis’in esiri oluyor. Turgut Reis, kurtarma parası karşılığında Karl’ı serbest bırakacağını söylüyor ancak Karl Müslüman olup Ömer adını alarak Turgut Reis’in yanında kalmak istiyor. Bu olaydan bir süre sonra Turgut Reis çok acı bir haber alıyor. Sadece kışları bir iki aylığına gidebildiği köyüne baskın yapıldığını ve hanımı Zeyneb’in acımasızca öldürüldüğünü öğreniyor. Bu olayla epey sarsılsa da katili bulmak için elinden geleni yapıyor ve sonunda hanımına hediye ettiği bileziğin ortaya çıkmasıyla katili buluyor. Hırsız Niko sayesinde hanımının katilinin Köpek Balığı Moçenigo olduğunu öğrenen Turgut Reis, bu bilgiyi doğrulatmak için bir plan kuruyor. Sorunsuz bir şekilde uyguladıkları plan sonucunda cezasını vermek için katilin karşısına çıkıyor ama Turgut Reis’i karşısında gören katil, korkudan ödü patlayarak oracıkta ölüyor.
1538 yılında Turgut Reis, devlet hizmetine giren eski dostu Hızır Reis namıdiğer Barbaros Hayreddin Paşa’dan Hristiyanlara karşı yapacakları deniz savaşı için destek çağrısı alıyor. Hemen tüm leventlerini ve kadırgalarını alıp diğer Türk korsanlarını da çağırarak Barbaros Hayreddin Paşa’nın davetine icabet ediyor. Hristiyanlara karşı din ve devlet uğruna samimiyetle bir araya gelen reislerle leventleri Prevezede pek çok milletin bir araya gelerek oluşturduğu Haçlılara karşı büyük bir muharebeye girişiyor. Denizcilik tarihinde büyük bir önem taşıyan muharebe, Müslümanların zaferiyle sonuçlanıyor ve kitap da böylece sona eriyor.