Göçmüş Kediler Bahçesi, Bilge Karasu'nun ilk olarak 1979 yılında yayımlanmış olan öykü kitabıdır. İlk yayımlandığında hak ettiği ilgiyi görmediyse de, günümüzde en çok okunanlar arasında.
Kitap, içinde Türk edebiyatı açısından birbirinden değerli tam on dört öyküyü barındırmakta. Bilge Karasu'nun 'masal' olarak nitelendirdiği kısa öyküleri, her okunduğunda farklı bir masal okuyormuş hissi yaratıyor. Her bir cümlesi altını çizmek bir yana dursun, kalemle kazınacak türden. Kısacası, öykü severlere kesinlikle tavsiye edebileceğim bir kitap. Herkese hitap etmese de, dikkatli ve özverili okuyucuların bayılacağı bir kitap olduğunu söyleyebilirim.
Kitabın içinde yer alan on dört öyküden belki de en kısası, fakat benim nedense en çok beğendiğim masal tadında bir öykü olan Yağmurlu Kentin Güneşçisi'nin kısa özeti ise şöyle:
Yağmurdan çizik çizik olmuş bir pencerenin önünde bir adam durmuş, gökyüzüne bakıyordu. Fakat neye bakıyordu bu adam? Halbuki gökyüzünde her zamanki kurşuni renkten başka hiçbir şey yoktu. Çünkü bu kentte her gün yağmur yağardı. Bu kentte insanlar "Acaba yarın hava nasıl olacak?" diye düşünmezlerdi. Başka kentlerde gökyüzünde gündüzleri sarıdan kırmızıya renklerle harelenen bir güneşin, geceleriyse güneş kadar olmasa da parlak bir top olan ayın ve bir sürü yıldızın olduğunu ancak kitaplardan öğrenirlerdi. Sürekli ellerinde şemsiyeyle dolaştıklarından, kentte yer ile gök arasında bir perde varmış gibi görünürdü. Yemyeşil ağaçlar, rengarenk çiçekler yağmur bacalardan çıkan dumanı toprağa indirdiğinden, daha büyüyemeden ölüverirlerdi. Bu yüzden de bu kentte gökyüzünün kurşuni renginden başka bir renk görülmezdi. Kentteki rengarenk olan yegane şey, teknelerdi. Herkes teknesini kırmızı, yeşil, mor, sarı, mavi gibi birçok renge boyar, tıpkı gökyüzü gibi kurşuni renkte olan denize biraz olsun renk katarlardı.
Bu kentin insanları, yağmura tutulma korkusu nedir bilmez, havanın açmasını beklemezlerdi. Fakat bir adam vardı ki, her sabah uyandığında belki bugün güneş açmıştır umuduyla pencereye koşardı. Arkadaşları tarafından pek sevilen biri değildi, bu yüzden de ısrarla davet edilmedikçe bir yere de gitmezdi. Çünkü sohbetin ortasında "Yarın sabah," diye söze başlayacak olurdu. Kimse sözünü tamamlamasına izin vermez, anında konuyu değiştirirlerdi. Sözünü tamamlayabilseydi "Yarın sabah," derdi "Yarın sabah gökyüzünde, hani, güneşi görecek olursanız ne yaparsınız?" Tutturmuştu işte. Bir gün güneş çıkıverecek diye düşünür dururdu. Fakat olacak şey miydi, bu kentte bir insan doğumundan ölümüne kadar yağmurdan başka şey göremezdi. Halbuki bu tedirgin edici takıntısı olmasa, herkes ona yakınlık gösterecekti. Fakat o her sabah uyandığında ısrarla pencereye koşmaya devam etmiş. Olacak şey miydi sanki, güneş açacak olsa yataktan kalktığında renk değişimini fark edebilirdi herhalde. Daha önce de söylendi ya, tuhaflıkları, gariplikleri vardı bu kişiceğizin. Umudu yüzüne bile çıkarmadan, biraz da alıkça, gönlünde besleyip dururdu...
Yazan: Miraç Elif Kanbay
Göçmüş Kediler Bahçesi Soruları ve Cevapları
göçmüş kediler bahçesi kimin eseri?
Göçmüş Kediler Bahçesi Bilge Karasu'nun bir eseridir.
göçmüş kediler bahçesi türü nedir?
Göçmüş Kediler Bahçesi türü öyküdür.
Göçmüş Kediler Bahçesi Yorumları
parça parça okunabilmesi güzel yaz boyunca boş zamanlarımda okudum sıkmadan okunuyor
13-08-2015 21:56
okudum ama hiçbirşey anlamadım verdiğim paraya acıdım biraz
05-01-2016 04:36
çok güzel bir kitap benim çok hoşuma gitti
06-01-2016 23:09
süper bir şey bence
16-10-2018 14:01
buradaki kitap incelemesi çok güzel olmuş yazanın eline sağlık
21-01-2020 13:50
sınavda kimin eseri konusu ana fikri ve türü soruları çıktı
26-05-2022 17:41
kitabın hikayesi çok hoşuma gitti
08-03-2023 18:01
bilge karasu ile tanıştığım kitap oldukça güzeldir