Büyük önderimiz 23 Kanunuevvel 1926 yılında, bugün kullandığımız Miladi Takvime göre 4 Ocak 1881 yılında doğdu. Büyük dedesinin adını taşıyordu. Sanıldığının aksine yokluk içinde değil iyi koşullarda büyüdü. Çocukluğunda bakla tarlasında da karga kovalamadı. Bu, can yoldaşı Nuri Conker ile arasındaki bir espriydi sadece. Babasını, 6 yaşındayken bağırsak tüberkülozundan kaybetti. Mustafa 15 yaşındayken Zübeyde Hanım, kendisi gibi dul ve dört çocuklu Ragıp Abbas’la evlenmişti. Aylarca annesiyle konuşmasa da daha sonra Ragıp Beyle dost oldu, üvey kardeşlerini de çok sevdi. Zübeyde Hanım oğlunun din adamı olmasını istiyordu. Oğlunu Selanik Mülkiye Rüştiyesine yazdırdı. Oradaki Kaymak Hafız denilen “berbat adam” a karşı direnişi kendi yolunu çizmesinin ilk adımı oldu. Yıllar sonra gazetecilere yaşadığı dönemi böyle anlatacaktı:
“Bizler dünyaya geldiğimiz zaman, bu topraklar üzerinde yaşayan herkesle birlikte, yok edici bir zorbalığın pençesindeydik. Ağızlar kitlenmişti. Öğretmenler yalnız bir noktayı dimağlara yerleştirmek zorunluluğunda tutuluyordu: Benliğini, her şeyini unutarak, bir korkunç hayale boyun eğmek, onun kulu kölesi olmak…”
Komşuları Binbaşı Kadri Beyin yardımıyla Selanik Askeri Rüştiyesine yazıldı. Böylece Mustafa Kemal Atatürk olmasının ilk adımı da atılmış oldu. Bu okuldaki matematik öğretmeni Üsküplü Yüzbaşı Mustafa Efendi ona Kemal ismini verdi. Öğretmeni, Askeri Rüştiyedeki diğer öğretmenler gibi Namık Kemal hayranıydı. Namık Kemal, Türk milletinin asırlardır beklediği sesti.
Mustafa Kemal aynı zamanda Tevfik Fikret hayranıydı. Onu “bu milletin ve memleketin şan ve şerefle medeni dünya milletleri arasında yaşayabilmesi için lazım gelen her şeyi düşünen ve hayatını feda eden, çok ilerisini gören” biri olarak görüyor, devrim ruhunun kaynağının o olduğunu sık sık yineliyordu.
1905’te kurmay yüzbaşı rütbesini almış tayinini beklerken Vatan Grubundaki arkadaşlarıyla kiraladıkları eve sık sık gelen Fethi adındaki saray jurnalcisinin ihbarıyla gözaltına alındı. Sadece siyasi ve askeri tutukluların olduğu Kızıl Zindanda iki ay boyunca tek kişilik hücrede yattı. İftiralar arasında Abdülhamit’e bombalı suikast hazırlığı içinde olduğu da vardı. Harbiye Müdürü Rıza Paşanın savunması, İmparatorluğun iyi yetişmiş subaya olan ihtiyacı, Abdülhamit’in ordu komutanları arasındaki fikir ayrılıklarını besleyerek sonunun amcası Abdülaziz gibi olmamasını amaçlaması gibi sebeplerle serbest bırakıldı ve kolayca bir vasıta bulup geri dönemeyeceği bir yer olan Şam’a sürgün edildi. Bu durum onun daha çok bilenmesine neden oldu. İşte böylece kod adı Nuh olan büyük liderimiz hem Türk ulusunu tarihten silmeye çalışan işgalcilere hem de rahatlarını bozmamak uğruna özgürlüklerini satmaya hazır olanlara karşı savaş için “Şayet bir gün çaresiz kalırsanız bir kurtarıcı beklemeyin, kurtarıcı kendiniz olun” prensibiyle harekete geçti. Vatan topraklarını dehası, ileri görüşlülüğü, gözlem gücü, tarih bilgisi, organize etme başarısı ve insan biriktirme sanatıyla kurtardı. Dünya Hitler’in, Franco’nun, Slazar’ın, Mussolini’nin, Stalin’in, Pilsudki’nin, Horthy’nin, Metaksas’ın totaliter rejimi altında inlerken Türkiye’yi “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” diyerek halk egemenliğiyle yönetilen bir ülke haline getirdi. Bu da yetmedi, ülkemizi ekonomik ve kültürel alanda henüz hiçbir ülkenin hayal bile edemediği noktaya getirdi.
Özdil’in “Atatürk’ü anlatmak boynumuzun borcudur” diyerek 10 yıllık bir çalışmayla hazırladığı bu kitapta da yine klasik Yılmaz Özdil üslubuyla karşılaşıyoruz. 500 sayfa olmasına rağmen akıcı anlatımı ve kullandığı günlük dille tarih okumalarından gözü korkan her yaşta ve eğitimde herkesin rahatlıkla okuyabileceği bir eser ortaya çıkarmış gazeteci/yazar. Kitap, Mustafa Kemal’in hayatının yanı sıra Harold Courtenay Armstrong’un Bozkurt (Bir Diktatörün Hususi Hayatının Tetkiki), Cemal Granda’nın Atatürk’ün Uşağı İdim, Zsa Zsa Gabor’un Atatürk’le ilgili sözde anılarını anlattığı Bir Ömür Yetmez, psikiyatri biliminin sorunu olan Rıza Nur’un Hayat ve Hatıratım adlı kitaplarına; Ayşe Hür, Ersin Kalkan ve Hrant Dink’in Sabiha Gökçen’in Ermeni asıllı olduğu iddialarıyla kaleme aldığı yazılara; Can Dündar’ın Mustafa belgeseline; Atatürk’ün sözde uçak korkusuna; Atatürk’ün içki yüzünden siroz olduğu, manevi kızı Ülkü’ye bira içirdiği iddialarına da cevap niteliği taşıyor. Kitabın kaynakçasız olması nedeniyle Abdülhamit’in hatıra defteri konusu ve İpek Çalışlar’ın Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı kitabıyla bazı çelişen noktaları olması akıllarda birtakım soru işaretleri uyandırsa da Atatürk’ü okumak, anlamak, araştırmak da bizim boynumuzun borcudur. Atamızın yolu bizim yolumuzdur. Ona hakaret etmeye, onu silmeye çalışan her vatan hainine de cevap en yakın zamanda verilecektir.
“Sonsöz değil, dünya durdukça önsözdür.
Mustafa Kemal ilelebet payidardır.”
Köşe yazıları ve yazdığı politik kitaplar ile tanınan Yılmaz Özdil 10 yıllık bir çalışma sonrası ortaya çıkarttığı Mustafa Kemal kitabı uzun bir bekleyişten sonra okurlar ile buluşuyor. Mustafa Kemal Atatürk’ü uzun bir çalışmanın ardından kendi gözü ile anlatan Yılmaz Özdil, ilk kez böyle bir biyografiye imza atıyor.
Mustafa Kemal Soruları ve Cevapları
Mustafa Kemal kimin eseri?
Yılmaz Özdil
Mustafa Kemal türü nedir?
Biyografi, Tarihi
Mustafa Kemal kaç sayfa?
520
Mustafa Kemal Yorumları
mükemmel bir kitap biraz pahalı ama verdiğiniz her kuruşa değiyor
29-10-2018 00:40
adam ne kitap yazmış mutlaka okuyun
02-11-2018 18:20
klask yılmaz özdil kitabından farklı önceden köşe yazıları üzerinden giderdi bu kez tam bir kitap yazmış atatürk ile ilgili inanılmaz bilgiler var insan yanına odaklanmış ilk kez bu kadar güzel bir atatürk biyografisi okudum tavsiye ederim verdiğiniz paraya kesinlikle değiyor
13-11-2018 17:06
arşivlik bir kitap mutlaka okumalısınız atatürk hakkında çok güzel bilgiler var
16-11-2018 21:00
yılmaz özdil beyfendi tekrik ediyorum. çok güzel bir kitap yazmış
biraz karışık yazmış zaman olarak baştan sona gitmiyor ama güzel bilgiler var atatürk hakkındaki bazı iddiaları da harika çürütmüş
23-11-2018 20:09
klask atatürk biyografileri gibi zaman sırasına göre gitmiyor daha çok konu konu ele almış hepsini de çok güzel anlatmış helal olsun çok beğendim
26-11-2018 01:04
klask bir yılmaz özdil kitabı diğer biyografiler gibi sıkıcı bir dili yok kitapta zaman döngüsünde de gitmemiş daha çok konu konu ele almış atatürk ile hangi konuya gelirse onun tüm detaylarını sunmuş hayatındaki kadınları arkadaşlarını hep ardı ardına anlatmış o açıdan çok güzel bir de kötü iddiaları güzel çürütmüş hepsine cevabını vermiş mutlaka okuyun
kitabın tez düze bir roman yerine sıkmadan bilgi vermek amacıyla gibi ilerleyişi hoşuma gitti. atatürk'ün gün yüzüne çıkmamış bir çok özelliğini öğrenmiş oldum.
kesinlikle okunması gereken bir kitap. yazarın dili yeni başlayan bir okuyucuya ağır gelebilir. bundan dolayı yavaş yavaş ve mümkünse not alarak okunması gerekir. anlayarak okunduğunda çok yararlı bir kitap olacağına inanıyorum. iyi okumalar.