İstanbul Kırmızısı

İstanbul Kırmızısı - Ferzan Özpetek

Puan Tablosu

YazarOkur'lar (5.6)	Editör (7)
Kitapevi (8)	Sosyal Medya

Arka Kapak Bilgisi

İstanbul Kırmızısı Özet

Ferzan çocukluğunun geçtiği evin satılma aşamasında annesine destek olmak amacıyla Roma'dan İstanbul'a gelir. Anna ise iş sebebi ile eşiyle ve müşterileriyle İstanbul'a doğru yol almaktadır. Aynı uçaktaki bu iki insanın hayatı birkaç gün içinde hiç ummadıkları bir hale gelecektir. Geçmişlerini irdeleyecekleri bir yolculuk başlar.

Anneannesi eş zevkleri sebebiyle bir Osmanlı Prensesi olan Ferzan, evdeki kadınlar tarafından yetiştirilir. Etrafını saran teyzeleri, annesi, kardeşi ve anneannesi ile kendi hareminde büyür. Osmanlı'daki harem hayatının farklı bir yorumunda büyümüştür kısacası. Hal böyle olunca kadınlara dair çokça bilgi sahibi olur. Babasını ilkokul çağına gelene kadar görmez. Evde hep varlığı hissedilen ama İtalya'da olduğu söylenilerek aslında hapiste olduğu saklanan baba yıllar sonra çıkıp gelir. Babasıyla arasında hep bir sınır hisseden Ferzan bu gizemi yıllar geçip de babasının aslında İtalya'da değil de hapiste olduğunu kazara öğrenene kadar hep yüreğinde taşır.

Sinemayı keşfettiği andan itibaren tek amaç peşinde yaşayan Ferzan, babasının itirazına rağmen İtalya'ya Sinema okuluna gider ve çağın en yetenekli Sinemacısı olur. Başarıları dillere destan Ferzan İtalya'ya yerleşir ve aşkı bulur. Aynı zamanda da İstanbul'a olan tutkusunu besler gün be gün.

Eşcinselliğini genç yaşlarda keşfeden Ferzan, çocukluk arkadaşı Yusuf ile bir çocukluk aşkı yaşar ancak evdeki bir davette babası tarafından basıldıklarında iki arkadaş birbirlerinden uzaklaştırılırlar. Aradan geçen yıllardan sonra da sadece bir kez karşılaşırlar. İstanbul'a ayak bastığı bu son seferde Yusuf'un ölüm haberini alan Ferzan ne Roma'ya dönecek gücü bulur kendinde ne de İstanbul'da kalacak. Şu andaki sevgilisine büyük bir aşkla bağlı olmasına rağmen tüm çocukluk anıları onu İstanbul'da tutar. Yusuf'un cenazesine gittiği gün ise eski arkadaş/sevgilisi Neval'i görür. Cenazeden sonra Gezi Parkı'nda yapılacak eylemlerin haberini alan Ferzan, Neval'in peşine takılır. Tek yaptıkları sessiz bir eylemken polislerin sert müdahalesiyle karşı karşıya kalıp tutuklanırlar. Ferzan'ı bırakırlar ancak Neval ve arkadaşlarının ne durumda olduğunu bilmez. Yapacak bir şeyi de kalmayınca evine döner.

Düzgün bir aile hayatı görmemiş olan Anna yıllardır eşine sadık yaşamış bir kadındır. Eşi ile ortak yürüttükleri işlerini iyice geliştirmek ve çeşitlendirmek için İstanbul'a gelirken başına geleceklerden tamamen habersizdir. İstanbul'a hayran olan ve görebileceği her yeri gezmek isteyen Anna büyük bir iştahla atar kendini İstanbul sokaklarına.

Bir gece ekip olarak dışarı çıktıklarında başlarına bir felaket gelir. Yanlarında gelmiş olan arkadaşlarından birine bir motor çarpar ve can verir. Arkadaşlarının eşi de hastanelik olur. Onları orada bırakıp da otellerine döndüklerinde Anna eşinin telefonunda bir mesaja denk gelir ve uzun bir süredir aldatıldığını keşfeder. Hastanede yatmakta olan kadın ve eşi bir süredir birliktelerdir. Eşine bu mesajı sorduğunda ise adam Anna'dan ayrılıp onunla evleneceğini ve yakın zamanda da Anna'yı terk edeceğini anlatır. Hiçbir şey söyleyemeyen Anna kendini geceliğiyle İstanbul sokaklarına atar.

Ne kadar ve nereye yürüdüğünü bilmeden gider. Yol kenarında grafiti yapan gençlere denk geldiğinde onlardan biri olan Murat'a denk gelir. Murat ile bir yerde bir kahve içerler. Kalacak bir yeri olmayan ve otele de geri dönmek istemeyen Anna, Murat'ın evine gider. Orada Oya ile tanışır. Orada geçirdiği birkaç günün ardından Gezi Parkı'nda yapılacak olan eylemlere katılır yeni arkadaşlarının peşinde.

Bir gün verilen bir davete katılan Ferzan orada bir garson kadın görür ve bu kadını daha önce uçakta gördüğünü anımsar. Görmüş olduğu kadın Anna'dır. Oya'ya işte yardımcı olmak için eski eşinin katıldığı bu davette garsonluk yapmaktadır. Eşini de bambaşka bir kadınla görür ancak hiçbir şey hissetmediğinde her şeyin bittiğinden emin olur. Ferzan, Anna'yı bir köşeye çeker ve ona hikayesini anlattırır. Anna Ferzan'a kendini keşfettiği o hareketli birkaç günü anlatır.

Ferzan Özpetek'in hayatından bir kısmı anılarıyla şekillendirerek anlattığı bu kitap insanın kendini keşfetme yolundaki en anlamlı kaynakça olabilecek düzeyde. Herkes gibi olmamanın, çöküşlerin, zorlukların, hayallerin, başarıların ve kendini keşfetmenin dolu dolu olduğu bir hayat yaşayan Ferzan Özpetek her bir anıyı filmlerinde nasıl işlediğini gösterecek bir yol bulmuş kitabında. Onun iç dünyası ve hikayeleştirme becerisini açıkça görebilirsiniz eserinde. Oldukça kısa ancak içerisinde yoğun duygular barındıran bir kitaptı. Severek okuyabileceğiniz ve içselleştirebileceğiniz satırların yer aldığı bu kitap hayatınıza hüznü ve umudu getirebilir. Keyifli okumalar dilerim.

Yazan: Ebru S. Bektaş

İstanbul Kırmızısı Konusu

Türk sinemasının en tartışılan yönetmenlerinden biri olan ve adını ilk olarak çok ses getiren Hamam filmi ile duyuran Ferzan Özpetek film yönetmenliği ve senaristliğinden sonra şimdi de kitap yazarlığına el atıyor.

Yaşadığı ve aşık olduğu şehir olan İstanbul’u anlattığı İstanbul Kırmızısı kitabı ile kendisinin sinema eğitimi için İtalya’ya gidişine kadar olan sürede İstanbul’da yaşantısını anlatıyor.

Yaklaşık 140 sayfadan oluşan bu kısa kitap ile İstanbul sevdası canlanıyor diyebiliriz.

İstanbul Kırmızısı Soruları ve Cevapları

İstanbul Kırmızısı Yorumları