Ilia Krusch, henüz elli iki yaşında olan emekli bir kaptandır ve emekliliğini balıkçılık ile geçirmektedir. Macaristan’ın Racz kasabasında ailesiyle mütevazı bir yaşam süren Krusch, oldukça dürüst bir insandır. Ayrıca çok da beceriklidir. Üzerinde hayatını geçirdiği Tuna Nehri’ni avucunun içi gibi bilmesinin yanında balıkçılığa dair oldukça derin bilgilere sahiptir. Bundan dolayı o, Tuna Oltası derneği tarafından Sigmaringen’de her yıl düzenlenen yarışmaya katılmaya karar vermiştir. Bu yarışmaya toplam doksan yedi balıkçı iştirak etmiştir. 25 Nisan’da yapılan yarışmanın iki farklı kategorisi bulunmaktadır. Bunların biri en ağır balığı yakalamak, ikincisi ise yarışma süresi içerisinde en çok balığı tutmaktır. Yarışmanın birincilerine iki yüz filorinlik para ödülü verilecektir. Dernekte henüz oldukça yeni olan ve pek tanınmayan Krusch, yarışmanın iki birincilik ödülünün de sahibi olur. Bu durum, ona büyük bir ün getirir. Macera peşinde olan ve üne ya da paraya çok değer vermeyen Krusch yeni projesini açıklar: Tuna Nehri’ni kaynağından Karadeniz’e kadar kayıkla balık tutarak geçmek! Bu yolculuk, yaklaşık iki ay sürecek büyük bir maceradır. Krusch’un projesi insanlar arasında büyük yankı uyandırır. Krusch ise, yolculuğa başlamak üzere nehrin kaynağına gider. Büyük macerasına başlar. Her gittiği şehir ve kasabada büyük bir ilgi görerek ve tuttuğu balıkları iyi fiyatlara satarak Tuna Nehri’nde ilerler. O sırada Tuna Nehri üzerinde bulunan ve Latzko adındaki biri tarafından yönetilen bir kaçakçılık şebekesi, güvenlik güçlerinin hayli ilgisini çekmiş durumdadır. Karl Dragoch adlı memur, Latzko çetesiyle uğraşan polis biriminin başına getirilmiştir. Krusch ise bu durumdan haberdar değildir ama yol boyunca duyacağı dedikodular sayesinde durumu anlayacaktır. Balık satarak ve teknesiyle yavaş yavaş süzülerek ilerleyen Krusch, Ulm şehrinde Bay Jaeger adlı biriyle tanışır. Baj Jaeger, Krusch’a beş yüz filorin vermeyi ve bunun karşılığında Krusch’un Tuna seyahati boyunca tutup satacağı tüm balıkların gelirinin kendisine verilmesini talep eder. Bu teklif Krusch’un hoşuna gider. Artık Krusch, tek başına değil, Bay Jaeger adlı kişiyle yolculuk etmektedir. İkisi, çok yakın zamanda dost olacaklardır. Her gidilen yerleşim biriminde Bay Jaeger birileriyle görüşmekte ve birtakım işler peşinde koşmaktadır. Ilia Krusch ise şehri gezmekle yetinmektedir. Tekne Viyana’da demirlediği sırada Bay Jaeger, çok acil bir işi olduğu ve tekneye dönemeyeceğini ancak yakın zamanda Krusch’a katılacağını bildiren mektup ile kayıplara karışır. Ilia Krusch, yakın zamanda dostu BayJaeger’e kavuşabilme ümidiyle yola devam eder. Peşte’ye gelince onun Latzko olması şüphesiyle tutuklanır ancak kısa zamanda aklanır. Bu durum, Krusch’un aklına, Jaeger’in aslında Latzko olabileceği şüphesini düşürür. Ancak Jaeger oldukça dürüst biridir, Krusch’a göre. O, çete reisi olamaz. Daha sonra Krusch, Bay Jaeger’le tekrar buluşur ve yolculuğa birlikte devan ederler. Tuna Nehri’nin sonlarına gelindiğinde bir kalyon, Krusch’un teknesi hızında ilerlemektedir. Fırtınalı bir gecede Krusch ve Jaeger, tekneyle bir koya sığınır. Kalyon da sığınmış ama denizin fazla içlerinde demirlemiştir. O gece geminin kaptanı denize düşüp kaybolur. Kalyonun patronu ise, Ilia Krusch’un gelip patronluk yapması için ona yüklü bir meblağ teklif eder. Krusch bu teklifi reddeder. Bunun üzerine kalyonun patronu Krusch ile Jaeger’e ve onların teknesine el koyar. Krusch kalyona sekiz günlük bir yol boyunca kaptanlık yapmak zorunda kalır. Kısa zamanda Krusch ve Jaeger, söz konusu patronun Latzko olduğunu anlar. Bir gece Jaeger, gizlice ve Krusch’a haber vermeden kalyondan kaçar. Krusch ise, kaçak malların teslimatının yapılacağı gün, canı pahasına bile olsa ufak bir pürüz çıkartır: Kalyonu karanın üstüne bindirir. Bunun üzerine teslimatın yapılacağı vapur, olay yerini alelacele terk eder. On beş dakika sonra güvenlik güçlerinin gemisine yakalanır. Güvenlik güçleri kalyona da el koyar. Bu geminin kaptanı Bay Jaeger çıkar. Jaeger, Krusch’u çetenin elinden kurtarır. Soınra Krusch, yüzlerce mil boyunca yolculuk yaptığı kişinin aslında Karl Dragoch olduğunu anlar! İkisinin dostluğu ilelebet sürer. Krusch, Latzko’nun yakalanmasına yardım ettiği için polisler tarafından iki bin filorin ile ödüllendirilir. Yarışmadan, Karl Dragoch’dan ve emniyet güçlerinden aldığı paralarla Krusch, oldukça yüklü bir servete kavuşur fakat o yine Racz’daki mütevazı yaşamına devam eder.
Olağanüstü yolculukların yazarı Jules Verne bu sefer okura Tuna Nehri’ni baştan başa gezdirmekte ve onu polisiye bir maceranın içine sokmaktadır. Romanda öne çıkan unsurlar gizem ve tabiattır. Her ne kadar seyyahlar Tuna Nehri boyunca sıralanmış şehir ve kasabalarda gezseler de bunlara ait tasvirler oldukça azdır. Koyu sarı renkli akan Tuna Nehri, adeta kendi başına bir roman kahramanı olarak hikâyeye dâhil olur. Böylece roman, Balkan coğrafyasına dair bir güzelleme vasfı kazanır.