Hava Parası

Hava Parası
Kitabın Yazarı:Memduh Şevket Esendal Kitap Türü:Öykü/Hikaye Yayınevi:Bilgi Yayınevi Yayınlandığı Yıl:1984 Sayfa Sayısı:224 ISBN:9789754946574 Kitap Puanı:7.8 / 10 | Yorum: 5

Fiyat Listesi / Satın Al

YazarOkur:bedava al KitapYurdu:48,95 TL D&R:56,25 TL e-kitap,pdf,epub: *

7.8
Berbat Sıkıcı Ehh işte Güzel Harika
Güzel
Giriş Yap Üye Ol

Hava Parası - Memduh Şevket Esendal

Kitap Türü:Öykü/Hikaye

Puan Tablosu

Arka Kapak Bilgisi

Hava Parası Özet

Bu hikâye kitabı, içerisinde toplam 25 hikâye barındırır. Kitaba adını veren “Hava Parası” adlı hikâye, bir sayfa uzunluğunda, oldukça kısa bir hikâyedir. Yazar bu hikâyede boşalan bir eve kiracı girmek isteyen bir ailenin, aracıya verdiği hava parasını ve bu paranın yol açtığı dedikoduları konu edinmiştir.

“Kendini Denize At” adlı hikâye, öksüz kalmış, zamanında annesi çamaşırcılık yapmış olan Hayri’nin öyküsüdür. Mahalleli bu zavallı çocuğa acımışlar, onu bir yatılı okula vermişlerdir. Hayri, haftada bir gün yaşlı bir aileye misafir gelmektedir. O ne zaman misafir gelse ihtiyar kadın Hayri’ye “Aman oğlum, sakın okuldan şikayet getirme. Öyle bir şey olursa da kendini denize at, daha iyi.” Der. Bunu o kadar abartır ki en sonunda Hayri, denizi kendine mezar olarak görmeye başlar. Bir gün okulun yemekhanesinde isyan çıkar. Hayri de isyana katılır. Ne yazık ki okul yönetimi tarafından hiç suçu yokken elebaşı olarak kabul edilir ve bir saat içinde okuldan atılır. Bir görevli onu evine götürürken Hayri bir fırsatını bulup kendini vapurdan boğaza bırakır. Yolcular onu kurtulurlar. Yaşlı kadının karşısına çıkan çocuk ağlayarak “Ben kendimi denize attım, ama ölmedim. Beni kurtardılar.” der.

“Çamaşırcı Kadın”, kocası hapse atılan, böylece iki yavrusuna çamaşırcılık yaparak bakmaya çalışmak zorunda kalan zavalli bir kadının öyküsüdür. Kadının kocası, bir kavgada birini vurduğu gereçkesiyle içeri atılmıştır. Halbuki kadının kocası Sait, yalnızca bir isim benzerliği yüzünden suçlu bulunmuştur, ne var ki o suçlu değildir. Sait Bey suçsuz yere 15 yıl hapis cezası aldıktan bir müddet sonra, Bodrum zindanına götürülür ve orada vefat eder. Böylece çamaşırcı kadın büsbütün kocasız kalır. Şimdi genç yaşında dul kalmış bu kadın yaşlanmıştır. Elleri beyazlamış, vücudunda yıllarca çamaşır yıkamaktan yaralar oluşmuştur. Ölüm, bu kadın için bir kurtuluş, bir rahatlama anlamına gelmektedir.

“Ahmet Besim Efendi” adlı hikâye, bir mürekkepçinin ve cami hocasının oğlunun hikâyesidir. Bu zat, babasının isteği üzerine hafız olmuştur. İş hayatına girdiktan sonra kariyer basamaklarını bir bir çıkmıştır. Paşanın sevgisini kazanan Ahmet Besim Efendi, bir gün onun bir isteği ile karşı karşıya kalmıştır ki bu, bir dul kadınla evlenme meselesidir. Paşayı kıramayacağını anlayan ve onun teveccühünü kaybetmekten korkan Ahmet Besim Efendi, düğünden sonra hayli pişman olur; çünkü evlendiği kadın, aslında dul filan değildir, sadece paşanın gözdesidir. Üstelik hamiledir de… Kadın dokuz ay sonra bir kız doğurur. Daha sonra da bir erkek çocuk düşürür ve ölür. Ahmet Besim Efendi’nin bu evliliği, pek çok kez alay konusu olur. Bundan dolayı Ahmet Besim Efendi, ne karısını ne de kızını sevmiştir. Yalnızlık içinde yaşamış ve yalnızlık içinde ölmüştür.

“Çolak”, Çolak İbrahim hakkında bir hikâyedir. Çolak İbrahim bir han işletmektedir. Bu hanın çaycısı da, Rus ordusunda Osmanlılara karşı savaşmaya zorlanan bir Türk olan Yakup’tur. Yakup ordudan kaçmış ve Anadolu’da yaşamaya başlamıştır. Çevresindeki bazı müşteriler onunla dalga geçse de Çolak İbrahim Yakup’u daima korur. Sonuçta o, bir gariptir. Her ne kadar ailesini özlese de ordudan kaçmakla yargılanacağı için memleketine dönemez. Zaman, I. Dünya Savaşı’nın bittiği ve Milli Mücadele’nin başladığı yıllardır. Çolak İbrahim’in tek derdi işidir. O, pek çok cephede görev yapmış biri olarak düşmanı her defasında mağlup ettiklerini düşünür. Yine de düşmen, bir şekilde Osmanlı Devleti’nin karşısına dikilmiştir. Onlar düşmanı ne kadar yenerse yensinler düşman bitmeyecektir. Her kim olursa olsun düşman da Osmanlı’ya yenilmeye devam edecektir. O sıralarda bir paşanın adı duyulur. Bu paşa, adeta Anadolu’nun padişahı gibidir. Çolak İbrahim’in tek derdi ise, bu paşanın yönetiöinde olan Yeni Meclis’in hanı elinden alma ihtimalidir. O kara gün gelir, Çolak İbrahim’in hanı elinden alınır ve Milli Mücadele’nin hizmetinde kullanılır. Çolak İbrahim ise kasaplık yapmaya başlar. Hatta paşaya da birkaç defa hizmet eder. Çolak İbrahim’in yaşadığı yerin müftüsü Milli Mücadele taraftarıdır ve Çolak İbrahim de dahil olmak üzere pek çok kişiye Milli Mücadele lehine hizmet ettirir. Çolak İbrahim, meseleye her ne kadar vakıf olmasa da hizmet eder. Mustafa Kemal Paşa, güvenliğin olmadığı bir coğrafyaya güvenlik getirmiş, güçlü bir paşadır sonuçta. Nihayet savaşın kazanıldığı haberi gelir. Çolak İbrahim ise, sanki önemli bir şey olmammış gibi, adeti olduğu üzerine sandalyesine oturur ve sigarasını içer. O, her defasında bozguna uğrattığı gibi bu sefer de düşmanı bozguna uğratmıştır. Ancak, düşmanın tekrar karşılarına dikilmeyeceğinin bir garantisi yoktur. Çolak İbrahim, Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümüne dek düşmanın tekrar gelmeyeceğinden emin olamamıştır. Atatürk öldüğünde ise, onu bir kez olsun doya doya göremediği için çok üzülmüştür. Çünkü o, gerçek bir yiğittir, büyük bir insandır.

Çilli suratlı, sivri kafalı bir genç, çalıştığı dairedeki yüksek kademeli kişiler tarafından bir yarı Çerkez yarı Kürt kadınla nasıl evlendirildi ve bu adamların o kadınla ilişkileri hangi düzeydeydi? Arkadaşları tarafından kılıbık olarak anlaşılan Kerim Bey, bir gece içki meclisinde belediye reisi tarafından nasıl dolduruşa getirildi ve bunun sonucunda ne oldu? Bir taşra kasabasında yaşayan Mihrişah’ın, hoşlandığı erkek ile aralarında ne geçti? Hacı’nın oteli kısa zamanda nasıl Arap İsmail’in hanına döndü? Bu ve bunun gibi hikâyeler, kitapta okuyucusunu beklemektedir.

Genel olarak incelendiğinde Memduh Şevket Esendal’ın kısa hikâyeleri uzun hikâyelerine göre daha güzeldir; çünkü uzun hikâyelerde yazar gereksiz ayrıntılra girmekte ve konuyu oldukça dağıtmaktadır. Yazarın kullandığı dilde hiçbir zorlama olmayıp cümleler kısa ve açıktır. Kitaptaki hikâyeler uzun bir zaman dilimine ait olup bazısı daha önce çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlanmış, bazısı yayımlanmamıştır. Bazı hikâyeler de tamamlanmamıştır. Bu kitapta okuyucu, sıradan insanların sıradan hayatlarına, hislerine ve çıkmazlarına tanık olacaktır.

Editör: Murat ASLAN

Hava Parası Soruları ve Cevapları

Hava Parası kimin eseri?

Memduh Şevket Esendal

Hava Parası türü nedir?

Öykü/Hikaye

Hava Parası kaç sayfa?

224

Hava Parası Yorumları

okurken biraz sıkıldım pek akıcı değik konusu güzel ama sürükleyici olmayınca özellikle bu günlerde okuması zorlaşıyor

04-05-2020 13:49

kimin eseri ile tebrik ederim kitap okumayı sevmeyen bana bile okumayı sevdirdi çok beğendim

22-04-2022 21:05

memduh şevket esendalı mı tebrik ediyorsunuz gerçekten:)

23-04-2022 21:35

birinci dönem bundan sınav olmuştuk kimin eseri türü ana fikri bir de karakterleri sormuştu düşük almıştım o yüzden sevmem ama sınav olacaklara faydası olur

10-02-2023 21:57

hava parası söylemi bu kitaptan mı gelmiş yani

13-11-2023 22:44