Şirin köyünde, Cinci Nezir, Zeynel Ağa, Kara Derviş gibi köyün ileri gelen kişileri, kendir ekip, esrar satarak geçimlerini sağlar ve köy de kendilerinden habersiz kuş uçurmamaya çalışırlar. Zeynel Ağa ve Kara Derviş kanun dışı işler çevirirler. Bunun için de köye bir Köy Enstitüsü kurulacağını duyunca, devlet bize karışır düşüncesiyle bunu engellemeye çalışırlar. Ancak başarılı olamazlar.
Köyün öğretmeni olan Murat Eğitmen köy enstitüsü çıkışlıdır. Şimdiye kadar şirin köyüne gelen hiç kimse Zeynel Ağa'ya dayanamamış ve tayin istemiştir. Murat ise buraya dayanıklı ve dişli bir eğitmen olduğu için getirilmiştir. Murat'ın eşi rahatsızlığı yüzünden memlekette kalmıştır. Sultan'ın ise gözü Murat Eğitmendedir. Birkaç defa birlikte olmuşlardır.
MEB'İN görevlendirmesi ile Müdür Halim Akın, Emine Öğretmen, Celal öğretmen ve Nuri öğretmen enstitü kurmak için köye gelirler. Önce herkes onları müfettiş zannetse de sonradan enstitü müdürü, öğretmeni olduklarını anlarlar. Zeynel Ağa en başta kendisini iyi biri olarak tanıtır. Müdür Halim Akın, ilk öğrencileri olan Esef'i ve gerekli malzemeleri alarak enstitüye doğru gider. Yolda ise Emine Öğretmen'e kendi öğretmenlik anılarını anlatır. Kalan öğrenciler de minibüs ile Kastamonu da bulunan şirin köyüne gelirler.
Yapı olarak bir enstitü bulunmasa da binayı öğrenciler dikecektir ve de enstitü de eğitim görecek, çadırlarda kalacak, yapımına yardım edecek ve öğretmen olarak çıkacaklardır. Öğrenciler geldikleri ilk günden çalışmaya başlarlar. Aralarında şirin köyünden olan iki kişi vardır. Milli Hıdır ve Esef. Diğerleri farklı köylerden gelmişlerdir. Dört kız on sekiz erkek olmak üzere yirmi iki öğrenci ile yola başlarlar.
Emine Öğretmen ve Nuri Öğretmen un öğütmek için öğrencileriyle birlikte değirmene gelirler. Yanlarına Kara Derviş de semaver ile çay getirir. Kara Derviş'in gözü Emine Öğretmen'dedir. Kara Derviş geçmişini anlatmaya koyulurken bir yağmur başlar. Yağmur kısa sürede sel olur. Kara Derviş kendirlerin derdine düşer ancak kendirlerin hepsi çöp olmuştur. Kara Derviş bunu enstitülülerin uğursuzluğundan sayar ve Zeynel Ağa ile birlikte onlara bir oyun kurar.
Öğrenciler kazdıkları su kuyusuna boru döşeyecekken Kara Derviş gelir ve kazdıkları arazinin kendisinin olduğunu ve oradan çıkmalarını istediğini söyler ve kılıç çeker. Nuri Öğretmen eline bir sopa alarak kılıcı ortadan ikiye böler. Zeynel Ağa gelerek müdür Halim Akın'a araziyi satın almalarını söyler. Sahte olan tapuyu çıkartıp Halim Akın'a gösterirler. Nuri Öğretmen'e Murat Eğitmen tapunun sahte olduğu haberini yetiştirir ve Nuri Öğretmen Kara Derviş ile Zeynel Ağa'nın yalanlarını ortaya çıkarır.
Bu olayı hazmedemeyen Zeynel Ağa, Kara Derviş ve Cinci Nezir bir olup yalan şeylerle dilekçe yazarlar. Ankara'dan gelen müfettiş olayların asılsız olduğunu anlar. Aynı gece Murat Eğitmen'i oyuna getirip Sultan ile basan Zeynel Ağa, Murat'ı döverek esir alır. Öğrenciler ve Nuri Öğretmen birleşerek Murat'ı almak için Zeynel'in evini basmaya gider ve Murat Eğitmen'i alırlar.
Ertesi gün kızlar dereye yıkanmaya gitmişken Kara Derviş gelir ve Emine Öğretmen'e tecavüz etmek için Emine Öğretmen'i kaçırır. Öğrenci ve öğretmenler birleşerek Emine Öğretmen'i kurtarsa da Murat Eğitmen vurulur ve ölür.
Değerlendirme:
Bir öğretmen adayı olarak okudum bu kitabı içinde geçen çoğu cümle çok düşündürdü beni. Bol bol not aldım okurken. Kitapta saygının iki türlü kazanıldığını öğretti Halim Akın. Ya sevgiyle saygı duyarlar. Ya da sertlik ile dayak ile güç ile zoraki bir saygı duyarlar. Kendi kendime sordum özellikle bu cümlede ileride kendi öğrencilerin sana zoraki bir saygı mı duysun yoksa seni çok sevdikleri için mi saysınlar? Kendi öğretmenlerim geldi aklıma, zoraki saygı duyulan kişiler geldi. Özellikle Öğretmenlerin, öğretmen adaylarının okuması gereken, her kesime hitap eden muhteşem bir eser.