Sevgi, Prut Savaşı ve ardından imzalanan antlaşmada Baltacı Mehmet Paşa ve Rus Çariçesi I. Katerina’nın etkisi üzerine yazmayı planladığı doktora tezini araştırmak üzere sık sık Topkapı Sarayı Müzesi Yazma Eserler Kütüphanesine gitmektedir. Cuma namazı çıkışında bu konuda ona yardım etmeyi üstüne alan babasının arkadaşı İbnülhasip Mehmet Nesip Bey’i beklerken müzede, kendini Katerina’nın ruhu sanan geçkin bir Amerikalı, emekli bahriye subayı olan bir Fransız, genç bir İtalyan kızı ve bir Alman gencinden oluşan kafileyi gezdiren turist rehberi Oktay’la sohbete başlar. O esnada müzenin müdürü olan arkadaşını ziyarete gelmiş olan eski eniştesi emekli hariciyeci Ekmel Bey de oradadır. Nesip Bey dönüşte, gözünün hiç tutmadığı ve biraz da kıskandığı Oktay’la konuştuğunu gördüğü Sevgi’yi sürüklercesine kütüphaneye götürür. Ona, büyük atası Tarihçi Halepli Mustafa Naîmâ Efendi başta olmak üzere Ahmet Cevdet Paşa’nın, Mehmet Raşid Efendi’nin, Yeniçeri Kâtibi Hasan’ın yazdıklarından hareketle görüşlerini aktarır. Nesip Bey’e göre Baltacı, aklı fikri parada olan, şehvet düşkünü bir uğursuzdur. Osmanlı Devleti’nin üstünlüğünde ilerleyen savaşın aniden bir antlaşmayla sonuçlanmasına neden olan da bu karakteridir. Baltacı’nın, barış karşılığında, Büyük Pedro’nun sevgilisi Katerina’yla bir gece geçirmesi ve bütün Rus ordugahından toplanan para ve mücevherleri alması fikri Sevgi’ye inandırıcı gelmeyince Nesip Bey olayı canlandırmaya başlar. Nesip Bey’in son sözlerine yetişen Ekmel Bey, bu bilgilerin eksik ve yanlış olduğunu ona sürer. Dimitri Kandemir’i referans alarak tedbirli ve mantıksal bir asker olan Baltacı’nın, uzun bir savaş neticesinde yorgun düşen orduyu tekrar savaşa sokmanın ülke açısından iyi sonuçlar doğurmayacağını görerek önerilen barış şartlarının Osmanlı açısından yararlı olacağını düşünüp barış yaptığını söyler. Ekmel Bey ve antitezini kendisine bir hakaret olarak gören Nesip Bey arasındaki tartışmayla birinci perde sona erer.
Bir başka gün Sevgi yine çalışmak için aynı kütüphaneye gelmiştir. Oktay da izinli olduğu halde genç kadını tavlamak için oradadır. Ona göre Nesip Bey’in de Ekmel Bey’in de savundukları yanlıştır. Dünya tarihinin en esrarlı olaylarından biri olarak görülen Prut Antlaşması’nın arka yüzünü anlamak için Baltacı’nın, III. Ahmed’in annesi Gülnuş Sultan’a ve Midilli’de sürgündeyken çocuklarına yazdığı mektuplarını okumak gereklidir. Oktay’a göre Baltacı, yumuşak huylu, veziriazamlık mührünü sırf imparatorluğun çıkarı için üzerine alan barışçıl bir adamdır. Babasını bilmemesi sebebiyle kaderdaşı olarak gördüğü Katerina’nın ziyaretiyle bitmek bilmeyen horoz dövüşünü sonlandırmanın uygun olduğuna karar vermiş ve antlaşmayı imzalamıştır. Oktay’ın bu bakış açısı Sevgi’yi kendine çeker. Bu arada Nesip Bey ve Ekmel Bey içeri girerler ve iki genci birbirine sarılmış şekilde bulunca bozulurlar. Ama en büyük bozgunu Sevgi’nin tezini Baltacı’nın kendisi açısından anlatacağını öğrenince yaşarlar. Oktay’ın sözünü ettiği Midilli mektupları belki gerçek değildir ama zaten tarihte tek gerçek yoktur. Tarihçiler olayları kendi şartları altında bir prizmadan geçirerek yorumlar. Baltacı da mezarından kalkıp gelse üç farklı Baltacı yorumundan sonra kendi gerçekliğini sorgulayacaktır.
Taner, üç farklı kuşağın bakış açısıyla üç farklı kaynak göstererek anlattığı iki perdeden oluşan Lütfen Dokunmayın’da oyun içinde oyun tekniğini ve tarihselleştirmeyi oldukça başarılı bir şekilde uygulanmıştır. Bu sayede de tekil ve anlık bir tarihsel gerçeğin birden fazla söylemle kurgulanabilmesinin tarih biliminin ve tarihsel algının kaçınılmaz bir cilvesi olduğunu gözler önüne sermiştir.