Edebiyatın sevilen kalemlerinden Canan Tan, Sızı adlı kitabı ile astrolog Filiz Özkol'un yaşam öyküsüne değinmiştir. Hiç görmediği babasına olan özlemi, hep yanında olan ama sevgisini hiçbir zaman tam alamayan annesi, vefat eden eşi Erkan'a olan aşkı ile ve zorunlu olarak ayrıldığı İzmir'de ki yaşama tutkusu ile yarım kalmışlıkları konu alan bütüne varmanın hikâyesidir.
Efsun dünyaya geldiğinde kırk gün boyunca ağlamayan, narin uslu ve hep annesinin gözünün içine bakan bir bebektir. Ne yazık ki annesinin bu bebeği görecek gözü yoktur. Anneannesi farklı bir çocuk olduğuna karar verip adını Efsun koyar.
Annesinden on yaş büyük güzelliği ile dillere destan teyzesi ve kendini yetiştirmeyi bilen, bilinçli, kültürlü cıvıl cıvıl bir anneannesi vardır. İtalya'dan Rodos'a Rodos'tan İzmir'e uzanır geçmişleri.
Film yıldızlarını aratmayan güzelliğe sahip olan teyzesi için talipleri kapıyı aşındırır ve dedesi olmayacak birine gitmesin diye Aydınlı yakışıklı, zengin bir çiftçiye verir kızını. Başta her şey mükemmel gitse de damat kavgacı, çapkın biri olur zamanla. İki çocuğuyla çaresiz bu hayatı çekmeye göze alır Reyhan Teyze.
Efsun'un anne ve babasının tanışıklığı Rodos günlerine uzanır. Maraşlı zengin bir babanın oğludur. Yakışıklı, şımarık olan Adana' da yaşayan Abdülkadir Bey Nergisini görür ve aşık olur. Defalarca dedesinden istese de asla kabul etmezler. Çünkü iki karısından ayrılmış ve çocuklu bir adamdır. Pes etmeyen Abdülkadir sonunda Maraş'ta ki çiftliğe kaçırır sevdiğini. Bu adamdan büyülenen kadın masal prensesi gibi hisseder başlarda kendisini ne var ki büyü bozulur. İzmir'de ki modern yaşantısını aramaya başlar ve ayrılmak ister ama deliler gibi aşık olan Abdülkadir Bey böyle bir şeyi asla kabul etmez. Odalara kilitler, başına nöbetçiler diker, dayaklar, işkenceler... Ve o arada hamile olduğunu öğrenir.
Önce aldırmak için kapı kapı gezer doktorları sonra da düşürmek için elinden geleni yapar ama bir türlü başaramaz. Sonunda kaçmayı başarıp İzmir'e ablası Reyhan'ın yanına yerleşir. Nefret ettiği adamın çocuğunu doğurmak zorunda kalır ve başta sütü dâhil her şeyini esirger Efsun bebekten. Onun yerine anneannesi ve teyzesi sevgileri ile sahip çıkar.
Anasının yanında anasız bir çocuk olarak büyümeye devam eder Efsun. Kızına baktıkça kocasını ve kayınvalidesini hatırlatmaktan başka bir işe yaramaz onun gözünde. Her ne kadar sevgisinden mahrum etse de öfkesine, sevincine, heyecanına, güzelliğine... Hayrandır annesinin. Annesi ise "seni doğurmaz olaydım," diye haykırır her seferinde.
Maceracı, vurdumduymaz olan annesini adı çıkmasın diye evlendirmeye karar verirler. Böylece yakışıklı, çapkın ve dördüncü eş olarak gittiği bir kaptan ile ikinci evliliği gerçekleşir. Derken bir kız kardeşi olur pabucu iyice dama atılır. Başta sevinmese de bir kardeşi olduğuna zamanla alışır hatta bir oyuncak bebek edasıyla sever. Ancak korktuğu olmamış bir kız bebek daha doğurmanın ezikliği ile annesi onunla da ilgilenmemiştir.
İkinci evliliğinde de çatırdamalar başlar ama yeni bir bebek daha olmuştur ve bu kez dünyaya gelen bir erkektir. Herkesin sevgilisi olan erkek bebek bu evliliği kurtarmaya yetmemiş sonunda kaptan annesini terk edip gitmişti. Annesinin güçlü kişiliği, duyarsızlığı zamanla Efsun’a rehber olmuştu. Ne yapıp ediyor annesi kaldığı yerden tüm yaşantısını sürdürmeye devam edebiliyordu.
İçine kapanık bir çocukluk geçiren Efsun lise yıllarına geldiğinde edebiyat hocası ondaki yazma yeteneğini keşfeder. Lise müzik grubundaki Erkan'a aşık olur.
Yedi yıl süren sevdalarının ardından ailelerini tanıştırıp evlenmeye karar verirler fakat bir tarafta takmış takırmış asil bir aile diğer tarafta geleneksel, muhafazakâr bir aile. Erkan'ın babası ılımlı olsa da annesi ve ablası kesinlikle istemezler Efsun'u. Alelacele bir kararla da Ankara'ya yollarlar Erkan'ı.
Bir taraftan müzik hayatına devam eden bir taraftan makine mühendisliğinde okuyan Erkan ile edebiyat bölümünde okuyan Efsun ailelerin pek gönlü olmasa da sonunda evliliğe ikna ederler. Efsun'un astroloji ile tanışması da o yıllarda olur. İngilizce hocasının eşi Amerikalı bir astronottu ve ona ders vermeye başlamıştır.
Annesi yüzünden bir türlü Efsun'a ısınamayan kaynanası ayırmak için elinden geleni yapar. Ne hayal ettiği düğünü ne gelinliği ne de takıları olmuştu. Yetmemiş kaynanası tüm mahalleye “kısır gelin” diye yaymıştı. Oysa onlar henüz erken olduğunu düşünüyordu. Zamanla korkuya kapılsa da çocukken ettiği dualar kabul olmuş bir erkek bebek sahibi olur Efsun. Kaynanasından uğradığı haksızlıklar, eziyet devam etse de kocasının ve kayınpederinin desteği ile mutlu olmaya çalışıyordu. Bir süre sonra ikinci oğlunu da dünyaya getirmişti. Annesiyle arasında esen barış rüzgârları o dönemin en büyük kazanımıydı onun için. Kayınpederini vefatı ile kaynanası da biraz daha ılımlı olmaya başlamıştı. Her şey çok güzeldi.
Efsun televizyon ve radyo programları yapıyor, aşklarının tam gaz devam ettiği eşi Erkan müzik çalışmalarına gidiyor iki oğlu büyüyordu. Yeni evleri, gönüllerince döşedikleri eşyaları vardı.
Ölümüne 1 yıl kala Erkan'da değişimler başlamış mahzunlaşmıştı. Birlikte benzer rüyalar görüyorlardı. Eşi sürekli hüzünlü, dalgın, neşesizdi ve öngörüyle hep "ben öldükten sonra... " ile başlayan konuşmalar yapıyordu karısına. Efsun başta sıkıntılı bir dönem geçirdiğini düşünüp tüm desteği veriyordu... Sıradan bir gündü aslında ama Erkan aylardır veda ediyordu ve sahnede olduğu bir akşam fenalaşıp, hayata gözlerini yummuştu.
Arkadaşı Nazan’ın desteğiyle ve çocukları için hayatına devam etmeye çalışırken üç yıl sonra beklenmedik bir tanışma yaşar Efsun. Eşinden boşanmak üzere olan Ahmet ile zamanla iki iyi arkadaş olmuşlardır. Çocuklarının ve ailesinin desteği ile evlenmeye karar verirler. Aslında Efsun'un içini rahatlatansa rüyalarında Erkan'ın ona gösterdiği Ahmet’in ikinci hayatının kahramanı olmasıdır. Çocukları ve Ahmet Bey'le İstanbul'a yerleşen Efsun artık Türkiye'nin Astroloji dalında bilinen yüzüdür.
Yazan: Pınar Çağlayan
Sızı Konusu
Son zamanlarda yazdığı romanlar ile bir türlü önceki başarılarını yakalayamayan Canan Tan yeni kitabı Sızı ile buna son vermeyi ve okurların beğenisini kazanmayı amaçlıyor. Yeni romanında yine genç bir kızın hikayesini anlatan Canan Tan, özellikle hikayenin sonu ile kitap severleri oldukça şaşırtıyor.
Sızı Soruları ve Cevapları
Sızı kimin eseri?
Canan Tan
Sızı türü nedir?
Yerli Romanlar
Sızı kaç sayfa?
168
Sızı Yorumları
kitabın sonu dışında hayal kırıklığı sonuna kadar elinizden bırakmamayı başarırsanız okuduğunuza değmiş gibi oluyor ama başı çok sıkıcı