Kendi Gecesinde

Kendi Gecesinde - İnci Aral

Puan Tablosu

YazarOkur'lar (7.1)	Editör (8.8)
Kitapevi (7.9)	Sosyal Medya

Arka Kapak Bilgisi

Kendi Gecesinde Özet

“KENDİ GECESİNDE” KENDİNİ ARAMAK...
“Dinle Kara; sana sahilimi, sahillerimi, hayaletlerimi anlatacağım. Bir Doğu şehrinin soğuk hastanesindeki gece nöbetlerini, dağ eteklerindeki pusulardan getirilen parçalanmış genç bedenleri, narin sevgilim Dilda'yı. Aşklarımı, aşksız kalmalarımı, bütün mahrem, muhteşem ya da sefil, yıkım ve umut dolu anlarımı ve zamanla nasıl kirlenip çürüyerek kötü birine dönüşmüş olduğumu...” anlatacağım der Hayali ya da Hayal Ali en sevdiği arkadaşı Karagöz'ün oğlu Kara'ya.

Türk roman ve öykü yazarı İnci Aral'ın son romanı “Kendi Gecesinde” kapağında okurlarını bu sözlerle karşılıyor. 1980'li zamanları zemine alan yazar, kahramanı Hayali'nin umutlarını, korkularını, aşklarını, mutluluk arayışını, cinselliğini ve yaşamı sorgulayışını usta bir dille anlatmış.

Hayali, ya da Hayal Ali... Annesi Hayal, babası Ali koymak ister. Sonunda Hayali olur. Tıpkı adı gibi, hayalleriyle yaşayan yalnız bir çocukluk, tüm hayatını ise duygusal ve incelikli bir kişiliğe bürünerek geçirir. Hayali eser kaçakçısı çok varlıklı bir babanın oğludur. Annesi Yurdanur ise tabiri caizse 'kenar dilberi' güzel bir kadındır. Tahmin edileceği gibi anne ve babasının arasında çok büyük yaş farkı vardır. Babası ilk eşinden boşanmadığı için Hayal Ali'nin annesi ile evlenmemiş ama beraber yaşamışlardır. Genç, güzel, fakir anne ve yaşlı ve zengin bir baba... Kazara bir hizmetçinin telefonda "Çocuk zaten piçmiş!" sözüyle bu kelimenin ne anlama geldiğin öğrenir, fakat hayatında bu kelimenin çok büyük bir tıkanma yaratacağını o zamanlar bilemez. Bir süre sonra anne ve babası arasındaki anlaşamama ve iletişim bozukluğu, bir de zemine 12 Eylül'ün gölgesi eklenince, içine kapanık ve geniş hayal dünyası olan yalnız bir çocuk olur Hayal Ali. Babasının sayesinde tanıştığı Karagöz ve Hacivat oyunlarından Kara karakterini kendine arkadaş edinir ve bütün dertlerini sıkıntılarını ona anlatır. Bir süre sonra annesinin başka bir adamla ilişki yaşadığı ortaya çıkar. Yurdanur ve kocası ayrılır. Hayal Ali artık annesiz büyüyen bir çocuk olur. O günden sonra annesini sadece iki defa görür ki en sonuncusu ölüm döşeğindedir. Ülkenin o buhranlı günlerinde, gençliğe doğru adım atmaya başlar. Tarihi eser kaçakçısı babası Sadık Sami Balkan'ın mesleğini devam ettirmeyecek kendi mesleğini yapacaktır. Fakat sonunda yine babasının işine bulaşmadan kurtulamaz ve babası gibi kendini 'kirli' hisseder. Sadık Sami Balkan'ın tüm itirazlarına rağmen tıp doktorluğu okur. Okul bitince Doğu'ya askerliğini yapması için 26 yaşında asteğmen olarak gönderilir. Zor dönemlerdir. Gerillalar karakolları basıyor, mayın döşüyor, yol kesip adam kaçırıyorlardır. Hayali ise bölüğün doktoru olarak görev yapmaya başlar. İşte o sıralar hayatında önemli yeri olan sevgilisi Dilda ile tanışır. Kız yeni mezun olmuş, stajını yapan bir avukattır. Zamanın zor şartları altında kimselere gözükmeden kapalı kapılar ardında aşklarını yaşarlar. Askerlik bitince bu aşk da biter ama Hayali'nin Dilda'ya çok büyük bir yardımı dokunur. Yıllar sonra bir mekanda karşılaştıklarında 'iyi ki yapmışım' dedirten bir yardımdır bu. Hayali mezun olmuş, fakat uzmanlığını almamış bir doktordur. Aslında bu mesleği hiç icra edemez, sadece babasına inat seçtiği bir meslektir. İstanbul'a dönünce babasıyla büyük sıkıntılar yaşar ve babasının bir numaralı düşmanı eser kaçakçısı Niyazi ile iş yapmaya başlar. Fakat bütün işler sarpa sarar ve babasının ısrarıyla İngiltere'ye kaçar. İngiltere günleri başlamış olur. Orada hayatında büyük yeri olan tasarımcı Reyan ile tanışıp sevgili olurlar. Reyan bir erkektir. Zaten bu durum Hayalin'in çıkmaza girdiği en büyük sorunlarından biridir. Çünkü Hayali'nin hem kadınlarla hem de erkeklerle münasebeti vardır ve hangi tarafta olduğunu tam olarak bilemez. O sıralar babasının hasta olduğunu öğrenir. Türkiye'ye gelir. Babasının cenazesinden sonra Türkiye'de yaşamaya karar verir ve çocukluk rüyası Hacivat ve Karagöz oyunlarının oynayacağı bir kabare açar.

“Epeydir kaybolmuş hissediyorum kendimi. Şimdi yeni bir iklimde, bambaşka bir havadayım. Hiçliğe elverişli değilim, reddedilmiş bir hikayem, uzun boylu gizleyecek hiçbir şeyim yok. Gerçek ışığa, kendi geceme dönüyorum artık.” diyerek romanı sonlandırır.

Usta kalem İnci Aral, eşcinsel ilişkiyi, nefret ve sevgi çemberi altında baba-oğul ilişkisini, batısından doğusuna bir Türkiye resmini mükemmel bir şekilde anlatmış bu romanında. Bir insanın kendini keşfetmesi ve olgunlaşma süreci öyle güzel anlatılmış ki, okuyucunun kendi yaşam sürecini gözden geçirmemesi imkansızlaşıyor. Hiç zaman kaybetmeden bu romanı okumanızı tavsiye ediyor ve kendi gecenizde kendinizi bulmanızı diliyorum...

Kendi Gecesinde Konusu

Usta kalem, sevilen yazar İnci Aral uzun bir aradan sonra Kendi Gecesinde romanı ile hayranlarını mutlu ediyor ve kitap raflarındaki yerini alıyor.

Öykü yazarlığı ile başlayan kariyerine daha sonra roman yazarak devam ettiren ünlü isim uzun zamandır yeni bir öykü kitabı yayınlamadı ve Kendi Gecesinde romanı ile buna devam ediyor.

Kendi Gecesinde romanında İnci Aral günümüz Türkiye’sinin gerçeklerinin insanların hayatına etkilerini farklı bir aşk hikayesi ile anlatmayı başarıyor.

Kendi Gecesinde Soruları ve Cevapları

Kendi Gecesinde Yorumları