Deniz, Londra’da yaşıyordur. Kısa bir yaz tatili için İstanbul’a amcası ve yengesinin yanına gelir. Amcası Necati Bey, Deniz için bir gezi programı yapar. Deniz’in ilk gitmek istediği yer Çanakkale’dir. İngiliz arkadaşları Çanakkale Savaşı’nı farklı anlatıyordur. Deniz ise yeterli bilgiye sahip olup onlarla bu konuyu tartışmak istiyordur. Çünkü bu savaşın Türkler için çok önemli olduğunun farkındadır. Yola çıkmadan önce amcası Necati, Deniz’e bilgi vermeye başlar. İlk olarak Balkan Savaşı hakkında bilgiler verir. Balkan Savaşı sonrasında ordu yenilenmişti. Siyasi gruplara bölünen ordu eğitimlerle disiplinli bir ordu haline getirilmişti.
Amcası, Deniz'e Çanakkale Boğazı'nın en dar yeri olan, İngilizlerin Geçit dedikleri Kilitbahir'i gösterir. Ardından Saros Körfezi'ni gösterir. İngilizler buraya çıkarma yapacak gibi davranıp Çanakkale ordusunun komutanını aldatmışlardır. Ardından Seddülbahir, Arıburnu ve Anafartalar'ı gösterir. Buralar kara savaşlarının genel olarak yapıldığı yerlerdir.
Çanakkale Zaferi’nin en önemli başrollerinden biri Nusrat mayın gemisidir. Bu gemi 26 mayın yüklenerek tehlikeli bir sefere hazırlanır. 8 Mart 1915’te, Cevat Paşa’nın emriyle en düşük motor sesiyle Çanakkale’den ayrılır. İngiliz gemilerinin denetime ara verdiği bir an fırsat bilinerek bütün mayınlar besmelelerle dökülür ve göre olaysız olarak yerine getirilir.
18 Mart’ta deniz savaşı başlar. Mermiler düşman gemilerine yetişmemektedir. Atım mesafeleri kısa kalmaktadır. Elimizdeki iki ağır, uzun yollu top için de taşıyacak dar demiryolları ve vagonlar tahrip olmuştur. İşte tam burada tarih sayfalarına adını yazdıran kahraman Seyit Onbaşı ortaya çıkar. 275 kiloluk mermiyi taşıyacaktır Seyit Onbaşı. Yapamazsın diyen kimseyi dinlemez. Komutan büyük topun başında öfkesinden ağlarken o eli kolu bağlı bekleyemiyordur. Besmelelerle 275 kiloluk mermi Seyit’in sırtına bindirilir. Merminin ağırlığından burnu kanıyor, kemiklerinin çatırdadığını hissediyordu Seyit. Ama durmayacaktı. Bu şekilde üç mermi sırtladı Seyit Onbaşı ve Fransızların Bouvet zırhlısı su kesiminden vuruldu. Geri çekilmeye hazırlanan zırhlı Nusrat’ın döktüğü mayınlardan birisine çarptı ve kızıl dumanlar yükselmeye başladı. Gemideki denizciler birer birer denize döküldü. Türk askeri onuruyla temiz bir savaş verdiğini bir kez daha gösterdi ve ateş etmeyi kesti. Denizcileri kurtarabilsinler diye... Ancak buna zaman kalmadı çünkü gemi hızla battı. Savaş akşama kadar sürdü ve sonunda zafer haberi her yere yayıldı. Çanakkale geçilemedi! İngilizlerin “Hasta Adam” lakabını takıp küçük gördüğü Türkler galip geldi. Akşam verilen zafer yemeğinde Seyit de artık Onbaşı rütbesini alır.
25 Nisan’da Arıburnu’nda, Seddülbahir’de savaş devam eder. Mustafa Kemal’in tarih sahnesine çıkışı da burada olur. Meşhur “Cephaneniz yoksa süngünüz var.” emrini de burada verir. Bu sırada kadınlar da savaşa destek vermek için yaralı askerleri tedavi etmek için yola düşerler. Savaş topyekün verilmektedir.
Türk askeri bu savaşta yalnızca savaşmadı, Tüm dünyaya insanlık dersi de verdi. Acı içinde kıvranarak yardım isteyen bir anzak askerini ateş edip öldürmek yerine karşı sipere, arkadaşlarının yanına taşıyacak kadar onurlu bir savaş verdi Türk askeri.
Savaş devam ederken Conkbayırı’nda bir şarapnel parçası Mustafa Kemal’in göğsüne çarptı. Neyse ki yaralanmamıştı, şarapnel cebindeki saate çarpmıştı. Yanındaki Nuri Bey bunu görünce rahatladı. Allah, Mustafa Kemal’i millete bağışlamıştı. Düşman birliği yavaş yavaş geri çekildi ve kuşatma tehlikesi de sona erdi. İkinci Anafartalar Zaferi ile birlikte İngiliz kolordusu kesin olarak mağlup oldu. Mustafa Kemal de Kolordu Komutanı görevine getirildi.
Turgut Özakman bu eseri, ortaöğretim öğrencileri ve Çanakkale Savaşı tarihini kısa ve doğru bir şekilde öğrenmek isteyenler için Diriliş Çanakkale 1915 kitabının kısaltılmış biçimi olarak ifade ediyor. Diriliş eseri kıymetli belgelere dayanılarak yazılmış, savaşın ruhunu size her anlamda yansıtan bir kitap. İlk olarak Çanakkale Geçilmez eserini okumak, Diriliş için güzel bir zemin hazırlayacaktır.