Cahit Zarifoğlu’nun yazdığı Küçük Şehzade adlı çocuk kitabı, 95 sayfadan oluşur. Siyah beyaz resimlerle süslenen kitapta birbiriyle bağlantılı beş hikâye bulunur. İlk üç hikâye, kitaba adını veren küçük şehzadeyle ilgiliyken son iki hikâye, padişah ile Şeyh Abdülkadir arasında geçen olayları anlatır. İyiyle kötünün bir arada yer aldığı hikâyelerin her biri okurlarına pek çok mesaj verir. Beyan Yayınları’ndan çıkan kitap, yayınevinin Gülücük Çocuk Kitapları serisinde yer alır. Yıllara meydan okuyan eser, her ne kadar bir çocuk kitabı olsa da gerek ele aldığı konularla gerek sade ve anlaşılır diliyle her yaştan okura hitap eder.
Şehzade Yazı Yazıyor
Hocası Hattat Mahmut Efendi’den hat dersleri alan küçük şehzade Süleyman, bir gün kendi ismini güzel bir şekilde yazmaya karar verir. Çalışma sehpasına oturarak ismindeki harfleri tek tek özenle kağıda geçirir. Uzun uğraşlar sonucunda ismini yazmayı tamamlayınca eserini çok beğenir ve altına bir imza kondurur. Muhteşem eserini bir an evvel babasına göstermek ister. Biraz üfleyip biraz yelleyerek kağıttaki mürekkebi kurutmaya çalışır. Az sonra da kağıdı rulo yapıp koltuğunun altına alarak odasından çıkar. Padişah babasıyla görüşmek için onun odasının kapısına gelir ancak kapı kapalıdır ve nöbetçi de şehzadenin içeri girmesine izin vermez. Böylece küçük şehzade, kapıdaki nöbetçiyle sohbet etmeye başlar. Hatta bu sırada eserini ilk kez ona gösterir. Ama bu sırada tam kurumayan mürekkebin akarak eserini mahvettiğini fark eder. Bunun üzerine çok üzülerek odasına döner ve ismini yeniden yazmaya çalışır. Uzun süre uğraşır ama bir türlü ilk seferki gibi yazamaz.
Kırk Bin Kapılı Hazine
Küçük şehzade bir sabah uyanır ve gördüğü ilginç rüyayı dadısına anlatarak bu rüyanın ne anlama geldiğini öğrenmek ister. Ancak dadısı rüyadan bir şey anlamaz. Bunun üzerine küçük şehzade sinirlenerek dadısının yanından gider. Böylece saraya giren hazineleri görür. Bu hazinelerin nereden geldiğini öğrenmek için padişah babasının yanına gitmeye karar verir. Ancak kapıda onu yine aynı nöbetçi karşılar ve alıkoyar. Küçük şehzade babasının yanına giremeyeceğini anlayınca sorusunu nöbetçiye sorar. Nöbetçi şehzadenin sorularını cevaplayarak gönlünü alır. Sorularına cevap bulan küçük şehzade memnuniyetle odasına döner. Orada bekleyen dadısının elini öperek gönlünü alır. Dadısı da ona rüyasının anlamını öğrenip öğrenmediğini sorar. Küçük şehzade rüyasının anlamını öğrendiğini söylerek bunu dadısıyla paylaşır.
Nöbetçi
Bir gün küçük şehzade odasından çıkarak sarayın koridorlarında dolaşır. Her tarafta bir sürü nöbetçi görünce bu durumu garipser. Gidip padişah babasının odasının kapısındaki nöbetçiyle bu durum hakkında konuşur.
Padişah ile Bir Veli
İyi huylu ve adaletli bir padişah, bir gün şeytanın vesvesine aldanarak kibirlenir. Bu olaydan kısa bir süre sonra padişahın ülkesine Şeyh Abdülkadir adında genç bir âlim gelir. Padişah birkaç ay bekledikten sonra âlimi ziyaret eder ve ona pek çok hediye götürür. Böylece âlimi sınamak ister. Âlim, padişahı güzelce ağırladıktan sonra hediyelerini kabul eder. Padişah âlimin hediyeleri kabul etmesine şaşırır ancak âlim bir süre sonra o hediyelerle bir vakıf kurup tekke inşa ettirir. Padişah bu durumu öğrenince memnun olur ve âlimin kıymetini anlar.
Fitnecinin Çabuk Gelir Kötü Sonu
Gün geçtikçe Şeyh Abdülkadir'in padişahın gözündeki kıymeti daha da artar. Padişah, Şeyh Abdülkadir’in ilmine saygısından ötürü onu sık sık ziyaret eder ve onun sözlerine kıymet verir. Bu sırada hem Şeyh Abdülkadir’in etrafındaki insanlar hem padişahın düşmanları artar. Bir gün padişahın düşmanları bir araya gelerek padişaha bir tuzak kurarlar. Yıllar alan bu tuzak, Şeyh Abdülkadir’i de ilgilendirir. Ancak padişah tuzağa düşse de Şeyh Abdülkadir düşmez. Bunun üzerine padişah da hatasını anlayarak düşmanlarının hakkından gelir.
Cahit Zarifoğlu'nun Küçük Şehzade adlı eserini beğendiyseniz Serçekuş, Yürekdede ile Padişah ve Motorlukuş adlı diğer çocuk kitaplarına da göz atabilirsiniz.