Crecherie Maden Eritme Fırınının sahibi Martial Jordan Michan, Emektar Mühendisi Laroche’nin ölümüyle Yüksek Fırını halkın Uçurum olarak adlandırdığı Qurignon Çelik Fabrikasının Müdürü Delaveau’ya satarak metalürji sanayiinde devrim yaratacak olan madenlerin elektrik fırınlarında eritilmesini hedefleyen çalışmasına geri dönmek niyetindedir. Ancak kız kardeşi Soeurette’nin ısrarıyla Paris’ten tanıdıkları Mühendis Luc Froment’i fikrini almak üzere Beauclair’e davet eder. Tam da Luc’un kasabaya geldiği gün amca oğullarından birinin ölüm haberini alan iki kardeş, mühendis dostlarına kendilerini üç gün boyunca beklemesini rica ederek Cannes’e gider. Yapacak daha iyi bir işi olmayan Luc, geçen ilkbahar gezme imkânı bulduğu Uçurum’un çevresinde dolanırken 18 yaşındaki Josine ile 6 yaşındaki kardeşi Nanet’i çaresizce gündüz vardiyasının bitiş saatini beklerken bulur. Josine önce ailesini bırakıp kaçan babasını, ardından annesini kaybetmiş; Belediye Başkanı Gourier’in ayakkabı fabrikasında çalışırken gittiği bir dansta Uçurum’da çalışan demir tasfiye işçisi Ragu’yla tanışıp pembe hayaller kurarken iş kazası sonucu bir parmağının kesilmesiyle işten çıkarılınca hem ona hem de küçük kardeşine bakma sorumluluğunu üstlenmek istemeyen 26 yaşındaki işçinin gösterdiği şiddetle kendini kardeşiyle sokakta bulmuştur. Luc’un, iki kardeşi gördüğü akşam Josine onlara yeniden evini açması için Ragu’ya yalvarmaya gelmiştir. Ragu tüm katılığıyla ikisini de başından savdıktan sonra arkadaşı Bourron ile Caffiaux’un Meyhanesine içmeye gider. Açlığın ve çaresizliğin etkisiyle kasabanın fırınından ekmek çalan Nanet’i kargaşalıktan yararlanarak takip eden Luc, Josine’nin hikayesini dinleyince yardım eli uzatmak amacıyla Ragu’nun kardeşi Adele (kasabalının taktığı isimle La Tupe) ile konuşmak üzere Trois-Lunes Sokağındaki üç odalı lojmana gider. Oldukça huysuz bir karakter olan Adele’yi o gün başka bir sevimsiz bir haber daha beklemektedir. Uçurum’da yaklaşık iki aylık süren grevi başlatarak bine yakın işçiyi haklarını istemek konusunda ikna eden demir tasfiye ustası kocası Bonnaire on yıldan fazladır çalıştığı fabrikadan ayrılmıştır. Evde tam bir kargaşa hüküm sürerken alkolün yarattığı abartılı bir mutlulukla eve dönen Ragu, iki kardeşi yeniden evine alınca görevini tamamlayan Luc oradan ayrılır. Ertesi gün Paris’te hayır işlerinden tanıdığı Uçurum’un üçüncü kuşak sahibi Suzanne Boisgelin’den öğle yemeği daveti alan Luc, burada Delaveau ve karısı Fernande, Belediye Başkanı Gourier ve Kaymakam Chatelard’ın metresi olan eşi Leonere, kasabanın ileri gelenlerinden Mazelleler, Mahkeme Başkanı Gaume, kızı ve damadı ile tanışarak işçi sınıfı ile burjuva arasındaki tezatlığı ilk elden görme imkanına erişir. Yaptığı tüm gözlemler özellikle Josine’nin öyküsü Luc’u öylesine etkiler ki Michanların kitaplığında yer alan Fourier’in Dayanışma adlı kitabında okuduklarından da ilham alarak kasabada herkesin üretimde aynı şartlarda yer alacağı yeni bir toplumsal düzen, bir falanster oluşturma kararı alır. Bu yeni toplum inşasına finansal desteği de kısa süreliğine Jordan sağlayacaktır.
Luc’un geçen üç yılda kurmayı başardığı bu sosyalist koloni kısa sürede kasabanın ileri gelenlerini rahatsız etmeye başlar. Yarattığı üretim kooperatifleriyle üretici ile tüketici arasında doğrudan bağ kurması Beauclair’deki küçük tüccar ve perakendecileri de oldukça zarara sokar. Daha önce Brias’taki tüm fabrikalara demir ürünleri satan Laboque’nin ıslah edilen Clouque Deresini bahane ederek açtığı yirmi beş bin franklık dava, dürüst bir adam olan Mahkeme Başkanı Gaume’nin Luc’u haklı bulmasıyla reddedilir. Gourier’in oğlu Achille’nin Maden Eritme Ustası Morfain’in kızı Ma-Blue’yla yaşamak üzere evden ayrılması değişimin sadece ekonomik boyutta olmadığını da gözler önüne sermiştir. Tüm bunlara rağmen Combettes Köyü üreticileri, Chodorge Çivi Fabrikası ve tarım makineleri imal eden Mirande Fabrikası ray, çelik inşaat iskelesi üreten bu yeni topluluğa katılmayı seçenler arasındadır. Soeurette’nin ısrarıyla Josine’yle evlenen Ragu ise eski yaşantısına özlem duymakta ve bunun acısını karısından çıkarmaktadır. İkili arasında yeniden yaşanan bu olumsuzluklar Luc ile Josine’yi birbirine yakınlaştırır. Josine’nin hamile kalmasıyla kıskançlık krizine giren Ragu, Fernande’den bebeğin babasının Luc olduğunu öğrenince onu bıçaklayarak kaçar. Uzun bir iyileşme süreci sonrası yeni doğan oğlu ve Josine ile bir aile kuran Luc’un mükemmel bir ham demir madeni bulup hammaddenin fiyatını düşürmesi Uçurum’u oldukça zor bir duruma sokar. Beş parasız kalma korkusuna kapılan Fernande’nin kocasını hırslandırmak için on iki yıldır Boisgelin’le birlikte olduğunu söylemesiyle çılgına dönen Delaveau bütün evi kendisi ve karısıyla birlikte yakar. Yayılan yangın Uçurum’un da sonu olur. Suzanne’nin büyük babası felçli Jerome Qurignon da son günlerinde tekrar konuşmaya başlayarak torunu Paul’e tüm mal varlığının Luc’e verilmesini vasiyet eder. Bu birleşme Boisgelin’in yavaş yavaş delirtmesi dışında herkesi mutlu etmiştir. Geçmiş zamanda farklı sosyal sınıflardan gelen çocukların yaptığı evliliklerle büyüyen bu toplulukta gittikçe bunalıma girip en sonunda intihar eden Boisgelin dışında herkes mutlu olmuştur. Altmış yıl sonra da Uçurum’da çalışan kikloplara ve gün yüzü görmemiş ailelerine emeğin gücünü kanıtlayan Luc hayallerine kavuşmuş bir şekilde dünyaya gözlerini yumar.
Zola’nın ütopik sosyalistler Fourrier, Saint-Simon; toplumcu, anarşist ve akılcı Comte, Kropotkin, Proudhon ve Cabet gibi düşünür ve yazarlardan yararlanarak yazdığı Emek, aynı zamanda Quatre Evangiles (Dört İncil) dizisinin de ikinci kitabıdır. Yazar bu eserinde işçi sınıfının içinde bulunduğu ağır koşullardan bilimin de önderliğinde nasıl kurtulabileceğine ilişkin bir toplum tasarımı ortaya koymuştur. Bu tasarımı gerçeğe yakın kılan en önemli unsurlardan biri de daha önce gezdiği fabrikalar, görüştüğü sendikalar, katıldığı grevler sırasında yaptığı gözlemlerden edindikleridir. İçinde bulunduğu toplumun sorunlarına her daim duyarlı olmuş olan Fransız yazar, her şeye rağmen insanlığın bir gün akılcılığı ön plana alarak toplumun yerinde saymasına, kimi zaman da geriye götürmesine neden olan tutum ve davranışlardan kurtulacağına dair umudunu hiç kaybetmemiştir.