Medarı Maişet Motoru

Medarı Maişet Motoru
Kitabın Yazarı:Sait Faik Abasıyanık Kitap Türü:Yerli Romanlar Yayınevi:İş Bankası Kültür Yayınları Yayınlandığı Yıl:2021 Sayfa Sayısı:208 ISBN:9786254058455 Kitap Puanı:7.9 / 10 | Yorum: 1

Fiyat Listesi / Satın Al

YazarOkur:bedava al KitapYurdu:82,50 TL e-kitap,pdf,epub: *

7.9
Berbat Sıkıcı Ehh işte Güzel Harika
Güzel
Giriş Yap Üye Ol

Medarı Maişet Motoru - Sait Faik Abasıyanık

Kitap Türü:Yerli Romanlar

Puan Tablosu

Arka Kapak Bilgisi

Medarı Maişet Motoru Özet

Ali Rıza, Burgazada’da yaşamaktadır. Kızı Melek’i, Rum berberi Dimitro’nun yanına çırak olarak vermek ister. Artık yaşlanıyordu ve ne hamallık ne de balıkçılık yapacak vaziyeti kalıyordu. Kızı bu işi öğrenip de bir dükkân açarlarsa rahata ereceklerini düşünüyordu. Hikmet ise Ali Rıza’nın çocuk yaşta evlat edindiği oğludur ve Medarı Maişet Motoru’nda balıkçılık yapmaktadır. Ali Rıza’nın en büyük hayali ise Kaşık Adası’na yerleşmektir.

Diğer kahramanımız Fahri ise zengin bir ailenin çocuğudur. Maçka’da Kanarya Apartmanı’nda oturuyorlardı. Bu evin hizmetçisi Zehra ise Fahri’ye yenilmez bir arzu duyuyordu. İkisi arasında bir yakınlaşma olduğunu hisseden anne, bu duruma engel olmak için Fahri’yi evden uzaklaştırmak ister ve Fahri yollara düşer. Bu yolculukta dalgıç olan Ragıp adında biriyle tanışır ve sohbet ederler. Onun anlattığı hikayelerden çok etkilenir. Amcasının yanına gelen Fahri bir süre sonra hastalanır.

Bir ilkbahar sabahı Melek’in berber dükkânı açılma merasimi gerçekleşir. Artık Melek’in güzel bir dükkânı vardı. Birçok eşyayı Melek haftalıklarıyla almıştı. Fahri ise hem tifo salgını sebebiyle hem de yakalandığı sıtma yüzünden tepdili hava için Ada’ya gelmişti. Burada Fahri ve Melek tanışırlar. Bir gün Fahri’nin çok hasta olduğunu anlayan Melek dayanamaz ve evine gider. Fahri ateşler içinde yanmaktadır. Melek onu bu halde bırakamaz ve sabaha kadar başında bekler. Tek yapabildiği alnında sirkeli bezleri değiştirmek olsa da yanından ayrılamaz. Ertesi gün bütün çarşı Melek’in dükkanı açık bırakıp deli gibi Fahri’nin evine koştuğunu öğrenmişti. Babası olanlara çok sinirlenir ancak Melek geri adım atmamaktadır. Melek’e aşık olan Hikmet ise olanları duyduğunda soluğu Fahri’nin yanında alır. Fahri ise Melek ile nişanlanacağını söyler. Bunu duyan Hikmet adadan ayrılır.

Sonbahara gelindiğinde dükkanda işler kötüye gitmeye başlar. Fahri’nin hastalığı da günden güne artar ve yağmurlu bir havada ölür Fahri. Babası Ali Rıza ise Fahri’nin ölümüyle sinir küpüne döner. Çünkü artık Melek’in namusu temizlenemeyecektir. Babasının öfkesine daha fazla dayanamayan Melek kendine bir bilet alır ve adadan ayrılır. Beyoğlu’nda bir dükkanda kalfa olarak çalışmaya başlar.

Hikmet ise babasının hayali olan Kaşık Adası’ndadır ve burada bekçilik yapmaktadır. Olanlar kulağına gelir ve Beyoğlu’na gider. Melek’i bulur. Ancak Melek’in burada şoför Ali’yle nişanlandığını öğrenir ve tekrar yollara düşer. Yolda birileri ile tanışıp bir grup olur ve iş yapmaya başlarlar. Ancak zamanla işler raydan çıkmaya başlar ve yanındakilerin hırsız olduğunu anlar. Polisler hepsini karakola götürürler ve hapse atılırlar. Babası Ali Rıza da sarhoşken kendini bilmez hareketleri ile yaptıkları yüzünden hapistedir. Melek ise artık İstanbul’da değil Ankara’dadır. Hatta çocuğu bile olmuştur. Baba oğul hapishanede bunları konuşurlar. Medarı Maişet Motoru batmıştır artık...

Medarı Maişet Raporu, modern Türk hikayeciliğinin öncü isimlerinden Sait Faik Abasıyanık’ın ilk romanı. Geçim vasıtası anlamına gelen Medarı Maişet her ne kadar roman olsa da dört ayrı hikâye tadında yazılmış bir eser. Eserin ilk çıkış tarihi 1940 dönemleri, siyasi olarak baskıcı bir döneme denk gelmesi sebebiyle sakıncalı bulunur. 1944 yılında yazarın annesinin desteğiyle yayınlansa da belli kısımlar sansürlenir ve roman farklı bir isimle yayınlanır. Ancak bu basımda daha önce sansürlenmiş bölümler koyu harflerle belirtilmiş. Bu bölümlerin daha çok özgürlükçü ve eşitlikçi anlayışla ilgili olduğunu görüyoruz. Sait Faik Abasıyanık, 1949 senesinde Akşam gazetesine verdiği bir röportajında, bu eserden şöyle bahseder: “Hayatı toz pembe görüyorum diye mahkemeye verildim. Kahramanlarım rahat etmek için hapse giriyorlardı. Bütün sebep bu!” Her okurun muhakkak kendinden bir şeyler bulacağı bu eser, Sait Faik’in yaşadığı bunca zorluk adına okunmayı ve kütüphanenizde yer almayı hak ediyor.

Editör: İnci Ege

Medarı Maişet Motoru Kitap Özeti

Yazarın uzun hikâyesi, İstanbul’a yakın, küçük ve isimsiz bir adada geçer. Burgazada’nın kıyılarına vuran dalgaların arasında, hem insanların hem de umutların savrulduğu bir hikâye yaşanır. Bu hikâyenin tam ortasında, denizin üzerinde gidip gelen bir tekne durmaktadır. Medar-ı Maişet Motoru’dur bu teknenin ismi. Bu motor yalnızca balık taşımak için değil, geçim derdine düşmüş insanların umutlarını da sırtlamak için vardır. Ada halkı balıkçılık yapar, bazen motorla İstanbul’a ürün götürür, bazen erzak getirir. Ancak motorun sürekli arıza yapması halkın sinirlerini, sabrını ve umutlarını zorlamaya başlamıştır. Tamir ettirmeye paraları yetmez; yedek parça yoktur. Bir yandan birlikte çalışmak zorundadırlar, diğer yandan da herkes kendi çıkarını gözetir. Bu çatışma, hem adalıların ruh hâlini hem de adadaki sosyal yapıyı sarsar. Eserin tüm karakterleri bir şekilde bu motora, geçinmek için tutunurlar; fakat hayatta tutunacak bir dalın her zaman var olmadığı da çok geçmeden anlaşılır. Romanın başında, yaşlanmış ömrünü deniz kenarında geçirmiş Ali Rıza adında bir adamla tanışırız. Ali Rıza, hayatı boyunca balıkçılık yapmış, bedenini ağır işlerle yormuş biridir. Artık ne ağ çekebilir ne de kürek sallayabilir hâldedir. Elinde kalan tek şey, hayattaki son dayanağı olan kızı Melek’tir. Melek’in iyi bir iş sahibi olması için çaba sarf eder. Berberlik mesleğini öğrenmesi için onu adadaki Rum berber Dimitro’nun yanına çırak olarak verir. Tek amacı Melek dükkânını açacak, kendisi de rahat bir nefes alacaktır. Ali Rıza’nın evlatlık olarak büyüttüğü genç delikanlı Hikmet de adada yaşar. Hikmet, sessiz, içine kapanık ama kalbi temiz bir gençtir. Medar-ı Maişet Motoru’nda çalışanlardan biridir. Onun için hayat, çalışmak, düşünmek ve Melek’i uzaktan sevmekten ibarettir. Aşkını hiç dile getiremez. Çünkü Melek’in gözünde sadece bir ağabey gibidir. Oysa Hikmet’in yüreği bu sevgiyi yıllardır sessizce taşır. Yazar, adalılarla zaman geçirdikçe onların yüzeydeki sakinliğinin altında yatan derin yoksulluğu, çaresizliği, küslüğü dostluğu gözlemler. Bu gözlemlerin en etkileyici olduğu kişi ise Dimitro olur. Dimitro, Rum asıllı bir adalıdır. Bir gün adaya Fahri adında genç bir adam gelir. O, İstanbul’un iyi ailelerinden birine mensup, varlıklı bir hayat yaşamış ama şehirdeki karmaşadan bunalmış biridir. Ailesiyle yaşadığı anlaşmazlıklar sonucunda adaya sığınmıştır. Hem sağlık sorunları hem de ruhsal çöküntü nedeniyle temiz hava aramaktadır. Fahri, adada yeni bir hayat kurmayı değil, sadece soluklanmayı düşünmektedir. Fakat gelişinin tüm dengeleri bozacağından habersizdir. Melek, berberlik mesleğini öğrenmiş ve sonunda küçük bir dükkân açmıştır. İşine dört elle sarılan bu genç kadının yolu Fahri ile kesişir. Başlarda sıradan bir tanışma gibi başlayan ilişkileri, zamanla yakınlaşmaya ve ardından aşkın kıvılcımına dönüşür. Melek, ilk kez kalbinin attığını hissetmiştir. Hikmet ise olan biteni uzaktan izlemekte, kalbinde büyüyen kıskançlık ve acıyı bastırmaya çalışmaktadır. Fahri’nin bir gün yüksek ateşle yatağa düşmesi, olayların gidişatını değiştirir. Melek, dükkânını kapatıp Fahri’nin başucunda sabaha kadar bekler. Ada halkı bu davranışı yadırgar. Melek’in namusuna laf gelmeye başlar. Ali Rıza çok öfkelenir. Melek’i azarlasa da, kızının geri adım atmaya niyeti yoktur. Aşkı için herkese karşı durmaya hazırdır. Fahri’nin hastalığı ilerler. Tifo ve sıtma gibi hastalıkların yaygın olduğu bu dönemde, tedavi gecikmiştir. Günden güne zayıflar, solgunlaşır ve sonunda hayata gözlerini yumar. Melek için bu kayıp yıkıcı olur. Hikmet içinse artık her şey belirsizdir. Ali Rıza ise kızının adı kötüye çıkması nedeniyle daha da hırçınlaşır. Toplumun diline düşmüş bir kadın babası olarak, onurunun kırıldığını düşünür. Melek, tüm bu baskılardan, acıdan ve öfkeden uzaklaşmak ister. Adadan ayrılır ve İstanbul’a, Beyoğlu’na yerleşir. Orada bir kadın berberinde kalfa olarak çalışmaya başlar. Hayata yeniden tutunmaya çalışır ama geçmişi onun peşini kolay kolay bırakmaz. Bu sırada Hikmet, Ali Rıza’nın yıllardır hayalini kurduğu Kaşık Adası’nda bekçilik yapmaya başlamıştır. Bir gün Melek’in İstanbul’da olduğunu duyar ve Beyoğlu’na gider. Ancak vardığında, Melek’in bir şoförle nişanlı olduğunu öğrenir. Kalbindeki son umut da sönmüştür. Hiçbir şeyin yerinde olmadığını anlayarak yollara düşer. Yolda karşılaştığı birkaç kişiyle birlikte bir işe girer. Önce her şey yolundadır. Para kazanır, dostluk kurar. Ama kısa süre içinde bu kişilerin yasa dışı işler çevirdiğini anlar. Suçsuz olsa da karakola götürülür ve tutuklanır. Aynı zaman diliminde, Ali Rıza da sarhoşken karıştığı bir olay nedeniyle hapse girer. Baba ve oğul, yıllar sonra ilk kez bir duvarın ardında karşı karşıya gelirler. Hayatın onları sürüklediği yer burasıdır. Melek, bu sırada İstanbul’dan da uzaklaşmış, Ankara’ya gitmiştir. Hayatına yeni bir yön vermiş, bir çocuğu olmuştur. Kendini yeniden var etmiş, geçmişini ardında bırakmıştır. Ancak geride kalanlar için, hiçbir şey düzelmemiştir. Medar-ı Maişet Motoru artık yoktur. Ne denize açılmakta ne de umut taşımaktadır. Bir zamanlar geçim kapısı olan o tekne, şimdi sadece bir hatıradır. Tıpkı birlikte çalışan insanların da zamanla birbirinden kopup savrulması gibi, motor da işlevini yitirmiştir. Artık herkes kendi başının çaresine bakmaktadır.

Değerlendirme

Medar-ı Maişet Motoru, Sait Faik’in iki romanından ilkidir. 1940 yılında Yeni Mecmua’da parça parça yayınlanmıştır. 1944’de kitap olarak yayınlanmış ve aynı yıl toplatılmıştır.1952’de tekrardan yayınlanmıştır. Medar-ı Maişet motoru yalnızca bir motor değil adada yaşayan insanların yaşamlarını sürdürdüğü bir çarktır. Zamanla bu sistemin çökmesi insanların da etrafa savrulmalarına neden olmuştur. İçerik ve üslup olarak benzersiz bir başyapıttır.

Editör: Okuyan Anne

Medarı Maişet Motoru Soruları ve Cevapları

Medarı Maişet Motoru kimin eseri?

Sait Faik Abasıyanık

Medarı Maişet Motoru türü nedir?

Yerli Romanlar

Medarı Maişet Motoru kaç sayfa?

208

Medarı Maişet Motoru Yorumları

ödev olarak okuyup anlatmamız gerekiyor

19-04-2025 23:27