Kitap Türü:Günlük / AnıOrjinal Adı:ScharlachÇeviren:Regaip Minareci
Puan Tablosu
Arka Kapak Bilgisi
Kızıl Özet
Berger, tıp öğreimi için Viyana’ya gelmiştir. İlk gün havanın yağmurlu olmasına rağmen kısıtlı bütçesine uyabilecek bir sürü oda gezdi. Bulduğu en uygun odanın sahibi orta yaşlı bir kadın ve 13 yaşlarındaki kızıydı. Berger odayı tuttu ve eşyalarını yerleştirdi. İlk gece Berger için zor geçiyordu. Sürekli evini, geldiği yeri ve biricik kız kardeşini düşünüyor; dışarıda yağan yağmur ve kasvetli havanın da etkisiyle iyice delirecek gibi oluyordu. Derken Berger’in kapısı çaldı ve genç, iri yapılı bir adam odaya girdi. “…Ben Avukat Schramek” dedi. Schramek, Berger’e sigara ya da alkol içmeyi teklif ettiyse de Berger bunların hepsini reddetti. Berger yaşıtlarına göre her zaman daha çocuksuydu. Kötü alışkanlıkları yoktu, kadınlar konusunda çok beceriksizdi, fiziksel olarak da oldukça çelimsizdi. Ayrıca içine kapanık ve konuşmayı pek beceremeyen bir gençti.
Aylar ayları kovalarken Berger, kendini derslerine adadı. Tek oyalandığı şey, vakit geçirdiği etkinlik ders çalışmaktı. Bir de arada sırada tek arkadaşı Schramek ile sohbet ediyordu. Berger, biraz sosyalleşmek için Schramek’in üyesi olduğu bir kulübün toplantısına Schramek ile birlikte gitmek istedi. Schramek ise ortamın Berger için fazla sert olduğunu ifade ederek onu geçiştirdi. Berger, bir gün bir çocuk olmadığını kanıtlamak için Schramek’in de üyesi olduğu kulüpten bir çocuğa bilerek çarptı ve bir kavga randevusu ayarladı. Schramek ise hemen bu olaya müdahale etti ve kavgayı engelledi. Çünkü kavga edeceği çocuk Berger için fazla güçlü bir rakipti. Berger, bu duruma oldukça bozuldu.
Berger yine odasında ders çalışırken Schramek’in ayak seslerini duydu ama Schramek yalnız değildi bir de kadın sesi geliyordu. Berger’i de aralarına davet ederek şarap içmeye başladılar. Berger, başlarda Carla’nın suratına bile bakamıyordu fakat şarap kana karıştıkça sohbet ilerledi. Carla, hayat dolu, girişken ve eğlenceli bir kızdı. Berger’e de kız kardeşinden sonra böyle yakın davranan ikinci kadındı. Berger, Carla’nın ateşiyle adeta yanıyor ve onu çok arzuluyordu. Bu hislerinin doğru olmadığını biliyordu. Özellikle de Carla ona karşı böyle yakın davranırken Schramek ile dostluğu tehlikeye giriyordu. Bir gün Carla ve Berger, Schramek’in dairesinde yalnız kaldılar. Kızın alaycı ve kışkırtıcı tavrına daha fazla dayanamayan Berger adeta kızın üzerine atladı ama o kadar güçsüzdü ki dengesini kaybedip Schramek’in kılıçlarının üstüne yığılıverdi. Kolundan damlayan kanı aldırış etmeden odasına çekildi ve Schramek ile dostluğunu zedeleyecek bir davranışta bulunduğu için kendinden utandı. O geceden sonra Berger bir karanlığın içine düştü. Yemek yemiyor, kimseyle konuşmuyor, kitap kapağı açmadığı gibi derslere de gitmiyordu.
Bir gün ev sahibi kadını ağlarken gördü. Kadın, kızının kızıl hastalığına yakalandığını durumunun kötüleştiğini ölmek üzere olduğunu söyledi. Berger sanki o an kaybettiği amacı bulmuştu. Derslerde duyduğu o cümleyi hatırladı. “Kızıl, küçükler için normal bir hastalıktı ama yetişkinler için öldürücüydü.” Berger, küçük kızı iyileştirecek, kadının gözyaşını dindirecekti. Sanki her şeyin sebebi buydu. Berger, ilk olarak kızın ateşini düşürmekle işe başladı. Dışarı çıkıyor, markete gidiyor ve kızı kendi elleriyle besliyordu. Kız günden güne toparlanıyordu. Berger, kız da kız kardeşinin sıcaklığını hissediyordu. Belki de büyüdüğünde ona uygun bir eş olabilirdi. Berger, kıza hikayeler okuyor, köyünden ve kız kardeşinden bahsediyordu.
Kız gittikçe iyileşirken Berger kız kardeşine olanları anlatmak için bir mektup yazmaya karar verdi. Kırmızı mürekkep koluna damlamıştı ama bir türlü çıkmıyordu. Berger’in dünyası o an başına yıkıldı. “Bütün yaşamını bir çocuk olarak görülerek geçirdi. Şimdi de bir çocuk hastalığı yüzünden can verecekti.” Berger’in durumu gittikçe ağırlaşırken tüm sevdikleri başucundaydı ama sesleri gittikçe siliniyor, geriye yalnızca şehrin gürültüsü kalıyordu.
Zweig’ın oldukça kısa olan bu öyküsü farklı bir şehirde üniversite okumaya gelmiş gencin öyküsünü içeriyor. Okuması keyifli ve sürükleyici bu eseri bir saat gibi bir sürede bitirebilirsiniz.
Şehrin tasviri ve karakterin ruh hali oldukça başarılı aktarılmakla birlikte eserin bohem havası neredeyse her satırda hissedilmektedir.