Korkusuz Cengaver, yirmi iki bölümden oluşmaktadır. Ahmet adında bir gencin padişah tarafından görevlendirilerek Konstantiniyye'ye gidişiyle oradaki Rumlar arasında edindiği izlenimlerini konu almaktadır. Kitabın sonunda da kitapla ilgili sorulardan oluşan şifreli bir bulmaca bulunmaktadır.
Yüzbaşı Laskarides, Sultan Murat'ın ölüm haberini Vasileas Konstantin Dragazes'e getirir. Yüzbaşının büyük bir mükafat almasını sağlayan bu haber, Vasileas'ın tahta çıkan II. Mehmet'e tehditvari bir mektup yazmasına sebep olur. Ama mektup Vasileas'ın beklediğinin tersine bir etki yapar.
Fetih için hazırlıklar yapan Padişah II. Mehmet, Gelibolu'daki ağanın oğlu Murat'ı özel bir görev için Edirne'ye çağırtır. Ahmet, Edirne'ye varınca padişahla görüşüp görevini öğrenir. Rumları çok iyi tanıyan ve çok iyi Rumca konuşan Ahmet görevi için Bizans'ın başşehri Konstantiniyye'ye gider. Kendisine kalacak bir yer ararken yolda Cenevizliler'in bir kızı kaçırmaya çalıştığını görür. Kızın babası feryat figan ederek yardım isterken kimsenin bir şey yapmaması karşısında Ahmet çok şaşırır. Kim olursa olsun mazluma yardım etmesi gerektiğini düşünerek kızı kurtarır. Bu sefer şaşırma sırası Rum halkına geçer çünkü onlar Cenevizliler'e karşı koymaya cesaret edemezken tanımadıkları bir genç tek başına Cenevizliler'in hakkından gelir.
Kızın babası Niko, Ahmet ile tanışır ve Ahmet'in kalacak bir yer aradığını öğrenir. Böylece, minnet duyduğu bu gence mutlaka kendi hanında kalmasını söyler. Ahmet, Niko'nun hanına yerleşirken insanlar da onun hakkında övgü dolu bir şekilde konuşurlar. Bu sözleri oraların kabadayısı olan Savapolos da duyar. Herkesin hakkında konuştuğu bu genci görmek için de adamlarıyla beraber Niko'nun hanına gider. Handa yemek yiyen Ahmet'i görünce ona sataşarak kavga çıkarır. Böylece dışarı çıkıp mücadeleye başlarlar ve Ahmet, Savapolos'u da adamlarını da perişan eder.
Ahmet bir sabah gürültüyle uyanır ve Türkler'in surlara kadar geldiğini öğrenir. İçten içe sevinir ve Rumlar'ın konuşmalarını dinleyerek bilgi edinir. Bir yandan da artık görevini yerine getirmek için Şehzade Orhan'ı bulmak ister. Böylece hancının kızı Eleni ile çıkıp Şehzade Orhan'ın dolaşıp alışveriş yaptığı yerlere giderler. Ama daha Şehzade Orhan'ı göremeden Türkler'in attığı topların korkunç seslerini duyarlar ve hemen hana dönerler.
Başka bir gün Ahmet, Şehzade Orhan'ı görmek için tek başına dışarı çıkar. Nihayet Şehzade Orhan'ı bularak padişahın mesajını ona iletir. Şehzade Orhan da karar vermek için beş gün müsaade ister. Ahmet, Şehzadenin yanından hana dönerken askerlerle karşılaşır ve Türkler'le çarpışmak için onlara katılmak zorunda kalır. Askerlerle surlara giden Ahmet bu durumu da lehine çevirmeyi başarır ve hem arkadaşlarının yanına döneceği gün için etrafı keşfeder hem de numara yaparak askerlerin yapacakları işlere engel olmaya çalışır. Böylece Ahmet, Şehzade Orhan'ı beklediği beş gün boyunca Rumlar'ın ne denli korktuklarına ve ümitsizliğe kapıldıklarına şahit olur.
Şehzadenin istediği süre dolunca Ahmet yeniden Şehzade Orhan'ın yanına gider. Bir süre onunla görüştükten sonra cevabını alır ve görevini tamamlamanın verdiği rahatlıkla hana döner. Handa, Eleni'yle konuşur ve ona kendi hakkında tüm gerçekleri anlatır. Bu sırada da Eleni'nin kendisi hakkında zaten bir şeyler bildiğini öğrenir. Böylece durumunu açıklaması daha da kolaylaşır ve Eleni'yle vedalaşıp Türk ordugahına gider. Ordugaha gidince öncelikle Padişah'la görüşüp göreviyle ilgili bilgi verir. Daha sonra da Ulubatlı Hasan'ın idaresindeki birliğe katılır.
Artık ait olduğu yere kavuşan Ahmet mutlulukla, diğer tüm askerler gibi kendisine verilen görevleri yerine getirir. Bu süreçte arkadaşlarıyla fetih hakkında konuşurlar. Eski kuşatmaları öğrenirler ve bu seferki kuşatmanın son kuşatma olup fetihle sonuçlanmasını en içten bir şekilde isterler. Sonunda da istediklerine ulaşırlar.