Marsilya’dan kalkıp Fas devletinin birinci iskelesi olan Tanca’ya yanaşmak içim Sebte (Cebelitarık )Boğazı’na doğru yol alan bir gemi, Palos Burnu’ndan geçerek İspanya ülkesinin birinci derecede önemli sayılacak Cartagena kasabasına varır. Gemi de Zerno, Pietro, Alonzo isminde üç tane korsan bulunmaktadır. Gittikleri her yeri soymaktadır. Bir keresinde Melilla Limanı taraflarında çöl tarafından bir atlının geldiğini görürler. Onu soymaya karar verirler. Soymaya çalıştıkları adam Hasan Mellah’tır. Onu da gemiye alıp yollarına devam etmişlerdir. Arap olarak seslendikleri Hasan Mellah’a sorular sormaya başlamışlar. Annesi İspanyol babası ise Arap olduğu için iki dili de biliyordur. Alonzo, Hasan Mellah’ı tanımış. Eskiden onun amcasının yanında çalışıyormuş. Sen Sidi Osman’ın oğlu Hasan Mellah’sın demiştir. Fas’ta ticaretle uğraşıyordunuz demiştir. Hasan’ı tanıdığını diğer korsan arkadaşlarından gizlemiş Alonzo. Onu öldürmekten kurtardı. Gemi de kalması için diğer arkadaşlarını ikna etti. Zaten Arap gösterdiği maharetleriyle onları çoktan ikna etmiştir. Alonzo’nun vücudunda bıçak yarası gören Hasan Mellah merak edip nasıl olduğunu sormuştur. Alonzo anlatmaya başlamış ben Murcia şehrinde doğdum. Annem Cartegenalı bir gemicinin karısıymış. Tacir bir adam annemi baştan çıkarmış. Annem ,kocası gemi ile ticaretteyken sevdiği herifin yanına gitmiş. Hamile kalmış ve Murcia’ya gelerek beni doğurmuş. Benim babamı yani aşığını farklı bir kadınla görünce annem ,sevdiği adamı öldürmüş. Sekiz yaşlarına gelince annem beni sütninemin yanına beni ziyaret etmeye gelince bu sefer nikahlı kocası onu takip edip, validemi öldürdü. Beni de öldürdüğünü sanmış. Fakat komşular beni tam zamanında hastaneye yetiştirerek kurtarmıştır. Anlattığı kişi Alphonse yani Cuzella’nın babası. Cuzella çok daha sonra anlayacak bir kardeşi olduğunu. Gemi de Cartegena da yer alan bir evi soyma planını yaptılar. Alphonse adında çok zengin bir adam kızıyla beraber yaşamaktadır. Alphonse karısını öldürdüğü için Marie adında bakıcısı aynı zamanda öğretmeni ona bakmıştır. İyi bir kültüre sahip birçok dilde bilen bu kız on altı on yedi yaşlarındadır. Pavlos adında bir adamla sürekli Alphonse ile ticaret yapmaktadır. Pavlos ,Cuzella’yı sevmektedir. Fakat Cuzella’nın Pavlos’ta hiç gönlü yoktur. Evi soyacakları gün Hasan Mellah,Cuzella’nın odasına girer.Cuzella ,onunla göz göze gelir. Cuzella eskiden beridir sakladığı tablodaki kişinin karşısında olduğunu görür. Sonrasında Cuzella ,Hasan Mellah’ı idam olmaması için saklar. Eve giren diğerleri yakalanıp idam edilir. Cuzella ve Hasan Mellah oracıkta birbirlerinden çok etkilenirler. Onunla evlenmek istediğini bakıcısı Marie’ye söyler. Hasan Mellah’ı günlerce kendi kütüphanesinin olduğu bir odada kitapların arasında saklar. Daha sonra Cuzella kaçırılır. Hasan Mellah bir gemi satın alıp kaçıranın peşine düşer. Dominico Bedia tarafından kendini rahip olarak tanıtan biri tarafından kaçırılır. Birçok limanı gezdikten sonra Cuzella’yı Şam taraflarında bulur ve onunla evlenir. Mutlu son. Birçok karakter kitapta geçmektedir. Uzun uzadıya anlatmak istemedim. Diğer detayları da siz okurlara kalsın.
Değerlendirme
Yazar 1875 yılında Rodos’ta sürgündeyken kaleme aldığı ilk romanıdır. Eser ,Alexander Dumas’ın Monte Kristo Kontu adlı eserine benzetilmiştir. Post-Modern anlatım tekniğini Osmanlı’daki ilk örneklerini oluşturan bir kitaptır. Eserin konusu ise , baş karakter olan Hasan Mellah ve Cuzella arasındaki aşkı bunun yanı sıra Akdeniz’deki maceraları, korsanlar ve gemicilerin mücadelelerini iç içe geçmiş öyküler şeklinde aktarılmaktadır. Kitap iki cilt şeklindedir. Yazar abartılı tesadüflere ver vermesi ve anlatımı yer yer keserek yaptığı açıklamalara rağmen oldukça keyifli bir romandır. Dili oldukça sade ve anlaşılır niteliktedir. Ülkeler arası bir denizcilik macerası konulu bir kitap arıyorsanız tam size göre bu kitap. Keyifli okumalar dilerim.