Kitap Türü:Yabancı RomanlarOrjinal Adı:The Rock of TaniosÇeviren:Esin Talu-Çelikkan
Puan Tablosu
Arka Kapak Bilgisi
Tanios Kayası Özet
Amin Maalouf’un XIX. yüzyılda yaşanmış bir olaydan esinlenerek oluşturduğu Tanios Kayası, kimlik sorunu yaşayan bir çocuğun özelinde Dağılma Dönemindeki Osmanlı Devleti Ortadoğu siyasetinin Frankofon bir bakış açısıyla harmanlandığı oryantalist bir tarihi romandır.
Anlatıcı, Osmanlı Devleti’ne bağlı Lübnan’ın Kfaryabda Köyündeki çocukluğu sırasında sık sık Tanios Kayasından uzak durması konusunda uyarılmışsa da nedenini tam anlamıyla öğrenememiştir. Bundan iki asır önce köyde yaşayan güzeller güzeli Lamia ve oğlu Tanios’un gizemli hikayesindeki tüm ayrıntılar ancak dedesinin kuzeni 96 yaşındaki Cebrail’den dinledikleri ve Katırcı Nail’in defteri ile Keşiş İlyas’ın Cebel Tarihi’nden okuduklarıyla birleşince ortaya çıkmıştır:
Katolik bir Hristiyan olan ancak Peygamber’in amcası Abbas’ın ve pek çok halifenin soyundan geldiğini iddia eden köyün derebeyi Şeyh Francis, kadınlara olan düşkünlüğüyle nam salmıştır. İflah olmaz çapkınlığı nedeniyle sık sık cemaatin şikayetlerine maruz kalan patrik çareyi, şeyhi kendisinden daha güçlü bir derebeyi olan Büyük Curd derebeyinin kızıyla evlendirmekte bulur. Evliliklerinin ilk yılında doğan oğlu Raad’a rağmen Şeyh, bu alışkanlığından vazgeçmez ve sadık kahyası Gerios’un güzelliğiyle nam salmış karısı Lamia’yı gözüne kestirir. Bir akşam da Gerios’u köye iki saat uzaklıktaki Deyrûn’a göndererek Lamia’yla birlikte olur.
1821 yılının haziran sonlarına doğru Lamia bir oğlan çocuğu dünyaya getirir. Şeyhin doğan çocuğa Abbas ismini koymak konusundaki isteği Gerios’ta ve halkta büyük şüphe uyandırır. Gerios, Papaz Butros’un eşi olan baldızı Huriye’nin önerisiyle oğluna Antoine’ın yerel söylenişlerinden biri olan Tanios ismini koyarak sorunu çözse de şeyhin karısının çocuğunu da yanına alıp babasının yanına, Curd’a gitmesi Şeyh’e ve Kfaryabda halkına çok pahalıya mal olur.
Tüm bunlardan habersiz büyüyen Tanios, 13 yaşındayken köyün delisi Şallita’dan duyduğu “Tanios-keşk” tabiriyle yıkılır. Şeyhin kendisine herhangi bir yemeği hazırlaması için şatosuna çağırdığı kadınların kısa bir zaman sonra bir çocuk dünyaya getirildiği söylendiğinden ve Lamia’nın yoğurt ve buğdaydan yapılma ekşi, koyu bir çorba olan keşkiyle ünlü olmasından hareketle aradaki bağlantıyı çözen Tanios ailesinden uzaklaşır ve düşünceleriyle baş başa kalmak için sık sık yürüyüşe çıkar. Bu yürüyüşlerinden birinde Şeyh’in Gerios’tan önceki kahyası Rukoz’a rastlar. Rukoz, hasatların satışından elde edilen kazancı hesabına geçirmekle suçlanıp Mısır’a kaçmak durumunda kalmış, topraklarından ayrı kaldığı on iki senenin ardından da Cebel Emiri, Mısır Hıdivi ve patriğin koruması altında köye dönüp yaptırdığı büyük malikanede ipekböceği yetiştiriciliğiyle uğraşmaktadır. Köydeki hiç kimsenin konuşmaya yanaşmadığı Rukoz’un, Şeyh’in tacizine uğrayan karısından emaneti olan kızı Esma ile kısa süren yakınlaşan Tanios, Dürzi Derebeyi Said Bey’in tanıdığı Reform Kilisesi üyelerinden, Büyükelçi Lord Ponsonby’ın adamı İngiliz Rahip Jeremy Stolton’un Sahleyn’de açtığı okula gittiği için de mutludur. Ancak bu mutluluk kısa sürer. Raad anneannesinin tesiriyle okuldan atılmak için Bayan Stolton’a saygısızlık yapınca Şeyh, Tanios’u da geri çağırır. Üzüntüden saçları bir gecede beyazlayan Tanios, günlerce süren açlık grevinin ardından Sahleyn İngiliz Okuluna geri döner. İngilizler bu işten oldukça memnundur. Çünkü Fransa tarafından desteklenen Mısır Hıdivi Mehmet Ali Paşa Osmanlı’ya karşı ayaklanmış, Balkanlar’dan Nil kıyılarına uzanacak yeni bir imparatorluk kurma ve Hindistan yolunu denetimi altına alma amacına doğru emin adımlarla ilerlemektedir. Mehmet Ali Paşa’nın kurmak istediği imparatorluğun kuzeyde Balkanlar ve Anadolu’da, güneyde Mısır ve bağımlı bölgeler olmak üzere iki kanadı vardır. Bunların arasında tek bir bağlantı da Gazze’den İskenderiye’ye giden denizle dağ arasında sıkışmış sahil yoludur. Eğer dağ, Hıdiv’in denetiminden çıkacak olursa yol kullanılamayacaktır. Böylece Mısır ordusunun iç bölgelerle bağı kopmuş olacağından yeni imparatorluk ikiye bölünecek, bu sayede ölü doğmuş olacaktır. İngiltere bu nedenle önce dağı ele geçirmek istemektedir. Bunun için de onlar tarafından eğitilmiş bir dağlıya ihtiyaçları vardır. Geleceğin kendisinden getireceklerinden habersiz olan Tanios, annesinin ölümünün ardından babasının koltuğunu devralmak isteyen Raad’ın Esma’yla evlenmek istediğini öğrenince kahrolsa da Şeyh’in can düşmanının kızını gelin olarak istemeyeceğini düşününce rahatlar. Patrik de soruna çözüm olarak kızı kendi yeğenine ister. Oğlunun yeniden açlık grevine döneceğinden korkan Gerios, patriği Lord Ponsonby’ın yarı resmi temsilcisi, geleceğin konsolosu Richard Wood’un Raad’a hediye ettiği av tüfeğiyle öldürür. Babasının kendisi için katil olmasına şahit olan Tanios da şoku üstünden atamamış olan babasını oradan kaçırarak Kıbrıs’a gider.
Gerios, Magosa’daki Elefterios’un kahvesinde Baruk köyünden gelen ve Cebel Emiri’nin zulmünde ailesini kaybettiğini söyleyen Fehim’le kısa sürede arkadaş olurken Tanios da Tamar isimle Gürcü bir güzelle aşk yaşamaya başlar. Baba-oğulun adada karşılaştıkları, tavırlarıyla emir yanlısı olduğunu düşündekileri Selim konusundaki şüphelerini ustaca kovuşturan Fehim, asıl adıyla Mahmud Burass, aslında meslektaşını, Betüddin Sarayı’ndaki emirin, kendisi gibi casusu olan arkadaşı Selim Kerame’yi korumaktadır.
Ada’ya gelmelerinden bir yıl sonra Fehim’den emirin öldüğü haberini alan baba-oğul Lazkiye’ye gitmek üzere iskeleye giderler. Şansının yardımıyla gemiye geç kalan Tanios, haberin yalan olduğunu, babasının Mısır ordusunun askerleri tarafından Beytüddin’e götürülüp asıldığını öğrenir. Emirin yaptığı bu kadarla da kalmamış, patrik cinayeti için bir baba ve bir oğulun cezalandırılması gerektirdiğini söyleyerek Raad’ı idam ettirmiş, Francis’i tutuklatarak köyün başına Rukoz’u getirmiştir.
Magosa’daki günlerini intikam planlarıyla geçiren Tanios, kendisini Limasol’a çağıran Rahip Stolton, Richard Wood ve yüksek rütbeli Osmanlı diplomatlarıyla buluşur. Burada Cebel Emiri’nin sürgüne gönderilme kararını okuyacak kişi olarak seçildiğini öğrenen Tanios, görevini yerine getirmesinin ardından köyüne dönünce köylüler tarafından Rukoz’un tahtına oturtulur ve halk ondan Rukoz hakkında ağır bir hüküm vermesini bekler. İlk aşkının babası hakkında sadece mallarına el konulup sürgün edilmesi kararını veren Tanios’a, babası Rukoz’un Mısır ordusunun garnizon komutanlarından Adil Efendi’ye verdiği askerlerden tarafından öldürülen Dürzi Derebeyi Said Bey’in oğlu Kahtan karşı çıksa da Tanios’un kararı kesindir. Ancak Kahtan, eski ahırda tutulan Rukoz’dan intikamını almayı başarır. Sorumluluğunda gerçekleşen bu infazın ağırlığı altındayken köyüne gözüne mil çekilmiş olduğu halde geri dönen Şeyh Francis’in görmeyen gözleri yerine geçen annesi Lamia’nın tavırlarıyla babası konusundaki şüphelerinde haklı çıktığını fark eden Tanios, anlatıcının söz ettiği kayanın üzerinde otururken ortadan kaybolur ve bir daha hiç kimse tarafından bulunamaz.