Kısa öyküleri türünün en önemli isimlerimden olan Anton Çehov, Altıncı Koğuş kitabında akıl hastanesindeki bir hasta ve doktor arasındaki çekişmeleri anlatıyor. Oldukça kısa bir kitap olmakla birlikte sindirerek okunması gereken bir derinliğe sahip.
Kitapta küçük bir kasaba hastanesinin doktoru ve hastanenin altıncı koğuşunda kalan akıl hastaları anlatılıyor. Kitapta insan yaradılışı ile ilgili birçok mesaj görebilirsiniz. Bu yaratılışın tartışıldığı kısımdan bir alıntı şöyledir; “İnsan niçin ebedî değildir? diye düşünür. Bütün bu dimağ merkezlerine, dimağın bu girinti çıkıntılarına ne lüzum var? Bütün bunların toprağa kaybolması ve eninde sonunda arzın kabuğu ile beraber soğuyarak, nihayet milyonlarca yıl, manasız ve hedefsiz bir surette dünya ile beraber güneşin etrafında devretmesi mukadder olduktan sonra görme, konuşma, hissetme, deha neye yarar? “ Buna benzer sonsuzluk ve varoluş ile ilgili birçok mesaj içeren kitabı okurken ister istemez kendinizi konuyu derin derin düşünürken buluyorsunuz.
Altıncı koğuşta hasta olarak kalan İvan Dmitriç aslında eğitimli ve bilgili bir hastadır. Doktor Andrey Yefimıç da bunun farkındadır. İkili arasında birçok konu üzerinden oldukça derin sohbetler gerçekleşir. Felsefi, siyasi ve toplumsal konulardan bahseden doktor ve İvan sık sık konular karşısında karşı karşıya gelmektedir. Siyaset konuşurken İvan Dmitriç genellikle toplumun bastırıldığını ve otoritelerden korktukları için seslerini çıkarmadıklarını savunurken doktor Andrey ise zıttı yönde konuşmalar yapmaktadır. Bu konuşmaları okurken siz de kendinizi bu tartışmaların içinde buluyorsunuz. Kafanızda kendi doğrularınızı tartıyoruz ve edindiğiniz bilgiler ile yeni yerlerine oturtmaya başlıyorsunuz.
İvan aslında oldukça sert ve ters bir karakter olduğu için kimse onunla kolay kolay iletişim kuramamaktadır. Fakat Doktor Andrey kendisi ile sohbet etmekten oldukça keyif almakta ve fırsat buldukça yanına gelmektedir. Bu yanına gelmeleri İvan’ı rahatsız etse de sohbete başladıktan sonra o da çok fazla takılmamaya başlar.
Kitapta insanların birbirleri üzerinde kurmaya çalıştıkları baskılar ve sistemler de işlenmiştir. Hatta Ivan bunun içi şöyle bir konuşma yapar; “Evet, hastayım. Ancak siz de biliyorsunuz ki onlarca, hatta yüzlerce deli özgürce dışarıda dolaşıyor, çünkü cehaletiniz yüzünden onları sağlıklı olanlardan ayırt edemiyorsunuz. Neden ben ve bu zavallı insanlar, dışarıda dolaşanların yerine burada günah keçisi gibi oturmak zorunda? Siz, sağlık memuru, idare amiri ve bütün hastane güruhunuz; ahlaki bakımdan hepimizden ölçülemeyecek derecede aşağı konuşmasının. Neden burada siz değil de biziz? Mantık bunun neresinde?” Bu konuşmasından da anladığımız üzere insanların birbirleri üzerinde yetki sahibi olması da kitapta eleştirilen konulardan biri oluyor aslında.
Anton Çehov’un dili çok ağır olmamak ile birlikte kitaplarını ve öykülerini anlamanız, sindirmeniz için kafa yormanız gerekmektedir. Genel olarak öykülerinde belirli mesajlar ileten yazar bu kitabında da birçok toplumsal ve felsefi mesaj gönderiyor. Kitabın içindeki tasvir ve betimlemeler o kadar kuvvetli ki her bir kareyi gözünüzde canlandırabiliyorsunuz. Betimlemeleri birleştirip kendinizi verdiğinizde adeta altıncı koğuşun içinde biriymişsiniz gibi hissetmeye başlıyorsunuz. Bu da bu kitabın en sevdiğim özelliklerinden biri oldu. Karakterleri benimsemek oldukça kolay, çünkü çok açık ve net anlatılmışlar. Genel kişisel özelliklerini rahatlıkla öğrenebiliyoruz ve zaman içinde birbirleri ile yaptıkları sohbetlerde de düşünce yapılarını çözebiliyoruz.
Hem tiyatro hem de hikaye yazarlığında usta bir isim olan Anton Çehov’un bu eseri de her kitaplıkta yer alması gerekenler arasındadır. Edebiyat ve felsefenin mükemmel uyumunu merak edenlere bu kitabı mutlaka tavsiye ediyorum, keyifli okumalar.
Yazan: Pınar Şimşek
Altıncı Koğuş Soruları ve Cevapları
Altıncı Koğuş kimin eseri?
Anton Çehov
Altıncı Koğuş türü nedir?
Yabancı Romanlar
Altıncı Koğuş kaç sayfa?
68
Altıncı Koğuş Yorumları
kitabın puanı burada neden bu kadar düşük çok güzel bir eser
01-11-2018 19:01
kitaptaki karakterler hakkında daha fazla detay yazabilir misiniz özette olay örgüsünü de göremedim
02-06-2019 15:57
çehov’un okuduğum ilk kitabıydı. kitaplığımda bulunan en sarsıcı kitaplardan birisi. kendine çok güvenmeyi, gelecek kaygısı duymayı, ve empati kurmayı içselleştirerek bize anlatan bir kitap. bir taşra kasabasındaki akıl hastanesinde hasta bir adamla doktoru arasındaki ‘felsefi’ diyalogla başlayan bir dostluk ve garip bir son. kesinlikle felsefe kelimesi sizi korkutmasın, kısa ve çarpıcı bir öykü. tavsiye edilir!