Babası aylardır işsiz olduğu için Tahran'a gelen Latif, annesi ve kardeşini geride bırakır. Babası bir el arabası bulup seyyar satıcılık yapmaya başlar. Fakirlik peşlerini hiç bırakmaz. Babası kazandığı paranın bir kısmını eşine ve çocuğuna gönderir. Sokakta tezgahın üstünde gecelerini geçiren ikili, fakirlik konusunda yalnız değillerdir. Tahran'a para kazanma umuduyla gelip kıt kanaat geçinen birçok kişi de üç kuruşa çalışıp sokaklarda gün geçirmektedir.
Latif, babası işteyken arkadaşlarıyla vakit geçirip akşam olunca babasının yanına döner. Arkadaşları da kendisi gibi fakir olan Latif’in fakirlik dışında bildiği bir dünya yoktur. Bir gün arkadaşlarıyla otururken yanlarına iki tane çocuk yaklaşır. Fakir oldukları her hallerinden belli olan çocuklardan birinin ayağında yepyeni bir ayakkabı vardır. Çocuklardan birinin de tek gözü görmemektedir. Latif ve arkadaşları bu iki çocuğa çok sinir olurlar. Latif çocuklardan biri bir şey söylese de kavga etsem modunda beklemektedir. Çocuklar kavga etmeye gelmediklerini, bugün sadece eğlenmek istediklerini söylerler. Kıyafetlerine bakınca fakir olduğu belli olan çocuğun ayağındaki ayakkabılar yüzünden bir hırsız olduğunu düşünürler. Latif ve arkadaşları bunu ne zaman dile getirse iki çocuk gülmekten kırılırlar. Ayağındaki ayakkabıyı Hüseyin Ahmet'e hediye edeceğini söyleyen Mahmut, Hüseyin’in gelip ayakkabıları ayağından çıkarmasını ister ancak Hüseyin ayakkabıları almaya çalıştığında eline geçen tek şey siyah bir boya olur. Şaka yapmak isteyen iki kafadar Mahmut'un ayağını boyamıştır aslında. Çocuklar bunlarla eğlenir ve hep birlikte zar atmaya giderler.
Arkadaşlarıyla oyuna dalan Latif babasının yanına geç kalır. Babasının yanına gitmeden önce favori dükkanı olan oyuncakçıya gider ve oradaki oyuncaklarla konuşur. Çok sevdiği deve de oradadır ve onunla sohbete dalar. Gittiğinde babasını tezgahın üstünde uyumuş halde bulur. Yorgunluk ve açlık da üst üste gelince hemencecik uykuya dalar. Uykusunda oyuncakçıdaki devenin kendisini almaya geldiğini görür. Deve ve oyuncakçıdaki diğer oyuncaklar Latif'i alıp onu villaların olduğu zengin yerlere götürüp onun karnını güzelce doyurmak isterler. Zengin hayatını hayretle izleyen Latif bir anda yüzüne gelen toprakla uyanır. Rüya gördüğünü anlayan Latif'i uyandıran çöpçünün süpürdüğü tozlardır. Gördüğü rüyanın etkisiyle sokaklarda dolaşmaya başlayan Latif arkadaşlarıyla karşılaşır ve dükkana gidip devenin fiyatını sormaya karar verir. Dükkanın önüne gittiklerinde de devenin satılık olmadığı söylenerek kovulurlar. Buna çok kırılan Latif babasının yanına gidip ağlamaya başlar. Tek diyebildiği ise annesini çok özlediğidir. Babası da Tahran'da yaşamak yerine ailesinin yanına döneceklerini söyler. Bu şekilde ayrı ayrı yaşamak hepsine ağır gelmektedir. En azından paraları olmasa da birlikte olacaklardır.
Son bir kez devesini görmeye giden Latif, küçük bir kız ve babasının dükkana geldiğini görür. İçinden bir his gelenlerin deveyi alacağını söyler. İçindeki his doğru çıkar ve gelenler deveyi alır. Latif devenin ayağına yapışır ve onun kendisinin devesi olduğunu, alamayacaklarını söyler. Ne kadar çabalasa da deve zengin adama satılır. Latif orada öylece kalakalır.
Yazar Latif'in yirmi dört saatini anlattığı bu öyküde, zengin kesimin görmediği fakirlerin hayatındaki zorlukları olabilecek en çarpıcı şekilde gözler önüne seriyor. İnsanların acı çektiğini, açlık çektiğini çarpıcı bir şekilde aktarmanın bir yolunu bulan Samed Behrengi bu çabası sonucu şaibeli bir şekilde ölür. Ölene kadarki kısacık ömründe kendini fakirlerin, acı çekenlerin sesi olmaya adamış Behrengi çocukluktan başlayacak bir bilinç oluşturmaya çabalamış, muhteşem eserler meydana getirmiştir. Bir Günlük Düş ve Gerçek’te bu ağır ve anlamlı öğreti en derin şekilde aktarılmış. Zenginliğin ne demek olduğunu asla anlayamayacak kadar fakir bir kesimde büyüyen Latif'in minicik hayali... Açlık ve sefaleti görmezden gelerek bir tek oyuncağa sahip olmamayı büyük dert sanan minik yüreği. İnsanın içine işleyen çok derin bir hikaye...
Yazan: Ebru S. Bektaş
Bir Günlük Düş ve Gerçek Soruları ve Cevapları
Bir Günlük Düş ve Gerçek kimin eseri?
Samed Behrengi
Bir Günlük Düş ve Gerçek türü nedir?
Öykü/Hikaye, Çocuk Kitapları
Bir Günlük Düş ve Gerçek kaç sayfa?
48
Bir Günlük Düş ve Gerçek Yorumları
samet behrengi en sevdiğim yazarlardan biri çok güzel bir kitap yazmış
20-10-2020 12:05
kaliteli bir çocuk kitabı oldukça da kısa okuması kolay tavsiye ederim