Ölüm Korkusunu Yenmek

Ölüm Korkusunu Yenmek - Irvin D. Yalom

Puan Tablosu

YazarOkur'lar (7)	Editör (7)
Kitapevi (10)	Sosyal Medya

Arka Kapak Bilgisi

Ölüm Korkusunu Yenmek Özet

Tıp fakültesi mezuniyetinin ellinci yılında Yalom partiden ayrılmak üzereyken dostu Bob Berger konuşmak istediğini belirtti. Bob ile ilk tanışmaları kütüphanede gerçekleşmişti. Bob yanına gelerek “para kazanmak isteyip istemediğini” sordu. Bu Yalom için büyük bir fırsat olmanın yanı sıra neden kendisini seçtiğini de merak etmişti. “Sende potansiyel olabilir” şeklinde bu merakını giderdi, Berger. Bob Berger, Yalom gibi Yahudiydi. Ama Yalom’dan oldukça farklı bir hayat yaşamıştı. Yahudi Soykırımı’ndan kurtulan bir savaş mültecisi olarak on yedi yaşında tek başına Boston’a gelmişti. Tek başınaydı çünkü Yahudi Soykırımı’nda bütün yakınlarını kaybetmişti. Yalom büyük bir merakla onun geçmişini öğrenmeye çalışsa da Berger bu konuyu hiç açmaz tek kelime bile etmezdi. Sanki ağzını açıp tek kelime etse o günlere ışınlanacakmış gibi davranırdı. Bilindiği üzere Yalom da pek çok yakınını bu soykırım sırasında kaybetmişti. Anne ve babası Nazi iktadırından önce taşındığı için o ve ailesi bu soykırımdan kurtulmuştu. Halası, amcasının eşi ve kuzenlerini bu soykırıma kurban vermişti. Tüm bunlardan dolayı bu konu kendisi için de sakıncalı bir anlama sahipti. Bob’un hafızasına kazınan bazı kilit olaylar vardı ve belli ki bu olaylar onun peşini sanki saniyeler önce yaşanmış gibi bırakmıyordu. Örneğin yakın arkadaşı Miklos’un ölümü bunlardan biriydi. Miklos, Naziler tarafından karnından vurulmuştu ve su diye yalvararak ölmeye mahkum edilmişti.

Bob Berger, oldukça iyi bir kalp cerrahıydı. Saatlerini ameliyathanede geçirir, dakikalarca avuçlarında bir insanın kalbini tutardı. Bu durum kendini canlı hissetmek için yöneldiği bir yöntemdi.

Alanında oldukça fazla çalışma yaparak katkı da sağlamaktaydı. Geliştirdikleri bir tıbbi sistemi tanıtmak için de Venezuela’ya gitmişlerdi. Bob, Yalom ile konuşmaya başından geçen bir olayı anlatarak başladı. Havaalanında beklediği sırada tanımadığı bir kişi tarafından çevrilmişti. Bob’un biletini görmek isteyince kendisinin güvenlik polisi olduğunu belirtmişti. Bagajı konusunda yardım edeceğini söyleyip bagajını elinden aldı. Güvenlik polisi olduğunu beyan eden kişi pasaportunu da sorunca durumun garipliğini fark eden Bob, “polis çağırıyorum” diyerek yüksek sesle duruma müdahale etti. Endişelenen adam ise oradan hızlıca odaklandı. Bob, güvenliğin yanına giderek durumu anlattığında güvenlik polisi aradı ve Bob’a dönerek “Çok şanslısınız çünkü kaçırılmak üzereymişsiniz.” dedi. Yalom, tüm bu yaşananlar karşısında dehşete düşmüş olsa da belli ki Bob’un ilgilendiği kısım burası değildi. Aktarma sırasında altmış yıl öncesinde yaşanan ve düşünmemeyi seçtiği o olay belleğine geri dönmüştü. Tüm ayrıntılar belleğine üşüştü ve yeniden yaşantılanan bu durum karşısında anksiyetesinden kurtulup rahatlama hissetti.

Daha on beş yaşındayken direniş tarafından kendisine bir sürü görev verildiğini anlattı. Hristiyan numarası sayesinde hayatta kalan Yahudilere sahte belge düzenlemek konusunda oldukça iyiydi. Hayatını da Macar Ordusu için ilaç yapan bir fabrikada getir götür yaparak kazanıyordu. Bir sabah işe geç kalmış koştururken Nyilas haydudu görmüştü. Nyilaslar, Macar Nazilerdi. Tüfeğinin ucu yerde birkaç adım ötede sürüklenen yaşlı Yahudi çifte çevrilmişti. Yaşlı adam oldukça yaralıydı belli ki dayak yemişti. Kadın ise ağlıyordu. O günlerde bu manzaralar normal olsa da Bob, gözlerini ayıramadı. Yahudi çifti izlediğini fark eden Nyilas, Bob’u çağırdı. Hristiyan olduğuna dair sahte belgeleri gösterse de Nyilas ona inanmadı ve “Yahudi’ye benzediğini” söyledi. Bob’u da yaşlı çiftten oluşturduğu esir kategorisine sokarak yürütmeye devam etti. Bob üzerindeki sahte belge düzenlemek için kullanılan damgalarla yakalanırsa öleceğini biliyordu. Hatta belki de günlerce işkenceye uğrayacaktı. Bir yolunu bulup puldan kurtuldu fakat tehlike bitmemişti. Macar polisini gördü ve bu fırsatı kullanıp yardım istedi. Polis onun serbest bırakılmasını sağladı. İşte şimdi ikinci kez bir polisten yardım istediği için hayatı kurtuluyordu. Adeta içindeki ölü hisseme hissinin üstesinden bu olayla gelmişti.

Kitabın son kısmında da Yalom’un röportajları mevcuttur. Herkesin kolaylıkla okuyabileceği akıcı bir eser olduğunu söyleyebilirim. Yalom’un diğer kitaplarına göre okuma zevki verme açısından biraz zayıf bulsam da okuduğum için memnunum.

Editör: Ceren Kozalıoğlu

Ölüm Korkusunu Yenmek Soruları ve Cevapları

Ölüm Korkusunu Yenmek Yorumları