Heba, heba olmuş birkaç hayatın öyküsüdür. Ana kahraman Ziya üzerinden kardeşlik, dostluk, şehirlerin soğuk yanları gibi yaşamın çeşitli yüzleri anlatılır. Bazı yerlerde sık tekrarların yapılması hikayeyi ağırlaştırsa da ilerleyen bölümlerinde akıcı bir hale gelen bir üslup hakim.
1958 Aydın doğumlu Ziya, aksiliklerin kendisini bırakmadığı bahtsız bir kimsedir. Yaşamı boyunca da pek çok talihsizlik yine kendisini takip eder.
Suriye sınırında yaklaşık iki yıl süren askerliği boyunca sürekli ateş hattında nöbet tutmak, haksız yere komutan dayağına maruz kalmak, sınır bölgesindeki kötü koşullar gibi durumlar da yaşamını alt üst eder. Burada bir arkadaşının hazırladığı kolonya, limon tuzu ve su karışımından oluşan ve meret ismini verdikleri bir içki içerek yaşadıklarını hafifletmeye çalışır. Burada güzel arkadaşlıklar da kurar. Acemiliğinden beri kendisiyle aynı yerde askerlik yaptığı arkadaşı Kenan da bunlardan biridir. Kenan ile Ziya, birbirlerini destekleyerek ve teselli vererek askerlik hayatının çekilmezliğini unutmaya çalışırlar. Kenan, güzel bir köyde yaşamaktadır ve sık sık arkadaşı Ziya’ya da buradan bahsetmektedir.
Ziya, karısı Kader’i de sıklıkla gidip çay eşliğinde kitap okudukları bir kitapçıda, teröristlerin patlattığı bomba sonucu kaybetmiştir. Üstelik karısı 5 aylık hamile ve bir oğlu olacakken. Kendisi şans eseri bir saatçide bulunduğu sırada bomba patladığı için ufak tefek yaralarla kurtulur ancak bu olayın izini asla unutamaz.
Ziya, tüm bu yaşadıklarını çocukluğunda yaşadığı bir olayla da ilişkilendirir. Küçükken öldürdüğü bir kuşun sıklıkla kendisini takip ettiğini ve yaşamı boyunca da bunu devam ettireceğini düşünür.
Ziya, yaşadığı şehir kendisine dar geldiğinde buradan uzaklaşıp bu şehri ter etmek ister. Kenan’ın köyü olan Yazıköy’e yerleşip burada huzuru aramak niyetindedir. Kenan’a kendisine kalacak yer temin etmesi için gereken parayı göndererek bir süre sonra kendisi de ev sahibine anahtarı teslim etmek üzere evinden son kez çıkar. Şehrin kirli havasını soluyarak boğulurken ev sahibesi de anahtar alımını ilginç bir şekle dönüştürür. Gitmek konusunda acelesi bulunan kiracısı Ziya’ya hayat hikayesini anlatmaya koyulur.
Ev sahibi Binnaz Hanım’ın babası meyhane işletmecisidir ve her gün eve rakı ve birbirinden değişik kokularla döner. Bir gün ortaklarından biri olan ve Matkap diye anılan Macit Karakaş tarafından öldürülür. Annesi Binnaz’dan, babasının meyhanede kalan ceketini getirmesini ister. Binnaz, eve babasının ceketiyle döndüğünde annesi ceketi görür görmez aklını kaçırır. Böylece Binnaz ile kardeşleri kimsesiz kalır. Babaannesinin yanına verilen Binnaz, geçim sıkıntısı sonucu okulu bırakarak meyhanede bulaşıkçı olarak çalışmaya başlar. Bir süre sonra garsonluğa yükselir. Hayat kadınlığı yaparak da para biriktirmektedir. Bir gün, kendisiyle beraber olan dostlarından biri ona para verirken bir de öğüt verir ve ona biriktirdiği paralarla değersiz bir arazi almasını söyler. Binnaz denileni yapar ve çok geçmeden aldığı arsa değerlenir. Üstüne de şimdi sahip olduğu apartmanı dikerler.
Ziya, ev sahibinin yanından ayrıldıktan sonra arkadaşı Kenan’ın köyüne gelerek yaptırdığı eve yerleşir. Bir süre sonra o güzel köyde yaşamaya, Kenan’ın annesi, kız kardeşi ve yeğeni ile sıklıkla bir araya gelerek yeni bir düzen oluşturmaya çalışır hayatında. Kenan’ın yeğeni Besim, Ziya’nın doğmamış oğluyla yaşıttır ve Ziya bu yüzden onu oğlu gibi sever. Askerde Kenan’a yaptığı iyilikten dolayı Kenan’ın ailesi de Ziya’yı çok sever.
Kenan, askerdeyken nişanlı olduğu kız ile askerden döner dönmez evlenmiştir. 4 senelik birlikteliğin ardından çocuklarının olmayışı yüzünden boşanırlar. Karısı Kenan’ın zürriyetsiz olduğu iftirasını atar. Bu yüzden de Kenan ne kadar uğraşsa da bir daha evlenemez. Annesi, kız kardeşi ve ailesi Almanya’da bulunan yeğeni Besim ile köyünde yaşar.
Kenan ile Ziya birbirlerine benzeyen kaderleri içinde yaşamlarını sürdürürken bir gün Kenan’ın bıçaklandığı haberini alır. En yakın arkadaşlarından biri tarafından bıçaklanan Kenan, bunun sebebini kimseye anlatmaz. Topal kalır ve evden çıkamaz. Bir süre sonra da ölür. Ziya, arkadaşının ölümünden bir süre sonra Kenan’ı bıçaklayan Körükçü’nün yanına gider ve durumu sorar. Körükçü, Kenan’ın Ziya’ya yaptırdığı ev için çıkan masrafları karşılamak üzere Körükçü’den borç almış fakat ödeyememiştir. Çıkan tartışmanın sebebi de bu borçtur. Ziya, arkadaşının ölümünden vicdan azabı duyar ve Körükçü’ye olan borcu öder. Körükçü, parasını alırken Ziya’ya hakkında dedikoduların olduğunu söyler. Kenan’ı Ziya’nın zehirleyerek öldürdüğü, kız kardeşinde gözü olduğu gibi dedikodulardan bahseder.
Kenan duyduklarına inanamaz ve Kenan’ın annesinin yanına gelir. Ancak Cevriye Hanım da çıkan dedikodular yüzünden kendisine yüz çevirir. Hayat bir kez daha Ziya’yı eli koynunda bırakır.
Yazan: Hamide Eken
Heba Soruları ve Cevapları
heba kimin eseri?
Hasan Ali Toptaş'ın sevilen bir eseridir.
Heba Yorumları
mükemmel bir roman harikaydı
16-05-2017 20:51
heba özeti lazımdı o yüzden okudum hiç hoşuma gitmedi hasan aliye yakışmayan bir kitap
05-06-2017 19:22
bana göre heba romanı hasan ali toptaşın en kötü kitabı aşırı sıkıcı bitiremedim bile
28-05-2019 23:23
heba kimin eseri cevaplar mısınız?
28-03-2022 15:01
yahu yukarıda yazıyor ya kimin eseri olduğu şaka mısınız siz
29-03-2022 02:12
ilk kez bir hasan ali toptaş romanını sevemedim okuması keyifsiz şaşırtıcı