Yaşasın Demokrasi

Yaşasın Demokrasi
Kitabın Yazarı:Haldun Taner Kitap Türü:Öykü/Hikaye Yayınevi:Yapı Kredi Yayınları Yayınlandığı Yıl:1949 Sayfa Sayısı:72 ISBN:9789750836114 Kitap Puanı:7.7 / 10 | Yorum: 3

Fiyat Listesi / Satın Al

YazarOkur:bedava al D&R:36,00 TL e-kitap,pdf,epub: *

7.7
Berbat Sıkıcı Ehh işte Güzel Harika
Güzel
Giriş Yap Üye Ol

Yaşasın Demokrasi - Haldun Taner

Kitap Türü:Öykü/Hikaye

Puan Tablosu

Arka Kapak Bilgisi

Yaşasın Demokrasi Özet

Haldun Taner, on öyküden oluşan kitabı Yaşasın Demokrasi’de toplumun her kesiminden insanını ruhsal değişim ve dönüşüm, vefakarlık, ikiyüzlülük, yalnızlık, kadın-erkek ilişkileri, gösteriş merakı ve beğenilme arzusu, yozlaşma, çıkarcılık, dürüstlük gibi temalar etrafında mizahi bir bakış açısı ile ele alır.

Yağlı Kapı: Yirmi işçi lüks bir sayfiye yerinde yeni yapılacak asfalt yol için taş kırmaktadır. Paydos düdüğü öttüğünde Rıza diğerlerinden ayrılarak tramvay caddesindeki manavın yolunu tutar. Yorgun ve keyifsiz bir halde yürürken taş kırdıkları sokaktaki Sümbüllü Köşk’ün yaşı geçkince olan hanımını at sırtında görür. Kadın tam caddeye çıktığında gelen tramvayın çıkardığı ses atı ürkütür. Hırçınlaşan at, sahibini üstünden atmaya çalışır. Durumun ciddiyetini fark eden Rıza atı sakinleştirir ve baygın kadını kucaklar. Kazayı görüp tramvaydan atlayan bir gençle esnaftan üç kişi yardımına koşar ve kadını eczaneye taşırlar. Gelen genç, kaza geçiren kadının oğludur. Üç gün sonra oğul ve babası Rıza’ya otuz lira aylıkla köşkün bahçıvan yamaklığı görevini teklif ederler. Rıza teklifi önemsememiş gibi görünse de ertesi sabah köşkün kapısında belirir. Bir ay boyunca yediği önünde yemediği arkasında rahat bir yaşam süren Rıza izin günü arkadaşlarını görmeye gider. Dönüşte içinde anlamlandıramadığı bir boşluk hisseder. Bu his bir daha hiç peşini bırakmaz. Artık en mutlu zamanları bakkala, kasaba gittiğinde arkadaşlarını gördüğü anlar olur. Yol yapımı bittiğinden arkadaşlarının gittiğini fark ettiği gün içine çöreklenen gurbet acısı katlanılmaz olur. Bir gece rüyasına giren arkadaşları onu evin hanımının sevgilisi olmakla suçlayınca Rıza sabah erkenden her şeyini bırakarak köşkü terk eder ve arkadaşlarını aramaya koyulur.

Dairede Islahat: Genç bir vekil, düzenini bozuk bulduğu bir kurumun müdüriyetine eski sınıf arkadaşı Bahadır Erdem’i tayin eder ve ona randımanı sağlaması için açık çek verir. Bahadır Erdem eski müdür zamanında rahatlığa alışmış olan odacıyı, Kâtibe Şükran’ı, Şevki Mutlu’yu, Müdür Muavini Hulusi’yi, Hulusi’nin yeğenini ve baldızını tasfiye eder. İşten çıkarmaları gören çalışanlar işlerine sıkı sıkıya tutunur, diğerleri ise öç alacakları zamanı kollar. Günlerden bir gün genç vekil anlaşılmaz bir nedenle istifasını veriverir. Kuruma doluşan müfettişler Bahadır Erdem’in bir açığını bulamasa da bir bahaneyle onu kurumdaki görevinden alıp merkezde başka bir göreve tayin ederler. Yerine gelen müdür emekliliğine iki yıl kaldığından işleri ağırdan alır, hesabı kesilenler geri döner, kurum yeniden eski halini alır.

Heykel: Üryanizade Sıdkı’nın en büyük hayali heykelini diktirmektir ve bu arzusu için tüm imkanlarını seferber eder. Üç heykeltıraşın birlikte çalışıp yüz kırk günde tamamladığı heykel, Sıdkı Beyin apartmanın önündeki kaideye yerleştirilemeden belediye memurları tarafından izin alınmadığı gerekçesiyle engellenir. Tüccarın dört ay boyunca başvurularından netice alamaması nedeniyle evinde tutmak zorunda kaldığı bu dev tunç yontu, kaza sonucu boyundan aşağısı çatlayınca izne gerek olmadan büst olarak dikilebilir hale gelir.

Beatris Mavyan: Beatris Mavyan varsıl bir ailenin geç yaşta sahip olunan tek çocuğudur. Bu sebeple de itinayla yetiştirilmiştir. Ancak aldığı yüksek eğitim çirkinliğini kamufle etmeye yetmediği için evlenememektedir. 28 yaşındaki Beatris bir gün Şişli Ermeni Yetimhanesi yararına verilen bir etkinlikte karşılaştığı Adonis Jirayir’e âşık olur. Jirayir, Beatris’i görmeye bile tahammül edemese de Varlık Vergisi Kanunun çıkmasıyla 75.000 lira karşılığında genç kadının kocası oluverir.

Yaşasın Demokrasi: Bir genel seçim günü kasaba meydanında Demokrat Parti taraftarları hoparlörlü bir kamyonla halkı kendi partilerine oy vermeye çağırır. Nahiye Müdürü ve Halk Partisi Başkanı ahalinin ilgisini kendilerine çekmek için ne yapacaklarını kara kara düşünürken iki Halk Partili elinde sazıyla Aşık Mehmet’i kahveye getirir. Aşık Mehmet duyanı mest eden sesiyle altı oku temsil eden ilkeleri halk türküsü haline getirerek okur. Onu hayranlıkla dinleyen seçmenlerin artık kime oy vereceği belli olmuştur.

Aşık Mehmet gittiği her yerde aynı yöntemi kullanarak seçimin Halk Partisi lehine sonuçlanmasını sağlamaktadır. Durumun vahametini farkına varan Demokrat Parti ileri gelenlerinden biri Aşık Mehmet’in bu iş için partiden iki yüz elli lira aldığını öğrenince ona kendi partisinin propagandasını yapması için üç yüz elli lira önerir. Öneriyi kabul eden Aşık Mehmet bu sefer de Demokrat Parti lehine türküler söylemeye başlar. Halk Partisi ona bir iki yüz elli lira daha teklif etse de kabul etmez ancak sonrasında çok pişman olur. Neden rekabeti kızıştırarak daha fazla kazanmamıştır ki? Bir sonraki sene yapılan ara seçimlerde düşüncesini uygulamaya koyar ve bol kazanç elde eder. Artık sırada Millet Partisinin de katılacağı seçimler vardır.

Geçmiş Zaman Olur Ki: Gazetede, bir zamanlar âşık olduğu güzeller güzeli Mahinur’un büyüdüğü köşkün kiralık olduğunu okuyan adam eski anılarını yad etmek için ilandaki adrese gider. Karşısına Mahinur çıkınca da küçük dilini yutar. İlk aşkı 18 yılda o kadar değişmiş, itici olmuştur ki adam oradan ayrıldığında bir zamanlar kin beslediği koca Müteahhit Arif Beye de iki aşığı bir araya getirmeyen hayata da minnet duyar.

Necmiye’nin Hatırı: Bir Zafer Bayramı gecesi Emrullah’ın kahvesinde toplanan müşteriler getirilen saz takımını beğenmemişler, ille de Klarnetçi Cemal Efendi’nin çalmasında ısrarcı olmuşlardır. Cemal Efendi tövbe etmiş, yıllardır klarneti ağzına götürmemiştir. İşvebaz Necmiye’nin karşısında büyülenen yaşlı klarnetçi yeminini bozup bir taksim icra ederken tıkanıp iki büklüm yere düşer. Durumu haber alan karısı hemen adamı kargatulumba oradan çıkarır. Cemal Efendi’nin Necmiye’yi bırakmamak için direnmesi fayda etmez.

Sebati Bey’in İstanbul Seferi: Karantina katipliğinden emekli Sebati Bey çiçeklere olan aşırı düşkünlüğüyle bilinmektedir. Huyunu bilen süt eniştesi ona eline geçen Japon gülü tohumundan ayırmıştır. Sebati Bey ha bugün ha yarın derken tam da İstanbul’un kurtuluş günü Maltepe’den Saraçhane’ye tohumlarını almaya gider. Dönüşte Haydarpaşa Garında bir gençle çarpışır. Dökülen tohumlar insan selinin ayakları altında ezilir gider.

İşgüzar Bir Polis: Mülkiye Müfettişi Asım Kutay ve genç karısı Cavidan Hanım yeni villalarına taşındıkları ilk gece soyulurlar. Komşularından bu duruma çok sık rastlandığını öğrenen Asım Bey, masrafın mahallenin zenginlerince karşılanacağı bir polis noktası kurulması isteğini ilgili kurumlara iletir. Bir hafta sonra Necmi Uyanık adlı genç polis memuru henüz betonu bile kurumamış kulübede görevine başlar. Varlığı sayesinde mahallede hırsızlık olayları bittiğinden Uyanık, baş tacı edildiği mahallede tüm dedikoduların hâkimi olur. Sadece Kutay ailesi hakkında kulağına hiçbir gıybet çalınmamıştır. Genç memur bir akşam gizlice gittiği düğünden dönüşte Cavidan Hanımı yanında genç bir erkekle sarmaş dolaş öpüşürken görür ve gördüklerini Asım Beye anlatır. Cavidan arkadaşı Ferhunde’yi ve eroinman kardeşi Nail’i şahit göstererek olayı yalanlar. Asım Kutay tarafından yalancılıkla itham edilen Uyanık işin peşini bırakmaz. Nail’den ablasının lehine para karşılığı şahitlik yaptığını öğrenince doğrudan müfettişe koşar. Cavidan da aşığı Nazım’ı sevdiğini kocasına itiraf eder. Asım Kutay evi terk ederek ablasının yanına gider. Zamanla karısına duyduğu özlemle baş edemez ve karı koca yeniden bir araya gelirler. Uyanık da müfettişin talebi üzerine başka yere tayin edilir. Mahallede hırsızlık yeniden başlasa da Asım Bey başka bir polisin gelmemesinde ısrarcıdır.

Harikliya: Harikliya dört kız kardeşi, ihtiyar babası ve sağır annesiyle kıt kanaat yaşayan, cana yakın tabiatlı bir genç kızdır. Nişanlısı Andon Vasilyadis’le evleneceği günü beklemektedir. Ancak Missouri Zırhlısının İstanbul’a gelmesiyle genç kadının huyu suyu değişir. Andon’la olan nişanını atıp bir Amerikan bahriyelisi olan Jimmy’le nişanlanır. On beş gün sonra ülkeden ayrılan zırhlının hemen ardından Harikliya da Amerika’ya gidip terhis olan sevgilisiyle evlenir ve bir çocukları olur. Andon da hayatına devam eder ve gül gibi geçinip gittiği zengin bir garaj sahibinin kızıyla evlenir. Harikliya ise ardında hala kendisi için sararıp solan bir nişanlı bıraktığını zannetmektedir.

Editör: Pınar Tufanlı

Yaşasın Demokrasi Kitap Özeti

İlk baskısı 1949 yılında yapılan Yaşasın Demokrasi, içerisinde on kısa öykü barındıran bir eserdir. Eserin ilk öyküsü Yağlı Kapı’da Rıza’nın hikâyesi anlatılır. Rıza bir taş işçisidir. Taşralıdır. Bir gün, İstanbul’da gezerken, atla gezinen yaşlı bir kadına rastlar. Kadının atı tramvayın çıkardığı iç gıcıklayan sesten dolayı ürküp şaha kalkar, tepinir, çifteler savurur. Yaşlı kadın atın kontrolünü kaybeder. Ne kadar gayret etse de atı dizginleyemez. Rıza yardımseverdir, ok gibi fırlayıp azgın hayvanı yularından kavrar ve onu sakinleştirir. Kısa süre sonra at acı bir kişneme saldıktan sonra durulur, sakinleşir. Yaşlı kadın, kendini kaybetmiş bir şekilde Rıza’nın kollarına düşer. Rıza kadını kucaklayıp üç dört kişinin de yardımıyla eczaneye taşır. Ermeni eczacının yaptığı iğne sayesinde kendine geldikten sonra hayatını bu genç adama, Rıza’ya borçlu olduğunu ifade eder. Rıza’nın bu yardımı karşılıksız kalmayacaktır. Rıza’nın asıl patronu, bu kadının kocasıdır. Sümbüllü Köşk’te oturan bu aile, Rıza’yı iyi bir maaşla bahçıvan olarak işe alır. Böylece Rıza, yağlı bir kapıya kavuşmuş olur. İşi artık daha kolaydır, ücreti de daha fazladır. Ancak Rıza’nın amele arkadaşları onun bu durumunu kıskanır. Aralarında dedikodu yapmaya başlarlar. Rıza’nın yaşlı kadınla samimiyetine dair söylentiler alır başını gider. Rıza bu durumdan rahatsız olur. Yediği önünde yemediği ardındadır ama aynı zamanda yalnız biridir. İçinde bulunduğu durumdan dolayı üzgündür. Taş kıran arkadaşları başka bir yere çalışmaya gönderilmiştir. Böylece Rıza’nın yalnızlığı arttıkça artar. Köşke de alışamamıştır. Ne de olsa o, böyle rahat bir yaşama alışkın değildir. Bir gün, hiç kimseye tek söz etmeden, bütün her şeyi geride bırakarak köşkten kaçar ve arkadaşlarını aramaya karar verir.

Dairede Islahat adlı hikâyede genç bir vekil, verimliliğinden memnun olmadığı bir müesseseye eski bir sınıf arkadaşı olan Bahadır Erdem’i müdür olarak tayin eder. Bahadır Erdem oldukça ahlâklı ve çalışkan biridir. Bu müesseseyi iyi bir hâle getirmek için astığı astık kestiği kestik bir tavra bürünür. Bu tavır işe de yaramaktadır. Ne var ki çalışanlar bu durumdan oldukça rahatsızdır. Bahadır Erdem her ne kadar idealist bir insan olsa da bu durum uzun süre devam etmez. Nihayet çare, eski müdürün tekrar Bahadır Erdem’in yerine atanmasında bulunur. Heykel adlı öykü, ciddi bir para vererek kendi heykelini yaptırma sevdasına düşen zengin bir adam hakkındadır. Heykel çok güzel olmuştur. Bu heykeli, caddeye bakan bir mağazaya koymaya karar veren adam, kanunların engeline takılır. Devlet yetkilileri, herkesin kafasına göre heykel yaptırıp bunu ulu orta yere koymaya başlayınca işin zıvanadan çıkacağını belirtir. Adam da heykeli evin içinde görünmeyen bir yere koyar. Bu heykel, çocuklar tarafından, oyun esnasında yaşanan bir kaza dolayısıyla tuzla buz olur. Beatris Mavyan öyküsü güzellik yoksunu zengin bir kız hakkındadır. Hiç talibi yoktur ama bunu kendisinin seçici oluşuna bağlar. Bir gün, Jirayir Keklikyan adında, eğitimsiz bir manifaturacıya âşık olur. Bu adam çirkindir ama Beatris’le bir baloda dans etmiştir. Bu kısa yakınlaşma, Beatris’in ona vurulmasına vesile olmaya yetmiştir. Beatris’in babası, kızı ile Jirayir’in arasını yapmak için genç oğlanı sık sık eve ziyarete çağırır. Jirayir ise Beatris’ten hoşlanmamasına rağmen onun zengin babasına yakın olmak için bu ziyaretlere devam eder. Bu sıralarda Varlık Vergisi kanunu çıkarılır. Jirayir bu vergiyi ödeyemeyecektir. Beatris’in babası, Jirayir’in kızıyla evlenmesi karşılığında ona maddi yardımda bulunacağını vaadeder. Jirayir bu teklifi kabul eder. Böylece Beatris âşık olduğu adama, Jirayir ise maddi imkânlara kavuşur. Yaşasın Demokrasi hikâyesi, bir seçim sırasında CHP ile AP arasında yaşanan çekişmeleri konu alır. Halk AP’nin mitinglerine daha çok gider. Bunun üzerine CHP bir âşık bulur. Sazını alıp CHP için düzenlenmiş türküyü çalıp söyleyen âşık, halkın ilgisini çeker. Bu iş için epey para almıştır. CHP o gün bu âşığı köy köy gezdirir. Durumun ciddiliğini anlayan AP’liler, âşığa, CHP’nin verdiğinden daha yüklü miktarda bir para teklif ederler. Şartları, artık daha fazla türkü söylemeyecektir. Âşık bu parayı kabul eder, CHP’lilere ise artık yorulduğunu ve dinlenmesi gerektiğini ifade eder. Böylece halk, tekrar AP’ye daha çok rağbet etmeye devam eder. Seçimden sonra âşık, tercihi dolayısıyla pişman olur. Keşke AP için de türkü söyleseydi… Böylece CHP daha çok para verip onu tekrar geri almak için uğraşırdı. Böylece hem CHP’yi hem de AP’yi soyup soğana çevirmiş olurdu. Özetlenenlerin dışında kitapta Geçmiş Zaman Olur Ki, Necmiye’nin Hatırı, Sebati Bey’in İstanbul Seferi, İşgüzar Bir Polis ve Harikliya adlı hikâyeler de yer almaktadır. Haldun Taner, bu hikâyelerle 20. asrın ortalarındaki Türkiye’nin demokrasi ve ahlak seviyesine, halkın yaşayışına, toplumsal sınıflara dikkat çeker. Dikkatli bir gözlemci ve iyi bir edebiyatçı olan Haldun Taner’in Türkçe’yi oldukça başarılı kullandığı söylenebilir. Su gibi akıp giden üslubu, başarılı ve esprili kurgusu okuyucuya gayet başarılı ürünler sunmaktadır.

Editör: Murat ASLAN

Yaşasın Demokrasi Soruları ve Cevapları

Yaşasın Demokrasi kimin eseri?

Haldun Taner

Yaşasın Demokrasi türü nedir?

Öykü/Hikaye

Yaşasın Demokrasi kaç sayfa?

72

Yaşasın Demokrasi Yorumları

bir dönemi çok güzel anlatmış kısa kısa güzel okunuyor harika bir öykü kitabı

05-05-2020 10:17

beklediğimden çok daha iyi bir kitap çıktı tavsiye eden öğretmenime de buradan teşekkür ederim

24-09-2022 19:09

şu demokrasiyi bir biz yaşayamadık

10-11-2023 00:05

Devekuşuna Mektuplar 1 / Önce İnsan Sancho'nun Sabah Yürüyüşü Ve Değirmen Dönerdi - Lütfen Dokunmayın Çok Güzelsin Gitme Dur Huzur Çıkmazı Günün Adamı - Dışardakiler Ayışığında Şamata Düşsem Yollara Yollara Fazilet Eczanesi Yaşasın Demokrasi Yalıda Sabah Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım Sersem Kocanın Kurnaz Karısı Keşanlı Ali Destanı Şişhane'ye Yağmur Yağıyordu en iyi kitaplar yeni çıkan kitaplar en çok satan kitaplar okunması gereken kitaplar en çok okunan kitaplar 100 temel eser bedava kitap editör ol kitap bağışı Gün Olur Asra Bedel Tutunamayanlar Acımak Camdaki Kız 1984 Hayvan Çiftliği Sokrates'in Savunması Uzun Hikaye Alice Harikalar Diyarında Haritada Kaybolmak Kraliçeyi Kurtarmak İçimdeki Müzik Çalıkuşu Çocuk Kalbi Küçük Kara Balık İntibah Bülbülü Öldürmek Beyaz Zambaklar Ülkesinde Don Kişot Sineklerin Tanrısı Toprak Ana İnce Memed Satranç İki Şehrin Hikayesi Vadideki Zambak İçimizdeki Şeytan Sergüzeşt Beyaz Gemi Araba Sevdası Yaban İnsan Ne İle Yaşar Küçük Prens Dönüşüm Beyaz Diş Saatleri Ayarlama Enstitüsü Fareler ve İnsanlar Sol Ayağım Suç ve Ceza Sefiller Simyacı Şeker Portakalı Kürk Mantolu Madonna Pembe İncili Kaftan Esir Şehrin İnsanları Üç Anadolu Efsanesi Köroğlu, Karacaoğlan, Alageyik Yeraltından Notlar Sait Faik Seçme Hikayeler Rüzgarı Dizginleyen Çocuk Sabahattin Ali Bütün Öyküleri Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu