Sevim Ak’ın yazdığı Gökte Biri Var, bir mahallede yaşanan değişim hikâyesini konu alıyor. Hikâyenin başkahramanı Güneş adında bir kız çocuğu. Hikâyedeki diğer önemli karakterler ise Güneş’in annesi, anneannesi, arkadaşları ve teldeki garip adam ile Susam adlı kız. Hikâye; dostluk, ön yargılar ve değişime açık olmak gibi çok çeşitli konularda güzel mesajlar veriyor. İlk kez 2012 yılında Can Çocuk Yayınları tarafından yayımlanan kitap, 92 sayfadan oluşuyor. Kitabın pek çok sayfasında Behiç Ak’ın kaleminden çıkan rengârenk çizimler yer alıyor. Karikatür tarzındaki resimler kitabı çok daha eğlenceli hâle getiriyor.
Gökte Biri Var Özeti
Hikâye, Güneş’in anneannesinin onlarda kaldığı günlerde geçiyor. O günlerden birinde Güneş ile anneannesi leziz kurabiyeler yapıyorlar. Kurabiye yapmaktan çok keyif alınca ipin ucunu kaçırıyorlar ve sonunda neredeyse tüm mahalleye yetecek kadar kurabiye pişirdiklerini fark ediyorlar. Böylece anneannesi kurabiyelerin bir kısmını eve çağırdığı komşulara ikram ediyor, bir kısmını ise mahalledeki arkadaşlarına dağıtması için Güneş’e veriyor.
Güneş bir tepsi kurabiyeyi alıp arkadaşlarının futbol oynadığı boş arsaya gidiyor. Kurabiyeleri tüm arkadaşlarına dağıtıyor ve sonunda tepside iki kurabiye kalıyor. Güneş bu kurabiyeleri ne yapacağını düşünürken üstünde “Bana da bir kurabiye verir misin?” notunun bulunduğu bir kağıt uçak görüyor. Ama uçağın nereden geldiğini anlayamıyor ve evine doğru yürüyor.
Yolda giderken iki direğin arasına gerilmiş tellerde bir adamın olduğunu fark ediyor. Adamın etrafına doluşan kalabalıkla birlikte Güneş de bu garip duruma bir anlam vermeye çalışıyor. Bu sırada uçağı atan kişinin bu garip adam olduğunu anlıyor ve son iki kurabiyeyi adamın telden aşağı doğru sarkıttığı sepete koyuyor.
Başka bir gün Güneş, arkadaşı Murat’ın doğum günü partisine gidiyor. Partiye giderken meşhur kurabiyelerinden de yapıp götürüyor. Parti sırasında üç arkadaşının partiye aynı kıyafetle gelmeleri ve doğum günü çocuğuna aynı hediyeyi almaları gibi komik olaylara şahit oluyor. Dönüş yolunda ise garip adamın kurabiye istediği yeni bir kağıt uçakla karşılaşıyor. Doğum günü partisine götürdüğü kurabiyeler arasından kendisi için ayırdığı iki taneyi adamın sepetine bırakıyor ve eve dönüyor.
Eve döndüğünde annesinin yeni bir arkadaş edindiğini ve kendisinin de bu yeni arkadaşın kızıyla arkadaşlık kurması gerektiğini öğreniyor. Bu durumdan hiç hoşlanmasa da kısa süre içinde Susam adındaki kızla tanışmak zorunda kalıyor. Garip bir kız olan Susam’dan hiç hoşlanmıyor ama annesi ve anneannesi yüzünden onunla arkadaşlık etmeye çalışıyor. Okula giderken ve evlerinde birlikte vakit geçirirken Susam’ı biraz daha yakından tanıma şansı bulunuyor ve böylece onun televizyon bağımlısı olduğunu anlıyor.
Güneş, Susam’la vakit geçirirken bir yandan da teldeki adamı ve adamın mahalleliyle ilişkilerini gözlemliyor. Garip adam başlangıçta mahallelinin tepkisini çekse de kısa zamanda kendisini sevdirmeyi başarıyor. Hatta zamanla çoğu kişinin bakış açısını değiştirebilecek kadar önemli biri hâline geliyor. Mahalledeki insanlar garip adam sayesinde daha yavaş yaşamaya, hayatın içindeki küçük detayları fark etmeye ve birbirleriyle daha güzel ilişkiler kurmaya başlıyorlar.
Mahalledeki güzel günlerden birinde Güneş’in arkadaşlarından biri olan Demet kayboluyor. Demet’in annesi akşama kadar kızını arıyor ama bir türlü bulamıyor. Sonunda garip adamın yönlendirmesiyle Demet’i deniz kenarında kumlara gömülü hâlde buluyorlar. Zavallı kızı kurtardıktan sonra onu kuma gömenin Susam olduğunu öğreniyorlar. Zaten Susam’dan pek de hoşlanmayan Güneş, o günden sonra onunla hiç görüşmek istemiyor ama olanları anneannesine anlatınca yaşlı kadın, kızcağın psikolojisinin bozuk olduğunu ve ona yardım etmeleri gerektiğini söylüyor.
Anneannesinin zoruyla son kez Susam’la bir araya gelen Güneş onun başka kötü özelliklerini de fark ediyor ve böylece ondan tamamen soğuyor. Ama günler sonra Susam’ı hiç tahmin etmediği bir yerde, tellerin üstündeki garip adamın yanında görüyor. Garip adamla satranç oynayan Susam o günden sonra çok değişiyor. Eskiden hiç arkadaşı olmadığı için tüm gün televizyon izleyen kız, garip adam sayesinde satranç oyununu keşfettikten sonra etrafındaki herkese satranç öğretip arkadaş edinmeye başlıyor. Hatta sonunda Güneş’e bile satranç öğretiyor.
Susam’ın yaşadığı değişimden sonraki günlerden birinde Güneş, teldeki adamın telde olmadığını görüyor ve çok şaşırıyor. Az sonra da adamın yere inmiş olduğunu ve evine gitmek üzere hazırlandığını fark ediyor. Garip adam teldeyken çizdiği sıra dışı mahalle planını Güneş’e hediye ediyor ve mahalleden ayrılıyor. Garip adamın gidişi mahalleliyi çok üzüyor. Ama yapacak bir şeyleri olmadığı için adamın çizdiği mahalle planını çerçeveletip ıhlamur ağacına astıktan sonra yaşamlarına kaldıkları yerden devam ediyorlar.