Bayram, çocukken anne ve babasını kaybeder. Köyüne gelen lüks araba onu çocukluğundan beri büyüler. O yaşlardan beri hep Mercedes’e sahip olma tutkusu onu sarıp sarmalar. Bu düşünce o denli onun gözünü karartır ki, yoluna çıkan aşk dahi onu etkilemez. Çocukluktan beri sevdiği Kezban’ı oyalar. Onun tek aşık olduğu bir şey vardır. İlerde almayı planladığı bal rengindeki Mercedes’i. Kendisinin deyimi ile Balkız’ı. Kezban, temizlik işlerine giden abisinden başka kimsesi olmayan bir kızdır. “Fikrimin İnce Gülü” plağını da Bayram’a o hediye eder. İsmail adında bir adam Almanya’ya gitmek için işlemleri sıraya koyar. Kardeş olarak gördüğü Bayram’a güvenir. Bayram ise İsmail’in arkasından iş çevirir. İsmail’i oyuna getirerek Almanya’ya kendisi gider. Bir BMW fabrikasında işe başlar. Kendisine verilen işleri küçümsemeyerek kısa zamanda mesleğinde iyi yerlere gelir. Bayram, tek hayali olan “Balkız” için gece gündüz çalışır. O da yetmez yemesinden içmesinden keser. En sonunda bal rengindeki arabasına kavuşur. Memlekete gitmek için izin alır. Mercedes logolu gömleğini, takım ceketini arabanın arkasına koyar. Bayram, arabasına kimseyi bindirmemektedir. Almanya’dan yola çıkar. Yol boyunca Balkızı ile köyüne dönüşünü hayal etmektedir. Kapıkule’ye gelir. Sınırdan Türkiye’ye girer. Kendince arabasının çok dikkat çektiğini ve herkesin ona imrendiğini düşünür. Fakat yanılıyordur. Kimse ona Mercedes’i var diye imrenmez. Arabasını gümrük işlemleri için park eder. Burada bir adam da onun arabasının yanına park eder. Hafif bir çizik olduğunu iddia eden Bayram, park eden adam ile tartışır. Gümrük memurları Bayram’ın tartışmasından rahatsız olurlar. Memurlardan biri arabası hakkında “sidik renkli olan araba” diye hitap eder. Bayram buna karşılık kıskanıldığını düşünür. İşlemleri hallettikten sonra yoluna devam eder. Bayram, Balkız’ı özelleştirir ve yol boyunca onunla konuşur. “Fikrimin İnce Gülü” şarkısını dinleyerek yola devam eder. Ancak yol boyunca başına gelen talihsizlikler onu çileden çıkaracaktır. Almanya’dan tanıdığı arkadaşı Veli ve ailesinin eşyalarını arabasına almaz. Yolda Veli ve ailesini görür. Perişan bir halde yolda gidiyorlardır. Kendisini tanımazlar. Yolda ilerlerken kaza yapmış olan arabalar görür. Bayram içten içe üzülür. Aslında kendi arabasının da öyle olmasından korkuyordur. Arkasındaki bir araç onun farlarını kırar. Yol boyunca arabasını durdurup camlarını siler. Onu görenler ise sadece Bayram’ın bu haline güler. İstanbul’a geldiğinde yemek yemek ister. Park görevlisinin yönlendirmesi ile arabasını park eder. Masraf olmasın diye yemek olarak çorba içmeyi tercih eder. Yemekten sonra arabasına yaklaştığında 1974 model Mercedes’inin önündeki yıldız ambleminin olmadığını görür. Çılgına dönen Bayram, park görevlisinin yakasından tutar ve hesap sorar. Bu esnada etraftaki insanlar onlara bakıp gülmektedirler. Bayram, daha sonra bir yedek parçacıya gider. Orada Mercedes’ine yıldız amblemi arar ama bulamaz. Bayram, vapur yolculuğu yapar. Arabasını sürekli vapurun içinde olup olmadığını kontrol eder. Vapurdan çıkarken egzoz borusunu zedeler. Daha sonra yola koyulur. Bu sefer siniri iyice yoğunlaşır. Arabayı çok hızlı kullanmaktadır. Bir kamyonetten gelen taş onun ön camını kırar. Bayram, bu kamyonetin yolunu keser. En sonunda kamyonet sahibi onu döver. Bayram çılgına dönse de yoluna devam eder. En sonunda bir kaza geçirir. Bu kazaya rağmen arabası halen çalışmaktadır. Üstüne başına çeki düzen verdikten sonra köyünün yoluna sapar. Ancak köyün adı değişmiştir. Sonra bir çoban ile karşılaşır. Çoban ona köyde kazı çalışmaları yapıldığını ve köyün adının değiştiğini söyler. Bayram, çobana tanıdığı kişilerin ismini söylediğinde duydukları onu şoka uğratır. Çoban, Bayram adında biri olduğunu ve sahtekarlık yaparak İsmail’in yerine Almanya’ya gittiğini anlatır. Bunun üzerine Bayram deliye döner. Kendisini savunur. Amcasının öldüğünü ve Kezban’ında evlendiğini öğrenince artık onun için hayatın anlamsız olduğu düşüncesine varır. Maddeleştirdiği araba kendisinin gözünde bir metal yığınına döner.
DEĞERLENDİRME
Edebiyatımızın ilk yol romanı olan “Fikrimin İnce Gülü” Adalet Ağaoğlu’nun 1976 yılında yayımlanan ikinci romanıdır. Roman, Bayram’ın Almanya’da hayalini kurduğu bal rengi arabaya kavuşmasını ve uğruna yitirdikleri değerleri anlatır. Almanya’dan Ballıhisar’a kadar yaşadığı olumsuzluklar Bayram’ı çileden çıkarır. Bu roman beni düşünce olarak etkiledi. Maddeye verilen önemin fikri ve hayalleri tarumar ettiğini romanda gözlemlemekteyiz. Aynı zamanda 1975 yılının toplumu ve ekonomisi gözler önündedir. Tanzimat eserlerinden Recaizade Mahmut Ekrem’in “Araba Sevdası” adlı romanındaki Bihruz Bey hatırıma geldi. Düşündürücü ve sarsıcı bir roman. Okunması gereken yapıtlardan kendisi. Kitapla kalın.
Yazan: B. Öğretmen
Fikrimin İnce Gülü Soruları ve Cevapları
Fikrimin İnce Gülü kimin eseri?
Adalet Ağaoğlu
Fikrimin İnce Gülü türü nedir?
Yerli Romanlar
Fikrimin İnce Gülü kaç sayfa?
312
Fikrimin İnce Gülü Yorumları
harika bir özet olmuş emeğinize sağlık begüm hanım♥️
09-10-2020 10:03
kaybettiği eşyasının sadece mercedes’i olmadığının farkına varan bayram. oldukça düşündürücü bir hikaye.
09-10-2020 15:19
derslerimde çok yararı oldu teşekkür ederim begüm hocam
16-10-2020 18:20
bizim klask alamancılardan ana karakterimiz. almanya’ya işçi olarak gitmiş de memlekete köşeyi dönmüş gibi gelenlerden. bir sarıkız var altında, cuma mercedeslerinden. hani işçilerin cuma günüdür diye pek önemsemeyerek yaptıklarından. karakterimiz de köylü kurnazı biraz, bir o kadar da masum aslında. tek bir kişilik profili üzerinden tüm memleket gündemini ele alan, okunası bir kitap.
13-12-2020 19:27
tıpkı kitap gibi türkü tadında nağmeleri olan bir özet olmuş. kitabı okumasanız bile bu özet sizi ensenizden tutup olay örgüsünün ortasına bırakıveriyor. kendinizi begüm hanım'ın kaleminin tınısına bırakmanız kafi... verdiğiniz bilgiler için, uyuklayan fikirlerimizi yeniden uyandırıp can çekişen ruhumuzu yeniden dirilttiğiniz için, yaşattığınız tüm bu güzel hissiyatlar için, tüm edebiyat dünyası adına sonsuz teşekkürler. iyi ki varsınız.