Roman dokuz bölümden meydana gelmektedir. Postmodern unsurlar taşıması ve belli bir olay örgüsünün olmaması romanın özetlenebilmesini zorlaştırmıştır.
KARŞILAŞMA (cesur, soğukkanlı, atak ve ürkek)
İlk bölümde kadın ve adamın tanışma ve tanıma süreci verilir. Bir kadın ve bir adam restoranda aynı masada yemek yemektedirler. Yaşları ne genç ne de yaşlı olan kadın ve adam tek başlarına özgüvenli ve hürdür. Henüz birbirini tanımayan kadın ve adam bakışlarıyla ve beden dilleriyle konuşmaktadır. Roman postmodern olduğundan bilinçaltı akışıyla farklı bir konuya geçilir. Bu konu bir kız ve erkeğin sinema filmindeki sevişme sahnesidir. Buradaki hayali kadın ve erkek birlikte tesadüfen aynı masada yemek yiyen çifttir. Birbirlerini tanımaya çekingen görünen ve aslında bir o kadar da istekli bu çift, gerek düşünceleri ile gerek beden dilleri ile sevişirler. Bu sevişme bazen bir bakış bazen anlamlı bir mimiktir.
TINILAR (kırgın, muzip, tiz, parçalı)
Kadın bu bölümde karşısında adam ile martini içmektedir. Aynı zamanda hayal ettiği zihin dünyasında adam trene binip gider. Daha sonra kadın kendisini bol yıldızlı bir otel odasında hayal eder. Kadın ve adam gece birlikte olurlar. Kadın, perdedeki lekelerden rahatsız olur. Otel odasındaki çoklu yaşanmışlıklar, kadının aklındaki cinsellik algısıyla örtüşmez ve onda ruhsal soğuma yapar.
DOKUNUŞLAR (hafif, gizli/atak)
Kadın elinde martini ile oturmakta onu yudumlamamakta ısrarcıdır. Bu yüzden martinisinin soğuduğu uyarısı adamdan gelir. Kadın bu uyarıyı onaylar ama içkisini yudumlamaz. Kadının bilinçaltındaki düşüncesine geçilir. Kocasını, ilk sevgilisinden intikam alırcasına tutkulu bir aşkla sevmektedir. Adam ve Kadın evlilikten sonra balayına çıkarlar. Bu küçük otelde sevişirler. Evlilik cüzdanları onların topluma karşı kanıtlamak zorunda olduğu aile olma olgusunu ortaya çıkarır. Kadın bilinçaltındaki düşenlerden sonra tekrar gerçek yaşama döner. Adam ve kadının elleri hafif birbirine değer. Orada içlerinde kadifemsi bir gıdıklanma yaşarlar.
GEZİNTİLER (dalgalı, yumuşak)
Bu bölümde kadın ve adam süt mavisi ve güneş alan bir odaya gelirler. Adam, kadının engebeli yumuşak bedenini, burnunu tasvir eder. Kadın, hayatında olmak istediği kadar mutlu, anın bitmesine şimdilik kulak asmayacak kadar büyülenir bu odadan. Daha sonra kadın giyinmesi gerektiğini söyler.
GEÇİŞ (kesintili, titrek)
Bölümün başında kadın elindeki kadehi döker. Sonrasında garson gelir. Adam dördüncü bölümdeki hayallerinin kesintiye uğramasından yakınır. Çok geçmeden bilinçaltında kadın ile tekrar sarılırlar. Çekingen, kırılgan tavırları yerini özgür dokunuşlara bırakır.
Bu bölümde kadın ve adam tensel dokunuşlar ile mutluluk yaşarlar. Çiftin karamsarlığı mağaradaki uğultuları meydana getirir. Bu uğultular bir müzik eşliğinde verilmiştir. Daha sonra adam çarşafın kedi desenli olmasından yakınır ve bunu kadına söyler. Zira adam kedilerden korkmaktadır. Kadın ise kendisinin çarşaflarının çiçek desenli olduğunu söyler. Adam, çiçeklerin de dikeni olduğunu söyleyince kadın, o kadarına katlanması gerektiğini belirtir. Kadının gözleri geçmişe dalar ve birden savaş ortamına düşer. Üstelik her yer karla kaplı ve üşümektedir. Savaşçı bir adam ile sevişir. Sonrasında üşüme hissi ile çarşafın altına girer.
ÇAPRAZ DALIŞLAR (kaba-komik/ bazen hırçın daha çok durgun)
Bu bölümde restoranda bir çift, evlilik yıldönümlerini kutlamak için gelir. Adam, garsona şampanya söyler. Ama kadın şampanyanın pahalı olduğunu ve istemediğini belirtir. Adamın canı sıkılır. Kadın, adama savurgan olduğunu söyler ve tüm keyifleri kaçar. Daha sonra farklı bir çiftin ilişkisi mercek altına alınır. Dokunuşlar içselleştirilerek hissedilir. Kadın ve adam tekrar çarşafın altına girerler.
AYRILIŞ YA DA BULUŞMA (çekinik neşe/ gizli umut. Hafif canlı)
Bu bölümde kadın eski kocasını düşler. Eski kocası yatakta ona argo sözler söyleyen kaba bir adamdır. Kadın bu adamın dediklerini kaldıramamakta ve çoğu zaman da gitmeye meyillidir. Kadının düşlerini, garson böler. Adam ve kadına beyaz şarap getirir. Oracıkta tek beden olurlar.
EPILOG INCOMPIUTA (Allegro can...)
Ortamdaki hafif müzik, adam ve kadına sessizlik perdesi çeker. Kadın ve adam sessizlik içinde uzaklara dalarlar. Kadın bavulunu alıp restorandan çıkarak kaldırımlarda kaybolur. Adam ise gözü yarı açık müziğe kendini verir.
Değerlendirme
Ruh Üşümesi, Adalet Ağaoğlu’nun “oda romanı” adıyla adlandırıp 1991 yılında yayınladığı romanıdır. Ruh Üşümesi, edebiyatımızda ilk erotik roman olarak kabul edilir. Bir adam ve kadının yalnızca yemek yediği sürecin bilinçaltı ile kaleme alınmış olduğunu görebilmekteyiz. Postmodern bir roman olan Ruh Üşümesinde; bilinçaltı, iç monolog, iç diyalog gibi anlatım teknikleri kullanılmıştır. Adalet Ağaoğlu, cinselliği işlediği kitabında “denizkestaneleri” olarak kadın ve erkeği nitelendirir. Kendisine özel “sütmavisi” adlandırması da dikkat çekmektedir. Romandaki cinsellik kadın ve erkeğin birbirine tutunma ihtiyacıdır. Denizkestaneleri kayalara nasıl tutunma ihtiyacı duyuyorsa ve kendini sulara bırakıyorsa bu durum kadın ve erkek için de aynıdır.
Yazan: B. Öğretmen
Ruh Üşümesi Soruları ve Cevapları
Ruh Üşümesi kimin eseri?
Adalet Ağaoğlu
Ruh Üşümesi türü nedir?
Yerli Romanlar
Ruh Üşümesi kaç sayfa?
140
Ruh Üşümesi Yorumları
mükemmel bir özet olmuş emeğinize sağlık ❣️
18-11-2020 14:07
kötü bir özet olmuş daha iyi olabilirdi.
03-12-2020 18:45
her zamanki gibi harika bir özet olmuş. duygularınıza, düşüncelerinize ve emeğinize sağlık... edebiyat konusunda üreticiyle tüketici arasında köprü olabilmek için karalayan kalemler yazıp çizmekten asla vazgeçmemeli. iyi ki varsınız, hep var olun.