Robert Walton, Kuzey Kutbuna doğru bir keşif ziyareti yapmak üzere kiraladığı gemiyle seyahat ettiği esnada en büyük eksikliği bir dostun yokluğudur. Bu eksikliğini de sık sık kardeşi Margaret Saville’ye yazdığı mektuplarda vurgular. Kötü hava şartlarıyla boğuştuğu bir gün kızağıyla buzların arasında ilerleyen devasa bir varlık görür. Hemen ardından da bir deri bir kemik, vücudu neredeyse donmuş bir adamı gemiye alır. Büyük bir ıstırap çektiği her halinden belli olan adam zamanla Walton’la dost olur ve ona hikayesini anlatmaya başlar:
Victor Frankenstein 13 yaşındayken 15. yüzyıla damgasını vuran simyacıların yazdıklarından etkilenerek yaşam iksirini bulmayı hedeflemiştir. Bununla ilgili araştırmalar yaparken bir ağaca düşen yıldırım onu galvanizme yakınlaştırır. Üniversite eğitimini kimya üzerine yoğunlaştırdığı sırada ölü bedenlerden beslenen solucanlardan yola çıkarak ölümden yaşam üretmeye karar verir. Bu amaç için edindiği ölü uzuvlarla laboratuvarına kapanır.
Uzun bir süreden sonra gayretleri sonuç verir. Ancak yeniden can verdiği “şey” Victor’u dehşete düşürür. Sarı cildi, buruş buruş yüzü, kapkara dudaklarıyla devasa bir yaratıkla karşılaşan Victor yarattığı varlığın görüntüsüne tahammül edemez ve oradan kaçarak uzaklaşır. Düşünceleriyle boğuşurken yolda, eğitim almak için şehre, Ingolstadt’a gelen arkadaşı Clerval’a rastlar. Arkadaşını eve götürdüğünde “yaratığın” orada olmadığını görür. Uzun süreden beri yaşadığı yorgunluk, asabiyet ve şok birleşerek Victor’u uzun süre yatağa bağlar. İyileşmesinden kısa bir süre sonra kardeşi William’ın öldürüldüğünü öğrenir. Aldığı haber üzerine Cenevre’ye döner ve kardeşinin öldürüldüğü yeri gezer. O esnada yaratığı görür. Artık emindir, kardeşinin katili odur, dolaylı olarak da kendisidir. Bu düşüncelerle boğuştuğu esnada en büyük yardımcıları Justine Moritz katil zanlısı olarak tespit edilir ve yapılan mahkeme sonucunda idam cezasına çarptırılır.
Victor yaşadığı vicdan azabıyla baş edebilmek için tek başına Alp vadilerinde bir yolculuğa çıkar. Yarattığı ile üçüncü karşılaşması burada gerçekleşir. Hayata gelmesinden bu yana yaşadıklarını anlatan yaratığın yaratıcısından tek bir isteği vardır: Ona tıpkı kendisi gibi, biçimsiz, korkunç, aynı kusurlara sahip bir eş, bir kadın yaratması. Victor bu isteği ilk başta kabul etse de aradan zaman geçince bu durumun insan ırkı için büyük bir tehlike arz edeceğini anlar ve sözünden cayar. Bu vazgeçişe canavarın tepkisi büyük olur. Kardeşini öldürdüğü gibi evleneceği kadın olan Elizabeth Lavenza’yı da evliliğinin ilk gecesinde öldüreceğini öfkeyle haykırır. Victor bunu engellemek için her yolu denese de başarılı olamaz ve daha birkaç saatlik eşini ölümün kollarında bulur. Bundan sonrası yaratıcı ile yaratılanın bir kovalamasıdır. Rhone Nehrinde başlayan kovalamaca Kuzey Kutbu civarında Kaptan Walton’a rastladığı yerde sekteye uğrar. Kısa bir süre sonra da Victor’un ölümüyle sona erer. Yaratıcısının ölümüyle yaratık Walton’a büyük bir acıyla, cesedinin bulunmaması için kimsenin olmadığı yerde kendini yakarak yok edeceğini söyleyerek ortadan kaybolur.
Robert Walton, Kuzey Denizini keşfe çıkmak üzerine büyük bir tutkuyla ıssız denizlerde yolculuğa çıkmıştır. Yolculuk sırasında pek çok zorlukla karşılaşsa da dünyayı keşfetmeye dair olan derin tutkusu onu bu yolculuğa sımsıkı bağlamaktadır. Yolculuk sırasında başından geçen maceraları, duygu durumunu ve düşüncelerini de çok sevdiği kardeşi Margaret'e mektup olarak aktarmaktadır. Biz okuyucular da Frankenstein'ın hikayesini bahsi geçen mektuplardan öğrenmekteyiz.
Walton dondurucu bir havada ilerlerken buzulların arasında devasa bir varlık görür ve onun ne olduğunu anlamlandıramaz. Arkasından da kızağıyla ilerleyen pek bitkin düşmüş, zayıf, çelimsiz bir adamla karşılaşır. Bu adam Victor Frankenstein'dir. Victor'u gemiye alan mürettebat ona sıcak bir battaniye ve yemek verir. Victor'un tek derdi kuzeye gitmektir ve geminin rotasının kuzeye olmasından pek hoşnut olur. Bu esrarengiz adam Walton'da büyük bir merak uyandırır. Hikayesini öğrenirken aynı zamanda ikili arasında büyük bir arkadaşlık gelişir.
Victor, henüz 13 yaşlarındayken okuduğu kitapların da etkisiyle doğa bilimlerine büyük bir hayranlık duyar. Bu doğrultuda kendisini geliştirmeye de kararlıdır. Ailesi ile birlikte Cenevre'de yaşamaktadır. Birbirine aşık anne ve babasının, Victor ile birlikte iki tane daha oğlu vardır. Annesinin geçmişinden dolayı yoksulluğa olan hassasiyeti nedeniyle pek çok yardımda bulunduğu yoksullardan biri olan Elizabeth isimli kız çocuğunu da yanlarına alırlar. Elizabeth hem güzelliği hem de ruhunun inceliğiyle oldukça büyüleyici bir kızdır ve aile içerisinde çok önemli bir yer edinir. Victor, üniversite eğitimi için kimya bölümünü seçer. Durmadan çalışır ve herkesin dikkatini çekerek alanda büyük bir çığır açacağı konusunda emin olunan bir öğrenci haline gelir. Victor tüm bunlarla yetinmeyerek bir amaç peşine düşer. Solucanlardan yola çıkarak ölümden yaşam yaratmak ister. Ölü uzuvları birleştirdiği yoğun bir çalışmanın içerisine girip kendisini adeta kampa alır. Çalışmalarının sonuç verdiği gün mutlu hayatına da son verdiğini bilmeden bir heyecan duyar. Yarattığı yaratık can bulmaya başladıkça bu yaratığın iğrençliği karşısında dehşete düşer ve kendisini sokağa atar. bir süre eve dönemez. Arkadaşı Clevral ile birlikte eve döndüklerinde yaratığın orada olmadığını görür. Clevral, Victor'daki garipliği fark etse de ona tek kelime etmez. Cenevre'den gelen haberle adeta sarsılır. Yıllardır dönmediği ailesi çeşitli acılar görmüş ve onu artık yanlarında istemektedirler. Önce annesinin hastalık dolayısıyla kaybı şimdi de küçük kardeşleri William'ın bir cani tarafından boğazlanarak öldürülmesi ile sarsılmışlardır. Victor ailesinin yanında olmak için çıktığı yolculukta o korkunç yaratıkla karşılaşır ve o zaman kardeşine bunu yapanın yarattığı habis yaratık olduğunu düşünür. Ailesi harap haldedir. Katilin biricik yardımcıları Justine olduğu düşünülmektedir çünkü Justine'n cebinden William'a ait olan bir kolye çıkar. Detayları daha sonra öğrenecek olsa da Justine'n masumiyetinden emin olan Victor bunu da bir şekilde o habis yaratığın yaptığını bilmektedir. Justine idam edilir. Victor hem kardeşinin hem de zavallı Justine'n katili olarak kendisini görür. Yataklara düşüp derin bir buhran geçirir. Şimdi büyük bir korku yaşamaktadır. Kendini doğaya attığı bir gün o habis yaratıkla karşılaşır. En başta dirense de yaratığı dinlemeye razı olur. Yaratık da büyük bir yolculuk geçirmiştir. İnsanlarla dost olmak isteyip hırpalandıkça yaratıcısına yönelik nefreti büyümüştür. Yaratıcısını hep takip etmiş çünkü onun kendisini sevmesi gerektiğine inanmıştır. Şimdi Victor'dan tek dileği yine kendi çirkin görünümüne sahip diğer tüm varlıklar tarafından nefret edilse de sevip sevilebileceği başka bir yaratık yaratmasıdır. Böylece onu ve ailesini rahat bırakacak ve bir tek canlının daha yaşam sürmediği topraklara gidip kaybolacaktır. Victor başta bunu kabul eder. Arkadaşı Clevral ile birlikte bir seyahate daha çıkarlar. Tuttuğu bir kulübe de herkesten habersiz ikinci bir yaratık üretmenin çalışmalarına başlar. Çalışmalar ilerledikçe yarattığı şeyin korkunçluğu karşısında bir kez daha dehşete düşer. Yaratık onu izlemekte ve çalışmaların sonucunu beklemektedir. Bir gün Victor bunu yapamayacağını iki yaratığın birlikte insanlık için büyük bir tehlike arz edebileceğine karar verir ve neredeyse sonuna yaklaştığı yaratığı parçalayarak yok eder. Yaratık bu duruma çok öfkelenir ve "düğün gecende orada olacağım" diye haykırarak karanlıkta kaybolur. Victor aldığı kararın sonuçlarından büyük bir korku duysa da vicdanı rahattır. Yolculuğu sırasında bir takım kişiler tarafından cinayet şüphelisi olarak tuutklanır. Ceset, boğularak öldürülen arkadaşı Clevral'dır. Victor yıkılıp yataklara düşer ve aylarca bir nöbetin içinde kalır. Şimdi de arkadaşı Clevral'ın ölümüne neden olmuştur. Hapishanede suçsuzluğu ispatlanınca babası ile birlikte ailesinin yanına döner. istediği tek şey o habis yaratığı yok etmektir. Elizabeth ile evlenmeyi kabul eder ve düğün gecesi orada olacağından emin olduğu yaratığı yok etmeye ya da yok olmaya kararlıdır. Düğün gecesi Elizabeth'i de öldüren yaratık bir kez daha kaybolur. Victor arkasından ateş etse de onu yakalayamaz. Bu kayıplara daha fazla dayanamayan babası da vefat eder. Victor hayatını canavarı yok etmeye adar. Çeşitli kurumlardan en sonunda yardım istese de herkes ona deli gözüyle bakar. Yaratığın çok güçlü olması kovalamacanın da uzun sürmesine yol açar. Kuzeyde şartlar çetinleştiği sırada Victor bu gemiyle karşılaşır ve tam umutları tükenmişken canavarı yakalamak için bir umudu daha olur. Fakat hava şartlarının kötülüğü nedeniyle mürettebat güneye dönmeye karar verince umudu söner ve gemide can verir. Robert dostunu kaybettiği için çok üzgündür. Onun cesedinin başında o habis yaratığı görünce dehşete düşer. Yaratık acı içinde görünür ve kendisini de yok edeceğini söyleyerek oradan uzaklaşır.
Prometheus tanrıların ateşini çalan bir titandır. Prometheus'un çaldığı ateş metal işçiliğinin önünü açtığından Prometheus'un ismi insanların eriştiği bilgi ve aydınlanmayla anılır olmuştur. Prometheus'un ateşinin Frankenstein romanındaki karşılığı elektriktir. Yıldırımlardaki elektiriğin gücünden etkilenen Victor bu enerjiyi ölü uzuvlara hayat bahşetmekte kullanır. Prometheus gibi Victor da tanrılara ait bir özelliği kullandığı için cezasını çeker.
Hep filmlerden izlemeye alıştığımız Frankenstein'ın hikayesini asıl yaratıcısının kaleminden okumak muhteşem bir zevkti. Eserin insanlığa dair yerinde gözlemlere dayanıp isabetli analizlerle derinliğe de sahip olması bir başka güzelliğidir. Akıcı ve bir solukta biteverecek bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Yazarının kadın olmasının da beni ayrıca cezbettiğini söylemem mümkün.
Romanın başkarakteri Viktor Frankenstein; insan yaratmayı böylece de ölümsüzlük hedefine ulaşmayı amaç edinmektedir. Bu yanıyla aslında insanın her zaman içten içe duyduğu ölümsüzlük hissine somut bir örnek teşkil etmektedir. Bu amaçla ve bu uğurda yaptığı sayısız deneyler sonucunda Frankenstein, başarıya ulaşmış ve o güne kadar toplamış olduğu bütün ceset parçalarından 2.50 metre boyunda ve devasa bir insan yaratmıştır. Yarattığı şey, Frankenstein’in yaptığı denemelerin sonunda ortaya çıkan, simya ve elektrik kullanarak yarattığı isimsiz bir ucubedir. Frankenstein, yarattığı şeyi görünce ondan uzaklaşır ancak bu süre içerisinde yaratık da yaratıcısını tanımıştır. Ancak, yaratığın, insanların ondan neden kaçtığı konusunda en ufak bir fikri yoktur. Bu durumdan hareketle, yaratıcısının bu soruya bir cevap vermesini istediği için onu aramaya başlar fakat karakterini bilmeyen ve onu tanımayan insanlar tarafından sürekli dışlanır. Daha sonra yaratıcısının ailesini bulur, onları gözlemler ve gözlemlediği sevgiyi içten içe kıskanmaya başlar. Bunun sonucunda ise kendisi için de bir “eş” arzular; ancak, bu konuya ilişkin yaratıcısını bir türlü ikna edemez. Yaşadığı bu mutsuzluğun sonucunda ise intikam duygusu güçlenmiştir. Yaratık, Frankenstein’in en küçük kardeşini öldürür ama yanlışlıkla suçlu bulunan diğer kardeş idam edilir. Olayın şokunu atlatamayan Frankenstein, Elizabeth ile evlenir fakat gelini de yaratığın intikamından kaçamaz ve ilk gece o da öldürülür. Bunun üzerine, Frankenstein, yaratığı yok etmeye karar verir ve onun peşinden Kuzey Kutbu’na ulaşır. Bir kâşif olan Kaptan Walton tarafından kurtarılıp gemiye çıkartılır ama hikâyesini anlattıktan sonra ölür. Sonrasında Walton, yaratığın, yaratıcısının ölümü yüzünden ağladığını görür. Yaratık, ona vicdan azabı çektiğini ve yaşamını sona erdireceğini söyleyip kaçar. Yayımlandığı tarihten itibaren özellikle varoluşa, yaratılış efsanesine ve onun içerdiklerine bir gönderme içermesi bakımından ününü hiçbir zaman yitirmeyen eserin temel özelliği, insanın Tanrı olma arzusunu ve bunun yıkıcı özelliklerini sergilemektedir.
Frankenstein Soruları ve Cevapları
Frankenstein kimin eseri?
Mary Shelley
Frankenstein türü nedir?
Yabancı Romanlar, Bilim Kurgu, Gerilim, Korku
Frankenstein kaç sayfa?
272
Frankenstein Yorumları
frankestaynın kitap olduğunu bilmiyordum hep filmlerde izledik okumak isterim
28-09-2016 18:22
tam bir klask mükemmel bir roman 1800lü yıllarda yayınlanıyor o zamanki hayal gücünü tahmin edin nasıl bir yaratıcılık helal olsun
07-11-2016 23:35
konusu filmden biraz farklı kitap daha güzelmiş okuyunca anladım
18-11-2016 10:58
baya farklı ve güzel bi kitaba benziyor.iyi ki bu konuyu ödev olarak almışım
12-11-2017 14:11
frankenstein mary shellyin en iyi kitplarından birtanesidir. bitirme tezimi bu kitap üzerinden yapay zeka ile ilgili olarak aldım. çünkü her okumamda hayretler içinde mary'nin hayal gücünü görüyorum. bu kitabın bu kadar akıcı ve güzel olmasında mary'nin eşi percy ve aile dostları/arkadaşları olan samuel t. coleridge in etkisi çok büyüktür. keyifli bir kitap, güzel bir olay örgüsü.
22-01-2018 21:23
filmerinde bukadar ayrıntı yok kitapta daha iyi hikaye
26-03-2018 18:13
ben kitabı can yayınlarından aldım ve çevirisini çok başarılı buldum. kitap kesinlikle bir klask ve o ingiliz edebiyatının duygu tasvirleri gerçekten harkülade. tabi bazen cümleleri tekrar tekrar okumak gerekiyor. bu kitapta aynı zamanda harika doğa tasvirleri de var ve cenevre'yi iki kere ziyaret ettiğim için o olağanüstü doğayı gözümde çok daha net canlandırabildim. ama beni etkileyen duyguların verilişiydi. daha önce drakula'yı da okumuştum o da ingiliz edebiyatının önemli bir eseri ve dönemdaş belki ikisi arka arkaya güzel gidebilir.
30-07-2019 00:13
frankenstein kitabının yazarı okura nasıl bir mesaj vermek istemiş?
02-04-2022 14:20
ingilizce kitap özeti paylaşan bildiğiniz sayfa var mı google da bunun tercümesini yaptım ama çok kötü çıktı
13-10-2022 18:13
bu kitaptan sınav olan var mı sorular lazım
09-04-2023 21:43
daha önce okumuştum harika bir eser.burada da kapak bilgisi,özeti,yorumlar çok anlaşılır çok beğendim...
09-06-2023 09:38
kitabın hikayesi daha güzelmiş hep filmlerde izledik ama kitap farkını koyuyor
08-12-2023 20:01
hep filmlerini izledik ama kitaptaki hikaye daha iyiymiş nasıl olsa izledim biliyorum gibi düşünmeyin mutlaka kitabını da okuyun