Kan Davası

Kan Davası - Reşat Nuri Güntekin

Puan Tablosu

YazarOkur'lar (5)	Editör
Kitapevi (10)	Sosyal Medya

Arka Kapak Bilgisi

Kan Davası Özet

Türkiye’nin kanayan yaralarından bir tanesi olan kan davalarını ele alan Reşat Nuri Güntekin Kan Davası kitabı ile okurlara bu yaranın acılarını ve çözümü mükemmel bir şekilde sunuyor.

Kan Davası romanı ilk olarak kısa bir hikaye ile başlar. Hikaye Bozova Toygar’da bir kıç gecesinde geçer. Yoğun kar yağışı nedeni ile köyler karlar altında kalmış, yollar tamamen kapanmıştır. Katır üstünde seyahat eden bir adam bir evin önünde durur ve şiddetle kapıya vurur. Yaşlı bir adam kapıyı açar. Adam doktoru aradığı söyler fakat yaşlı adam doktorun ölümcül bir yarası olduğunu ve o yüzden ona yardımcı olamayacağını söyler. Fakat adam onu dinlemez ve doktoru görme konusunda ısrarcı davranır. Bunun üzerine doktor odasından çıkar ve adama yarasını gösterir. Yollar kapalı olduğu için hastaneye gidememektedir ve yarasının bu şekilde tedavi edilmesinin mümkün olmadığını ve bu evde ölümünü beklediğini söyler.

Doktor çok başarılı bir cerrahtır fakat idealleri uğruna rahat bir hayatı bırakmış ve bu dağ başına görev aşkı ile gelmiştir. Şimdi ölümü de bu uğurda olacaktır.

Bunun üzerine adam kendi yara izini gösterir ve bir zamanlar savaşta yer aldığını, ciddi şekilde yaralandığını fakat ölmediğini, yarayı da kendi başına tedavi ettiğini anlatır. Doktordan vazgeçmemesini ve ona yardım etmesi için izin vermesini ister. Doktor bunun üzerine bu adamın isteğini kabul eder ve adam bir operasyon ile doktorun hayatını kurtarır. Bunun üzerine doktor adamın hikayesini dinlemek ister.

Adamın adı Ömer’di. Yaklaşık beş yıl önce askerleri taşıyan bir tren ile seyahat ederken bir vilayette dururlar. Bayram günü olduğu için Ömer etrafındakileri izler. Tam bu sırada yanına bir çocuk yaklaşır ve ona su vermek ister. Bu Ömer’in çok hoşuna gider ve suyu kabul eder. Çocuk daha sonra Ömer’e ceviz verir. Bunun üzerine Ömer çocuğu çok sever ve onu omzuna alarak gezdirmeye başlar. Ömer ona giyecek bir şeyler ve bir de patik alır. Tam bu sırada terin kalkış düdüğü çalar ve bunun üzerine Ömer çocuğu bırakmak zorunda kalır. Ömer çocuğu istasyona bırakıp, trene biner. Fakat bu çocuğu hiç unutamaz.

Ömer tren yolculuğu sonrası savaş alanına varır. Kendini bir anda çatışmaların içinde bulur ve bir süre sonrada göğsünden ciddi bir şekilde yaralanır. Kendisine geldiğinde bir hastanededir. Tam olarak ne olduğunu hatırlamamaktadır. Fakat hemşire onun baygın iken sürekli kızım diye sayıkladığını söyler.

Ömer taburcu olduktan sonra trene binerek geri dönüş yoluna geçer. Bu yolculuk sırasında kendi çocukluğunu hatırlar. Tüm çocuklar askeri okullara gönderilirken Ömer öğretmenlik okuluna gitmiştir. Buradaki en büyük tutkusu da kara kalem ile bir şeyler çizmek olur.

Tren yine Bozova’dan geçer. Ömer burayı tanımaktadır ve çocuğu bulmak ümidi ile trenden iner ve herkese çocuğu sormaya başlar. Şans eseri burada askerden tanıdığı Murat Bey ile karşılaşır. Derdini ona da anlatır ve Murat ona yardım edeceğini söyler. Bunun üzerine Ömer Murat’ın da yardımı ile dolaşarak çocuğu bulmaya çalışır. Bu sırada yolu mahkemeye düşer ve yargılanan birkaç köylüyü görür. Yargılananlar Yukarı Sazan Köyündendir ve bu köy katillerin çıktığı yer olarak bilinir.

Yargılama sırasında Ömer oturarak yargılananların resmini çizmeye başlar. Bunu gören köyün öğretmeni resmi çok beğenir ve Ömer ile sohbet etmeye başlar. Kısa sürede ikili arkadaş olur ve öğretmen Yukarı Sazan Köyünün hikayesini anlatmaya başlar.

Yukarı Sazan Köyü ile Aşağı Sazan Köyü arasında yıllardır süre gelen bir kan davası vardır. İki köy adeta birbirleri ile düşman halindedir ve bu düşmanlık iki köy arasında siper kazılmasına kadar gitmektedir.

Birçok savaş gördüğü için bu hikaye Ömer’e normal gelir. Çocuğu aramaya devam eder ve bu kez de yolu Aşağı Sazan Köyüne düşer. Burada bir otobüsün soyulduğu haberini alır. Soyguncular yakalanmıştır fakat soyguncular çocuklardan oluşmaktadır. Bunun üzerine Ömer çocukların affedilmesini ister. Fakat mebus çocukların cezalandırılması konusunda ısrarcıdır. Bunun üzerine Ömer çocukların serbest bırakılması durumunda bir okul kuracağını söyler. Bunun üzerine isteği kabul görür.

Ömer’in bu davranışı köylüler arasında da dikkat çeker fakat şüpheli gözler de onu izlemeye başlar. Muhtar’ın yeğeni olan Fettah Ömer’in Aşağı Sazan Köyünden geldiğini duyunca deliye döner ve onların adamı olduğuna inanır. Bunun üzerine Ömer’i ve yaptıklarını yakından izlemeye başlar.

Kış döneminin gelmesi ile birlikte Ömer’in okulda sıkıntılar başlar. Erzak kıtlığı çekmeye başlarınca Ömer ve çocuklar avlanarak çözüm üretmeye çalışırlar. Fakat hırsızlıktan gelen çocuklardan bazıları kendini kaybedip köylünün erzakını çalarlar. Ömer hırsızı buluyor fakat bu davranış gözlerin bir daha onlara dönmesine neden olur.

Ömer ve Murat hem okula hem de köye daha fazla yardım sağlayabilmek için çeşitli çözümler üretirler. Fakat iki köy arasındaki husumet pek azalmaz. Günlerden birinde çok fazla yağmur yağar. Köylülerin toplandığı gören Ömer ne olduğunu anlamak için oraya gider. Köylülerden bir tanesi sonunda intikamlarının alındığı ve Aşağı Sazan Köyünü su bastığını ve Allah’ın onların cezalarını verdiğini söyleyerek sevinir. Bunun üzerine Ömer dayanamaz ve tüm çocukları toplayıp köye yardıma koşar. Fettah da yine onların peşinden gider.

Köyü suların basmasının nedeni nehirdir ve nehrin yönünü değiştirebilmek için köyün üst kısmındaki kayalıkları patlatılması gerekmektedir. Bunun için Ömer Fettah’dan da yardım ister ve Fettah bunu kabul eder. Fettah, düşman olduğu Osman ile birlikte iki çocuğu alarak kayalıklara çıkar ve kayalıkları patlatırlar. Fakat patlamadan kaçamazlar ve hepsi orada ölürler.

Çocuklar ile birlikte iki köyden de kişilerin ölmesi üzerine iki köy bu kahramanlığın da etkisi ile bir araya gelir. Kan davası ve düşmanlık bunun üzerine azalmaya başlar.

Kan Davası Soruları ve Cevapları

Kan Davası Yorumları