Birinci Perde: Keşanlı Ali sevdiği kız Zilha’nın dayısı, mahallenin belalılarından Çamur İhsan’ı öldürdüğü gerekçesiyle tutuklanıp cezaevine gönderilmiştir. Aldığı 9 yıllık cezanın 4 yılını yattıktan sonra aftan yararlanarak çıkan Ali’yi Sineklidağ halkı coşkuyla karşılar. Mahalleli yaklaşan muhtarlık seçimlerinde Ali’nin muhtar olmasını canıgönülden desteklemektedir. O yokken mahalleliyi haraca boğan Çakal Rüstem ve adamları Teke Kâzım ile Kürt Sabri de muhtar adaylarıdır. Kürt Sabri Çakal Rüstem lehine adaylığından feragat eder. Ali’nin kahvesine esrar saklayan Rüstem ve adamları Ali’yi polise şikâyet eder. Durumu fark edip el çabukluğuyla esrarı Rüstem’in kuşağına saklayan Nuri sayesinde Rüstem saf dışı edilir. Daha önce Ali’nin talimatıyla Teke Kazım’a oy verecek yukarı mahalledekiler çift yazdırılmıştır. Kütüklerde tahrifat ortaya çıkınca Teke Kazım engeli de ortadan kalkmış olur. Seçimi kazanan Ali tuvalet kâğıdı rulosu üzerine yazdığı yeni çalışma ilkelerini silah zoruyla kabul ettirir. Arkadaşı Temel’i maliyeci, Derviş Dayıyı hukuk müşaviri, akrabası Hafize’yi de kurduğu hizmetçiler birliğinin başı olarak atar. Müteahhit İhya Onaran’a ırgatlık yapacak 200 kişiyi seçer. Sırada kendisine dargın olan Zilha ile arasını düzeltmek vardır. Zilha’ya dayısı Çamur İhsan’ı çeşme başında bıçaklanmış bulduğunu, onu eczaneye götürürken üzerine kan bulaştığını, bu sırada bekçinin geldiğini, dayısının son sözü de Ali olunca asil katilin adamlarının yalancı şahitliğiyle tutuklandığını anlatır. Hapisteyken 3 ay boyunca masum olduğunu haykırmış, ağlamış, en sonunda koğuş arkadaşının kafasına tavla vurmasıyla nevri dönerek olay çıkarmış, cezaevi müdürünün kafasına iskemleyi geçirince de namı alıp başını gitmiştir. Zilha tam ona inanacakken Temel gelir. Ali’nin yeniden kabadayılık taslamasıyla Zilha bozulur ve başkasına yar olacağına ant içer. Sözünün hemen ardından Zilha Şerif Ablanın tuvaletinde İhya Onaran’ın oğlu Bülent, Bülent’in kızı Filiz ve Madam Olga ile karşılaşır. Bülent Bey Zilha’yı görüp kaçan karısı Nevvare’ye benzetince bayılır. Tesadüfen tuvalette bulunan aile dostları Profesör Zilha’yı kolundan tutarak Onaranların evine götürür. Bu sırada Ali’nin kahvesinde de işler tam tıkırında gitmektedir. Politikacının ziyaretiyle oy pazarlığı başlar. Mahalleye su, elektrik, havagazı ve bir miktar para karşılığı oylar satılır.
İkinci Perde: Zilha Onaranların evinde kalmaya başlamıştır. İhya Bey ve Profesörün isteğiyle Madam Olga’dan adabımuaşeret dersleri almaya başlar. Amaç Zilha’yı bir hanımefendi gibi yetiştirip karısının başkasına kaçması nedeniyle bunalıma girmiş Bülent Beyle evlendirmektir. Kıyafeti, saçı, makyajı, yürüyüşle Ali’ye caka satmak isteyen Zilha ailenin köpeği Şamama’yı alarak eski mahallesine gider. Onun hem bu haline hem de Bülent Beye metres olmuş dedikodularına sinirlenen Ali, Onaranlardan intikam almak için gönderdiği 200 işçiyi inşaatın bitmesinin son anlarında geri çekmeye karar verir. Ancak planı işe yaramamıştır. İhya Bey Şakir Şaklaban’ın yardımıyla zarara uğramaktan kurtulmuştur. Üstüne üstlük oğlu Bülent’i Zilha’yla evlendirmek üzeredir. Yüksek sosyetenin tüm isimlerinin toplandığı düğün sırasında Ahsen’in istediğiyle Nevvare eve geri dönmüştür. Nevvare ile karşılaşan Zilha durumu anlayarak evden kaçar. Aynı anda Çamur İhsan’ı gerçekten öldüren Manyak Cafer para karşılığı Keşanlı Ali’yi öldürmek için İhya Beyle anlaşmaya gelmiştir. Düğün haberini Bohçacı Raziye’den alan Ali de evi basarak yanlışlıkla Zilha’ya çok benzeyen Nevvare’yi kaçırır. Nevvare’yi kurtarmak için Sineklidağ’a giden polis ve Onaranlar Nevvare’yi Şerif Abla’nın evinde bulurlar. Gerçek anlaşılmış, Onaranlar Nevvare’yi alarak evlerine dönmüşlerdir. Zilha da Ali’yi affetmiştir. Tam baş başa kalmışlarken Manyak Cafer ortaya çıkar. Ali’yi kışkırtır. Gecekondulardan birini ateşe verir. Eli silahlı Cafer’in üzerine atlayan Ali onunla boğuşurken silah ateş alır. Cafer vurulmuştur. Polisler gelir, Ali’yi kelepçeleyerek götürürler. Ali artık gerçek bir katildir. Destan doğrulanmış, Zilha ile yolları yine ayrılmıştır.
İki perde, on beş tablo, kırk karakterden oluşan Keşanlı Ali Destanı ilk Türk epik tiyatro örneğidir. Taner’in müziklerini Yalçın Tura’nın yapması konusunda ısrarı nedeniyle yazılan tarihten iki yıl sonra ilk kez 31 Mart 1964’te Gülriz Sururi-Engin Cezzar topluluğu tarafından Muammer Karaca tiyatrosunda Türk seyircisinin önüne çıkarılmıştır. Meddah, orta oyunu, gölge oyunu motiflerini taşıması, seyircinin katılımını sağlaması, konuşma diliyle yazılması, birer toplumsal problem olan sınıf farklılıkları, gecekondulu-şehirli çatışması, kahramanlık, Doğu-Batı çatışması, mafyalaşma, siyasetin iç yüzü gibi konuları işlemesi gibi nedenlerle halk tarafından çok sevilmiş, sanatçılar yirmi dakika boyunca alkışlanmıştır. Yurt içinde binden fazla, yurtdışında yedi ayrı ülkenin on bir farklı kentinde de dört yüz kez başarıyla oynanmıştır. 1964’te Atıf Yılmaz tarafından sinemaya uyarlanmış, 2011 yılında da Çağan Irmak’ın yönetmenliğinde televizyon dizisi olarak izleyicinin karşısına çıkmıştır.