En Uzun Gece, Ahmet Altan'ın ince bir ustalıkla yazdığı, okurken elinizden, dilinizden ve kalbinizden düşüremeyeceğiniz romanıdır. Yelda ile Selim arasındaki savaşı, aşkı ve tutkuyu buram buram hissettiren bir kitap.
Yelda ve Selim birbirlerine tutku, aşk ve ihtirasla bağlı iki insandır. İkisi de çok zeki, Yelda güzel, Selim yakışıklıdır ve ikisi de kendilerinin farkındadır. Bu nedenle sürekli zekaları ile savaş halinde, tutkulu bir yaşam sürmektedirler. Yelda iktisatçı, Selim ise bir üniversitede tarih profesörüdür. Aralarındaki güçlü ilişki zamanla ikisini de yıpratmış, onları birbirlerinden farklı seçenekler aramaya itmiştir. Bununla beraber, Selim Yelda'yı eski karısı olan Fahrinüsa ile aldatmıştır. Yelda buna daha fazla dayanamayacağını hisseder ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde töre cinayetleri ile ilgili uluslararası bir proje başlatan araştırma grubuna katılarak güneydoğuya gider. Terörist saldırılarından dolayı neredeyse tamamen terkedilmiş bir köyde Leopold, Günter, Amy Beatrice, Jacques isimlerindeki araştırmacılardan ve o bölgeden olan Zerrin ile Rojda'dan oluşan grubuyla beraber kalacaktır. Nitekim öyle olur da. Eski bir barakada, genellikle elektriği olmayan küçük bir odada kalmaya başlar. Bu projeye Selim'den ve kendisine yaşattırdığı -başta aşağılık olmak üzere- duygulardan kaçmak için dahil olmuştur fakat kötü şartlar ve köyün terk edilmiş, karamsar havası onu pişman olmaya zorlamıştır. Fakat artık geri dönüş yoktur tabii.
Üçer kişilik gruplara ayrılırlar ve bundan sonraki araştırmalarını, gezilerini birlikte yapmaya karar verirler. Fransız davranış bilimci Jacques ve Zerrin'den oluşan grubuyla Yelda, civar köyleri gezerek genel olarak kadın cinayetleri ile ilgili olan bir araştırma içerisine girmiştir. Selim ile arasında geçen can sıkıcı şeyleri tam olarak hiçbir zaman unutamasa da, bu çalışma onu biraz olsun kafasındaki sorulardan uzaklaştırabilmektedir. Bu sırada, kendilerinin güvenliğinden ve memnuiyetlerinden sorumlu olan Taner ile tanışır. Tüm proje onun sorumluluğundadır. Taner, kadınlara karşı umursamaz tavrı ve sıra dışı çekiciliğiyle Yelda'nın ilgisini çekmeye başlamıştır. Toplu olarak kahvaltı yaptıkları bir sabah Yelda Zerrin sayesinde bulundukları köyde yaşayan, iki abisini de teröristlerin öldürdüğü ve annesinin bu olaylardan sonra bir daha hiç konuşmadığı Heja adında ve on iki yaşında bir erkek çocuğu ile tanışır. Heja'ya karşı tuhaf bir şekilde annelik içgüdüleri kabarmış, onu görür görmez çok sevmiştir. Heja'nın ağır başlı tavırlarını oldukça sevimli bulmuştur. Aynı zamanda yaşadığı onca şeyin onu olgun davranmaya itmiş olması onu derinden yaralamıştır. Heja ile aralarında zamanla bir bağ oluşur. Bir gün Heja ona "Erkek kuzu kurbanlıktır." der, zamanı geldiğinde o da kurban olacaktır.
Yelda grubundaki arkadaşlarına iyice ısınmıştır ve aralarında birbirlerinin acılarından ve kötü anılarından bir bağ kurulmuştur. Bir akşam Taner ile köyün dışında kamyoncuların yemek yediği bir mekana yemeğe giderler. Taner'in buzları rakı ile çözülür, Yelda'yı oldukça güldürür ve ona arada kısacık bir iltifat eder. O gece Yelda ile Taner arasındaki ilişki başlamış olacaktır. O akşamın gecesinde Taner ile sevişirler, bu onların ilkidir ama sonu olmayacaktır.
Taner'in umursamazlığı olanlardan sonra azalacağına artmış, aralarında Yelda'nın bağımlılığına dayalı bir ilişki oluşmuştur. Bu sırada Selim, Yelda'nun neden artık onu aramadığını, acaba başka birinden mi hoşlandığını düşünerek kafayı yemek üzeredir.
Bir süre sonra bir sabah Yelda ağlama ve ağıtlarla uyanır. Köyün kayalık tarafındaki kalabalığa doğru yürür ve üzeri örtülü minik bir ceset görür. Zerrin'in yüz ifadesinden de neler olduğunu anlayan Yelda, o an ağlamaya başlar. Heja, sabaha karşı teröristler tarafından katledilmiştir
Yelda Selim'i arar ve üp bahseder. Selim, oralarda ölümün televizyonda bahsedildiğinden çok daha gerçek olduğunu anladığından ilk uçakla hemen Yelda'ya gider. Yelda havaalanına onu karşılamaya gider ve beraber dönüş yoluna koyulurlar. Bu defa da Selim, köy yolunda kimliği belirsiz biri tarafından boynundan vurulur. Yelda için en uzun gece, başlamıştır.
Yazan: Miraç Elif Kanbay
En Uzun Gece Soruları ve Cevapları
En Uzun Gece kimin eseri?
Ahmet Altan
En Uzun Gece türü nedir?
Yerli Romanlar
En Uzun Gece kaç sayfa?
320
En Uzun Gece Yorumları
uzun zaman önce okuduğum bir kitap fazla hatırlamıyorum ama güzeldi
05-06-2015 19:41
hisli, içten. okuduğum en iyi romanlardan biri.
06-07-2015 19:34
çok uzun bi zaman oldu okuyali. çok beğendim ve kitap elime geçerse tekrar okuyacağım .
25-10-2015 23:38
unutmadığım bir eser
03-03-2016 15:12
21aralık en uzun gecedir..ve ben bu günde evlendim..kitapda güneydoğu kısmı hariç birebir sanki benim hayatım anlatılmış..inanılmaz benzerlik..kelimeler duygular yaşanılanlar..çok etkilendim.benim için özel bir kitap
14-05-2016 20:40
bu özetin kitapla alakası yok anlasilan okumadan özetini yazmışlar heja kuryecilik yaptığı şüphesiyle öldürülüyor ve yelda bunun sorumlusunun taner olduğunu bildiği için ondan nefret ediyor
11-06-2016 17:50
aşk ile siyaseti bir arada işlemiş yazar.aski ele alma biçimi güzel de, siyasi olarak pek bir bilgi vermiyor bölge halkını ilkel gerici yabani olarak ele alması da kitaba hiç bir değer katmiyor fikrimce! selim tarih profesörü olarak neden bolgeye yabancı oluyor gitmemiş olsada?
20-06-2016 04:45
evet, gerçektende tam bir zihin yarışı. davranışlarıyla yaptıklarının bedelini bilişsel çatışmalarla ödemek zorunda kalan yelda ve selim. hayatım boyunca beni böyle seven biri oldu mu olacak mi sorusunu sorduruyor gerçekten bu kitap.
25-07-2016 05:13
kitaba daha yeni başlamıştım yalnız kitabın başında asıl konunun ne olduğunu pek anlamadığım için özetini okumak istedim ama sanırım istediğim konu ele alınmamış bu yüzden okumamaya karar verdim ben aşk olmamasını isterdim nÛjen
03-08-2017 21:57
en uzun gece romanı harikaydı yazara helal olsun 10 numara roman yazmış
08-12-2019 19:46
okuduğum en güzel romanlardan biriydi yazar ön yargım vardı ilk kez bir romanını okudum çok sevdim
06-09-2022 22:43
yorumları okudum alıp okuyacağım umarım kötü çıkmaz