Zaman; 1600’lı yılların sonu.
Yer; Konstantiniye, yani İstanbul.
“Yaşanılanlar, görülenler ve öğrenilenler ne kadar acı olursa olsun, macera insanoğlu için büyük bir nimetti. Çünkü dünyadaki en büyük mutluluk, bu Dünya’nın şahidi olmaktı”.
(S. 91)
Padişahların, saltanat sahiplerinin sofralarından kalkıp İhsan Oktay Anar’la birlikte İstanbul’un şarap kokan sokaklarında dolaşıyor, irin kokan odalarında oturuyor; inmeli damlalı, kör sağır dilsiz insanlarının sofralarına oturuyoruz bu kitapla birlikte. Kitabı sayfa sayfa saran soru, sayfa sayfa bizi de sarmış oluyor sonunda:
“Düş görüyorum, öyleyse ben varım. Varım ama ben kimim?”
Sahi ya, kimdik bizler...
“…Bu dünyada insanların korktuğu tek şey öğrenmekti. Acıyı, susuzluğu, açlığı ve üzüntüyü öğrenmek onların uykularını kaçırıyor, bu yüzden daha rahat döşeklere, daha leziz yemeklere ve daha neşeli dostlara sığınıyorlardı…”, diyor İhsan Oktay Anar bu romanda.
Arap İhsan’ın elinde bir kitap vardır. İstanbul’a gelerek, kendisine kazık atmak isteyen Kubelik’i bulmuş ve ondan intikamını almaktan, bu çok merak ettiği kitabı çevirttirmesi şartıyla vazgeçmiştir. Kubelik kitabı tercüme ettirmiş ve Arap İhsan’a geri vermesi için de Uzun İhsan Efendi’ye teslim etmiştir. Uzun İhsan Efendi de, Rendekar (Rene Descartes) isimli bir yazara ait olan ve “Zagor Üstüne Öttürme” ( Yöntem Üzerine Konuşmalar) ismini taşıyan bu eseri merak eder ve okumaya başlar.
Bir çeşit uyku şurubu içerek düş uykusuna yatan Uzun İhsan Efendi’nin dünyayı dolaşacak cesareti yoktur. Böylece bu düş uykularıyla dünyayı dolaşmış olacaktır. Bu eline geçen kitabı okumasıyla birlikte varlığını sorgulamaya başlar, var olan her şeyden ve kendi varlığından şüphe eder. Ve sonra şuna karar kılar; gerçek olan düşleridir, düşten uyanması düştür, düş için uyuması gerçeklik…
Böylece Uzun İhsan Efendi’nin düş uykularına yattığında, ruhunun bedeninden ayrılarak dünyayı dolaşmasıyla ve uyandığında da bunu kaleme almasıyla yazılmış olur “Puslu Kıtalar Atlası”.
Yazması Uzun İhsan Efendi’ye ait olan bu kitabın yaşanması da oğlu Bünyamin’e kalır. Ve Uzun İhsan Efendi, lağımcı ocağında çalışmaya başlayarak kendi hikâyesini şekillendirecek olan oğluna şunu öğütler:
“Sana izin veriyorum, git. Git ve benim göremediklerimi gör, benim dokunamadıklarıma dokun, sevemediklerimi sev ve hatta bu babanın çekmeye cesaret edemediği acıları çek. Dünyadan ve onun bin bir halinden korkma.”
Bünyamin’in lağımcı ocağına girmesi, ani bir kararla uygunsuz bir mevsimde bir kaleye baskın yapılması için yollara düşülmesi, tünel kazımında ortaya çıkan aksilikler, bu tünelle kaçırılması gereken Zülfüyâr mıknatıslı siyah bir parayı Bünyamin’e vermesi, Bünyamin’in kendi süvari birliklerine kaçarken düşmandan yediği darbeyle yüzünün derisinin soyularak tanınamayacak hale gelmesi, herkesin emaneti alıp çaldığını düşünmesi, bunun için babasının başına gelen olaylar, Efrasiyab, Zülfüyâr, dilenciliğin verdiği sıkıntılar, Ebrehe’nin dilencilik ve casusluk sırlarına Bünyamin’i de ortak etmesi, Hınzıryedi, Gülletopuk, yaşanılan sıkıntılar, saatler süren hıçkırıklı ağlamalar ve buhranlar…
Dili ustalıkla kullanmış bir yazarı okuduğumuz için tüm bunlar kafamızda bir yüz gibi şekilleniyor. Bir başın tepesinden başlayıp, kulaklardan devam ederek yaşayan olaylar ve insanlar son derece usta bir biçimde zihnimizdeki suretin çenesinde birbirine kenetleniyor. Bizler durumdan son derece tatmin ve bu başarılı süregidişi zihnimizde yaşamış olmanın biraz da şaşkın mutluluğuyla gözlerimizle sayfalarda akmaya devam ediyoruz.
Bu değerli eserin üzerine çok şey söylenebilir. Bu roman aynı zamanda okuyucularına da bir atlastır aslında: Edebiyatın felsefeyle yoğrulduğu, düşün gerçekle sarmalandığı, sonların başlangıçlarla perçinlendiği, hikâye içinde hikâye olan, oldukça zengin bir atlastır, “Puslu Kıtalar Atlası”.
“Zaten görülen ve görülmeyen bütün düşler, bu karanlığın ta kendisi değil miydi?”
(Puslu Kıtalar Atlası- S.238-Sonsöz)
Puslu Kıtalar Atlası Soruları ve Cevapları
Puslu Kıtalar Atlası kimin eseri?
İhsan Oktay Anar
Puslu Kıtalar Atlası türü nedir?
Yerli Romanlar
Puslu Kıtalar Atlası kaç sayfa?
238
Puslu Kıtalar Atlası Yorumları
okuduğum en güzel kitaplardan bir tanesiydi çok beğenmiştim baya oldu ama okuyalı
15-04-2015 21:29
mutlaka okumalasınız adam mükemmel yazmış puslu kıtalar atlası konusu gerçekten çok güzel
14-12-2015 12:12
okunması gereken kitaplardan bir tanesi öğretmenimiz özetini çıkartmamız için ödev olarak verdi okudum çok beğendim severek yaptığım ödevlerden bir tanesi oldu tavsiye ederim
21-12-2015 20:30
hoca bizede ödev olarak verdi ama daha bişey anlamadim 60. sayfada falanim daha hiç bişey anlamadim ya
29-05-2016 22:28
çok ama çok güzel bir kitap bence okuyun
30-05-2016 13:22
arkadşlar bu kitabı nerede bulabilir.gerçi ben ankarada yasıyorum kitapçilarda bulabilirmiyim,bi fikriniz varmı
18-06-2016 02:38
saçma sapan bi kitap almayın ben aldım puslu kıtalar atlası inceleme çıkartmam lazım o yüzden aldım yoksa alıp okumam
20-10-2016 19:36
süper bir kitap okumanızı tavsıye ederım
07-03-2017 17:53
hiç bir şey anlamadım saçma
06-06-2017 22:31
çok güzel bir kitap ben ilk okuyuşumda bişey anlamadım ama ikinci kez okuyunca herşey ortada
08-11-2017 22:11
cok sacma gercekten ilk defa bir kitabii anlamiyorum
29-03-2018 08:40
büyülü gerçekçilik akımını bilmeyen saçma diyor o zaman siz marquez de okuyamazsiniz ona da saçma dersiniz
29-03-2018 23:08
kitabın ilk sayfasını görünce bir şok geçiriyor olabilirsiniz. zira birçok yabancı kelime var. konu itibariyle de fazla güzel değil. ve en önemlisi çerezlik kitap diye nitelendirdiğimiz kitaplardan asla değil. kısacası okurlar bu kitaba en çok verilen ödev için yaklaşıyor ve pek beğenemiyorlar. ve belki de kitap okuma hevesini yitiriyorlar. ben fazla beğenmemiştim. bu yüzden puanımı 2/10 olarak belirledim. size iyi okumalar.🌹🌹🌹
hayallerinin peşinden dünyayı gezip görmen geri şeyi sadece kitaplardan okuyarak öğrenmek değil dokunarak öğrenmek gerektiğini anlatan dünyayı olduğu gibi kabul etmek yerine sorgulayarak yaşaman düşünmen gerektiğini anlatan harika bir ütopya
25-02-2019 00:33
puslu kıtalar atlası, ihsan oktay anar'dan okuduğum ilk romandır. romanın kurgusu ve anlatımı öyle güzel ve orijinaldir ki, o günden bugüne dek yazarın bütün eserlerini merakla beklemiş ve piyasaya çıktığı gibi almaya gayret etmişimdir. beni bu kadar etkileyen en onemli husus, ihsan oktay anar'ın her romanında kullandığı evliya celebi üslubudur. yazar, bu postmodern romanda, rüyaları gören uzun ihsan efendi olarak bizzat yer almaktadır. yazarın felsefeci oluşu, istanbul'u enfes bir şekilde anlatması, tarihi olayları tamamen farklı ve ilginç bir şekilde kurgulayarak yazması, romanın içeriğini benzersiz bir biçimde etkilemektedir.
sıkıcı bir kitap beklerken 10 numara 5 yıldız bir kitap çıktı konusu mükemmel yazan mükemmel yazmış insana kitap okumayı sevdirir o kadar güzel bir kitap
12-01-2020 23:27
özet çıkartmamış için öğretmen okuttu ama güzel kitap insanı pişman etmiyor tarihi çok güzel ele almış harika bir konusu var sevdim
17-03-2022 22:19
detaylı özet için teşekkür ederim ödevime yardımcı oldu
29-08-2022 16:26
yorumlara baktım herkes özeti buradan yazmış sanırım bizim sınıftan olanda çıkarmı papaz olmayalım
28-01-2023 21:57
sınav olan var mı çıkan soruları yazarsanız süper olur
16-07-2023 20:17
ihsan hocanın en mükemmel romanı
15-01-2024 21:57
buradaki özet çok yetersiz olmuş tekrar üzerinden geçilmesi gerek