Peyami Safa’nın yazdığı yegâne tarihi roman olan Attila, büyük Hun hükümdarının efsanelere karışmış tarihsel hayatı yanında onun insani yönüne de eğilmeyi amaçlayan bir eserdir. Attila büyük ve cesur bir savaşçı, efsanevi bir hükümdar ve hem Doğu hem de Batı Roma’ya korku salan bir lider olmasının yanında kadınları da seven, onları anlayan ve aşkı derinden yaşayan bir âşıktır. Onun hayatı savaş meydanlarıyla olduğu kadar aşk olgusuyla da şekillenen bir yaşamdır.
Roman, Doğu Roma İmparatorluğu tarafından Attila’ya suikast yapmakla görevlendirilen bir elçi heyetinin yolculuğuyla başlar. Attila’nın Kostantiniyye büyükelçisi bu suikast girişiminin içindedir ancak heyet Attila’ya varınca büyükelçi giriştikleri işin ne kadar zor olduğunu anlar. Attila gibi bit hükümdarı, güçlü bir savaşçıyı ve yenilmez bir askeri öldürmek neredeyse imkânsızdır. Bundan dolayı içine korku düşen büyükelçi durumu Attila’ya itiraf eder, ondan af diler. Heyetin diğer üyelerini ele veren büyükelçi kendini kurtarır ama arkadaşları Attila tarafından hapsedilir.
Attila, o zamana dek pek çok kadınla evlenmiş olsa da en çok Kerka’ya değer verir çünkü Kerka Attila’ya Erlak adındaki oğlu hediye etmiştir. Attila’nın oğluna karşı büyük bir zaafı vardır. Eşini de çok sevmektedir. Ancak bu gerçek, büyük hükümdarı çapkınlıklar yapmaktan alıkoymaz. O sıralarda Attila gizlice gece vakti bir eve gitmekte ve bir kadınla görüşmektedir. Bu kadın, Batı Roma imparatorunun kız kardeşi olan Onorya’dır. Onorya tüm ailesini ve Batı Roma İmparatorluğunu geride bırakarak Attila’ya kaçmış bir kızdır. Henüz yirmi beş yaşlarındadır. Attila’yı içten içe sevmektedir ama onun sevdiği başka bir şey daha vardır: Güç. Attila ile evlenerek Hun İmparatorluğunu ele geçirmek istemektedir. Ne var ki onun karşısında Kerka gibi güçlü bir kadın bulunmaktadır. Attila’nın Onorya ile ilişkisini öğrenen Kerka bir iftira ile ikisinin arasını ayırır çünkü o, eşini hiç kimse ile paylaşmak istememektedir. Attila, Kerka’nın iftirasına kanarak Onorya’yı memleketine gönderir. İftira, Onorya’nın Attila’yı öldürme planları yaptığını da içermektedir. Doğu Roma’nın düzenlediği suikast girişiminden henüz kurtulan Attila, Batı Roma’nın da böyle bir plan yapabileceğini düşünür ve Onorya’nın bu iş için gönderildiğine inanır. Bir cevap vermek için Batı Roma üzerine bir sefer düzenler.
Sefer başladıktan sonra Onorya bir hile ile Attila’nın sarayına dek girer. Kerka o ana dek Onorya’yı hiç görmemiştir. Bu güzel kızı beğenerek onu saraya cariye olarak kabul eder. Onorya’ya karşı kanı ısınan Kerka, Batı Romalı bir aşüftenin elinden Attila’yı bir iftira sayesinde nasıl kurtardığını Onorya’ya anlatır. Böylece Onorya asıl düşmanının kim olduğunu öğrenir.
Attila seferden dönünde Onorya’yı sarayında bulur. Onorya bütün gerçeği Attila’ya anlatır. Böylece Kerka’nın düzeni açığa çıkar. Attila ise ne Kerka’dan ne de Onorya’dan vazgeçer. İki kadın da bu durumu kabullenmek zorunda kalır. Attila Batı Roma’yı tamamen ele geçirmek üzere bir sefere daha çıkar. Bu seferde büyük bir zafer elde eder. Papa Attila’ya yalvararak onun Roma’ya girmesini engeller. Attila ise Batı Roma’yı haraca bağlayarak geri döner. Dönüş esnasında Onorya’dan bir mektup alır. Onorya Attila’nın zaferine hem sevinmiş hem de üzülmüştür çünkü Attila’nın yendiği imparatorluk kendi imparatorluğudur. Onorya, kardeşi olan Roma hükümdarına destek olmak üzere Attila’yı terk etmiştir ve bu, ona son mektubudur. Bu kötü haberin ardından Attila, eşi Kerka’nın da hastalık dolayısıyla öldüğünü haber alır. Henüz sarayına dönmeden evvel yirmi yaşlarındaki İldiko ile tanışır. Bu deli dolu kız, kendini derhal Attila’ya sevdirir. Ailesi Attila tarafından öldürülmüş olan İldiko, Attila’ya büyük bir aşk beslediği yalanını uydurur. Attila da buna kanar. Attila, sarayına dönünce İldiko ile evlenir ama düğün gecesi İldiko tarafından zehirli bir iğne vasıtasıyla öldürülür.
Peyami Safa, bu tarihi romanında Attila’nın savaşçı yönüyle beraber kadınlara olan ilgisine de değinmiş, onun âşık tarafını vurgulamıştır. Attila gibi büyük bir hükümdarın tarihe kazınan eylemlerinde bile onun duygusal ve insani yönü şüphesiz ki etkili olmuştur. Attila duygularından arınmış, yalnızca siyasi ve askeri bir figür olmanın ötesinde; kadınlara ilgi duyan, zaman zaman onlarda dolayı bazı zaaflar gösteren ve kararlarında kadınların da etkili olduğu bir şahsiyettir. Nihayetinde yüz binlerce düşmanın savaş meydanında öldüremediği Attila’yı bir kadın zifaf yatağında zehirli bir iğne yardımıyla öldürmüştür. Peyami Safa, Hun hükümdarı Attila’ya dair sunduğu bu bakış açısını enfes bir üslupla anlatarak okuyucuyu şekil açısından da tatmin etmektedir. Dolayısıyla Attila romanı hem içerik hem üslup açısından oldukça başarılı bir romandır.