Aile mesleği olan halıcılığı büyüterek açtığı büyük halı imalathanesi ve Kapalıçarşı’daki mağazası sayesinde Selanik’in zengin ailelerinden bir haline gelen Halıcızade Köse İsmail Bey, biricik oğlu Bacaksız Abdi Beyin siyasetle ilgilenmeyi bırakıp işi devralmasını istemektedir. Komşuları Mişon Barzilay’ın kızı Rosa ile münasebetlerinin ortaya çıkması üzerine 1903’te oğlunu Siyasi İlimler tahsili için Paris’e gönderen baba, Abdi Beyin sadece dört sömestr okuduğunu, sonrasında devamsızlıktan ihraç edildiğini öğrenince onu evlendirmeye karar vermiştir. Bacaksız Abdi Beyin gittiği Paris’te Vefik Ali Bey müstearıyla Jön Türklerin Ahmet Ziya Grubu ile Selanik ve Manastır gruplarının irtibatını sağlaması sadece girdiği sefahat alemlerinin yarattığı vicdan azabını azaltmaya yaramamış aynı zamanda ona Selanik Mebusluğunun kapısını da açmıştır. Rosa’nın eşi Leon Mizrahi’nin genel müfettişliğini yaptığı, görünüşte krom filizi ihracı yapan ancak gizli amacı İngilizlere istihbarat sağlamak olan Şark-ı Karip Maadin Kumpanyasının da bir kısım hissesine ortaktır. Avukatları Emanuel Karasu’nun yakın dostu Fevziye İdadisi Müdürü Şefkati Bey izdivaç için en uygun kişi olarak öğrencisi Ahmet Ziya’nın ablası Neveser’i uygun görür. Rumeli Demiryolu Kumpanyasının Selanik Müfettişi Alaman Ziya Bey bu zengin ve geleceği parlak genci damadı olarak hemen bağrına basar. Neveser de erkek kardeşi ve ona aşık arkadaşı Münif Sabri’nin tüm uyarılarına rağmen kitaplarda okuduğu bir hayat yaşayacağı sanısına kapılarak bu evlilik haberini sevinçle karşılar. Ancak kocasının biçimsiz vücudu ve sapkın cinsel fantezileri onda büyük bir hayal kırıklığı yaratır. Zaten hassas olan bünyesi üzüntüyle birleşince yakalandığı veremin tedavisi için evliliklerinin altıncı yılında kendini İsviçre’deki Uluslararası Graudünden Sanatoryumunda bulur. Burada oğlu Doğan’ın yokluğunu ona unutturacak olan kişi, Selanik’te Halıcızadelerin yalısında ilk kez karşılaştığı Osman Nevres (nam-ı diğer Hasan Tahsin) olur. Geçirdiği iki yıllık tedavi süresince kocası Abdi Bey de Rosa Mizrahi ile münasebetini devam ettirmekte aynı zamanda Paris’te Mösyö Saint Denis’in davetinde tanıştığı Paris Eski Büyükelçisi Refii Satvet Efendinin kız kardeşi Gülistan Satvet’le yakınlığını arttırmaya çalışmaktadır.
Yunanistan’ın Osmanlı Devletinden ayrılarak bağımsızlığını ilan etmesinden üzerinden yedi yıl geçmiş, İstanbul’a göç eden Halıcızadeler ve Mizrahiler işgal kuvvetleri denetiminde çıkan dersaadet gazetelerinden İzmir’in de Yunanistan Krallığı tarafından işgal edildiğini öğrenmiştir. İzmir’e yerleşmiş olan ailesinden bu işgale tepki olarak Yunan Efruz Alayının bayraktarını öldüren Osman Nevres’in şehit edildiğini öğrenen Neveser, üzüntüsünü mühendislik eğitimi için gittiği Almanya’dan dönüş yapan kardeşi Ahmet Ziya’nın varlığıyla hafifletmeye çalışır. Birlik Gazetesi Başyazarı Hüsnü Faik Beyden İttihatçıların toplandığını öğrenmesiyle iki aydır Mizrahilerin yalısında saklanan kocası Abdi Beyin yokluğu sayesinde kardeşi ve Münif Sabri’yle sık sık vakit geçiren Neveser bu sayede kendini yeniden doğmuş gibi hisseder. Selanik’teyken Osmanlı Amele Cemiyetine girip sosyalist faaliyetlerde bulunan, Alman Bağımsız Sosyal Demokrat Partisinin sol kanadını temsil eden Spartakistlere sempati duyan Ahmet Ziya yanında İstanbul’a getirdiği Meleho Afram (Doktor Melek) ve Beşir Ustayla birlikte ülkedeki işçi hareketlerine katılırken yıllardır görüşemediği arkadaşı Münif Sabri de I. Dünya Savaşının son iki yılında Teşkilat-ı Mahsusa’ya çalışmış, Seddülbahir’de sağ ayağından ağır yaralandıktan sonra İstanbul’a dönerek Birlik’te yazmaya başlamıştır. Sıklıkla gerçekleşen buluşmalarla birbirlerine yakınlaşan Neveser ve Münif Sabri kısa sürede birbirlerine âşık olurlar. Ancak bu aşk Karakol Cemiyeti üyesi Münif Sabri’nin, İngiliz İstihbarat Servisinin Yakın Doğu için yetiştirmiş olduğu ajanlardan Miralay Kenneth Morley’i Rosa Mizrahi’nin düzenlediği 1920 yılbaşı gecesi partisi ayrılmasından kısa bir süre sonra ölümüne neden olacak suikastı gerçekleştirmesinin hemen ardından kimliği meçhul iki kişi tarafından öldürülmesiyle son bulmuştur. Kızı Raşel’i Miralay Morley’le evlendirmeye çalışan Rosa’yı sarsan tek kötü haber bu değildir. Kaç zamandır karısının çevirdiği dolapları bilen Leon Mizrahi, kumpanyadaki hisselerini satıp diğer hisseleri ve borç senetlerini La Banque Suisse’ye devrederek uzun zamandır iş bahanesiyle bulunduğu Lozan’da tanıştığı bir kadınla yaşamaya başlamıştır. Son seçimlerde meclise giremeyen Bacaksız Abdi Beyin yaşadığı yıkım da böylece ikiye katlanmıştır.
Mayıs 1919, Mayıs/ Haziran 1909 ve Aralık/Ocak 1919/1920 olmak üzere üç bölüme ayrılan Aynanın İçindekiler serisinin dördüncü kitabı Dersaadet’te Sabah Ezanları’nda İlhan, serinin diğer kitapları gibi olayları kimi zaman geri dönüşlerle, kimi zaman da çeşitli haber içerikleriyle destekleyerek okura aktarmıştır. Romandaki bazı karakterler diğer kitaplarda karşımıza çıkmış ve çıkacak olmasına rağmen yazar, Bıçağın Ucu’nun girişinde yer alan Bir Romancının “İtirafları” bölümünde seriyi okumanın belli bir kronolojik zorunluluğu olmadığını özellikle belirtmiştir.