Fatma dini zorlamalara sıkışmış bir hayatı yaşadığını düşünen lüks yaşam özlemiyle kavrulan bir genç kızdır. Babası caminin imamı Yakub Efendi, annesi ise faziletli bir ev hanımıdır. Fatma her daim yaşadığı hayattan şikayet ederdi. Çünkü Fatma küçükken caminin önünde oynarken, iki yaşlı ve şık giyimli adamın konuşmalarını duymuştu. Adamlardan biri imamlardan nefret ettiğini söylemişti. Fatma daha o zamanlardan başlamıştı imam babasını küçük görmeye. Bu kibar adamlar imamlığı beğenmediğine göre, demek ki imamlık lüks bir görev değildi. Sonraları da görmüştü imamlık yüzünden babasının neler çektiğini. İmamın kızı diye onu horladıkları yetmiyormuş gibi, her daim cami lojmanının çatısından akan sularla uğraşırdı. Evlerinden, yaşadığı hayattan utanırdı. Arkadaşlarını eve davet etmekten çekinirdi. Bunun suçlusu olarak babasını görürdü. Babası başka bir iş yapıyor olsaydı bu cami lojmanının küçücük iki odasında yaşayacağı bir hayatı olmayacaktı. Herkes gibi başı açık ve istediği gibi giyinip gezebilecekti.
Karşı komşularının sakat oğlu Fatma’yı platonik olarak sever her fırsatta Fatma’yı gözetirdi. Fatma bir gün annesine şu topalın annesine söyle benim manken gibi bacaklarım var onun sakat oğluna kalmadım diyerek kendini çok üstün gördüğünü belirtir. Annesi faziletli iyi huylu bir kadın olan gül hanım Fatma'ya ''kızım kendini yüce bir insan olarak görme En güzel manken bacakları bile atların bacakları gibidir. Ne kadar koşarlarsa o kadar başkasına para kazandırırlar. Bacak sahipleri de boş bir onurla oyalanırlar, övünürler. O beğenmediğin gencin aklı havada değil dese de Fatma hiç umursamazdı.
Baş örtüsü sorunu yüzünden ortaokula gidememişti Fatma ancak dışarıdan ortaokulu da bitirmiş. Çok kitap okuyan kültürlü bir kız olmuştu. Kimseleri beğenmediği içinde pek arkadaşı yoktu. Sadece mahalleden Betüş abla diye biriyle arkadaşlık ediyordu. Betüş ise bir kadın tüccarıydı. Babası imam Yakub Efendi hiç onay vermese de kızını kırmamak adına kızının Betüş'le arkadaşlık kurmasına içinden kızda da bir şey söyleyemiyordu. Betüş ise kızı içten içe dolduruyor. Kendisiyle gelirse lüks bir yaşamın kapılarının ardına kadar açılacağını bu sefaletten kurtulacağını söylüyordu.
Fatma ilk adım olarak annesini kandırıp ikna ederek mahalledeki konfeksiyonda çalışmak istediğini söyler. Babasının da zoraki izniyle hiç erkek olmayan konfeksiyonda çalışmaya başlar ancak orası hoşuna gitmez. Betüş'ün telkinleriyle gizli gizli bir mankenlik ajansına kaydolur. Her gün evden konfeksiyona diyerek çıkıp mankenlik ajansına çalışmaya gider. Mankenlik ajansının konfeksiyon gibi sabit iş saatleri olmadığından Fatma çoğu zaman eve geç geliyordu. Durumdan şüphelenen imam Yakub Efendi konfeksiyona gidip konuşmak ister ama kızının yedi ay önce konfeksiyondan ayrıldığını öğrenir. Ertesi gün kızının nereye gittiğini öğrenmek için onu takip eder. Fatma evden uzaklaşınca başörtüsünü çıkartıp üzerindeki kıyafetleri değiştirip bir mankenlik ajansına girdiğini görür. Kızının manken olduğunu ve ismini çiçek olarak değiştirdiğini öğrenmiştir. Bu durumu ne eşine ne de bir başkasına utancından söyleyememiştir. Gün geçtikçe imam Yakub efendinin sararıp solduğunu fark eden tek dostu Ahmet efendiye gerçekleri anlatır.
Bir gün imam Yakub efendinin eline kızının günlüğü geçer. Fatma günlüğüne uyuşturucu kullandığını ailesinden nefret ettiğini yazmıştı. Bunu fark eden Fatma Betüş'ün evine sığınır. Betüş kendisine onu burada bulabileceklerini ve verdiği adrese gittiği takdirde kimsenin onu bulamayacağını söyledi. Gittiği evde Figo ve Berna isimli iki bayanla yaşamaya başlar. Mankenlik ajansıda babası tarafından öğrenildiği için oradan da istifa eder. Betüş'ün bulduğu bir moda evinde çalışmaya başlar. Moda evinde patronu tarafından rahatsız edilince ayrılmak zorunda kalır ve başka bir ajansa geçer orada da yeni arkadaşlar bulmuştur. Bir gün derin düşüncelere dalar ve hayatının git gide batağa saplandığını fark eder ve keşke eve dönebilsem ailemle huzurla yaşayabilsem diye geçirir aklından.
Fatma hemen işi ve arkadaşlarını bırakıp özür dileyip evine dönme kararı alır. Mahallesine geldiğinde caminin önünde bir kalabalık görür. Musalla taşının üzerinde bir cenaze vardır. Fatma babasının yakın dostu Ahmet efendiyi görünce ağlayarak babam nerede diye sorar. Ahmet efendi Fatma’yı denemek için baban öldü der. Fatma çok üzülür yıkılır. Bu duruma daha fazla dayanamayan Ahmet Efendi baban ölmedi işte orada der. Fatma koşarak babasına sarılır babası tarafından affedilir.
Emine Şenlikoğlu’nun İmamın Manken Kızı kitabı gençlere örnek olması açısından basit bir anlatımla yazılmış her yaştan okura hitap edebilir düzeydedir. Ergenlik psikolojisine güzel tasvirleri bulunur. Muhafazakar yönleri ağır bassa da belirgin bir dini örnek kapsamıyor. İmamın Manken Kızı romanın baş kahramanı her iki yaşamı da deneyip kendine uygun olanı sonunda bulur.
Yazan: Dua Ceren
İmamın Manken Kızı Soruları ve Cevapları
İmamın Manken Kızı kimin eseri?
Emine Şenlikoğlu
İmamın Manken Kızı türü nedir?
Yerli Romanlar, Din / Tasavvuf
İmamın Manken Kızı kaç sayfa?
232
İmamın Manken Kızı Yorumları
çok güzel bir eser
07-11-2017 17:38
ben çok beğendim eline emeğine sağlık
04-01-2018 23:18
gerçekten muhtesem bır kitap
01-05-2018 12:00
çok beğendim emeklerine sağlık
27-07-2018 23:00
emine şenlikoğlu
24-10-2018 21:19
imamin manken kizi okudugum en acayip kitaplardan bir tanesi yazar guzel bir konuya deginmis okumanizi tavsiye ederim