Hatice Kübra TONGAR'ın "Bağırmayan Anneler" adlı kitabını sadece annelerin değil babaların da okuması gerekiyor. Ve kitap sadece ebeveynlere değil, hayatında çocuklara yer veren herkese hitap ediyor.
Kitap üç ana bölümden ve bu bölümlerin alt başlıklarından oluşuyor. Bölüm başlarında yer verilen sözler ve bölüm sonlarındaki karikatürler kitabı daha ilgi çekici ve anlaşılır kılıyor.
Birinci Bölüm: Neden Bağırıyoruz?
Çocuklarımıza neden bağırıyoruz?
Kişiler veya olaylar bağırmamıza neden olmaz. Bağırmamıza neden olan şey kişilere veya olaylara bakış açımızdır. Mesela şeker istediği için ağlayan küçük bir çocuk ve ona bağıran annesini düşünelim. Annesi çocuğa neden bağırıyor? Çocuk şeker istediği için mi, ağladığı için mi? Yoksa çocuğuna sözünü dinletebilmek için mi?
Bağıran bir anne olmayalım çünkü...
Zaten fiziken çocuğundan üstün olan annenin çocuğuna bağırması çocuğu korkutur. Ve çocuk annesinden gelebilecek zarardan korunmak için ya saldırganlaşır ya da pasifleşir.
Yetersizlik, öfkenin nedenlerinden biridir. Kendini yetersiz hisseden anne öfkenin oluşturduğu stresle bağırarak, cezalar vererek çocuğunu kontrol altında tutmaya çalışır.
Öfkemi nasıl kontrol ederim?
Öfke aniden gelip giden bir duygu değildir. Aksine yavaş yavaş ortaya çıkar ve bir süre sonra kaybolur. Bu yüzden öfkelenmeye başladığımızı hissedince bulunduğumuz ortamı değiştirmek fayda sağlar. Önemli olan da öfkeyi başlangıcında fark etmektir. Çünkü zirveye ulaşmış öfkeyi kontrol altına almak çoğu zaman mümkün olmaz ve pişmanlıkla sonuçlanır.
İkinci Bölüm: Bağırmamak İçin Bir Dakika Mola!
Her şeyi bırakın, sıra şimdi kendinizde!
İnsan hayatta birçok role sahiptir: Anne, çocuk, eş, dost, akraba, komşu,... Ve insan tüm bu rollerden sıyrılınca "kendi"yle baş başa kalır.
Kendiyle baş başa kalamayan, kendine vakit ayıramayan insan başta anne rolü olmak üzere tüm rollerinde sorun yaşar. Bu yüzden insan her şeyi bir kenara bırakıp önce "kendi"ne vakit ayırmalıdır.
Kendimize vakit ayıralım da ne yapalım?
Gün içinde herkes kendi kendine konuşur. Ama bu konuşma çoğu zaman bilinçli bir konuşma değildir.
İnsanın kendiyle bilinçli bir şekilde konuşması sorunlarını çözmesi ve hayatını planlaması için iyi bir yoldur. Ama insanın kendini dinlemesi de en az kendiyle konuşması kadar gerekli ve önemlidir. Çünkü insan neye, niçin sinirlendiğini kendini dinleyerek fark edebilir.
Evimizde bir çocuğumuz daha var: Evliliğimiz
Ebeveynlerin çocuklarıyla iyi ilişkiler kurabilmeleri için eşlerin ilişkilerini önemseyerek birbirlerine vakit ayırmaları gereklidir. Çünkü ebeveynler arasında sorun olan evde huzur bulunmaz. Huzur olmayan bir evdede bağırmamak mümkün değildir.
Üçüncü Bölüm: Bağırmadan Çocuk Yetiştirmenin Yolları
Bağırmayalım da tepemize mi çıksınlar?
Çocuklara bağırmamak, çocukların her isteklerini yerine getirmek ve onlara hiç sınır koymamak değildir. Aksine yapılması mümkün olmayan şeyleri sevecen bir kararlılıkla reddedebilmek ve çocuğun iyiliği için sınırlar çizerken onu incitmemektir.
Disiplinden ne anlıyoruz?
Çocuğa bağırarak ve ceza vererek çocuğun onurunu zedelemek yerine çocukla bağ kurarak hayat yolculuğunda çocuğa rehberlik etmek gerekir.
Disiplin sadece çocuk için midir?
Çocuklar ailelerinin kendilerine söyleyerek öğrettiklerine göre değil, ailelerinden görerek öğrendiklerine göre davranırlar. Bu yüzden disiplinli çocuklar yetiştirmek isteyen ebeveynler öncelikle kendi hayatlarını disipline etmelidir.
Ceza ile disiplin olur mu?
Ceza ile korkutulan çocuk ya edilgenleşir ya da saldırganlaşır. Her iki durumda da ceza fayda sağlamaz. Çünkü her iki durumda da çocuk öğrenmeye kapalı haldedir.
Çocuklar neden olumsuz davranışlar gösterirler?
Çocuk neyin iyi neyin kötü olduğunu, neyi yapıp yapmaması gerektiğini belli bir yaşa kadar bilemez. Bunları ailesinin yardımıyla, yaşayarak öğrenir. Bu öğrenme sürecinde de çocuk bilmeyerek olumsuz davranışlar gösterir. Ayrıca içi olumsuz duygularla dolu olan çocuk da bunu olumsuz davranışlarla dışarıya yansıtır.
Disiplinde 3D yöntemi: Doğru dil, doğru davranış, doğru an
1. Doğru dil nasıl olmalı?
Çocukla konuşurken ileride onun da bir yetişkin olacağını hatırlamak ve bir yetişkine söylenmeyecek sözleri çocuğa da söylememek gerekir. Hakaret etmeden, nasihat vermeden, kısa ve net bir şekilde çocuğun anlayabileceği kelimelerle vermek istediğimiz mesajı iletmek yeterlidir.
2. Doğru davranış nasıl olmalı?
Çocukla oyun oynamak, çocuğa sarılmak, ona özel zaman ayırmak çocukla anne arasındaki bağı kuvvetlendirir. Çocuğa seçenekler sunmak, çocukla anlaşma yapmak, zararı ciddi boyutlara ulaşmayacak davranışları görmezden gelmek de anne ile çocuk arasındaki sorunları azaltarak huzuru arttırmayı sağlar.
3. Doğru an ne zaman olmalı?
Uykudan önceki son beş dakika ve uyandıktan sonraki ilk beş dakika çocuğa tesir edebilmek için değerlendirilmesi gereken önemli zaman dilimleridir.
Peygamber Efendimiz'den(sav) çocuk terbiyesiyle ilgili öğrenmemiz gereken ilk şey sevgi temelli olmaktır. Kötü davranışları, çocuğa sevgi göstererek düzeltmek, iyi davranışları ise sevdirerek öğretmek gerekir.
oldukça faydalı bir kitap benim işime çok yaradı teşekkür ederim
18-07-2017 23:15
mükemmel bir eser tüm anneler okusun
03-08-2017 22:41
başköşeye konulup tekrar tekrar okunmalı bilerek yaptığımızın hata olduğunu çok güzel anlatmış
19-05-2018 13:41
çok güzel faydalı ben anne olarak çok beğendim acaba babalarda kendilerini bir değiştirseler de çocuklarına arkadaş gibi ve çocuklarına sıcak davransalar en azından dinleseler
06-07-2018 15:44
bağırmayan anneler kitabı benim çok işime yaradı faydalı bilgiler dolu kitapta kendi sorunlarımı gördüm düzelmeme yardımcı oldu ttüm annelere tavsiye ederim harika bir kitap
12-01-2020 17:45
okurken hep acaba kendi çocuğu var mı diye merak ettim anlattıkları güzel ama uygulama açısından ne kadar mümkün söylemek zor anne olan anlar
24-05-2022 20:45
bu tarz kitaplar hep teoride kalıyor çok kitap okudum faydasını görmedim kitaptaki çocuklar ile bizdekiler çok farklı