Ölmek Kolaydır Sevmekten

Ölmek Kolaydır Sevmekten - Ahmet Altan

Puan Tablosu

YazarOkur'lar (6.2)	Editör (10)
Kitapevi (8)	Sosyal Medya

Arka Kapak Bilgisi

Ölmek Kolaydır Sevmekten Özet

Ahmet Altan, Ölmek Kolaydır Sevmekten adlı kitabında, okuyucuyu oldukça sürükleyici bir hikayeyle baş başa bırakıyor. Bu uzun kitapta aşk üçgenleri, aile karmaşaları, ruh karmaşaları, duygu yoğunlukları, hayranlık, nefret, hüzün ve daha birçok şey bulunuyor. Tüm karakterleri birleştiren karakter olan Osman'ın Kılıç Yarası Gibi kitabında başlayıp, İsyan Günlerinde Aşk ile devam eden ve Ölmek Kolaydır Sevmekten kitabında zannediyorum ki son bulan ölüleriyle konuşması, kitabın ana hatlarını oluşturuyor. 19. yüzyılın başlarında geçen hikaye, Balkan Savaşı'nı ve o dönemde yaşanan siyasi olayları da kapsıyor. Kitap içinde birden fazla hikayeyi barındırdığından, özetlemesi pek kolay olmasa da, kitabın bir kısmını, Nizam ve Anya'nın hikayesini kısaca özetleyeyim:

Her şey uzun bir süredir Paris'te babaannesi Mihrişah Sultan ile yaşayan Nizam'ın İstanbul'a gelişiyle başlar. Babası Hikmet Bey ve üvey annesi Dilevser Hanım'ın hayatına hiçbir şeye aldırmaz tavrı, sevimli şımarıklığı ve kendinden başka hiçbir şeyi önemsememesine neden olan kibiri ile bir bomba gibi düşer. Kendini beğenmiş tavırları ve şaşırtıcı açık sözlülüğüne rağmen tuhaf bir şekilde herkes onu sevmiştir.

Bir akşam babasının konağına yemeğe gelen bir hanımefendiyle sohbete başlarlar. Hanımefendi bir ara Nizam'a İstanbul'u gezdirmeyi teklif eder, Nizam da bunu seve seve kabul eder. Birlikte gezecekleri akşam, Nizam hanımefendinin evine gider ve birlikte çıkarlar. Hanımefendi Nizam'ı bir kumarhaneye götürür. Anlaşılan bu soylu hanım, sıkı bir kumarbazdır. Kumar, Nizam'ın her şeyden çok çabuk sıkılan yapısına pek uygun olmadığından, birkaç el oynadıktan sonra bırakır ve kumarhanenin piyano çalınan misafir salonuna iner. Bir kadın piyanist, salonun bir köşesinde duygudan yoksun, fakat mükemmel bir teknikle piyano çalmaktadır. Piyanonun yanına gider, piyanist kadın piyanonun başından kalkıp kendine bir içki alır ve pencerenin kenarında sigara içmeye başlar. Nizam kadına yaklaşır, kadının yüzünde daha önce hiçbir kadında görmediği duygusuz, ölü gibi bir ifade vardır. Kadına adını sorar, kadın ise ona bunu neden merak ettiğini sorar. Nizam ise kabalık ettiğini düşünerek özür diler ve oradan uzaklaşır. Piyanist kadın ve onun duygudan yoksun tavırları ilgisini çekmiştir. Böylece bu durum birkaç defa tekrarlanır, fakat Nizam kadının adını öğrenemez. Daha sonraları kumarhanede tanıştığı bir dostundan kadının adının Anya olduğunu öğrenir.

Anya ile Nizam arasında tuhaf bir ilişki başlamıştır, Nizam her gece gidip Anya'yı dinliyordur. Bir gece, sabaha karşı Nizam kumarhaneye gider ve Anya'yı alarak onu evine bırakır. Anya buna sesini çıkarmamıştır, Nizam'ın kendisiyle beraber evine girmesine de sesini çıkarmaz. Eve girerler, ikisi de sessizdir. Anya Nizam'ın karşısına dikilir ve bir anda elbisesinin kollarını aşağı indirerek çırılçıplak kalır. Nizam'a yine duygusuz bir sesle "Bunu mu istiyorsun?" diye sorar. Nizam "Hayır." der ve gidip elbiseyi tekrar Anya'nın omuzlarından geçirir. Usulca dudağından öperek çıkıp gider. Bu olay, bundan sonra rutine dönüşecek olan sevişmelerinin başlangıcı olmuştur.

Anya ile Nizam arasında düzenli bir ilişki oluşmuştur fakat Nizam'ın birine haddinden fazla bağlanma korkusu ve geçmişinden dolayı ölü gibi yaşayan Anya'nın yeniden hayata dönme korkusu ile birleşen bir ilişki vardır. Fakat sanki bir anlaşma imzalamış gibi ikisi de ne duygularından, ne geçmişlerinden asla bahsetmiyorlardır. Fark etmeseler yahut kabul etmek istemeseler de, yavaş yavaş birbirlerine aşık oluyorlardır. Nizam sayesinde Anya, yeniden hayata dönmeye karar vermiştir. Fakat ne Anya geçmişine dair bir şey anlatıyor, ne de Nizam ona bir şey soruyordur.

Diğer taraftan Nizam'ın ailesinde de birtakım olaylar yaşanıyordur. İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin darbesi ile Osmanlı Devleti karışmış, bu karışıklık sırasında Nizam'ın ablası Rukiye'nin kocası öldürülmüştür. Bu sebeple babaanneleri Mihrişah Sultan, İstanbul'a gelir. Orada kalmaya başlamasından uzun bir süre sonra, her zamanki otoriter ve kontrolcü tavrıyla Mihrişah Sultan, Nizam'a Anya ile tanışmak istediğini söyler. Nizam bunu Anya'ya söylediğinde kabul etmez fakat Nizam eğer Anya kabul etmezse Sultan'ın kumarheneye geleceğini söylemesiyle Anya'nın başka bir seçeneği kalmaz.

Anya Mihrişah Sultan'ın konağında tam bir soylu edasıyla davranır, fakat bu ziyaretin sonu iyi olmayacaktır. Tanışma faslından sonra, Mihrişah Sultan Nizam'ı dışarı gönderir ve Anya ile yalnız konuşur. Mihrişah Sultan eğer isterse her şeyden haberdar olabileceğinden, Anya'nın geçmişini öğrenmiştir. Anya'ya Nizam'ın kendisini sevdiğini, bunun dolayı ikisi için de tehlikeli olduğundan 'kumarhane piyanistliği' nden ayrılması gerektiğini söyler. Anya aşağılandığını hisseder, bu teklifi kabul etmez ve hemen oradan ayrılır. Sonradan Mihrişah Sultan bunu Nizam'a da söyleyecektir.

Tüm bu olanlardan sonra Anya yine durgunlaşmış ve ilgisizleşmiştir. Anya Nizam için bir takıntı haline gelmiş, onun bu ilgisiz halleri onu kıskançlık krizlerine, olmadığı biri gibi Anya'ya karşı kaba olmaya itmiştir. Her şeyin buna bağlı olduğunu hissederek, Anya Nizam'a geçmişini anlatır. Anya'nın başından çok korkunç şeyler geçmiştir, Nizam onu bunları anlatmaya mecbur hissettirdiği için pişman olmuştur, fakat kıskançlıklarından bir türlü vazgeçemez.

Bir sabah, kıskançlık duygusu tarafından ele geçirilmiş halde uyanır ve derhal kumarhaneye gider. Anya kumarhanenin alt katındaki mutfakta kumarhanenin sahibi Mösyö Gavril iledir, yanlarında da Mösyö Gavril'in misafiri bir Osmanlı beyi vardır. Nizam içeriye girdiğinde misafir adam bir İttihatçı olduğunu, yapılan darbeyi anlatmaktadır. Nizam adama darbe sırasında orada olup olmadığını sorar, olumlu cevap alınca da adamın üzerine atlar. Boğuşmaları sırasında odadaki soba yere devrilir ve yangın çıkar. Mösyö Gavril zorla da olsa Anya'yı dışarı çıkarır, az sonra da bir şişeyle adamı bayıltan Nizam dışarı çıkar. Fakat Anya onu kurtarmak için tekrar içeri girmiştir. Nizam içeri fırlar, Anya ayağını burkmuş öylece yerde oturmaktadır. Nizam Anya'yı kucağına alır fakat tüm kapılar, pencereler alevlerle kaplanmıştır. Hala sağlam olan piyanonun altına sığınırlar, az sonra da tavanın çökmesiyle birlikte can verirler.

Yazan: Miraç Elif Kanbay

Ölmek Kolaydır Sevmekten Konusu

Son zamanlarda Türk Edebiyat dünyasında en fazla tartışılan yazarlardan bir tanesi olan Ahmet Altan, Ölmek Kolaydır Sevmekten romanı ile okurlarına yine çarpıcı bir hikaye sunuyor.

Ölmek Kolaydır Sevmekten Soruları ve Cevapları

Ölmek Kolaydır Sevmekten Yorumları