Bastian Balthasar Bux yağmurlu bir günde girdiği sahafın sahibinin okumak üzere olduğu kitabı görür ve bu değişik kitap çok ilgisini çeker. Bir anlık istekle kitabı alıp dükkandan kaçar. Epey önemli ve pahalıya benzeyen bu kitabı çalmış olduğu için artık kimsenin yüzüne bakamayacağına karar verir ve saklanacak bir yer arar. Yıllar önce annesi öldüğünden beri onunla hiç ilgilenmeyen babasıyla yaşadığı eve gitmeyi istemez. Böylece okulunun çatı katına saklanır ve Bitmeyecek Öykü'yü okumaya başlar.
Fantazya, içinde binlerce türde varlığın yaşadığı esrarengiz bir dünyadır ve bu dünyayı hiçlik sarmaya başlamıştır. Hiçlik rastgele birçok bölgede baş göstermiştir. Bulunduğu alanda canlı, cansız her şey yok olmaktadır. Kendi bölgelerinin tamamıyla yok olmasından korkan liderler Çocuk İmparatoriçe'nin bulunduğu Fildişi Kule'sine ulaklar gönderir ve imparatoriçeden yardım isterler.
Çocuk İmparatoriçe çok hastadır ve hiçbir doktor onu iyileştirememiştir. İyileştirmek bir köşede dursun, hastalığının ne olduğunu bile anlayamamışlardır. İmparatoriçe dermanını kimin bulabileceğini bilir. Bu kişi Gümüş Dağlar'ın arkasındaki Ot Denizi'ndeki yeşilderililer familyasından olan Atreju'dur. Atreju'dan bir serüvene atılması ve Çocuk İmparatoriçe'yi kurtaracak çözümü bulması istenir. Nereden başlayacağı ve neyi bulması gerektiğini bilmeyen Atreju yine de bu serüvene atılıp Çocuk İmparatoriçe'yi kurtarmayı istemektedir. İmparatoriçe'nin onun gibi sıradan bir Fantazyalıyı neden kurtarıcı olarak seçtiği ise tam bir sırdır. Çocuk İmparatoriçe Atreju'ya eşsiz güçleri olan Auryn'i verir ve onu bu serüvende kullanmasını ister. Parıltı olarak da bilinen Auryn isimli mücevher, taşıyan kişiye güç, sebat, şans, dokunulmazlık vermekte ve taşıyanın dileklerini gerçekleştirmektedir.
Yola çıkan Atreju Koca Kabuk Dağ'ına ulaşır ve orada Kadim Morla'dan yolunu belirleyecek bir şey öğrenir. Çocuk İmparatoriçe ancak yeni bir isim alırsa iyileşecektir. Kadim Morla'dan edindiği bu bilgiyle kafası karışan Atreju, İmparatoriçe'ye kimin isim verebileceğini sorar ve Morla ona çok da emin olmamakla birlikte Güney kehanet'teki Uyulala'nın bu sorunun cevabını bilebileceğini söyler.
Uyulala'yı bulmak üzere Güney Kehanet'e doğru yola çıkan Atreju'nun yolu Ölü Dağlar'a düşer ve orada Ygramul Çoklar adı verilen örümceğin bir ördüğü ağda bir esiri olduğunu görür ve ona yardım etmeye çalışır. Örümceğin esiri, neşesi, eşsiz güzellikteki karakteri ve uğuruyla bilinen Uğur Ejderhası'dır ve durumu epey kötü görünmektedir. Atreju ejderhayı kurtarmayı ister ama Ygramul Çoklar ejderhayı bırakmaya bir türlü yanaşmaz. Çaresiz kalan Atreju ejderhayı kurtarmaya çabalamaktan -her ne kadar istemese de- vazgeçer ve örümcekten Güney Kehanet'e nasıl gidebileceğini öğrenmeye çalışır. Ygramul Çoklar Güney Kehanet'in çok uzak olduğunu ve ne kadar hızlı gitmeye çabalasa da günlerce hatta belki de aylarca oraya varamayacağını anlatır ancak hızlıca Güney Kehanet'e gitmenin bir yolu vardır. Ygramul Çoklar tarafından sokulan her yaratık -hiç kimse bunu bilmese de- istediği yere ışınlanabilmektedir. Bu gizli bilgi üzerine Atreju, Ygramul Çoklar'ın kendisini sokmasına izin verir ancak bu ısırık sonucunda en fazla bir saat sonra öleceği gerçeği işi zorlaştırmaktadır.
Gözlerini açtığında hala Güney Kehanet'te olmadığını gören Atreju kandırıldığını düşündüğü sırada birisi ona seslenir. Bu örümcek ağındaki esir Uğur Ejderha'sıdır. Ygramul Çoklar'ın bilinmeyen sırrını duyan ejderha da ışınlanmıştır. Atreju sayesinde kurtulmuş olan Fuchur bundan sonra Atreju'nun en yakın dostu olacaktır. Fuchur'un üstün hızlı uçma yeteneği sayesinde Güney Kehanet'e doğru yola çıkan ikili yolda iki münzevi doktor tarafından tedavi edilip örümceğin zehrinden kurtulurlar. İkiliyi kurtaran doktor Engywuck, ikilinin yolculuklarının sebebini öğrenince onlara Uyulala'ya giden ve kesin olmayan yolu gösterir.
Kara Kule'ye giden ikili sfenkslerle karşılaşırlar. Sfenksler sebebi bilinmese de bazen varlıkların içeri girmesine izin vermektedir. Eğer izin vermezlerse geçmeye çalışanlar oracıkta taşlaşmaktadır. Atreju bu ihtimali göze alır ve kuleye giren yola kendini atar. Sfenksleri geçtikten sonra da Sihirli Ayna'nın geçilmesi gerekmektedir. Ayna varlıklara korkunç şeyler göstererek onların ilerlemesini engellemeye çalışmaktadır ancak Atreju sadece bir kitap başında oturan şişman bir çocuk görür ve geçip gider. Bastian aynada gördüğü çocuğun kendisi olduğunu düşünür ama buna ihtimal vermez. Üçüncü ve sol engel, üzerinde hiçbir kapı kolu bulunmayan kapıdır. Kişi eğer tüm isteklerini unutursa kapı açılmaktadır. Atreju bunu da başarır ve kapı açılır.
Uyulala'dan cevabı alan Atreju artık neye ulaşması gerektiğini bilmektedir. İmparatoriçe'ye yalnızca ölümlüler dünyasındaki bir insan isim verebilmektedir. Bu bilgiyi İmparatoriçe'ye götürmek Atreju'ya yeterli gelmez ve o insanı da bulmak üzere yola çıkar.
Yolda Kurt Adam Gmork ile karşılaşır ve onun iki dünya arasında gidip gelebildiğini öğrenir. İnsanların dünyasına Fantazyalı varlıkların gidemeyeceği, insanların dünyasında yalan arttıkça insanların da Fantazya'ya gelemeyeceğini söyleyen Gmork, Atreju'nun ölümlülerin dünyasına giderse iki dünyada da bir hiç olacağını söyler. Çaresi kalmayan Atreju Fildişi Kule'ye dönüp Çocuk İmparatoriçe'ye haberi verir. Atreju bu haberi vermek üzere odaya girdiği anda Çocuk İmparatoriçe Bastian'a görünür olur, Bastian da İmparatoriçe'ye. Gördüğü şeyin hayal olduğunu düşünen Bastian ufak çaplı bir şok geçirir.
Çocuk İmparatoriçe artık yola kendisinin devam etmesi gerekmektedir. Gezgin Dağın İhtiyarı'na gider. İhtiyar Bastian ile başlayıp Atreju ile devam eden serüveni anlatır ve bu öykü Bastian Fantazya'ya gelmeye karar verene kadar tekrar tekrar devam edecektir. Artık kendisinden bahsedildiğinden kesin olarak emin olan Bastian, Fantazya'ya nasıl geleceğini bilmemekte ve bir yol aramaktadır. Çocuk İmparatoriçe'ye verdiği yeni adı haykıran Bastian Fantazya'ya ayak basar ve İmparatoriçe'ye adını verir. Ayçocuk... Yeni adını almış olan İmparatoriçe, Auryn'i Bastian'a verir ve ona Fantazya'dan çıkmanın yolunu kendisinin bulması gerektiğini söyler. Auryn insanların tüm dileklerini gerçekleştirmektedir. Auryn'i alan ve İmparatoriçe'yi kurtarma görevini tamamlamış olan Bastian kendi serüveni için yola çıkar.
Çıktığı yolda Perelin adını verdiği ormanı yaratır bir dileğiyle ancak bu ona yetmez ve bir dilek daha diler. O da çöldür. Gündüz çöl, gece de ormana dönüşen bir bölge yaratılır istekleri üzerine. Çölün kralı Graögramon ile tanışan Bastian onunla arkadaş olur ve aslan Bastian'a Sıkanda adı verilen Fantazya'daki tüm yaratıkları yok edebilecek güçteki kılıcı hediye eder ancak kılıcı kınından zorla çıkarmaması gerektiğini, eğer bunu denerse Fantazya'ya büyük tehlike getireceğini söyler. Artık yoluna devam etmek isteyen Bastian oradan ayrılır ve yol onu Amarganth Kenti'ne sürükler. Burada bir şenlik yapıldığını ve şenliğin amacının seçilecek en güçlü kahramanın büyük kurtarıcı Bastian Bulthasar Bux'ı bulmak üzere yola çıkacağını öğrenir. Adını vermeyen Bastian bu şenliklerde Atreju'ya ulaşır. Artık Atreju ile arkadaş olan Bastian, o eskiden şişman olan çocuk değildir. Auryn ile tüm dilekleri gerçekleşmiş, yakışıklı, güçlü ve cesaretli birine dönüşmüştür. Bu nedenle de Atreju onu ilk gördüğünde tanıyamamıştır.
Atreju'yu bulan Bastian ölümlüler dünyasına dönmek için Atreju ile yola çıkar. Yolda Atreju, Auryn'in Bastian'ın her dileği karşılığında ondan bir şey aldığını görür. Bunun farkına varamamış olan Bastian her dileğiyle birlikte hayatındaki anıları unutmaktadır. Arkadaşını bundan kurtarmak isteyen Atreju durumu Bastian'a açıklar ancak artık gücün kölesi olmaya başlamış olan Bastian bunu dikkate almaz. Bastian arkadaşı Atreju'nun kendisine saygı duymadığını düşünecek kadar kibirli hale gelir. Tılsımı taşıdığı için Bastian'ın güçlü olduğunu düşündüğüne kendini inandırmıştır ve Atreju'ya bunun doğru olmadığını göstermeye niyetlenir. Atreju'ya öyküler yaratabildiğini ve bunu tılsımsız yaptığını gösterir. Yarattığı öyküler daha önceden var mıdır yoksa o anlattıkça mı gerçekleşir ayrımını yapamayan Bastian'ın bu namı da diyarlar boyu duyulur.
Yolda yeni varlıklar gelip kendileri için Bastian'dan öyküler istediklerini söylerler ancak Bastian'ın şu an için kendi dünyasına giden yolu bulması gerekmektedir. Bu sorunu çözdükten sonra onlara kendi öykülerini anlatacağı sözünü verir ve böylece attıkları her adımda birileri onlara dahil olur ve giderek kalabalıklaşan bir grup halinde ilerlemeye devam ederler.
Bastian ve ekibi Gören El'in bulunduğu, kötü büyücü Xayide'nin yaşadığı bölgeye sürüklenmektedirler. Xayide ekibin bölgeye girmesini engeller ve Bastian yaptığı saldırıyla Xayide'nin kendisinin önünde eğilmesini sağlar ancak Xayide aslında teslim olmamış, başka haince bir planını uygulamaya geçirmiştir. Kötü büyücü gidilen yolda Bastian'ın yanında yerini alır ve onun aklını çeşitli kuşkularla doldurur. Öncelikle Atreju'nun Bastian'ı kıskandığı ve tılsımı ondan alacağı fikrini sokar Bastian'ın aklına ve Atreju ile Fuchur'un Bastian tarafından kovulmasını sağlar. Sonra da İmparatoriçe'nin yerine geçmesi gerektiği fikrini sokar Bastian'ın aklına. İnsan dünyası ile ilgili anılarının çoğu silinmiş olan Bastian, Ayçocuk'un yerine geçmek üzere yola çıkar ancak Fildişi Kule'ye giremez. Bu sırada Ayçocuk'un da orada olmadığı haberini alır. Aslında İmparatoriçe kimseye ikinci kez görünmediği için kulede değildir.
Kibir ve hırstan gözleri kör olmuş, Xayide'nin aklına soktuğu kuşkularla arkadaşlarından olmuş olan Bastian, Atreju ve ona yandaş olanların üstlerine doğru son hızda geldiğini öğrenir ve kendini savaşa hazırlar. Atreju ile karşı karşıya kaldığında da Sıkanda Kılıcını kınından zorla çıkarma ve Atreju'yu yaralama gafletinde bulunur. Aslında Atreju arkadaşını Auryn'den uzaklaştırarak onun her dilekle birlikte anılarını kaybetmesini engellemek niyetindedir ancak Bastian bunu ancak yaptığı onca hatadan sonra anlar.
Herkese sırtını dönen Bastian kendi yoluna gider ve her dileğiyle birlikte asıl amacını da unutur. Yolda öğrendiği en acı gerçek ise, dilek hakkının son bulmak üzere olduğu ve son dileğiyle birlikte kendi adını da unutup bir hiçe dönüşeceğidir. Bir hiçe dönüştüğünde ise aynı kendisi gibi hırsla yola çıkan onca dünyalının sonsuz ömürlerini bilinçsizce yaşayacağı Eski İmparatorlar Kenti'ne bir daha çıkmamak üzere gireceğini öğrenir. O kente hapsolmayı istememektedir. Böylece yine yollara düşer ve Resim Madeni'ne ulaşır. Eğer buradaki resimlerden birini hatırlayabilirse Hayat Suyu'na gidebilecektir ancak tüm anıları silinmiş olan Bastian'a hiçbir resim tanıdık gelmez. Böylece madenci ile madene inip tanıyabileceği bir resmin çıkmasını bekler. Bir gün madenden çıkan bir resme tutunur. Dişçi olan bir adamın resmidir bu. Aslında babasıdır ama anıları yitip gitmiş olan Bastian onu tanımaz. Sadece o sevgiye tutunur. Sevilme ihtiyacını bu adamın karşılayacağına inanmaktadır. Bulduğu resim sayesinde son durağı olacak olan Hayat Suyu'na ulaşabilir ancak yolda resim paramparça olmuştur. Artık adını da hatırlamayan Bastian ancak ismini söylerse Hayat suyu'ndan içebilecek ve dünyasına dönebilecektir ancak adını hatırlayamaz. Yardımına dostları Atreju ve Fuchur yetişir ve böylece Hayat Suyu'ndan içen Bastian babasının yanına, kendi dünyasına döner.
Günlerdir oğlundan haber alamayan adam, oğlunun dönmesiyle mutluluktan ölür. Bastian başından geçen her şeyi babasına anlatır ve o dönüşten sonra baba oğulun arası tamamen değişmiş olur. Artık sevgileri daha güçlüdür. Bastian görevinin hala bitmediğine inanmaktadır. Son görevini gerçekleştirmek üzere kitabı bulmak üzere okula koşar ancak kitabı bulamaz. Sahaf'a gidip olanları anlatır ve Sahaf Bay Koreander'in de Fantazya'ya gidip de dönenlerden olduğunu öğrenir. Koreander Bastian ile bir sır paylaşır. O da, İmparatoriçe'ye her seferinde farklı isimler vererek onu tekrar tekrar görmenin ve Fantazya'ya gitmenin mümkün olduğudur. Yaşlı adam Bastian'a baktığında onun bu öyküyü herkese anlatarak Fantazya'nın varlığını sürdürmesine katkıda bulacağını anlar.
Bitmeyecek Öykü, 7'den 70'e herkesin okuyup da tat alabileceği harika bir kitap. Ustaca işlenmiş harika bir eser. Ben çok severek okudum ancak tek sorun varlıkların çok olması ve değişik biçimlerde olması. Bu çeşitlilik bazen kafa karıştırabiliyor. O noktada da bölüm başlarındaki çizimler yardımcı oluyor insana. Karakterlerin çoğu orada yer alıyor ve oldukça güzel resmedilmişler. Hayal dünyanızı her daim canlı tutacak, okumaktan zevk alacağınız efsane bir öykü. İçinde kaybolacağınız bu öyküde size keyifli okumalar dilerim.
Yazan: Ebru S. Bektaş
Bitmeyecek Öykü Soruları ve Cevapları
Bitmeyecek Öykü kimin eseri?
Michael Ende
Bitmeyecek Öykü türü nedir?
Yabancı Romanlar, Bilim Kurgu, Fantastik
Bitmeyecek Öykü kaç sayfa?
512
Bitmeyecek Öykü Yorumları
bu kitabı herkes okumalı herkes
23-11-2019 19:20
çok güzeldi herkese tavsiye ederim
27-11-2019 22:11
kesinlikle dünyanın en harika kitabı bayıldım ❤
18-06-2020 00:47
bitmeyecek öykü ne anlatıyor
14-06-2022 21:39
harika bir eser michael ende yazmış kötüsü olmazdı