Turgut Özakman’ın yılların birikimiyle kaleme aldığı Diriliş adlı eseri, Çanakkale Savaşı’na dair belgelere dayandırılarak yazılan, en gerçekçi eserlerden biri. Yazar, kendi tarihimizle ilgili bilgi kirliliği yaratan, hurafelere dayanan eserlerden uzak durmak, yeni nesli yalanla dolanla eğitmemek, abartmadan gerçekleri yansıtmak için bize nitelikli ve kapsamlı bir kitap kazandırmıştır. Önsözünde de bunu Çanakkale Savaşı hakkındaki üç tür yaklaşıma değinerek açıklar.
Başlangıç bölümünde Çanakkale Savaşı’ndan önceki olaylar anlatılır. Osmanlı önce İtalyanlara, sonra da Balkanlara yenilmiştir. İki koca ordu dağılmış ve bozguna uğramıştır. 500 yılda kazanılan topraklar birkaç hafta içinde kaybedilmiştir. Hükümetin barışı sağlamak için Edirne’yi gözden çıkardığı duyulmuş ve bu boyun eğmelere tahammül kalmamıştır. Enver Bey hükümeti değiştirmek için bir avuç İttihatçı ile birlikte sadrazamlığı basar ve sadrazamı istifaya zorlar. İttihat ve Terakki Partisi, Enver Beyin neredeyse tek başına gerçekleştirdiği darbe ile iktidara gelir. Milliyetçilik akımı Türkleri de etkilese de bunu tehlikeli bulan bir kesim halen vardır. Artık kadınlar da evden çıkmıştır. Yardım dernekleri kuruyor, dergiler çıkarıyorlardır. Nezihe Muhittin Hanım ve iki arkadaşı pelerinli siyah çarşaflarıyla bir konferansı dinlemeye giderler. Bu bir ilk olmuştur ve erkekleri çok şaşırtmıştır. Fakat kadın artık eve girmeye niyetli değildir, güç kazanmaya, var olmaya başlamıştır.
Hazinede neredeyse hiç para yoktur, halktan yardım istenir. Bu istek büyük heyecan uyandırır ve kadın erkek herkes seferber olur. Edirne geri alınır ve Enver Bey kahraman ilan edilir. Bu sırada Mustafa Kemal Sofya’ya atanarak gözlerden uzaklaştırılır. Almanya’dan gelen Liman von Sanders İstanbul’da saygıyla karşılanır. Ordular Genel Müfettişi olan Liman von Sanders, “Liman Paşa” adıyla anılmaya başlar.
28 Haziran 1914 günü bir Sırplı, Avusturya-Macaristan Veliahtı ile eşini öldürmüştür ve bu olay bir savaşa gidiştir. Büyük devletler Osmanlı topraklarını paylaşmakta anlaşamayınca iki gruba ayrılmışlardır. Bir tarafta İngiltere, Fransa ve Rusya. Diğer tarafta Almanya, Avusturya-Macaristan ve İtalya. Sadrazam Sait Halim Paşa ve Almanya büyükelçisi bir anlaşma imzalarlar. Enver Paşa Alman askerine güveniyor, Rusya’yı artık bir tehdit olarak görmüyordu. Almanların ısrarı üzerine 20 yaşından 35 yaşına herkes askere çağrılır. Ordu hazır değildir, Enver Paşa bunu biliyordur. Ancak emri vermiştir. Müsait olunduğu vakit Rus filosuna hücum edilecektir. Fakat Almanlar için müsait zamanı beklemek zaman kaybıydı ve bombalama emri vermişlerdi bile. İşte şimdi, Osmanlı Devleti’nin ölüm yolculuğu başlamıştır.
Hazır olmadan girilen savaşın sonuçları fiyaskoydu. Rus donanması bir kayba uğramamıştı ve hala Karadeniz’de üstün durumdaydı. Rus ordusu da karşılık vermişti. Ayrıca İngiltere de bu fırsatı kaçırmamış, İzmir Körfezi’nde iki gemiyi batırmıştı. Rusya’dan sonra İngiltere, Fransa ve Belçika da yazılı olarak Osmanlı’ya savaş ilan etmişlerdir. Mustafa Kemal, Osmanlı’nın bu savaştan çıkamayacağını düşünüyordur. Enver Paşa’ya bir mektup yazar ve orduda bir görev ister. Ancak Enver Paşa ve Mustafa Kemal çok farklı düşüncelerdedirler. Türk ordusu her ne kadar yetersiz olsa da Rusları bir miktar sarsmayı başarmıştı. Cihat ilan edilmiş, bütün Müslümanlar harekete geçecek sanılmıştı. Ancak beklentiler boşa çıkmıştı.
Çarıklı, eldivensiz, atkısız, Türk askeri Sarıkamış’a doğru yola çıkmıştı. Soğuktan delirenler oluyor, askerler donuyordu. Ruslar paniklemişti. Oysa yola 75.000 kişi çıkan ordu donarak can vererek yalnızca birkaç bin kişi kalmıştı. Bir avuç kahraman Sarıkamış’a girmeyi başarmıştı. Ama onlar da sokaklarda dövüşerek can vermiş ve Sarıkamış hareketi burada sona ermişti. Bu facia gizli tutulacak, kesinlikle yazılmayacaktı. Şükür ki başaramadılar ve bugün her birimiz Sarıkamış’ta can veren askerlerimizden haberdarız.
19 Şubat 1915’te Çanakkale Savaşı başlamıştır. Türk askerinin sınırsız mermisi yoktu, güçlü silahları yoktu. En önemlisi de düşman sayıca fazlaydı. Türklerin kaybedeceği çok açıktı, en azından düşman için bu böyleydi. Turgut Özakman, askerin tüyler ürperten bu mücadelesini saati saatine belgelere dayanarak bizlere aktarmış. Yalnızca savaşı değil, savaşın arkasındaki birçok vahim olaya da değinmiş. İngiliz askerine şehitlerini defnedebilmeleri için defalarca ateşkes ilan eden Türk askeri, bunun karşılığını bulamamıştır örneğin. Şehitlerini defnetme talebi İngilizler tarafından reddedilmiş, bununla da kalmamış ağır yaralı olan ve şehit düşmüş askerlerimiz gaz dökülerek yakılmıştır. Türk askeri yaralı düşmanı kendi birliğine teslim edecek, can çekişen askere zarar vermeyecek kadar onurlu savaşmıştır. Yaralandığı halde savaşmaya devam eden askerlerimiz savaşamayacak duruma geldiklerinde komutanlarından özür dilemiştir. Türk askeri cinayet ve savaş kavramlarını iyi ayırt etmiştir. “İnsan olmadan kahraman olunmaz.” diyerek, haydut değil savaşçı olarak bu savaşı kazanmıştır.
Yalnızca erkekler değil, kadınlarımız da milli mücadeleye dahil olmuştur. Toplumun bir kısmının kadınların evden çıkıyor, peçelerini açıyor oluşuna verdiği tepkilere rağmen, kadınlarımız hemşirelik okullarında eğitim görmüş ve yaralı askerlerimize yardım etmişlerdir. Ve nihayetinde aldığımız onca yaraya, verdiğimiz onca şehidimize rağmen düşman sessizce çekilmiş, Çanakkale geçilememiştir.
DEĞERLENDİRME:
Sayfaları çevirirken bu kadar zorlandığım bir kitap, inanın hatırlamıyorum. Fakat bunun sebebi kitabın ilgimi çekmiyor oluşu veya dilinin ağır olması kesinlikle değildi. Okuduklarım canımı o kadar acıttı ki tekrar tekrar aynı cümleleri okuyup doğru anlayıp anlamadığımı kontrol ettim. Yalnızca önsözü okurken bile bu kitap için geç kaldığımı hissetmiştim. Her Türk gencinin, özellikle de kadınlarımızın büyük bir dikkatle okuması gerektiğini düşündüğüm bir kitap Diriliş. Kadının var olmaya başladığı, evlerinden dışarı çıktığı zamanlar ve bunu yaparken karşılaştıkları engeller çok derin bir şekilde anlatılmış. Anlatılanların kaynakları eksiksiz bir şekilde belirtilmiş ve açıklayıcı notlar eklenmiş. Kitabın sonunda büyük bir harita yer almakta ve iç sayfalarda konuyla ilgili daha detaylı haritalar da mevcut. Çanakkale Savaşı hüznüyle, vahşetiyle, mücadelesiyle an be an anlatılmış. Tarihsel olayları okumakta zorlanan okuyucuların bile keyifle, sıkılmadan okuyabileceğini düşünüyorum. Tarihsel gerçekler, oldukça sade bir dille, sürükleyici bir akış içinde aktarılmış. Yalnızca bizim gözümüzden değil, düşmanın gözünden de olayların gidişatını okuyabildiğimiz, perde arkasında kalmış birçok olaya değinilmiş. Özet içerisinde tamamına değinemeyeceğim kadar fazla mühim olay var. Türkiye Üçlemesinin ilk kitabı olan “Diriliş” için daha fazla geç kalmayın. Bu kitapta altını çizeceğiniz ve tekrar tekrar okumanız gereken çok fazla cümle var.
Yazan: Ceren Kurban
Diriliş Çanakkale 1915 Soruları ve Cevapları
Diriliş Çanakkale 1915 kimin eseri?
Turgut Özakman
Diriliş Çanakkale 1915 türü nedir?
Yerli Romanlar, Tarihi
Diriliş Çanakkale 1915 kaç sayfa?
688
Diriliş Çanakkale 1915 Yorumları
çok babacan bir adamdı yazdığı kitaplar tarihi sevdirdi çanakkale 1915 de harika kitaplarından biri allah rahmet eğlesin
22-10-2021 21:05
yakın türkiye tarihini turgut hocam kadar güzel anlatan yok çanakkale zaferini çok güzel anlatmış
31-07-2022 22:36
çanakkale ile ilgili kitapların başında gelir keşke bunun söyle güzel bir filmini yapsalar