Toprak Uyanırsa romanı, Ankara'nın kenar mahallelerinde yaşayan emekli bir öğretmenin ruhî bunalımları ile başlar. İsmi belirtilmeyen bu öğretmen, toplumda artık eskisi gibi saygı görmemekte, ziyaret ettiği devlet dairelerinde hoş karşılanmamaktadır. Aldığı emekli aylığı da öğretmene yetmemektedir. Bu nedenle öğretmen, mahallesindeki bakkala, manava görünmeden eve gitmeye çalışmaktadır. Nihayet öğretmen, tekrar atanmak üzere Milli Eğitim Müdürlüğü'ne başvurur. Böylece, Sakarya nehri yakınlarındaki Keltepe adlı köye öğretmen olarak atanır.
Öğretmen, bir kağnı arabasıyla köye gelince hayal kırıklığına uğrar; çünkü köy, bataklığın içinde sessiz, ıssız ve harap bir haldedir. Sokaklarda kimsecikler yoktur. Evler sanki yıkılmak üzeredir. Köy, pistir ve kötü kokmaktadır. Köyün okulu, kerpiçten yapılmış iki odalı bir yapıdır ve faaliyette olmadığı için muhtar tarafından ahır olarak kullanılmaktadır. Öğretmen, bir an önce köyden kaçmak için planlar kurmaya başlar. O, burayı "Ekmeksizköy" olarak adlandırmıştır artık.
Ertesi gün öğretmen, köyün civarındaki bir su kaynağını gezer ve buranın Frigyalılardan kalma bir yapıya ev sahipliği yaptığını keşfeder. Kaynağın civarı, antik dönemlerden kalma bir tapınağın kalıntılarıyla çevrilidir. O anda öğretmen, bu bataklığın eskiden var olmadığını, sonradan oluştuğunu fark eder. Dolayısıyla bu bataklık, tekrar kurutulabilir ve köyün civarı tekrar tarıma açılabilir. Zaten burası, zamanında bir tarım kenti olan Gordiyon'a yakındır. Demek ki Keltepe'nin bulunduğu topraklar, tarım için oldukça elverişlidir. Bu topraklarda tekrar tarım yapılabilmesi için ilk iş, bataklığın kurutulmasıdır. Öğretmen, derhal harekete geçer ve birtakım önemli kişilerle temas kurar. Öte yandan, köydeki arkadaşlarıyla köy okulunu restore etmeye çalışır.
Öğretmen köye geldiğinde onu ilk karşılayan Hafız'dır. Hafız, Ankara'dan bir kumar davası sebebiyle kaçmış ve Keltepe'ye yerleşmiştir. Burada müezzinlik yapmaktadır; ancak, köy imamı yatalak olduğu için imamlık vazifesi de Hafız'a kalmıştır. Hafız, Öğretmen'e her işinde yardımcı olmakta, daima onun yanında bulunmaktadır. Bu ikisini, Sarı Çavuş tamamlamaktadır. Asker mizaçlı bu adam, tıpkı Hafız gibi, Öğretmen'e yardımcı olmaktadır. Üçünün önderliğinde köy okulu restore edilir. Öğretmen'in girişimleriyle Polatlı'dan da birtakım okul malzemeleri, sıra ve masa getirtilir. Böylece, burası artık bir ahır değil, bir dershane olur. Kısa zamanda da eğitime başlanır.
Öğretmen, bir yandan eğitim işlerini yoluna koymaya, bir yandan da köylüyle iyi ilişkiler kurmaya çalışır; çünkü köyde tutunmanın ve iyi eğitim vermenin yolu, köylüyle iyi ilişkiler kurmaktan geçer. Bazı köylüler, özellikle de Muhtar, Öğretmen'e karşı biraz mesafelidir. Köyün yatalak imamı ise Öğretmen'i destekler. İmam Öğretmen'e şu tavsiyede bulunur: "Eğer köy mamur edilmezse, köye üniversite de kurulsa kıymeti yoktur. Önce bu sefil ve perişan köy kalkındırılmalıdır." Böylece Öğretmen, eğitimin yalnızca çocuklar için değil, bütün bir toplum için olduğunu anlar ve buna göre hareket eder. Okulda yetişkinlere akşam dersleri verir. Fakat Öğretmen'in en çok uğraştığı mesele maarif işleri değil, köyün kalkındırılmasıdır. Başka bir deyişle, Ekmeksizköy'ün Ekmekliköy yapılmasıdır.
Öğretmen'in yoğun çabaları, köylülerin desteği, Polatlı ve Ankara'daki bazı önemli kişilerin de yardımlarıyla Keltepe'nin bataklığı kurutulur. Genç mühendisler, bu işte önemli görevler üstenirler. Ardından, çorak Keltepe köyünde 30.000 ağaçlık bir orman oluşturma işine girilir. Köyün çeşitli yerlerinde kuyular açılarak yeraltında bulunup eskiden bataklığı besleyen temiz su şimdi yüzeye çıkarılır.
Şeker fabrikasından gelen bir mühendis, Keltepe toprağının şeker pancarı üretimi için uygun olduğunu söyler ve burada pancar yetiştirmeyi tavsiye eder. Köylüler bu teklifi kabul edip üretime başlarlar. Böylece köy, onlarca yıl sonra ilk defa yüklü miktarda paraya kavuşur. Mühendislerden Ayhan Bozkır'ın öncülüğünde, yılda yalnızca 40-50 litre süt veren inekler iyileştirilir; Erzurum ve Kars'tan da inek getirilir. Böylece Keltepe'nin inekleri yılda en az 2000 litre süt verebilir hale gelir. Bazı inekler ise günde 16 litreye kadar süt verebilmektedir.
Köyün çevresindeki tepeler, üzüm bağları haline getirilir. Köye gelen bir Trakyalı da, sebze ve bostan yetiştirme konusunda köye öncülük yapar ve köylüyü eğitir. Artık Keltepe köyü, çevre köylerin kıskandığı zengin bir köy olur. Hükümet yetkilileri de, bu köyün başarılarını yakından takip ederler.
Keltepe köyü, mühendisler tarafından tekrar planlanır. Yeni bir okul, yeni bir cami ve yeni evler yapılacak; yani yeni bir köy inşa edilecektir. Böylece Keltepe köyü, kalkınmada örnek bir köy haline gelecektir.
Nihayet Keltepe köyü de yenilenir ve köy halkı yeni evlerine geçerler. Köyün adını da değiştirip Keklikpınarı yapılır. Köy meydanına Frigya kalıntılarından bir anıt dikerler. Köyün açılışı valinin ve diğer hükümet yetkililerinin katılımı ile olur. Öğretmen, dört yıl gibi kısa bir sürede, içinde yaşanması dahi imkânsız bir köyden çevre köylerin imrendiği, Türkiye'nin yakından takip ettiği, hatta Amerika ve İngiltere'den inceleme heyetlerinin ziyaret ettiği bir köy çıkarmayı başarmıştır. Bundan dolayı vali, köyün açılışında kurdele kesme onurunu Öğretmen'e vermek ister. Açılışı Öğretmen yapar. Daha sonra Öğretmen, köye ilk geldiği zamanlarda hemen kaçmak istediği bu yere ailesi ile birlikte yerleşir. Hayatının son yıllarını burada geçirir.
Toprak Uyanırsa kitabı, çökmüş bir imparatorluğun ardından yepyeni bir devlet kuran bir milletin yaşadığı dönemin yaklaşık elli yıl sonrasını anlatır. Tarih, 1950'ler ve 60'lardır. Yani bu dönem, köyden kente göçün başladığı, böylece kentlerde gecekondu mahallelerinin oluştuğu bir dönemdir. Yeni bir devlet kurulmuş, toplum hayatında birçok inkılaplar yapılmıştır; ancak köyler hala harap haldedir ve kendi haline terk edilmiştir. Romanda anlatıldığına göre; "Beyaz Zambaklar Ülkesinde" kitabından ilham almış emekli bir öğretmen, inkılapçı bir tavırla bu köylerden birine atanır ve burada köklü değişimler yapar. Bu değişim ise, Türk köylüsünün girişimci ve cesur mizacını uyandırmak, onlara kaybetmiş oldukları özgüvenlerini geri vermekle mümkün olmuştur. Aynı ruh, bütün ülkede uyandırıldığı takdirde, Türkiye'de kalkınma hızlanacak ve tahmin edilemez derecelere ulaşacaktır. Tıpkı Ekmeksizköy'de olduğu gibi... Dolayısıyla, romanda söylenmeyen ama romanın yazıldığı dönemin şartları göz önüne alındığında yazarın vermek istediği mesaj şöyledir: "Eğer köyler geliştirilir ve köylülere iş sahaları açılırsa, köyler kalkınacak ve şehri besleyen bir kaynak haline gelecektir. Köyden kente göç de duracaktır. Böylece şehirlerde gecekondu sorunu ortadan kalkacaktır. Kentte ise, dışa bağımlılık azalacak, Türk köylüsünün ürettiği ürünler işlenecektir. Sonuç olarak, hem köy hem de şehir kalkınacak; kazanan tüm Türkiye olacaktır."
Şevket Süreyya Aydemir’in ilk olarak 1963 yılında yayınlanan romanı olan Toprak Uyanırsa bir öğretmen ile köylüler arasında yaşanan olayları ele alır. Romanda yer alan ilişkiler köylü ile aydın kesim arasında yaşananlara ışık tutmuş ve sonrasında birçok esere de ilham kaynağı olmuştur.
Toprak Uyanırsa kitabı bir anlamda emekli olmuş bir öğretmenin anılarından oluşur. İlgili öğretmen hayatı boyunca hayal ettiği hiçbir şeyi gerçekleştirememiş, emekli olduktan sonra aslında ne kadar boş bir hayat yaşadığının farkına varmıştır. Bunun üzerine emekli öğretmen Ekmeksizköy’e gelir ve burada yeniden öğretmenlik yapmaya başlar.
Emekli öğretmen ilk başlarda köyün vahim halini görünce olumsuzluğa kapılır. Dönüp dönmeme arasında bir ikilem yaşarken köy insanının iyi bireyler olması nedeni ile köyde kalmaya ve mücadele etmeye karar verir. Köy muhtarının da yardımı ile kendisine bir yapılacaklar listesi oluşturur.
Öğretmen ilk olarak okulu ele alır ve okulu bir düzene sokarak gerçek bir eğitim yuvası haline getirir. Daha sonra köyün en büyük sorunlarından bir tanesi olan bataklığı kurutmak için çalışma başlatır ve bunda başarılı olur. Bunlar dışında köylünün eğitimi ile de ilgilenir ve köye yeniden çeki düzen verir.
Tüm bunlar köy içinde bir kalkınmaya neden olur ve Ekmeksizköy bir anda modern bir köy haline gelmeye başlar. Tüm bu olanlar öğretmeni iyice gururlandırır ve tüm hayatını boş bir şekilde geçirme hissini ortadan kaldırır.
Toprak Uyanırsa Soruları ve Cevapları
Toprak Uyanırsa kimin eseri?
Şevket Süreyya Aydemir
Toprak Uyanırsa türü nedir?
Yerli Romanlar, Tarihi, Günlük / Anı
Toprak Uyanırsa kaç sayfa?
440
Toprak Uyanırsa Yorumları
böylelerini köylerden uzaklaştırdılar cehaletin boy göstermesine neden oldular böylece cahil köylüyü koyun gibi gütmeye başladılar
27-11-2016 21:09
ders niteliğinde bir roman herkesn okuması gerek bilinçlenme açısından mükemmel
14-12-2016 13:13
tüm köylülerin okuması gereken ama okuyan köylü nerede bu zamanda zaten bunu da açıklamış kitapta
15-01-2017 17:44
anafikri çok güzel verdiği mesaj da kitap yıllar önce yazılmış ama belliki kimse okuyup ders almamış
04-02-2017 22:00
mutlaka okunması gereken bir kitap saçma kitapları tavsiye edeceklerine okullarda bunu tavsiye etsinler
19-02-2017 20:20
ve bir öğretmen gelir, hayat değişir. günümüzde ihtiyaç var böyle öğretmenlere