Kitap Türü:Öykü/HikayeOrjinal Adı:Smesne LaskyÇeviren:Serdar Rifat Kırkoğlu
Puan Tablosu
Arka Kapak Bilgisi
Gülünesi Aşklar Özet
Kundera’nın 1958 ile 1968 arasında yazdığı yedi hikâyeden oluşan Gülünesi Aşklar’da, karakterlerin ciddilikten yoksun aşkları, ilişkileri, cinsellikleri üzerinden varoluşlar problemleri komünist yönetim altındaki Çekoslavakya’nın gölgesi altında okurlara aktarılmıştır.
Hiç Kimse Gülmeyecek: Üniversitede resim tarihi dersleri veren asistanın iğnelemelerle dolu polemik yazısı, yazı kurulu yaşlı ve temkinli kişilerden oluşan ve Bilimler Akademisinin desteğiyle yayımlanan Plastik Düşünceler Dergisi tarafından ihtiyaten reddedilince asistan da incelemesini onun kadar önemli olmayan ama daha genç ve atak editörleri olan rakip sanat dergisinde yayımlatır. Kazandığı yüklü miktardaki parayı kendisinden 13 yaş küçük sevgilisi Klara ile kutlarken Zaturecky adlı bir kişinin fakülteye gönderdiği mektupta Çek Resim Sanatının Bir Ustası: Mikolas Ales başlıklı makalesini altı aydan beri reddeden ve değersiz gören Plastik Düşünce dergisine gönderilmek üzere bir tanıtım yazısı istediğini de alaycı bir dille genç kadına anlatır. Makaleyi okuyan asistan onu bir zırvalar yığını olduğunu düşünmekte, Plastik Düşünce dergisinin başyazarı, edebiyat doktoru Kalousek de onunla aynı görüşü savunmaktadır. Zaturecky, dergi kurulundaki alanın uzmanı beş yazar tarafından yetersiz bulunan makalesi hakkındaki eleştiriyi kabul etmemekte, asistanın tek ve biricik otorite olduğunu savunmaktadır. Klausek, asistana derginin yakasını bırakması için Zaturecky’e olumsuz fikirlerini bildirmesini salık verir. Ancak asistan hem dergiye kininden hem de ona hayranlık duyan bu adamı kendine düşman etmemek amacıyla buna yanaşmaz ve Zaturecky’e 19. yüzyıl Çek resim sanatı üzerindeki fikirlerinin Plastik Düşünceler Dergisi yazı kurulunca yanlış sayıldığını, dolayısıyla yazacağı yazının ona yarardan çok zarar sağlayacağını belirten bir mektup kaleme alır. Yazılanları alçakgönüllülük sayan Zaturecky isteğini yinelemek için sık sık fakülteye gelmeye başlayınca asistan, sekreteri Marie’ye Zaturecky’e kendisinin araştırma yapmak üzere bir ay Almanya’ya gittiğini söylemesini ve salı, çarşamba günü olan derslerini sadece öğrencilerin bilmesi kaydıyla perşembe, cumaya almasını söyler. Bir ay sonra da Almanya’da sarılığa yakalandığını ve Jena’da hastanede yattığı yalanına sığınır. Ancak makalesi yayımlandığında bilim araştırmacısı olarak kabul göreceği inancındaki eski ilkokul öğretmeni Zaturecky, işin peşini bırakmamış ve Jena’ya gönderdiği taahhütlü mektubun geri gelmesi üzerine tekrar fakülteye gitmiştir. Adama acıyan Marie asistanın döndüğünü haber vermek durumunda kalır. Zaturecky’nin her salı ve çarşamba fakülte kapısında kendisini beklediğini gören asistan onu gizlice gözlemekte ve durumdan oldukça keyif almaktadır. En sonunda isyan eden Zaturecky, rektörün de onayıyla sekreterinden asistanın ev adresini ister. Marie ilk olarak Litomysl’deki aile evinin adresini verse de adamın sert tavrı karşısında cesaretini kaybederek küçük bir çatı katında pansiyoner olarak yaşadığı Prag’taki adresini vermek durumunda kalır. Ertesi gün Şato Sokak 5 Numaradaki evin kapısını çalan Zaturecky karşısında yarı çıplak Klara’yı bulunca asistan için bir not bırakıp gider. Adamın ısrarcılığının boyut değiştirmesi asistanı kızdırır ve ondan, kız arkadaşını taciz etmekle suçlayarak kurtulmaya çalışır. Duruma el atan Anna Zaturecky’nin Klara’yı yüzleşmek üzere evine davet ettiğini yazdığı mektubu posta kutusunda bulan, eski bir banka müdürü, dolayısıyla büyük bir burjuvazinin bir temsilcisi olan, 1950’ye doğru Prag’dan sınır dışı edilerek başkentten bir hayli uzakta olan Celakovice Köyüne yerleşmiş olan babası nedeniyle göz hapsinde olan ve siciline işleyecek bir şikayet sonucu çalıştığı konfeksiyon fabrikasından ömür boyu kurtulamayacağı korkusuna kapılan Klara’yı yatıştırmak asistana düşer. Genç kadına ne Bay Zaturecky’le ne de eşiyle bir daha karşılaşmayacağına dair verdiği güvence ne yazık ki boşa çıkar. İnatçı çift önce Klara’nın on beş dikişçi kızla birlikte çalıştığı atölyeyi arar, ardından da fabrikayı ziyaret eder. Bay Zaturecky’nin görmeden bakan gözleri sayesinde yakalanmaktan kurtulan Klara gittikçe artan tedirginliğini dikkate almayan asistana kızgındır. Zaturecky’nin şikâyetleri, asistanın daha önce yazmış olduğu incelemeyle hedef gösterildiğini düşünen profesörleri ve rektörü harekete geçirmiş, asistanın tüm geçmişi mercek altına alınmaya başlamıştır. Yönetime bildirilmeyen ders programı değişikliği nedeniyle üç aydır eğitim vermiyor görünen asistanı zor duruma sokan sadece bu da değildir. Yerel komitenin, geçmişte neden olduğu gürültüler ve evine aldığı kadın sebebiyle hazırladığı olumsuz rapor, süresi dolmakta olan asistanlığına devam edemeyeceğini de oldukça net olarak ortaya koymaktadır. Kötü gidişata dur demek isteyen asistan, Anna Zaturecky’i ofisine davet ederek kocasının çalışmasının özgün olmadığını kanıtlarıyla gösterir. Ancak bu hareketi geç kalmış bir günah çıkarmadır. Asistan hem sevdiğini anladığı Klara’yı hem de saygınlığını ve mesleğini kaybedecektir.
Sonsuz Arzunun Altın Elması: 41 yaşında ve bir tıp öğrencisi olan Jirzhinka’yla evli olan Martin ile evliliği sonlanmış arkadaşı, Vaclav Meydanındaki bir cafede otururken bir taşra hastanesinde hastabakıcı olarak çalışan genç bir kadından hafta sonu için bir randevu koparırlar. Cumartesi günü kadınla buluşmak için B.’ye doğru yola çıkan iki arkadaş, hala genç olduklarını ve kadınlar tarafından fark edildiklerini duyumsamak için yol boyunca ve kentin muhtalif yerlerinde çeşitli kadınlarla bir flört oyununa girişseler de ne hastabakıcı ve arkadaşıyla ne de başka kadınlarla buluşamadan Prag’a geri dönerler.
Otostop Oyunu: Biri 28 diğeri 22 yaşındaki iki sevgili 15 günlük tatil için Tatras’a doğru yola çıkarlar. Yolculuklarında sıklıkla karşılaştıkları gibi arabanın benzin göstergesi sıfıra yaklaştığında genç kadın, tıpkı diğer zamanlardaki gibi durdurduğu bir arabayla en yakın benzin istasyonuna gidip doldurduğu bidonla geri dönmek zorunda kalacağından dolayı endişelidir. Sıklıkla yaşanan bu sorun, onu arabada bekleyen adama göre sadece bir macerayken genç kadının gözünde sevgilisinin de otostopçuları arabasına aldığı düşüncesiyle kıskançlığa evrilmiştir. Ancak bu sefer şans kadının yanındadır. Beş yüz metre ötedeki benzin istasyonu imdatlarına yetişmiştir. İstasyonda durunca ihtiyacını karşılamak için arabadan ayrılan kadın dönüşte bir otostopçu edasıyla sevgilisinin arabasına biner ve oyun başlar. Sevgilisinin gözünde onu diğer kadınlardan ayıran yanı olan utangaçlığını yavaş yavaş geride bırakan kadın, rolünü öyle benimser ki adamın gözündeki değeri sorgulanır hale gelir. Genç adam artık bir yıllık kız arkadaşına eskisi gibi bakamayacaktır.
Kolokyum: Bir hastane personel odasında oturan Dr. Havel, Hastabakıcı Alzhbeta, evli Başhekim ve sevgilisi Kadın Doktor ile Stajyer Felischman içki eşliğinde sohbet etmektedirler. Başhekim, Dr. Havel’in geçmişte ondan daha çirkin kadınlarla bile birlikte olduğu halde ona umutsuz bir arzu besleyen Alzhbeta’ya karşı oldukça sert olan tutumu karşısında şaşkındır. Dr. Havel ise arzularını açık bir şekilde gösterdiği için kadının ayartıcı tavırlarını bir buyruk olarak algılamakta ve sık sık kadını aşağılamaktadır. Konuşmanın yönünü değiştirmek isteyen Havel, Alzhbeta’nın aslında Felischman’a karşı birtakım hisler beslediğini söyler ve başhekim de bunu destekler. Felischman ise herkesin tanıdığı Klara adlı genç bir kızla ilgilense de gözü bir yandan da Kadın Doktordadır. Durumu farkında olan Başhekim ise stajyerin sevgilisiyle olan yakınlaşma girişimini dostça yollarla engellemeye çalışır. O esnada Alzhbeta sarhoşluğun ve umutsuzluğun etkisiyle Viyana’da bir striptiz kulübünde gördüğü bir dansı sergilemeye başlar. Durumu acınası ve bayağı gören Havel, uyanık kalmak isteyen kadına iki tablet uyku ilacı verir. Ağlayarak odayı terk eden Alzhbeta’nın içinde bulunduğu durumun suçlusu Felischman’mış gibi bir tavır alan Başhekime kızan Stajyer, kadın doktorun tavırlarından bir randevu koparacağını sezerek bahçeye doğru giderken hastabakıcıların dinlenme odasından bir gaz kokusu duyar. Ocağı hemen kapatarak çıplak kadının hayata dönmesi için gerekli prosedürleri uyguladıktan sonra suçluluk duygusuyla diğerlerinin yanından ayrılır. Kadın doktora göre bu bir intihar girişimi değil uyanık kalmak için yapmak istediği kahve suyunun taşarak alevi söndürmesinden başka bir şey değildir. Başhekim ise bunu inandırıcı bulmamaktadır. Ülkede intihara teşebbüs eden kişi otomatik olarak tımarhaneye tedaviye gönderileceğinden Alzhbeta bu yalana sığınmaktadır. Olanlardan sonra evine gitmek istemeyen kadın doktor Dr. Havel ile bir vicdan muhasebesine giriştikten sonra onunla birlikte olur. Ertesi sabah Alzhbeta’nın kendine geldiğini haber alan sağlık çalışanları hayatlarına kaldığı yerden devam ederler.
Yaşlı Ölüler Yerlerini Genç Ölülere Bıraksınlar: 50 yaşını çoktan aşmış kadın Bohemya’nın küçük bir kentinde Prag’a gidecek akşam trenini beklerken içine düştüğü mental yorgunlukla savaşmaktadır. 10 yıl önce Prag’da ölen kocası, 30 yıl önce yeni evlilerken bir süre yaşadıkları bu kente gömülmesini vasiyet etmiş, 10 yıllık mezar kira sözleşmesini yenilemeyi unutan dul eş, mezarlıklar müdürlüğünden mezarlıkta az yer bulunması sebebiyle yaşlı ölülerin yerlerini genç ölülere bırakmak zorunda kaldığını işitmiş, oğluna babasının mezarının kayboluşunu nasıl açıklayacağını hüzünle karışık kaygıyla düşünmektedir. O sırada, altı yıldır yaşadığı bu kasabanın tekdüzeliğine ayak uydururcasına yürüyen adamı görür. Adam, henüz 20 yaşındayken sırılsıklam âşık olduğu ve tek gecelik aşk yaşadığı kendinden yaşça büyük bu kadını eski günleri yad etmek üzere bir binanın beşinci katında yer alan bekar odasına davet eder. Yedi yıllık evliği biten, eski eşi ve çocuğuyla iletişiminin sadece nafaka boyutunda kaldığı, mutsuz ve yalnız yaşantısına bir de saçlarının dökülmesiyle başlayan gençliğini kaybetme endişesi eklenen adam, kısa bir süre de olsa yeniden gençliğine dönme arzusuyla kadınla sevişmek ister. Cinselliği oğlu tarafından baskı altına alınan kadın, güzelliğe olan tutkusunu yeniden yaşamak istese de deforme olmuş vücudunun adamda tiksinti yaratacağı konusunda tedirgindir. Kendisiyle, oğluyla, hayatıyla olan iç hesaplaşması sonucunda en doğru yolun içinde bulunduğu anın keyfini çıkarmak olduğunu hisseden kadın en sonunda kendini adamın kollarına bırakır.
Dr. Havel Yirmi Yıl Sonra: Safra kesesinden rahatsız olan Dr. Havel üç yıllık genç, güzel ama kıskanç olan aktris eşini yalnız bırakarak üç haftalık kaplıca tedavisi için Yöre’ye gider. Karısının kıskançlık konusundaki tavırlarının artık sebepsiz olmaya başladığını, yaşlanmak üzere olduğu için kadınların dikkatini çekmekte zorlandığını fark eden Havel’in yardımına kaplıcanın ayda bir çıkardığı, her sayıda kaplıcada tedavi gören ünlü bir hastayla söyleşiye yer veren 24 sayfalık resimli dergi Yöre’nin başyazarı yetişir. Başyazar, Havel’e yeni bir polisiye filminde oynayan eşiyle röportaj yapmak istediğini söylediğinde öfkeye kapılan Doktor, adamın özür maiyetinde söyledikleriyle yatışır. Adamın seksüel ününü öğrenmiş Başyazar da kendini Havel’in bir öğrencisi olarak görmeye, onu etkilemeye çalışmaktadır. Çekiminin olmadığını bir günde Havel’i ziyarete gelen genç eşi sayesinde yeniden kadınların ilgi odağı olan Doktor, “öğrencisini” de etkisi altına alarak onun hastaları ve iki çocuğu arasında sıkışıp kalan Doktor Frantiska’yla birlikte olmasını sağlar.
Edward ile Tanrı: Edward üniversite eğitimini tamamlamasının ardından iş arayış sürecine girmiş, ağabeyinin tavsiyesiyle konuyla ilgili olarak Müdire Cechachova’nın kapısını çalmıştır. Cechachova, Edward’ın ağabeyinin üniversite sıralarındaki kız arkadaşıdır. Stalin’in ölümünün ardından sevgilisinin abartılı kederine gülen ağabeyinin tavrı genç kadın tarafından siyasal bir provokasyon olarak nitelenmiş ve genç adam, okuldan ayrılarak şu anki yaşadığı köyde yeni bir hayat kurmak durumunda kalmıştır. Yaşanan bu olumsuzluğa rağmen şimdiki hayatından oldukça memnun olan ağabeyi, Cechachova’nın hem gençlere olan zaafını bildiğinden hem de hem bu sayede geçmişte yarattığı yıkımı düzeltme fırsatını yakalamaktan hoşnut olacağından emindir. Düşüncesinde de yanılmaz. Genç Edward küçük bir Bohemya kentinde ilkokul öğretmeni olarak göreve başlar ve kısa bir süre sonra da Alice isminde güzel bir kızla sevgili olur. Babasının dükkânı devrim sırasında kamulaştırılan Alice, otoriteye olan muhalifliğini göstermek için Tanrı’ya inanmaya başlamış, on emirin yedincisi olan “Zina etmeyeceksin” buyruğuna katı bir inatla tutunmuştur. Genç kızın bu inancı, istediği fiziksel yakınlaşmayı hedefleyen Edward’ı durdurmaz. Tam bir kararlıkla hedefine odaklanan Edward, sevgilisiyle gittiği kilise çıkışınca Cechachova’ya yakalanır. Gosateizmin sadık bir neferi olan Cechachova, genç bir dimağın pragmatik eylemlere yoğunlaşmak yerine Tanrı inancıyla meşgul olması karşısında şaşkınlığa düşer ve bir öğretmen, müfettiş ve kapıcı kadından oluşan komisyonu karşısına alarak Edward’ı eğitme görevini üzerine alır. Başlangıçta okuldaki odasında başlayan, ardından da dairesine taşınan konuşmalar Cechachova’nın Edward’dan hoşlanmasına kadar ilerler. Geleceğini kontrol altına aldığını düşünen Edward, çirkin bulduğu bu kadınla yaşamak durumunda kalacağı cinsel ilişkiyi düşününce tedirgin olur. Kurtuluşu, Cechachova’yı günahkârlıkla suçlamakta bulsa da tutkusundan gözü dönen Cechachova, Babamız’ı okuyarak genç adamı hem şaşırtır hem de etkiler. Edward’ın komisyon karşısındaki itirafını öğrenen Alice de aşkını bütünüyle yaşamak ister ve Edward’la birlikte olur. Tanrı’ya ihanet edebilenin insana yüz kat daha kolay ihanet edeceğini düşünen Edward, sevgilisini terk eder. Okuldaki durumunu kesinliğe ulaştırana kadar Cechachova’yle ilişkisini devam ettiren genç adam, aynı zamanda başka kadınlarla da görüşmeye başlar ve bir nostalji duygusuyla kiliseyi ziyaret etmeye devam eder.