İhsan Efendi karısının ölümü üzerine evin genç hizmetçisi Şehnaz’la evlenir. Oğlu Cevdet annesinin ölümüne sebep olarak babasını görmekte ve babasına gizli gizli kin gütmektedir. İhsan Efendi durumu farkında olsa da genç karısıyla arasının açılmasından korktuğundan durumu görmezden gelir. Şehnaz’ın dolduruşuna gelip oğlunu okuldan alıp işporta tezgahıyla sokaklarda çalışmaya göndermesine içi burkulsa da ses etmez.
Cevdet okulu bırakıp sokaklarda çalışmaya başladıktan sonra kovboy dergilerine olan ilgisi daha da artar. Amerika’ya gitmek, çabucak yetişkin olup Aslan Tomson gibi onu üzenleri cezalandırmak için yanıp tutuşur. Arkadaşı, çingene kızı Cevriye’yi de bu hayallerine ortak eder.
Bu sırada Şehnaz, kendisi gibi genç olan komşusu Şoför Adem’den hoşlanmaktadır. Şoför Ahmet ile annesi Muhsine Hanım da İhsan Efendinin tahsilat için sık sık eve getirdiği paralardan almak amacıyla aileyle yakınlaşırlar. Bu yakınlık çok kısa zamanda gizli bir ilişkiye döner. İhsan Efendinin gözünün önünde yaşanan bu durumu mahallenin çocukları bile bilmekte, Cevdet her gün bu durumla yüzleşmektedir. Bu yüzleşmenin sonu bir gün kavgayla bitince durumu bilmeyen İhsan Efendi oğlunu evden kovar ama bu kovuş onu çok üzer. Dört kişi oturdukları içki sofrasında geçirdiği kısa bir sarhoşluktan sonra uyanıp oğlunun boş odasına gider. Bunu fırsat bilen Adem de tahsilat parasından bir miktar çalar.
Ertesi gün parada çıkan açık sonucu İhsan Efendi tutuklanarak cezaevine konulur. Parayı çalan kişinin de o gece evden kovulan Cevdet olduğu düşünülmektedir. Cevdet bulunup apar topar sorguya çekilir. Babasının halini gören Cevdet, paraları çalıp yaktığını söyleyince babası yerine hapse girer. Şehnaz da Adem’in ayarladığı bir evde kocasından boşanmak ve Adem’le evlenmek için beklemektedir. İhsan Efendi de evine döndüğünde Muhsine Hanımdan karısının kaçtığını öğrenir. Fenalık geçiren İhsan Efendi, hastanede kısa bir süre yattıktan sonra da ölür. Ölüm haberini almayan Cevdet babasının onu ziyaret etmesini uzun zaman bekler durur. Bu bekleyiş esnasında da zamanla farklı çocuklarla arkadaşlıklar kurar. Bu arkadaşlarından biri olan Hasan, hapisten çıkar çıkmaz Cevdet için bir avukat arar. Şansın da yardımıyla bir avukat ve eşiyle karşılaşır ve avukat, Cevdet’in davasına ücretsiz bakmayı kabul eder. Avukat biraz araştırmayla faillerin Adem ve Şehnaz olduğunu çözer ve haklarında arama kararı çıkartılır. Bunu anlayan ikili kaçarlar.
Orada burada; dağlarda mağaralarda kalan Adem ve Şehnaz, Şehnaz’ın hastalanmasıyla yaşlı bir kadından kendileri hakkında farklı bir hikaye anlatarak yardım alırlar. Yaşlı kadının hareketlerinden şüphelenen köylüler durumu jandarmaya haber verirler. Çiftin yakalanması gazetelere dahi konu olur. Cevdet de tahliye edilir.
Tüm bunlar Cevdet’in Amerika sevdasını ikiye katlar. Hapisten çıkmasından birkaç gün sonra Cevdet ve Cevriye, Norveç vapurunu Amerika vapuru sanarak gizlice binerler. Çok geçmeden de yakalanıp Türk yetkilerine teslim edilirler. Cevdet ile yakından ilgilenen avukat, Cevdet’e onların yanında kalıp eğitim almasını teklif etse de Cevdet gururundan dolayı teklifi kabul etmez; Hasanlarda kalmaya ve fabrikada çalışmaya karar verir.
Cevdet’in hikayesi, Suçlu II-Sokakların Çocuğu’nda devam etmektedir.
Suçlu romanı hem Orhan Kemal’in sinemaya ilk kez uyarlanan eseri (1960), hem de tam 28 kere sansürlenerek Türk sinema tarihinde en çok sansüre uğramış filmler arasında olma özelliği taşımaktadır.