Malazgirt'te Bir Cuma Sabahı

Malazgirt'te Bir Cuma Sabahı
Kitabın Yazarı:Yavuz Bahadıroğlu Kitap Türü:Yerli Romanlar Yayınevi:Nesil Yayınları Yayınlandığı Yıl:2005 Sayfa Sayısı:192 ISBN:9789754080544 Kitap Puanı:7.3 / 10 | Yorum: 3

Fiyat Listesi / Satın Al

YazarOkur:bedava al D&R:170,00 TL e-kitap,pdf,epub: *

7.3
Berbat Sıkıcı Ehh işte Güzel Harika
Güzel
Giriş Yap Üye Ol

Malazgirt'te Bir Cuma Sabahı - Yavuz Bahadıroğlu

Kitap Türü:Yerli Romanlar, Tarihi

Puan Tablosu

Arka Kapak Bilgisi

Malazgirt'te Bir Cuma Sabahı Özet

Abdurrahman, on yıl cenkte beş yıl da esarette olmak üzere on beş yıl ailesinden uzak kalmıştı. Her şeyin bittiğini ve ailesine kavuşma zamanı geldiğini düşünerek köyüne girdi. Karısının öldürüldüğünü ve oğlunun da kaçırıldığını öğrendi. Ailesine bunları yapanlardan intikam almak istedi. Köyün hocası, intikam ateşinin ona zarar vereceğini anlattı. Yapabileceği en mantıklı şey Sultan Alparslan'a gidip esirken öğrendiklerini anlatmasıydı. Çünkü bir savaşa hazırlanıyorlardı ve düşman hakkında öğrenecekleri en küçük şeyin bile faydası büyüktü.

Uz kavmi tarafından kaçırılan Mengüç ise onlar gibi köyleri yağmalıyor ve insanları öldürüyordu. Bunu yapmak istemiyordu çünkü yanlış olduğunun farkındaydı. Kendi kavmine dönmek istiyordu ama kendini hiçbir yere ait hissetmiyordu.

Bir köyü mahşer yerine çevirdikleri bir gün buna daha fazla katlanamayacağını fark etti ve kaçtı. Elbette onun gitmesine izin vermeyeceklerdi, köyü bırakıp Mengüç'ün peşine düştüler. Bir ormana girdiği sırada atı, bu koşuşturmacaya dayanamadı. Artık Mengüç'ün sonu gelmişti. Ağaçların arkasından Abdurrahman çıktı ve Mengüç'le konuştu. Onu kovalayanlar da korkup kaçtı.

Bu olaydan sonra Mengüç, bir düzen kurmaya karar verdi ve Selçuklular ile savaşmaya hazırlanan Bizans ordusuna paralı asker olarak girdi.

Bizans ordusu kalabalıktı ama dağınıktı. Her ırktan ve dinden adam bulunduruyordu içinde. Bu ortam da sürekli kavga çıkmasına sebep oluyordu. İmparatorluk hakkının kendisinde olması gerekirken Romen Diyojen'de olmasına sinirlenen Prens Dukas için bu ortam istediği şeyi almasını kolaylaştıracak bir anahtar görevindeydi. Hazırlık aşamasındayken kavga eksik olmuyorsa savaş alanında böyle bir ordu kendi kendini yok etmekten başka bir işe yaramazdı. Saray içinden ve dışından bazı kimselerle iş birliği içinde olması daha kolay imparator olmasını sağlayacağını düşündürtüyordu ona.

Romen Diyojen, Basilas ve ordusunu Alparslan'ın üstüne gönderdi. Amacı onları gafil avlayıp bozguna uğratılan ordusunun intikamını alabilmekti ama unuttuğu bir şey vardı: Türkler her şeye her zaman hazırdı. Çünkü onlar "ordu millet"ti.

Basilas'ın ordusunu büyük bir zevkle karşıladı Selçuklular. Bu ufak çaplı savaşta Abdurrahman ve Mengüç tekrar karşı karşıya geldiler. Ne kadar deneseler de bir güç birbirlerini öldürmelerine engel oluyordu. Sanki bu gücün kaynağı yıllar öncesine dayanıyordu. İkisi de buna anlam veremedi. En sonunda bu işin böyle olmayacağını fark eden Abdurrahman, Mengüç'ten uzaklaştı.

Savaşı Selçuklular kazandı ve Mengüç de artık onlara karşı içinde bir sevgi beslemeye başladı. Aklından geçen tek şey Bizans ordusundaki Türkleri, Selçuklu ordusuna geçmeye ikna etmekti. Bunu yapmak için tekrar Bizans'a döndü. Orada esir Selçuklu askerleri olduğunu öğrenince yangın çıkararak tüm askerlerin oraya toplanmasını sağladı. Ardından da onları kurtardı. Sonrasında Müslüman olup Selçuklu ordusuna katılma kararı aldı.

Savaş zamanı giderek yaklaşırken Alparslan, Romen Diyojen'e barış teklifi gönderdi. Kesin bir dille reddedildiğini öğrenince tek yolun savaşmak olduğunu anladı. Ordusunu topladı ve Malazgirt meydanına geldi. Edilen duaların ardından herkes savaşmaya hazır hâle gelmişti. Savaş taktiği önceden belirlenmişti, askerler yerlerini almış Romen Diyojen'in atağa geçmesini bekliyordu. Romen Diyojen'in ordusunda ise Prens Dukas'ın da etkisiyle çatlaklar oluşmaya başlamıştı.

Romen Diyojen'in "İleri!" emrini vermesinin ardından Türklerin tuzağına düşmesi Prens Dukas'ı çok sevindirdi. Kısa sürede ordunun bir bölümü yok olmuştu. Uzlar ve Peçenekler taraf değiştirmişti, Ermeniler de kaçmıştı. Romen Diyojen, askerlerinden biriyle yer değiştirdi ve savaş alanını terk etmeye kalkıştı. Tam o sırada orada olan bir Türk onu gördü ve yakaladı. Prens Dukas ise çoktan kendisine ait orduyu alıp Konstantinopolis'e doğru yola çıkmıştı. Kalan orduysa Selçuklu askerinin kılıcı altında can veriyordu.

Sonunda istenilen başarılmıştı: Türkler kendilerine yeni bir yurt bulmuştu.

Editör: Melek Sıla GÜLER

Malazgirt'te Bir Cuma Sabahı Soruları ve Cevapları

Malazgirt'te Bir Cuma Sabahı kimin eseri?

Yavuz Bahadıroğlu

Malazgirt'te Bir Cuma Sabahı türü nedir?

Yerli Romanlar, Tarihi

Malazgirt'te Bir Cuma Sabahı kaç sayfa?

192

Malazgirt'te Bir Cuma Sabahı Yorumları

güzel ama abartılı anlatım var yine de güzel

07-10-2022 18:06

alp arslanın yolu anadolu kitabınıda ekleyin

04-05-2023 21:14

kompozisyon yazmam gerek buradaki özetle olur mu

22-02-2024 22:04